Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/520 E. 2018/979 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/520 Esas
KARAR NO : 2018/979

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 06/11/2018

Taraflar arasında mahkememizde görülen menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi her ne kadar müvekkili tarafından inşa edilen dava dışı sigortalısına ait çatının hasarını sigortalıya ödediğinden bahisle müvekkilin kusurlu olduğu iddiasıyla müvekkil aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe girişmiş ise de, davaya konu çatı olay tarihlerindeki aşırı rüzgar ve fırtınadan hasar görmüş olup, ayıplı imalat veya müvekkilin kusuru söz konusu değildir, sigortalıya yapılan ödeme müvekkilden rücuen talep edilemez, bu nedenle müvekkilinin sigorta şirketine borçlu olmadığının tespitini talep ve dava ediyoruz.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; hasarın davacının işini gereği gibi teknik şartnameye uygun yerine getirmemesi sebebiyle meydana geldiğini, davacının doğal afetten mücbir sebep nedeniyle sigortalıya ait çatıda meydana gelen zarardan hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacaklarını ileri sürdüğünü, davacının iddialarının kabulünün mümkün olamayacağını, davacının tebligatın usulsüz yapıldığına dair şikayette bulunduğunu ancak tebligatın TK 35. maddesine göre yapıldığının İcra Hukuk Mahkemesi nezdindeki şikayete ilişkin yargılamada anlaşıldığını ve davacının da işbu davayı ikame ettiğini beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememiz dosyasının delillerini, sigorta poliçesi, hasar dosyası, ödeme dekontu, bilirkişi kök ve ek raporları oluşturmaktadır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; 73.083,57 TL’si asıl alacak ve 1.333,52TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 74.417,09 TL alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce 27/09/2016 tarihli duruşma zaptında … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda; gerektiğinde mahalinde keşif icrası veya HMK 278 son gereğince bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek meydana gelen hasarda imalat ayıbının bulunup bulunmadığı ve davacının hasardan sorumlu tutulup tutulmayacağı hususları ile sigortalıya yapılan ödemenin kadri maruf olup olmadığı hususlarında değerlendirme yapılmak suretiyle bilirkişiler … ve … 19/10/2017 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı kök raporlarında özetle;
“30-31-01.2015 tarihinde meydana gelen şiddetli rüzgar sebebiyle 31.01.2015 tarihinde …’nda bulunan … blok binadan … blok çatılarındaki çatı kaplama malzemesinin kısmen çatı üzerinden söküldüğü mahallinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, dosya içinde yer alan teknik şartname incelenmiş, şartnameye göre “çatı döşemesi üzerine 2,2 cm kalınlığında aralıksız yeni tahta veya 1,8 mm. OSB kaplanacağı, ısı izolasyonu yapılacağı, bu malzeme üzerine iyi cins membran serileceği, serilen, membran üzerinin Marsilya tipi kiremit veya shingle çatı örtüsü ile kaplanacağı” belirtildiği,
Yerinde yapılan imalatın; yeni tahta yerine OSB olduğu, kiremit yerine shingle olduğu, shingle altına (rapor ekinde, delil olarak sunulan) sarı renkli, ince bir plastik malzemenin serilmiş olduğu, bu malzemenin OSB’ ye yapıştırılmamış olması, ayrıca shingle malzemenin de yapıştırılmayarak sadece çivilerle OSB’ ye çakılmış olması nedeniyle rüzgarda kolayca kalktığı, böylece çatılarda büyük hasarlar oluştuğu, çatıların teknik şartnameye uygun yapılmamış olduğunun tespit edildiği, çekilen fotoğraflardan görüleceği üzere OSB üzerine yapıştırılmayan, yapıştırma olmadığı için izolasyon vazifesi görmemiş, ayrıca düşük kaliteli olup kolayca yırtılabilen sarı renkli malzemenin üstüne serilen shingle levhaların altındaki yapıştırma bantlarının dahi sökülmemiş olduğu, bitümlü malzemeden yapılmış olduğu için shingle levhaların mutlaka sıcak şaloma ile membran üzerine yapıştırılması gerekirken sadece çivilerle çakıldığı görülmüş, halihazırda, 19 blok çatısında hasar oluşmuş olmakla birlikte diğer 2 blokta da aynı imalat şekli söz konusu olduğu, bu nedenle bu blokların da çatısının kusurlu yapıldığı, tüm çatılardaki uygulamanın gizli ayıp niteliğinde kusur olduğu kanaatine varıldığı belirtildiği, tarafımızdan yapılan değerlendirmede bilirkişi … ’ un görüşüne katıldığımız, teknik olarak shingle malzemenin ve altındaki membran malzemesinin bitüm esaslı malzeme olduğu membran malzemesinin şaloma ile ısıtılarak OSB ahşap üzerine yapıştırılması gerektiği, ayrıca shingle malzemenin bitümlü kısmındaki bantın, membrana yapışmasını sağlamak için çıkarılarak çivilenmesi gerektiği, teknik uygulamaya göre yapılmayan çatı kaplamasının dava konusu olayda olduğu gibi şiddetli rüzgarda yerinden kalkmasının mümkün olduğu, bu olayda meydana gelen hasarın fen ve sanat kurallarına uygun olmayan çatı kaplama işinin, işçilik hatası ve gizli ayıplı iş olduğu, konu olan 30/01/2015, 31/01/2015 ve 01/02/2015 tarihlerinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yapmış olduğu hava ve deniz tahminleri ile yayınlamış olduğu Kuvvetli Rüzgar ve Fırtına uyarıları incelendiğinde;
30/01/2015 tarihinde Marmara Bölgesi’ nin tamamı ile Ege Bölgesi’nin batı ve kuzeyinin 3 gün boyunca Balkanlar’dan gelen derin merkezli alçak basınç sisteminin etkisi altına girdiği; sağanak yağışla birlikte alçak sistem önündeki basınç eğrilerinin çok sık ve güney-güneybatı (Lodos) yönlü oluşundan dolayı yer seviyesinde rüzgarın kuvvetli fırtına, yer yer tam fırtına ve çok şiddetli fırtına şeklinde estiği görüldüğü, alçak basınç sistemi önündeki rüzgarlar güney-güneybatı-batı yönlü olup sıcak hava taşıdığı, sistem geçerken rüzgar yönündeki ani değişimle birlikte rüzgarın yönü batı-kuzeybatı-kuzeye dönerek daha yağışlı ve nispeten serin ve soğuk havanın etkisi altına girileceği, yer seviyesindeki eş basınç eğrilerinin (İzobar) sıkışık olması, diğer bir deyişle sık basınç gradyanı (iki konum arasındaki basınç farklılığı) rüzgâr hızında artışa ve fırtınalara neden olması bekleneceği, konu olan tarihler arasında Marmara Bölgesi, dolayısıyla … ili üzerinde hava koşulları bu özellikleri taşımakta olduğu,
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 28/01/2015 tarihinde 33 nolu ve 30/01/2015 tarihinde de 35 nolu (Bkz. EK-2) 2 adet uyarı yayınlandığı, kurum uyarılarında; Marmara Denizi ile Marmara Bölgesi için Kuvvetli Rüzgar ve Fırtına Uyarısında bulunarak rüzgarın zamanla tam fırtına şeklinde esebileceği,
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ilimiz sınırları içerisindeki Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonlarla ait rüzgar verileri incelendiğinde;
İlimiz, 30/01/2015 tarihinde saat 21:10’dan itibaren beklenen kuvvetli rüzgarın etkisi altına girdiği, rüzgarın 3 gün boyunca en az 8 bofor kuvvetinde fırtına şeklinde en çokda 11 bofor kuvvetinde çok şiddetli fırtına ve … Merkezi’nde 12 bofor kuvvetinde harikeyn şeklinde estiği,
… İlçesi sınırları içerisinde 2 adet Otomatik Gözlem İstasyonu bulunduğu, bunlardan biri …’nda olup diğeri de … ‘nde kurulu olduğu,
Rüzgar, … de kurulu bulunan istasyonda çok şiddetli fırtına şeklinde; …’ nda kurulu bulunan istasyonda da sırayla ilk gün kuvvetli fırtına (9 bofor), ikinci gün tam fırtına (10 bofor) ve son gün de çok şiddetli fırtına şeklinde estiği, 11 bofor kuvvetinde çok şiddetli fırtına, karada yaptığı etki bakımından “Ender rastlanır ve geniş çapta hasarlara neden olur” şeklinde tanımlandığı,
… Site Yöneticiliği adına yapılan rapor talebinin ilk gün yapılan bir talep olduğu ve ulaşılabilir olan … Meteoroloji verilerinden karşılandığı görüldüğü,
Konu olan tarihler için … Meteoroloji Müdürlüğü, 02/02/2015 ile 30/03/2015 tarihleri arasında hasardan hemen sonraki hafta 37 adet, ikinci hafta 19 adet ve sonraki haftalar 13 adet olmak üzere fırtınadan dolayı oluşan hasarla ilgili toplam 69 adet rapor talebini karşıladığı, bu sayı konu olan 3 gün boyunca kuvvetli rüzgarın … ilinde etkili ve zarar verebilir büyüklükte olduğunu gösterdiği,
Yukarıda belirtilen bilgiler ışığında, …nın Meteorolojik açıdan karada “Ender rastlanır ve geniş çapta hasarlara neden olan ” bir çok şiddetli fırtınaya maruz kalabileceğini gösterdiği,
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile Yüce Mahkeme’ce de tarafımızdan incelenmesi istenen temel hususun, davalının TTK 1472 uyarınca halefiyet hakkının doğmuş olup olmadığına bağlı olarak davacının rücuen tazminat borcunun bulunup bulunmadığının tespiti olduğu çerçevede sigortacının halefiyeti için iki şartın varlığı aranacaktır ki bunlar; sigorta ettirenlerin üçüncü şahıslara karşı tazminat talebi hakkına sahip olması, bu hususun davaya konu uyuşmazlık açısından temel bir problem olduğu, özellikle davacının dava dilekçelerinde beyan ettiği üzere zararın mücbir sebepten kaynaklanmış olup olmadığı ile çatının yapımında bir ayıp olup olmadığının tespitinin önem arz etmekte olduğu ki, bu iki husus yukarıda teknik bilirkişiler tarafından tespit edildiği, nitekim söz konusu tespitlerde inşaat uzmanları; “Teknik uygulamaya göre yapılmayan cam kaplamasının dava konusu olayda olduğu gibi şiddetli rüzgarda yerinden kalkmasının mümkün olduğu, bu olayda meydana gelen hasarın fen ve sanat kurallarına uygun olmayan çatı kaplama işinin, işçilik hatası gizli ayıplı iş olduğu,..”; meteoroloji uzmanı ise …’nın meteorolojik açıdan karada “ender rastlanır ve geniş çapta hasarlara neden olan” bir çok şiddetli fırtınaya maruz kalabileceğini gösterdiği”, bu durum karşısında meydana gelen zararın sigorta poliçesi kapsamında olması ile bu zarardan üçüncü kişinin sorumluluğunun bulunup bulunmayacağı hususlarının ayrı ayrı tetkiki gerektiği, zira zarar poliçe kapsamında olsa bile söz konusu zarardan üçüncü kişinin sorumlu olmayacağının tespiti halinde; sigortacı, sigorta tazminatını ödemiş dahi olsa halefiyet hakkına sahip olamayacağı, bu bilgilerden hareketle zararın poliçe kapsamında olduğu, gerek dosyada mevcut poliçenin tetkikinden gerekse eksper incelemesinden anlaşılmakta olup, esasen bu hususun taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, diğer taraftan; teknik bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme neticesi hava olayının olağanüstü bir nitelik taşıdığı ve fakat, davacının da hasarlanan yapının inşasını ayıplı bir şekilde ifa ettiği, şu halde bahse konu işin davacı tarafından ayıplı ifa edilmemiş olsa idi bu zararın oluşup oluşmayacağının tayini son derece önem arz ettiği, şu noktada takdir Yüce Mahkeme’ye ait olmak üzere, çatının yapımındaki ayıp da dikkate alındığında, meydana gelen hasarda bu ayıbın da etkili olduğu; diğer bir ifade ile o tarihlerdeki fırtınanın, çatı ayıplı olmasa idi muhtemelen davaya konu zararın meydana gelmeyeceği, Zira o tarihte meydana gelen fırtınanın bölgede genel bir zarara sebep olmadığı (bölgedeki diğer çatı veya yapıların hemen tamamında hasar oluşturmadığı) düşünüldüğünde, söz konusu olayın, öngörülemeyen ve önüne geçilemeyen bir mücbir sebep olduğunu ve buna bağlı olarak davacının sorumluluğunun ortadan kalktığını söylemenin mümkün olmayacağı, Halefıyet için ikinci şart ise sigortacının sigorta tazminatını ödemiş olması olduğu, dosyada mevcut bilgi ve belgelerden bu şartın gerçekleştiğinin anlaşıldığı,
Davaya konu olayda meydana gelen hasarın fen ve sanat kurallarına uygun olmayan çatı kaplama İşinin, işçilik hatası gizli ayıplı iş olduğu;
…nın Meteorolojik açıdan karada “ender rastlanır ve geniş çapta hasarlara neden olan” bir çok şiddetli fırtınaya maruz kalabileceğini gösterdiği;
Davaya konu hasara sebep olan fırtınanın, ön görülemeyen ve önüne geçilemeyen bir mücbir sebep olmadığı ve buna bağlı olarak davacının sorumluluğunun ortadan kaldırmayacağı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce 14/03/2018 tarihli ara kararında … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda; davacı vekilinin kök rapora itirazının değerlendirilmesi babında bilirkişiler … ve … 13/07/2018 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Daha önce yazılan ve 19.10.2017 tarihinde teslim edilen raporumuza davalı taraf itiraz etmemiş; buna karşılık davacı taraf ise özetle; davalı sigortalının kendi acentesi ile tanzim ettiği Ekspertiz Raporunun bilirkişilerce dikkate hiç alınmadığı; sigortacının gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğu ve fakat bilirkişilerin kök raporlarında gerçek zararı tespit etmedikleri; fırtınanın olacağının meteoroloji tarafından bildirilmiş olması sebebiyle, sigortalının üzerine düşen önlemleri alıp almadığının tartışılmadığı; bilirkişilerin sigortacının raporu ile bilirkişilerin esas aldığı tek taraflı rapor arasında zarara ilişkin somut çelişki olduğu, bilirkişilerin iki rapor arasındaki bu çelişkiyi gidermeleri gerekirken bu raporlardan sadece birini esas almalarının objektifliğe aykırı olduğu; sigorta poliçesinde fırtına klozu olduğu ve bu sebeple söz konusu zararın sigortacı tarafından tazmin edilmekle yükümlü olunulmasına rağmen fırtınanın sonuçlarından tümüyle müvekkilinin sorumlu tutulmasının hakkaniyete ve yasaya aykırı olduğu; fırtınanın mücbir sebep teşkil edecek şekilde şiddetli olduğu; sigorta hukuku açısından yapılan değerlendirmenin de hatalı olduğu, zira sigorta ettirenin müvekkile karşı rücu hakkı olmadığı gibi sigortanın talebinin de süresi içinde yapılmadığı konularında itiraz edildiği,
Ekspertiz 03.02.2015 ve 04.02.2015 tarihleri arasında … Sitesinde şiddetli fırtına sebebiyle … blokta şıngıl çatıların uçması sonucunda farklı oranlarda hasar meydana geldiğini, site yönetimi tarafından hasarın büyümemesi için hasarlı kısımların önlem olarak kapatıldığını, bu sebeple çatı altındaki ahşap taşıyıcılarda hasar oluşmadığı, hasarın giderilmesi için hasarlı bölgelerin şıngıl malzeme ile tamir edilebileceğinin, mevcut çatı altında mebran olmadığından hasar hesabında mebran dikkate alınmadığı, sadece hasarlı kısımların onarım tutarının dikkate alınacağı, yönetim tarafından meydana gelen hasarın 4318 m2 olduğu, ancak eksperin tespitinde onarılması gereken hasarın 3115 m2 olduğu, kırılan 9 adet kapağında değişmesi gerektiği, onarım bedellerinden %15 eskime payı düşülerek tazminatın hesaplanacağı belirtilerek raporda açıklandığı gibi hasar bedeli 73.083,57 TL olarak belirlendiği, yine raporda rücu imkanı olmadığı belirtildiği,
Ekspertiz raporunda yapılan değerlendirmenin; bölgede meydana gelen şiddetli fırtına sebebiyle oluşan hasarın, poliçe kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi, hasar sebebinin ve hasar miktarının tespit edilmesinden ibaret olup, ekspertiz raporunda çatı kaplama işinin tekniğine uygun yapılıp yapılmadığı konusunda değerlendirme bulunmadığı,
Heyetin olayı dosya üzerinden değerlendirmek zorunda olduğu, dosya içerisinde bulunan …. AHM … değişik iş sayılı dosya kapsamında bilirkişi İnşaat Mühendisi … tarafından hazırlanan 16.02.2015 tarihli raporda, yapılan inceleme, delil olarak çekilen resimler ile işin teknik şartnameye uygun yapılıp yapılmadığı, hasar miktarının tespiti yapıldığı,
Yapılan değerlendirmede tekniğine uygun yapılmayan çatı kaplamasının … blokta sökülerek yeniden yapılması gerektiği belirtildiği,
Heyet tarafından yapılan değerlendirmede; İnşaat Mühendisi … tarafından yapılan tespit ve değerlendirmeye katıldığımızı, teknik olarak şıngıl malzemenin ve altındaki membran malzemesinin bittim esaslı malzeme olduğu membran malzemesinin saloma ile ısıtılarak OSB ahşap üzerine yapıştırılması gerektiği, ayrıca shingle malzemenin bitümlü kısmındaki bantın. membrana yapışmasını sağlamak için çıkarılarak çivilenmesi gerektiği,
Dava konusu olayda olduğu gibi meteoroloji raporlarından anlaşılacağı üzere bölgede meydana gelmesi muhtemel beklenen şiddetli (fırtına) rüzgarında uygulamada dikkate alınması gerektiği, aksi halde teknik şartnameye göre yapılmayan çatı kaplamasının yerinden kalkmasının mümkün olduğu, bu olayda meydana gelen hasarın fen ve sanat kurallarına uygun olmayan çatı kaplama isinin, isçilik hatasından kaynaklandı ve gizli ayıplı iş olduğu,
Sigortacının raporu ile bilirkişilerin esas aldığı tek taraflı rapor arasında zarara ilişkin somut çelişki olduğu, bilirkişilerin iki rapor arasındaki bu çelişkiyi gidermeleri gerekirken bu raporlardan sadece birini esas almalarının objektifliğe aykırı oldugu itirazı; bilirkişi raporunda şıngıl yapılması fiyatı = 50/2.5 = 20 TL/m2 + 3 temizlenmesi = 23 TL/m2 ekspertiz raporunda (12+1.08)x0.85 yıp +12 işçilik = 23.12 TL/m2 olduğu, hasar alanı bakımından bilirkişi 3160,48 m2, ekspertiz 3155 m2 olarak değerlendirdiği, her iki rapordaki tespitin birbirine yakın olduğu,
Ekspertiz raporunda su sebebiyle oluşan boya hasarlarının dikkate alınmadığı, bilirkişi raporunda çatı kapaklarının değerlendirmede dikkate alınmadığı, bu sebeple toplam hasar miktarlarında fark olduğu,
Heyetimiz hasar alam ve çatı kaplama malzemesinin onarım fiyatı yönünden raporlar arasında çelişki olmadığı,
Gerçek zararın tespit edilmediği itirazı; …. AHM 2015/8 değişik iş sayılı raporunda yapılan değerlendirmede; 19 blokta hasarlı kısımların sökülerek temizlenmesi çatıların %25 hasarlı kabul edilerek toplam 3160.48 m2 alanın temizlenmesi 192.335,36 TL olduğu, ekspertiz raporunda 73.083,57 TL olarak hesaplandığı,
Heyetin gerçek hasarın, çatı kaplama malzemesinin kısmen uçması sonucu oluşan hasarın onarılması için İnşaat Mühendisi … tarafından hazırlanan tespit raporunda hesaplanan 192.335,36 TL olduğu, yapılan hesapların serbest rayiç fiyatlarına uygun olduğu,
Talep ekspertiz raporundaki 73.083.57 TL miktarla sınırlı olduğundan davaya konu zararı 73.083,57 olarak değerlendirdiği,
Sigortalının üzerine düşen önlemleri alıp almadığının tartışılmadığı itirazının sigorta sözleşmelerinde, kanun ve buna paralel olarak sigorta genel ve özel şartlarında taraflara bir takım borç ve yükümlülükler öngörüldüğü, bu kapsamda davacının itirazı uyarınca sigorta ettirenin sadece sözleşme süresi içerisinde TTK m. 1444’te düzenlenen ve doktrinde rizikoyu ağırlaştırmama ve ağırlaşan rizikoyu ihbar olarak ifade edilen yükümlülüğe aykırı davrandığı düşünülebileceği, gerçekten TTK m. 1444 ve 1445’te düzenlenen yükümlülük uyarınca sigortacının rizikoyu ağırlaştırmaması; kendi veya onun izniyle bir başkasının fiilinden (sübjektif riziko ağırlaşması) yahut bilgisi dışında (objektif riziko ağırlaşması) gerçekleşmişse bu durumu sigortacısına bildirmesi yükümlülüğü öngörülerek 1445’te de bu yükümlülüğe aykırılığın yaptırımının düzenlendiği, bu genel bilgilerden hareketle, davaya konu olayda fırtınanın gelmekte olması objektif bir riziko ağırlaşması niteliği arz etmekte olup; bu durumda sigorta ettirene düşen yükümlülük bu nevi (objektif) riziko ağırlaşmasını öğrendiği tarihten itibaren 10 gün içinde sigortacıya bildirmekten ibaret olduğu ancak rizikonun bu şekilde (firtına) ağırlaşmış olmasının sigortacıya ayrıca bildirilmesine gerek olmadığı, zira bu durum sigortacının da malumu olduğu, bunun dışında sigorta ettirenden fırtınanın sebep olabileceği, olaydaki gibi çatı uçmasını engelleyici yönde önlem alması şeklinde bir yükümlülüğü olmadığı gibi; ancak inceleme sonucu ortaya çıkan çatıdaki ayıbı öngörerek fırtınanın çatıya verebileceği zararı bertaraf veya en aza indirmek şeklinde bir tedbire başvurmasını beklemek, sigorta sözleşmesi kapsamında bu şeklide bir yükümlülüğünün bulunmaması bir tarafa hayatın olağan akışına da ters olduğu,
Sigorta poliçesinde fırtına klozu olduğu ve bu sebeple söz konusu zararın sigortacı tarafından tazmin edilmekle yükümlü olunmasına rağmen fırtınanın sonuçlarından tümüyle müvekkilinin sorumlu tutulmasının hakkaniyete ve yasaya aykırı olduğu itirazı: sigorta poliçesinde fırtına klozunun olması davalı ile dava dışı sigorta ettiren arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ve sözleşmenin nisbiliği gereği ancak bu sözleşmenin taraflarının birbirlerine karşı ileri sürebilecekleri bir husus olduğu, kaldı ki, söz konusu kloz sebebiyle davalı … şirketi dava dışı sigorta ettirenin uğradığı zararı tazmin ettiği, diğer bir ifade ile bu durum sigorta sözleşmesinin tarafları arasında tartışma konusu olmadığı, ancak davacının ifade ettiğinin aksine sigorta sözleşmesinde bu yönde bir klozun olması ve davalı sigortacının da bu kloz sebebiyle dava dışı sigortalının zararını tazmin etmiş olması; rücu/halefîyet hakkını ortadan kaldıran bir sebep değil; bu hakkın doğumuna sebep olan bir durum olduğu, daha açık ifade etmek gerekirse; sigortacının sigortalı/sigorta ettirenine sigorta poliçesi kapsamında olan bir rizikonun sebep olduğu zararı tazmin etmiş olması halinde; bu zarardan sorumlu olan üçüncü kişiye rücu edebilmesi gerektiği,
Sigorta hukuku açısından yapılan değerlendirmenin de hatalı olduğu, zira sigorta ettirenin müvekkile karşı rücu hakkı olmadığı gibi sigortanın talebinin de sûresi içinde yapılmadığı itirazı: hemen yukarıda ve keza kök raporda da gerekçeli bir şekilde belirttiğimiz üzere, nihai takdir Yüce Mahkeme’ye ait olmakla birlikte kanaatimiz; teknik bilirkişilerin tespitlerine bağlı olarak çatının fen ve sanat kurallarına uymayan çatı kaplama işinde işçilik hatası olması ve gizli ayıp bulunması sebebiyle davalının sorumluluğunun bulunduğu; sigorta tazminatının ödenmiş olması şartının da gerçekleşmesi sebebiyle davalının TTK m. 1372 uyarınca halefiyet/rücu hakkının doğduğu şeklinde olduğu, nihayet zamanaşımı itirazının da olay tarihinin 31.01.2015; dava tarihinin ise 06.05.2016 olduğu dikkate alındığında sigorta sözleşmeleri için TTK m. 1420’de öngörülen 2 ve 6 yıllık zamanaşımı süresini geçmediği anlaşılmakta olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dava; davacı tarafça yapılan dava dışı sigortalıya ait bina çatılarında; ayıplı imalattan kaynaklı ve poliçe kapsamında karşılanan hasar bedelinin davacıdan rucuen tahsili için girişilen takibe karşı borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında; … ilçesi … Koyu … ada, … parsel de bulunan … çatı işinin davacı tarafça yapıldığı ve 30-31.01.2015 tarihinde … bölgesinde meydana gelen şiddetli rüzgar neticesi çatıların shingle kaplama malzemelerin de açılmalar ve kalkmaların meydana gelmesi suretiyle zarar oluştuğu ve zararın sigorta poliçesi kapsamında davalı … şirketi tarafından karşılandığı, davacıdan rucuen tahsili için davacı aleyhine takibe girişildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Taraflar arasındaki ihtilaf;zarara sebebiyet veren …-… bölgesindeki şiddetli rüzgarın fırtına vasfında mücbir sebep teşkil edip etmediği, çatıların teknik şartnameye uygun yapılıp yapılmadığı, çatı imalatında gizli veya açık ayıp olup olmadığı, poliçe kapsamında yapılan ödemelerin halefiyete istinaden davacıdan tavsiyeliği talebinde bulunulup bulunulamayacağı, talep edilen miktarın kadri maruf olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Mübrez kök ek raporlar ile davaya konu olayda; davacı tarafça yapılan … İlçesi … Koyu … ada, 1 parsel de bulunan … çatı işinin fen ve sanat kurallarına aykırı, işçilik hatası ve gizli ayıplı iş olduğu; meydana gelen hasarın işin ayıplı yapılmasından kaynaklandığı, davaya konu hasara sebep olan fırtınanın, ön görülemeyen ve önüne geçilemeyen bir mücbir sebep olmadığı ve buna bağlı olarak davacının sorumluluğunun ortadan kaldırmayacağı, gerçek hasara ilişkin …. AHM … değişik iş sayılı İnşaat Mühendisi … tarafından hazırlanan tespit raporunda hesaplanan 192.335,36 TL’nin serbest rayiç fiyatlarına uygun olduğu, talebin ekspertiz raporundaki 73.083.57 TL miktarla sınırlı olması nedeniyle davaya konu zararı 73.083,57 olarak değerlendirdiği hususları tespit edilmiş olup mahkememizce de benimsenmiş ve davalı … şirketince poliçe kapsamında karşılanan hasar bedelinin halefiyete istinaden davalı müteahhitten zarara sebebiyet veren gizli ayıp vasfındaki imalat kusuru nedeniyle talepte bulunabileceği anlaşılmakla; davacı yanını takibe yönelik borçsuzluk talebi yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanat gereğince; kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 1.270,90 TL peşin harçtan 35,90 TL karar harcının mahsubu ile arda kalan 1.235,00 TL’lik harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı …Ş. kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan Av. As.Ü. tarifesi gereğince hesaplanan 8.535,87 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yatırılan 50,00 TL gider avansının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/11/2018

Katip …

Başkan …