Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/486 E. 2019/93 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/486
KARAR NO : 2019/93
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2016
KARŞI DAVA TARİHİ : 14/06/2016
KARAR TARİHİ : 06/02/2019
YAZIM TARİHİ : 05/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların tacir olduğunu, müvekkilin … Vergi Dairesi mükellefiyetini 30/11/2015 tarihinde sonlandırdığını, taraflar arasında akaryakıt alım-satım ve perakende satışı ile alakalı ticari ilişkisi olduğunu, müvekkilin 30/11/2015 tarihi itibariyle davalı şirketten 40.114,76.-TL cari hesap bakiyesi alacağı bulunduğunu, müvekkilinin alacağının tahsili için … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, beyanla neticeten itirazların iptali ile takibin devamını, İİK 67/2 gereği tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP / KARŞI DAVA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya karşı herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkilinin aleyhine başlatılan takibin haksız ve hukuksuz olduğunu beyanla borca, anaparaya, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve takibin tüm ferilerine en geniş anlamda itiraz ettiklerini, itirazları kapsamında takibin durdurulmasına karar verilmesini, açılan itirazın iptali davasına karşın davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde davacının müvekkili şirkete borcu olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketten almış olduğu hizmetler karşılığı toplam 500,08-TL tutarında 2 adet fatura tanzim edildiğini, müvekkili tarafından davacıya teslim edilmiş bir takım teçhizatın mevcut olduğunu, müvekkili şirketin bu teçhizatlardan kaynaklı olarak davacı şirketten alacağının mevcut olduğunu, bu nedenle itirazın iptali talebinin reddinin gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Asıl dava; akaryakıt bayilik ilişkisine dayalı cari hesap alacak istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali, karşı dava ise ariyet bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 15/12/2010 tarihli protokol, fatura suretleri, anlaşmalı fesih protokolü, envanter listesinin ibraz edildiği görülmüştür.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 40.114,73-TL cari hesap bakiyesi alacağı ve 1.661,42-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.776,15-TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek reeskont avans (%10,5) faizi ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … ve … marifetiyle hazırlanan 15/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davanın bir itirazın iptali davası olduğunu, davacı tarafından … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile; 40.114,76.-TL asıl alacak üzerinden takibe geçilmiş olduğunu, davalının vaki itirazı üzerine iş bu dava ikame edildiğini, takip dayanağı olarak cari hesap alacağının gösterildiğini, davacı yan dava dilekçesinde aynen tekrar ettiğini, davalı yan ise cevap dilekçesinde onunda aynen tekrar ettiğini, taraflar ve dava dışı … A.Ş. Arasında 15/12/2010 tarihinde bir protokolün akdedilmiş olduğunu, protokolün altında tarafların kaşe ve imzalarının mevcut olduğu görülmekte olduğunu, Protokolün konusu; … ve bayi arasında mevcut dikey anlaşmanın 18/09/2010 tarihi itibariyle sonlandırılmasını, bayinin … lehine teşhis ettiği intifanın süresinin 18/09/2015’e kadar geçerliliğini koruyacak şekilde kısaltılmasını, … ile bayi arasında 18/09/2010- 31/12/2010 tarihleri arasını kapsayacak şekilde bayilik sözleşmesi yapılmasının, intifa hakkının 01/01/2011- 18/09/2015 tarihleri arasında kullanımının … tarafından … ya devredilmesi ve … ile bayi arasında 01/01/2011 – 18/09/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere bayilik sözleşmesi imzalanması konularında karşılıklı hak ve yükümlülüklerin belirlenmesi şeklinde olduğunu, protokolün 7. Maddesinde aynen bahsettiğini, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin tetkikinde; davalı ile olan ticari münasebetini … nolu cari hesap kodu altında takip etmekte olduğunu ve bu hesabın hareketlerinin tablo şeklinde sunulduğunu, hesabın takip tarihi itibariyle 40.114,76.-TL borç bakiyesi vermiş olduğu tespit edildiğini, buna göre davacı kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 40.114,76.-TL alacaklı durumda olduğunu, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin tetkiki sonucunda ise; davacı ile olan ticari münasebetini 120 nolu alıcılar hesabı altında 331577 müşteri kodu ile takip etmekte olduğunu ve bu hesabın hareketlerinin 2015 yılı sonu itibari ile tablo şeklinde sunulduğunu, hesabın takip tarihi itibari ile 39.614,65.-TL alacak bakiyesi vermiş olduğunu, buna göre davalı kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 39.614,65.-TL borçlu durumda olduğunu, taraf defterlerinin karşılaştırılması neticesinde ise, taraflar arasındaki farkın 500,11.-TL olduğunu, işbu farkın davalı tarafından davacıya düzenlenen ve her ikisi de 31/12/2015 tarihli olan 234,58.-TL’lik ve 265,50.-TL’lik faturaların, davalı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı defterlerinde ise kayıtlı olmamasından kaynaklandığının anlaşıldığını, davalı tarafından davacıya düzenlenen ve davalı defterlerinde kayıtlı, davacı defterlerinde ise kayıtlı olmayan 2 adet faturanın tablo şeklinde sunulduğunu, işbu faturaların davacıya teslimine ilişkin olarak ise dosyanın tetkikinde herhangi bir doneye rastlanılmadığını, davalının huzurdaki davadaki asıl iddiasının, sözleşme kapsamında davacıya teslim edilen ariyetlerin bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesi nedeni ile işbu ariyet bedellerinin, fiili yıpranma payının düşülmesi suretiyle davacı tarafından ödenmesi gerektiği yönünde olduğunu, davalı defterlerinde kayıtlı bulunan ariyetlerin edinim değerinin ve net defter değerinin listesinin tablo şeklinde sunulduğunu, bu değerlere ilişkin incelemenin teknik inceleme kısmında yapıldığını, yapılan malı inceleme neticesinde; taraflar ve dava dışı … A.Ş. Arasında 15/12/2010 tarihinde bir protokolün akdedilmiş olduğunu, davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 40.144,76.-TL alacaklı durumda olduğunu, davalının ise kendi defterinde takip tarihi itibari ile davacıya 39.614,65.-TL borçlu durumda olduğunu, taraflar arasındaki farkın 500,11.-TL olduğunu, işbu farkın, davalı tarafından davacıya düzenlenen ve her ikisi de 31/12/2015 tarihli olan 234,58.-TL’lik ve 265,50.-TL’lik faturaların, davalı defterlerinde kayıtlı, davacı defterlerinde ise kayıtlı olmamasından kaynaklandığını, davalının asıl iddiasının, sözleşme kapsamında davacıya verilen ariyetlerin bedellerinin fiili yıpranma payının düşülmesi suretiyle davacı tarafından ödenmesi gerektiği yönünde olduğunu, davalının defterlerinde kayıtlı bulunan ariyetlerin edinim değerinin ve net defter değerinin listesinin ise raporun 8. Maddesindeki gibi olduğunu ve aşağıdaki teknik inceleme kısmında irdeleneceği yönündeki tespitlerinin olduğunu, ; akaryakıt pompaları gaz tespit cihazları, akaryakıt istasyonu otomasyonu ve … sistem kurulumuna yönelik olduğunun anlaşıldığını, akaryakıt sektöründe, dağıtım şirketleri tarafından bayilerine verilen ve kendi ürünlerinin satılması amacına özgü olarak kullanılan her türlü malzeme, ekipman ve teçhizat, karşılıklı olarak imzalanan ve ekinde liste halinde malzemelerin ve fiyatlının yer aldığı bir ariyet sözleşmesi düzenlenerek verilmekte olduğunu, bu ariyet sözleşmeleri ve teslim tesellüm tutanakları, istasyona yapılan yatırımların ve demirbaşların takibinde kullanılan aynı zamanda bayiye koruma ve iade sorumluluğu yükleyen sözleşmeler olarak sektörün genelinde uygulandığını, dosya kapsamında, taraflar arasında imzalanmış bu konuya yönelik bir ariyet sözleşmesinin tespit edilmediğini, akaryakıt pompa ve gaz tespit kontrol cihazları konusu; taraflar arasındaki protokolün 7. Maddesi kapsamında belirlenecek bir değerden davacıya fatura edilebileceği kanaatinde olduğunu ve fakat dosya üzerinden bir değer belirlenebilmesinin mümkün olamayacağını, ancak yerinde tespitle ilgili malzemelerin ekonomik değerlerinin tespitinin mümkün olabileceğini, takdirin mahkemeye ait olduğunu, otomasyon konusu; akaryakıt dağıtım şirketlerinin bayilik ağında bulunan istasyonların EPDK tarafından izlenmesine ve denetlenmesine imkan sağlayan otomasyon sisteminin temelini teşkil eden, tank ve pompa otomasyon kurulumu, her akaryakıt dağıtım şirketinin otomasyonunun farklı yazılım ve malzemelerden oluşması nedeniyle, yeni bayilik tesis eden dağıtım şirketleri tarafından zorunlu olarak kendilerine ait otomasyon sistemlerini ilgili bayi istasyonlarına tesis etmekte olduklarını, dolayısıyla her dağıtım şirketinin sistem ve yazılımı da farklılıklar arz etmekte olup birbirleriyle uyumlu olmadıklarını, zorunlu olarak da, bayiler dağıtım şirketlerini değiştirdiklerinde sistemi de değiştirmek zorunda olduklarını ve yeni dağıtım şirketinin kendi yazılım ve sistemini bayinin istasyonuna uygulaması gerektiğini, sektörel olarak bilinmekte olduğunu, bu çerçevede; otomasyon maliyetinin davacının tercihi olarak kendisi tarafından yapıldığını, maliyetlerin kimin tarafından karşılanacağına yönelik b ir sözleşme yada protokolün dosya kapsamında tespit edilmediğini beyan ettiğini, her ne kadar EPDK tarafından alınan 1240 sayılı kurul kararı gereğince, istasyonlarda tank ve pompa otomasyonu kurulmasının ve devreye alınmasının dağıtım şirketlerine ait bir yükümlülük olarak belirlenmiş olsa da, bu sistemin maliyetinin kimin tarafından karşılanacağı düzenlenmemiş olduğunu, bu nedenle bayilik tesis edilirken otomasyon sistemi yapım maliyetinin kimin tarafından karşılanacağı ifade edilmeyen durumlarda sektör genelinde dağıtım şirketlerinin maliyetini üstlendiğinin görülmekte olduğunu, ayrıca, bu otomasyon harcamalarının istasyonun faaliyete geçebilmesi için sözleşme süresinden bağımsız olarak yapılması gereken zorunlu teknik yatırım kalemlerinden olduğunu, davada ileri sürülen otomasyon bedelinin talep edilmesinin mümkün olmayacağı görüş ve kanaatinde olduğunu, ilgili otomasyon malzemesinin aynen davalı dağıtım şirketi tarafından sökülüp alınması gerektiğini, takdiri mahkemeye bıraktıklarını, … (Taşıt tanıma sistemi) konusu; araç filosu olan ticari işletmelerin akaryakıt alımlarını disiplin altında alacak olan ve akaryakıt sektöründe taşı tanıma sistemi, taşıtmatik, automatik, otobil vb. Gibi isimlerle anılan bu teknolojinin, şirketlere sunduğu hizmet kapsamında, şirket araçlarını kullanan kötü niyetli çalışanların akaryakıt istasyonlarından yakıt alımlarının suiistimallere çok açık olması ve bunları önlemek üzere geliştirilen ve istasyon görevlisi ile şirket araç kullanıcısı arasındaki para ve fatura trafiğini ortadan kaldırdığını, direk olarak akaryakıt dağıtım şirketini satış yapan ve fatura düzenleyen konumuna getirdiğini, ilgili müşterinin de aldığı akaryakıt bedelini doğrudan dağıtım şirketine ödemekle yükümlü olduğu bir satış kanalı olduğunu, bu satış kanalı tüm sistemiyle birlikte tamamen dağıtım şirketi tarafından kullanılmak üzere geliştirilmiş ve ve bayileri ile kendi genel merkezi arasındaki bilgi alışverişini sağlayan kendine özel bir sistem olup asla başka bir dağıtım şirketi veya bayi tarafından kullanılamaz olduğunu, bu nedenle; huzurdaki davada ileri sürülen … malzeme bedelinin talep edilmesinin mümkün olamayacağı görüş ve kanaatinde olduğunu, ilgili ekipman ve malzemelerin davalı dağıtım şirketi tarafından akaryakıt istasyonundan sökülerek aynen teslim alınması gerektiğini, takdirin mahkemeye ait olduğunu, sonuç olarak, dava ve icra dosyası ile taraf defterlerinin tetkiki sonucunda, her türlü hukuki değerlendirme ve nihai kararın mahkemeye ait olduğunu, taraflar ve dava dışı … A.Ş. Arasında 15/12/2010 tarihinde protokolün akdedilmiş olduğunu, davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 40.114,76.-TL alacaklı durumda olduğunu, davalının ise kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davacıya 39.614,65.-TL borçlu durumda olduğunu, taraflar arasındaki farkın 500,11.-TL olduğunu, işbu farkın, davalı tarafından davacıya düzenlenen ve her ikisi de 31/12/2015 tarihli olan 234,58.-TL’lik ve 265.50-TL’lik faturaların, davalı defterlerinde kayıtlı, davacı defterlerinde ise kayıtlı olmamasından kaynaklandığını, davalının asıl iddiasının ve karşı davasının, sözleşme kapsamında davacıya verilen ariyetlerin bedellerinin fiili yıpranma payının düşülmesi suretiyle davacı tarafından ödenmesi gerektiği yönünde olduğunu, davalının defterlerinde kayıtlı bulunan ariyetlerin edinim değerinin ve net defter değerinin listesinin ise raporun 8. Maddesindeki gibi olduğunu, davada ve karşı davada ileri sürülen … malzeme bedelinin talep edilmesinin mümkün olamayacağı görüş ve kanaatinde olduklarını, ilgili ekipman ve malzemelerin davalı dağıtım şirketi tarafından akaryakıt istasyonundan sökülerek aynen teslim alınması gerektiğini, akaryakıt pompa ve gaz tespit cihazları ile diğer otomasyon malzemelerine yönelik olarak, sektörel bölümde gerekli değerledirmenin yapıldığını…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … ve … marifetiyle hazırlanan 07/07/2017 tarihli 1.ek bilirkişi raporunda özetle; ”…Kök raporda, … konusunun aynen tekrar ettiğini, öncelikle davalı vekilin beyanında da dile getirdiği gibi bu malzeme ve ekipmanların davacıya … sözleşmesi veya ariyet sözleşmesi ekinde ve ariyet olarak verildiğinin/teslim edildiğinin ispat edilmesinin gerekmekte olduğunu, dosya kapsamında ariyet sözleşmesi ve ekinin tespit edilemediğini yine kök raporunda belirttiğini, bilindiği üzere ariyet, TBK 379’da kullanım ödüncü olarak düzenlenmiş olup maddeye göre; kullanım ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstelendiği sözleşmesinin olduğunu, bu sözleşmede verilen şeyin tarafların sözleşmelerinde kararlaştırıldığı şekilde sözleşme sona erdiğinde ödünç verene iadesinin temel yükümlülük olduğunu, sektörel genel uygulamalar dahilinde; ariyet olarak bayiye ariyet sözleşmesi ile teslim edilen tüm malzemeler, taraflar arasındaki sözleşmenin herhangi bir nedenle son bulması halinde ariyet veren dağıtım şirketince genelde yerinde bayiye teslim edilen liste kapsamında, teslim alındığını, eksik yada arızalı bir malzeme var ise de o andaki ekonomik değeri karşılığı bayiye fatura edilir ve yada tarafların karşılıklı anlaşması ile kurumsal kimlik malzemeleri hariç diğer ekipmanlar bayi tarafından satın alınmak istenebileceğini, bu durumda tarafların genellikle anlaşmakta oldukları ve mutabık kaldıkları bedel karşılığında bu tür malzemelerin dağıtım şirketlerince bayilere satışının yapıldığı sektörde yaygın bir uygulama olarak görüldüğünü, davacının kendine özel olan … sistemi/taşıma kanalı için istasyonda bulunan pompalara monte edilen ve davalı şirket genel merkezi ile iletişim sağlamaya yarayan bir dizi ekipman ve malzemeler olduğunu, … sistemi vasıtasıyla, bu satış kanalından kendi müşterilerine satış yapan da davalının kendisi olduğunu ifade ettiğini, davalı vekilinin sunmuş olduğunu, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 06.06.2016 tarih ve … E., … K. Sayılı ilamı Sabit Yatırımlara yönelik olduğunu ve dava konusu ekipman ve malzemelerle ilişkilendirilemeyeceği kanaatinde olduğunu da beyan ettiğini, taraflar arasında ticari ilişki bittikten sonra, davacının hiçbir şekilde faydalanamayacağı/ işine yaramayacağı bir ekipmanın ve malzemenin, davalı tarafından teslim alınmaksızın bedelinin talep edilebilmesi sektörel tahammüllere ve mevzuata uygun olmadığı kanaatinde olduğunu, takdirin mahkemeye ait olduğunu, EPDK otomasyon konusunu aynen tekrar ettiğini, bu otomasyon harcamalarının istasyonun faaliyete geçebilmesi için sözleşme süresinden bağımsız olarak yapılması gereken zorunlu teknik yatırım kalemlerinden olduğu için, davada ileri sürülen otomasyon bedelinin talep edilmesinin mümkün olamayacağını, görüş ve kanaatinde olduğunu, ilgili otomasyon malzemesinin aynen davalı dağıtım şirketi tarafından sökülüp alınması gerektiğini söylediklerini, davalı itirazlarına göre kendi ticari defterlerinin sözleşmeye göre kesin delil niteliğinde olduğu iddia edilmiş ise de dosyada taraflar arasındaki sözleşmeye rastlanılmadığını, sonuç olarak kök raporda mevcut sektörel görüş ve değerlendirmeler sabit olmak kaydıyla aynen tekrar ettiğini ve davalı itirazları doğrultusunda değiştirilecek bir hususun olmadığını, davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 40.144,76.-TL alacaklı olduğunu, davalı itirazlarına göre davacı ticari defterlerinin delil vasfına haiz olmadığının kabul edilmesi halinde ise davalı ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 39.614,65.-TL alacaklı olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 29/06/2018 tarihli 2.ek bilirkişi raporunda özetle; ”…Davalı vekilce dosyaya bilgi/belge sunulduğu, dosya kapsamında görüldüğünü, davalı taraftan ön raporunda belirttiği taleplerini aynen tekrar ettiğini, davalı …Ş. Vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu belgeler, taleplerin hiçbirisini karşılamakta yeterli olmadığını, takdirin mahkemeye ait olduğunu, kök raporunda sonuç bölümünü aynen tekrar ettiğini, davalı …Ş’nin talebinin, genel akaryakıt sektörü teamülleri dışında olarak, akaryakıt dağıtım şirketinin dilerse ariyet malzemelerini tek taraflı olarak fatura edebileceğine yönelik taraflar arasında akdedilmiş bulunan protokolün ilgili maddesine yazılı olan; protokolün 7. Maddesini aynen tekrar ettiğini, maddesine dayandırdığının sabit olduğunu, kök raporda da belirttiği üzere, davacı bayinin kullanamayacağını, fayda sağlayamayacağı bir takım ariyet malzemelerinin bedelini de içeren bu talep karşısında, sektörel teamüller gereği öncelilik olarak tarafların karşılıklı mutabakatı ile ariyet ekipmanlarının satışı gerçekleşmesi gerektiğini tekrar ifade ettiğini, ”… sistemi … A.Ş haricinde hiçbir şirket tarafından kullanılamaz, kendi bayisi haricinde hiçbir bayiye fayda sağlamaz, davacının fayda sağlamayacağı yada kullanamayacağı bir ekipmanı neden alsın?” bu ariyet malzemesinin de davacıya satılmak istenmesinin dayanağın taraflarca akdedilen fakat sektörel teamüller dışında kalan protokolün 7. Maddesinin hukuki tavsifi mahkemeye ait olduğunu, bunun haricinde, akaryakıt pompaları ve EPDK otomasyon sisteminin hali hazırda davacı tarafından halen istasyonda kullanması/ fayda sağlıyor olması halinde ve davacının da kabulü ile birlikte, belirlenecek değer üzerinden davacıya satılabileceğini, kanaatinde belirttiğini, Kök raporda sunduğu tabloyu tekrar ettiğini, belirtilen defter değeri olan 16.767,91.-TL den hali hazırda akaryakıt istasyonunda kullanmadığı ekipman ve … bedellerinin düşülmesi sonrası kalan bedelin, davalı …Ş tarafından davacıdan talep edebileceği kanaatinde olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada taraflar arasında 15/12/2010 tarihli protokol ile akaryakıt bayilik ilişkisinin tesis edildiği ve sözleşme ilişkisinin karşılıklı olarak ”Anlaşmalı fesih protokolü” ile 18/09/2015 tarihinde son bulduğu, uyuşmazlığın ise davacı yanın bayilik ilişkisinden kaynaklı cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, davalının ise ariyet verilen mallar nedeni ile alacak talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yürütülen yargılama neticesinde toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; taraf ticari defterlerinin incelemeye ibraz edildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 40.114,76-TL alacaklı göründüğü , davalının ise kendi ticari defterlerine göre davacıya 39.614,65-TL borçlu göründüğü, ticari defterler arasındaki 500,11-TL’lik farkın davalı tarafından davacıya düzenlenen 31/12/2015 tarihli 234,58-TL’lik ve 265,50-TL’lik iki adet faturadan kaynaklandığı, anılı faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, anılı faturaların davacıya tebliğine/teslimine ilişkin olarak dosya kapsamında herhangi bir delile rastlanılmadığı, bu hali ile davacının cari hesap alacak isteminin asıl alacak yönünden yerinde olduğu, davanın 40.114,76-TL üzerinde ikame edildiği, ancak takibin 40.114,73-TL üzerinden başlatıldığı, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava türü olduğu, hal böyle olunca davacının icra takibindeki asıl alacak talebinin 40.114,73-TL olduğu gözetilerek HMK’nın 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesi gereğince asıl davanın kısmen kabulüne, alacak cari hesaba dayalı olup likit olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına dair karar vermek gerekmiştir. Karşı davadaki ariyet verilen malzeme bedellerinin tahsili istemi yönünden ise talebin bayilik protokolünün 7. maddesine dayalı olduğu, anılı sözleşme maddesi gereğince bayilik sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde bayinin kendisine ariyeten verilmiş malları normal kullanımdan doğan yıpranmalar dışında sağlam ve çalışır vaziyette iade edeceği, ancak akaryakıt şirketinin ariyet malzemesinin tamamını yahut bir kısmını bu malların kendilerine fatura bedelinden, bayi tarafından kullanıldığı sürede oluşan fiili yıpranma payını düşmek sureti ile tespit edecekleri bedel üzerinden bayiye fatura etmek hakkına sahip olduğu, bu durumda bayinin belirlenen yıpranma payına ve faturaya itirazda bulunamayacağı, fatura bedelinin ödeneceğinin peşinen kabul ve taahhüt edildiğinin düzenlendiği, bu yönüyle sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesi ışığında kök ve ek rapor kapsamında edinim değeri ile yıpranma payı düşülerek net defter değerinin tespit edilmek sureti ile defter değeri olarak hesaplanan 16.767,91-TL’den hali hazırda akaryakıt istasyonunda kullanılmayan ekipman ve … bedellerinin düşülmesi sonrası kalan bedelin, davalı tarafından davacıdan talep edebileceğinin hesap edildiği, davacının teslim etmeye hazır olduğunu bildirdiği ariyet malları kapsamında davalı/karşı davacının anılı sözleşme maddesi gereğince bedel talep etmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; HMK’nın 26. maddesi kapsamında taleple bağlılık ilkesi gereğince 1.000-TL’nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24.maddesi c bendi gereğince faizin KDV’si ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 40.114,73-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin 40.114,73-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karşı Davanın KABULÜ ile,
1.000-TL’nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 2.740,23-TL harçtan peşin alınan 685,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.055,17-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 685,06-TL peşin harç olmak üzere toplam 714,26-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 29,20-TL peşin harç olmak üzere toplam 58,40-TL harcın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 1.500-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 202-TL olmak üzere toplam 1.702-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 1.701,99-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan 600-TL bilirkişi ücreti olarak yapılan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 4.762,62-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 1.000-TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
11-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/02/2019

Katip …

Hakim …