Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/405 E. 2020/462 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/405 Esas
KARAR NO : 2020/462
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2016
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; davalı firma ile müvekkilinin 2010 yılında işletmesini yaptığı …’de bulunan çarşının projelerinin hazırlanarak, belediyeden ruhsat alınması hususunda anlaştıklarını, ancak davalı firmanın edimlerini yerine getirmediğini, buna rağmen davalı tarafından kesilen 269.086 TL faturaya karşılık, 476,745 TL’lik toplam 7 adet çek ve banka kanalı ile 148.290 TL ve 40.000 USD nakit ödeme yapıldığını, ödenen çeklerle beraber yapılan toplam ödemenin 292.252 TL + 40.000 USD olduğunu, bunun karşılığında yapılması gereken işin yapılmamış olması yanında davalı tarafından 269.086 TL bedelli 2 adet fatura kesildiğini beyanla, müvekkilinin fazladan ödediği 23.166 TL+40.000 USD alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsili ile müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkilinin anlaşma yaptığının ancak edimlerini yerine getirmediği hususunun gerçek dışı olduğunu, davacının iş bedelinin nakden ve çek olarak ödemeyi taahhüt ettiğini, bir kısım ödemeyi nakit olarak yaptığını, bir kısmi için ise 30/03/2010 tarihinde vadeli çekler verdiğini, ancak çek bedellerini ödemediği için çeklerin icra takibine konulduğunu, ödemeleri yapmayarak işin tamamlanmasını engelleyenin davacının kendisi olduğunu, projesi yapılarak ruhsatı alınacak yerin zemin mülkiyetinin davacıya ait olmadığını, davacının zemini satın alma veya 2/b arazilerinin zilyetlerine devri ile ilgili olarak çıkan yasalardan yararlanma yönünde de gerekeni yapmadığını, sözleşme üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen davacının sözleşmeyi fesh etmediğini, ifayı talep etmediği, müvekkilinin temerrüde düşürmediğini, aksine her seferinde borcunu ödeyeceğini söylediğini, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin biri …’de, diğeri Sultanbeyli de olmak üzere iki çarşısının olduğunu, Sultanbeyli çarşısının arsası 2b arazisi olduğundan, orası için ruhsat alınmasının mümkün olmadığını, bu sebeple davalı … çarşı binasının proje ve ruhsatı için anlaştıklarını, davalının üzerine düşeni yapmaması neticesinde ruhsatın alınamadığını, bu durumun işleri etkilediğini, müvekkilinin çarşısında kiralamalar ve tahsilatlar yapamadığını, mali olarak zor duruma düştüğüne, çarşının kiralarının ödenememesi nedeniyle … İcra Hukuk mahkemesi’nin kararı ile cebri icra yoluyla çarşının tahliye edildiğini, davalının beyanında geçen “zemin şirkete ait olmadığı 2b arazisi olduğu” söyleminin doğru olmadığını, iddia doğru olsa dahi, 2b arazisi olsa ve tapu olmasa bile böyle bir anlaşmaya ruhsat ve proje için anlaşma yapmaya gerek olmayacağını, davalı ile yapılan sözleşme nüshasının müvekkil şirketin cebri icra yoluyla tahliye edilmesi sebebi ile oluşan kargaşa neticesi kaybolduğunu ve bulunamadığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda hukukçu bilirkişi … , inşaat mühendisi bilirkişi … ve hesap bilirkişisi … ‘a tevdi ile rapor tanzim edilerek konuya ilişkin 14/11/2018 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı kök raporlarında özetle;
“2009-2010 yıllarına ait yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdikleri 2011,2012 ve 2014 yılların ait yevmiye veya envanter defterlerinin kapanış tasdikleri yaptırılmamış olmakla, 2009,2010 yıllarına ait ticari defterlerinin 6762 sayılı TTK 82. Ve müteakip, 2011,2012 ve 2014 yıllarına ait ticari defterlerinin ise 6102 sayılı TTK 64 ve müteakip maddeleri ile HMK’nun 222 de belirli kanuni şartları taşımadıkları sabit olmakla davacı lehinde delil olma ve ispat kuvvetine sahip olmadıkları, 2013 yılına ait ticari defterlerinin ise TTK.64 ve müteakip maddeleri ile HMK’nun 222 de belirli kanuni şartları taşıdığı sabit olmakla davacı lehinde delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğu anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı a rasındaki borç alacak ilişkisi; Davacının davalı ile aralarındaki orç alacak ilişkisinin TTK’nun 82. Ve müteakip ma. Belirli kanuni şartları taşımayan 2009 ve 2010 yıllarına ait ticari defter kayıtlarına uygunluğu tespit edilen 320 satıcılar hesabına ait muavin defter kayıtlarında izlediği, davalı şirketin kestiği 08.01.2010/… sayılı 197.420,00 TL bedelli ve 08/03/2010/… nolu faturası ile aynı konuda 71.666,00 TL bedelli faturasını 08/03/2010/… yevmiye maddesi ile alacağına kaydetmiş olmakla, davalı şirketin 08/03/2010 tarihi itibariyle davalı şirketin davacıdan toplam 269.086 TL tutarında alacaklı bulunduğu, buna mukabil davacı şirketin 05/10/2009-05/08/2010 tarihleri arasında davalı şirkete … Bankası kanalıyla 4 adet havale göndermek suretiyle toplam 207.420 TL tutarında ödeme yaptığını, Davacının … kanalıyla 05/10/2009-05/08/2010 tarihleri arasında 4 kalem halinde yaptığı toplam 207.420 TL tutarındaki ödemenin ispatı sadedinde 4 adet … dekontunu dosyaya ibraz ettiği, davacının davalıya 28/01/2010 tarihinde, davalı şirket imzalı çek bordrosu ile davalı şirkete toplam 429.996 TL bedelli 6 adet vadeli çek teslimatı yaptığını, davacı şirketin 28/01/2010 tarihinde teslim ettiği 6 adet çek bedeli olan 429.996 TL tutarındaki vadeli çeklerinin bedelini 30/01/2010/… nolu yevmiye maddesi ile davalı şirketin borcuna kaydettiğini, davacının mezkur çeklerden 30/05/2010/71.666 TL, 30/06/2010/71.666 TL, 30/07/2010/71.666 TL ve 30/08/2010/71.666 TL olmak üzere toplam 286.664 TL tutarındaki çeklerin gününde demediği için 4 adet çekin karşılıksız çıktığının davacının kabulünde olduğu, davacının 28/01/2010 tarihli çek teslim bordrosunda, ödeme planı: 01/02/2010/50.000 TL EFT meşruhatı bulunduğu, davacının bu meşruhata istinaden 30/01/2010/… nolu yevmiye maddesi ile davalı şirketin … nolu satıcılar hesabına borç, davalı imzalı … nolu verilen çekler ve ödeme emirleri hesabına alacak kaydettiği, ancak davacı EFT dekontunu dosyaya ibraz etmediği için bu ödemenin de ispata muhtaç kaldığı, davalı şirkete ödendiğini gösteren … Bankasınca düzenlenmesi gereken dekontu da dosyaya ibraz etmediğini, 143.532 TL tutarında ödeme yaptığı ispata muhtaç kalmakla davacı şirketin davalıya TL cinsinden 05/08/2010 tarihi itibariyle 61.666 TL borçlu bulunduğu anlaşılmıştır.
2009 ve 2010 yıllarına ait ticari defterlerinin 6762 sayılı TTK ve 82 ve müteakip maddelerinde belirli kanuni şartları taşıdıkları sabit olmakla davalı lehinde delil olma ve ispat kuvvetine sahip oldukları, davalının 2011 yılına ait ticari defter kayıtları ve dayanağı belgelerinin ibraz edilmediği, 2012,2013 ve2014 yıllarına ait ticari defterlerinin ise 6102 sayılı TTK 64 ve müteakip maddeleri ile HMK 222 de belirli kanuni şartları taşımadıkları sabit olmakla davalı lehinde delil olma ve ispat kuvvetine sahip oldukları anlaşılmıştır.
Davalı ile davacı arasındaki borç/alacak ilişkisi;
Davalının davacı ile aralarındaki borç alacak ilişkisini TTK 82 ve müteakip maddelerinde belirli kanuni şartları taşıyan 2009 ve 2010 yıllarına ait ticari defter kayıtlarına uygunluğu tespit edilen … alıcılar hesabına ait muavin defter kayıtlarında izlediği, davalının davacıya kestiği 08/01/2010/… sayılı faturanın 08/01/2010/… nolu, 197,420 TL bedelli faturasını 10/01/2010/… nolu yevmiye maddesi ile ve 08/03/2010/… nolu faturası ile aynı konuda 71.666 TL bedelli faturasını 08/03/2010/… yevmiye maddesi ile davacının borcuna kaydetmiş olmakla, davalı şirketin 08/03/2010 tarihi itibariyle davacıdan toplam 269.086 TL tutarında alacaklı bulunduğu, buna mukabil davacının 05/10/2009-05/08/2010 tarihleri arasında davalı şirkete bank asya kanalıyla 4 adet havale göndermek suretiyle 207.420 TL tutarında ödeme yaptıklarını, davacı tarafından 05/08/2010/10.000 TL tutarındaki ödemenin davalının 2010 yılına ait ticari defter kayıtların da mevcut bulunmadığı, davacının … kanalıyla 05/10/2009-05/08/2010 tarihleri arasında 4 kalem halinde yaptığı toplam 207.420 TL tutarındaki ödemenin ispatı sadedinde 4 adet … Dekontunu dosyaya ibraz ettiği, davalının 30/03/2010/… nolu yevmiye maddesinde toplam 479.739,00 TL bedelli 7 adet vadeli davacı şirketin şahsi çekini davacı şirketin alacağına kaydettiği, davalı şirketin lehinde delil olma ve ispat kuvvetine sahip 2009 ve 2010 yıllarına ait mübrez ticari defter kayıtlarına göre 30/03/2010 tarihi itibariyle davacı şirkete toplam 405.073,00 TL borçlu bulunduğu, davalı şirketin kaydi borcunun 476.739,00 TL’lik kısmının davacıdan almış bulunduğu 7 adet vadeli çeke dayanmakta olduğu, buna karşılık davalının 05/08/2010 tarihinde davacıdan tahsil etmiş bulunduğu 10.000 TL’nin davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, davalının 2011 yılına ait ticari defterlerini ibraz etmediği ancak 2012, 2013 2014 yıllarına ait mübrez ticari defter kayıtlarına göre 30/03/2010 tarihi itibariyle mevcut 405.703,00 TL tutarındaki kaydi borçluluk halinin mezkur yıllarda da aynen devam etmektedir.
Davacı tacirdir. 6762 sayılı TTK 20/2 hükmü ile bağlıdır. Davalı şirket ile arasında münakit 02/10/2009 tarihli sözleşme bedeli KDV harici 355.000 USD, Kdv dahil 418.900 USD olarak kararlaştırılmıştır.
Davalının TL cinsinden kesmiş olduğu 08/01/2010/… nolu fatura, TTK 23. Maddesi yönünden kesinleşmiş ve davacının 2010 yılına ait ticari defterlerinde davalının alacağına kaydedilmiş olmakla fatura muhteviyatı hizmet bedeli davacının kabulündedir.
TCMB’nin 08/01/2010 tarihli Efektif Satış kuru üzerinden 197.420 TL bedelli faturasının USD cinsinden karşılığı 134.208,02 USD’ye, davalının TL cinsinden kesmiş olduğu 08/03/2010/… nolu fatura, TTK 23. Yönünden kesinleşmiş ve davacının 2010 yılına ait ticari defterlerinde davalının alacağına kaydedilmiş olmakla fatura muhteviyatı hizmet bedeli davacının kabulündedir.
TCMB’nin 08/03/2010 tarihli Efektif satış kuru üzerinden 71.666 TL bedelli faturanın USD cinsinden karşılığı 46.819,10 USD’ye isabet etmekle, davacının davalıya USD cinsinden ödemeleri toplam 181.027,12 USD’ye tekabül etmektedir.
Bu durum, davalı şirketin KDV dahil sözleşmenin toplam bedeli olan 418.900 USD’nin %43,21’lik kısmını tamamladığına, %56,79’luk kısmını ise tamamlamadığına delalet etmektedir.
Davacının, davalıya vaki 181.027,12 USD borcuna karşılık davalıya TL cinsinden yapmış olduğu ödemelerin USD cinsinden karşılıkları ise toplam 207.420 TL ve USD karşılığı 140.012,61 USD olmakla, davacının 05/08/2010 tarihi itibariyle davalıya USD cinsinden bakiye borcu 41.014,51 USD olarak hesap ve tespit edilmiştir.
Dava konusu somut uyuşmazlıkta davacı iş sahibi ile davalı arasında mimarlık proje mühendislik sözleşmesi akdedilmiş olduğu görülmektedir. Taraflar arasında yapılmış olan sözleşme, eser ve vekalet sözleşmesinden oluşan bir birleşik sözleşmedir. Yapılan sözleşmenin proje düzenlenmesine ilişkin kısmi fikri eser sözleşmesi, ruhsat alınması ise vekalet sözleşmesi niteliğindedir. Taraflar arasında yapılan sözleşmede, sözleşmenin feshi halinde yapılan kısmının karşılığının yükleniciye ödeneceği belirtilmiştir. Davacı iş sahibi, yükleniciye işi yapmamış olduğu halde fazladan ödeme yapıldığını ileri sürerek, sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade talebinde bulunmaktadır. Burada sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade talebi olarak hangi nedene dayanıldığının belirlenmesi önemlidir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının aralarında münakit KDV hariç 355.000 USD, KDV dahil 418.900 USD bedelli 02/10/2009 tarihli mimarlık ve mühendislik proje sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği halde müvekkil tarafından davalıya fazladan 21.366 TL, 40.000 USD ödemiş olduğunu öne sürerek 21.366 TL ve 40.000 USD’nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine istinaden ticari faizleri ile birlikte istirdadını talep etmekte ise de,
TBK, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşenin bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğunu hükme bağlamış, bu yükümlülüğün özellikle zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayanması durumunda doğacağını da belirtmiştir.
Kazandırma yapılırken ortada bir hukuki sebep bulunmamakla birlikte ileride gerçekleşecek bir sebep göz önüne alınmışsa, bunun gerçekleşmemesi üzerine ” gerekleşmeyen sebebe dayanan zenginleşmenin iadesi” talebinin söz konusu olacağı doktrinde de kabul edilmektedir.
Davacı şirket davalının 02/10/2009 tarihli sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği gibi kendisinden fazladan 21.366 TL ve 40.000 USD tahsil ettiği iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dava konusu olayda, davalının 02/10/2009 tarihli sözleşmeden kaynaklanan edimini %43,21 oranında yerine getirdiği, yerine getirmiş bulunduğu edimlerinden dolayı davacıdan 05/08/2010 tarihi itibariyle bakiye 41.014,51 USD alacaklı kaldığı, davacının ise 02/10/2009 tarihli sözleşmeden kaynaklanan ediminin %56,79’luk kısmını yerine getirmediği gibi davalı şirketin %43,21 oranında yerine getirmiş bulunduğu ediminden dolayı davalı şirkete 41.014,51 USD tutarında bakiye borcu kalmış olmakla davacının davalıdan 21.366 TL ve 40.000 USD tutarında alacak talebinde bulunabilmesi için gerekli kanuni ve akdi şartların oluşmadığı anlaşılmıştır.
Davacının 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait ticari defter kayıtlarında davalı şirketi ile arasındaki borç/alacak ilişkisi yönünden herhangi bir hareket bulunmadığı, 2010 yılına ait ticari defterlerinde davalı ile ilgili son kayıt-işlem tarihinin 05/08/2010, davalıya 28/01/2010 tarihinde teslim edipte ödemediği çek vadesinin 30/10/2010/71.666 TL olduğu, sabit olmakla davacının sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiğini öğrendiği tarihin karşılıksız çıkan en son çek tarihi olarak kabulü halinde dava konusu olayda TBK’daki düzenlemeye göre 5 yıl olan zamanaşımı süresinin 30/10/2015 tarihinde, eş deyişle dava tarihi 08/04/2016 itibariyle de dolmuş bulunduğu, anlaşılmaktadır.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce taraflar arasında davacının işlettiği …’de kain çarşının projesinin hazırlanarak belediyeden ruhsat alınması hususunda sözleşme imzalandığı, bu kapsamda 40.000 USD nakit ve banka kanalıyla 148.920 TL ve 476.745 TL’lik çek verildiği, çeklerin 333.413 TL’sinin ödenmediği, ayrıca davalı tarafça davacıya 269.086 TL bedelli fatura kesildiği, davacının dava dosyası kapsamınca fazla ödediğini iddia ettiği 23.166 TL ile 40.000 USD’nin iadesini talep ettiği davada davalının davacının üzerine düşen hazine arazilerine ilişkin 2B yasası kapsamındaki yasal yükümlülüklerini yapmamış olması nedeniyle işin yerine getirilemediği, müvekkilinin temerrüde düşürülmediği savunması karşısında iş bu defa heyete borçlar hukukçusu … ve 2B uzmanı … ’in de dahil edilerek tarafların sözleşme kapsamındaki hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi, davacının işin yapılması için gerekli 2B yasasından kaynaklı yasal yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin tespiti, anılı yasadan yararlanma hakkının bulunup bulunmadığı, yok ise bu hususun sözleşmenin ifası açısından hukuki engel teşkil edip etmediği, sözleşmenin geleceğe yönelik olarak fiilen feshedilip edilmediği yine tarafların karşılıklı olarak temerrüde düşürülüp düşürülmediği, davalının ücrete hak kazanıp kazanmadığı ile davacının iade isteminin yerinde olup olmadığının temerrüt tarihi ile birlikte mütalaa edilmesi için somut olay adaleti, hak ve nesafet ölçütü nazara alınarak bilirkişilerden ek rapor alınması istenilmiş ve konuya ilişkin 09/09/2019 tarihli 1. ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı 1. ek raporlarında özetle;
“Tarafların Sözleşme Kapsamındaki Hak ve Yükümlülüklerinin Tespiti;
Mahkemece Teknik Bilirkişi tarafından; ruhsat alımına yönelik olduğu anlaşılan işlemde, tarafların sözleşme kapsamındaki hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi, davacının işin yapılması için gerekli 2B yasasından kaynaklı yasal yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin tespiti, anılı yasadan yararlanma hakkının bulunup bulunmadığı, yok ise bu hususun sözleşmenin ifası açısından hukuki engel teşkil edip etmediğinin, tespiti hususunda rapor düzenlenmesi istenmiştir:
Mimarlık Mühendislik Proje Sözleşmesi:
Sözleşme 02.10.2009 tarihli olarak düzenlenmiş ve tarafları;
İşveren: … San.Tic A.Ş.
Projeci : … Müh’lik ve İnşaat San Tic.Ltd.Şti olarak anılmıştır.
Sözleşmede projenin konusu;
Madde 2-) Sözleşmenin Konusu;
Sözleşme konusu İş, İşverenin Kocaeli ili, … ilçesi, ….pafta, … ada, 2 parsel de yapılmakla olan ve yaklaşık 20.000 m2 toplanı inşaat alanlı spot satış merkezi binası revizyon | projelerinin (mimari, statik, mekanik tesisat, elektrik tesisatı projeleri) yapımı ile … Belediyesi ve gerekli müdürlüklerden onaylatılması ve ruhsatın alınması danışmanlıklarının Mimarlar ve Mühendisler Odaları proje hizmetleri ortak denetim uygulamaları esaslarına göre projeci tarafından gerçekleştirilmesidir.
Projecinin Yükümlülükleri sözleşmenin 3 maddesinde 9 madde halinde tanımlanmış ve özetle de 3.1.7.maddede;
3.1.7. Projeci mimari ile statik proje ve hizmetleri arasındaki uyumu sağlamak İnş. Müh. Mak. Müh ve Elk. Müh. ile müşterek çalışmalar yapmak, onların yaptığı projeleri kontrol etmek ve projeler arasındaki uyumu sağlamak sorumluluğunu taşır.
Sözleşmede işverenin yükümlülükleri ise 4.maddede tanımlanmıştır:
Madde 4-) İşverenin Mükellefiyetleri
4.1. Gerekli bilgi ve belgelerin Projeciye hazırlanmasını sağlar. Arsanın tapusu çaplı krokisi, imar durumu, kanalizasyon, su, havagazı-doğalgaz, elektrik tesisleri, arazinin plankote ve zemin etüd raporu ile birlikte komşu gayrimenkullerin durumunu gösterir bilgi ve belgeleri Projeciye sağlar. Projeci gerekli görmesi durumunda yapılması gereken sondaj, delik ve çukurların açılması bazı fiziki kimyevi deneylerin yaptırılması vb. deneylerin masrafı yapı sahibi tarafından ödenecektir.
4.2. Ruhsat, tapu ve kadastro vb. harçlar, pul masrafları, sürveyanlık hizmetleri bedelleri, projelerin dört takımdan fazla kopya masrafları, gereğinde idari veya teknik danışmanlık masrafları, laboratuar masrafları, resmi dairelere, meslek odalarına, müdürlüklere ve resmi kurumlara yatırılacak tüm harçlar-vergiler gibi her türlü makbuzlu ödemeler, yapı denelim firması hizmetleri, denetim levhası, peyzaj, dekorasyon proje yapımı ve bunlarla ilgili gerekli belgelerin masrafları gibi değişik masraflar işverene aittir.
4.3. İşveren, Projecinin onaya sunduğu çalışmaları cn fazla 7.günde incelemek ve kurarını bildirmek durumdadır.ihtisas detayları hariç.
Dava dosyasında yapılan incelemede, dosya içinde ve dava dilekçesi ekinde sunulan … İcra Müdürlüğüne ait 2013/… sayılı icra dosyasında alacaklı … Borçlu … olmak üzere yaptırılan bilirkişi incelemesinde, taşınmazın Sultanbeyli İlçesi … Mahallesinde … Cad. ile … Sokak arasında kalan tescil dışı … m2 lik alan üzerinde kurulu bulunan spotçular çarşısı olduğu tespiti yapılmıştır.
Ancak dava dilekçesinde …’de bulunan spotçular çarşısı için projelendirme çalışması olduğu belirtilmiştir. Bununla ilgili davacı vekilinin dava dosyasına sunduğu 26.01.2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde, müvekkillerinin 2 ayrı yeri bulunduğu, bu yerler,
1- İstanbul İli … İlçesinde 2B arazisi üzerinde kurulu bulunan spotçular çarşısı olduğu,
2- Kocaeli İli … İlçesi … Mahallesinde … nde … kapı nolu yerde bulunan spotçular çarşısı olduğu açıklanmıştır. Davaya konu sözleşmenin …’de bulunan yer için olduğu davalı tarafın kestiği faturalarda belirtilen adres olduğu açıklanmıştır.
Ancak sözleşmede sözleşmenin konusu başlıklı 2.maddesinde Kocaeli İli … İlçesinde … ada 2 nolu parsel olduğu belirtilmiştir. Dosya incelemesi bu parsel esas alınarak yapılacaktır.
Tapu Kaydı :
… Tapu Müdürlüğünce 18.05.2018 tarih E … sayılı yazı ekinde gönderilen tapu kayıtları incelenmiştir. Dava konusu yere ait tapu kaydının Kocaeli İli … İlçesi İstasyon Mahallesinde … ada 2 nolu 17927,21 m2 yüz ölçümlü fabrika binası, müştemilatı olan Tarla niteliğindeki taşınmazın dava dışı … Ticaret A.ş. adına TAM hisse ile 13.11.2013 tarih … yevmiye nosu ile kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Tapu kaydının edinme sebebinde … sayılı yasa kapsamında hazine mallarının satışı +birleşme ile oluştuğu belirtilmiştir.
Taşınmazın evveliyatıyla ilgili Tapu Kütük sayfasında yapılan incelemede, … ada … nolu parselin … hisse (3253,15 m2) oranıyla Maliye Hazinesi adına, … hisse (17927,21 m2) oranıyla dava dışı … A.ş. adına 09.09.2005 tarihli imar uygulamasıyla kayıtlı iken 13.11.2017/… tarih/yevmiye nosu ile Hazine hissesinin tamamı diğer hissedar davadışı … Ve Ticaret A.ş.ne satış yapılmıştır.
Dosyaya gönderilen güncel 18.05.2018 tarihli tapu kaydında da … istasyon mahallesi … ada 2 nolu parselin tam hisse ile dava dışı … Sanayi Ve Ticaret A.ş. adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıdaki tapu kaydında taşınmazın 2B kapsamında olduğuna dair herhangi bir belirtme bulunmamaktadır. Ancak tapu kaydında edinme sebebi kısmında 4706 sayılı yasa kapsamında Hazine payının satışı suretiyle davacı şirket hissesi birleşmesiyle 13.11.2013 tarih … yev ile oluştuğu anlaşılmıştır.
4706 sayılı kanun, Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun olup, 18/7/2001 tarih ve 24466 sayılı Resmi gazete yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun 4(c). Maddesinde;
“c) (Değişik: 3/7/2003-4916/3 md.) Hisse oranı yüzde kırkı veya hisse miktarı uygulama imar planı sınırları içinde dörtyüz, dışında ise dört bin metre kareyi aşmamak kaydıyla talepte bulunan hissedarlarına,” Rayiç bedel üzerinden doğrudan satılabilir şeklindedir.
Yukarıdaki mevzuat kapsamında dava konusu taşınmazda bulunan Hazine hissesi 13.11.2013 tarih … yev ile diğer hissedar … Ticaret A.ş.ne satılmıştır.
Yapı Ruhsatı İçin İstenen Belgeler
Aşağıda çıkarılan ve … Belediyesi web sitesinden alınan listeye göre ruhsat alınabilmesinin ilk sıralarında Tapu belgesi (senedi/kaydı) ve varsa hisse muvafakatı …nın arandığı belirtilmektedir.
İmar İşlem Dosyası
… Belediye başkanlığı … Müd.ğünce 19.02.2018 tarih … sayılı yazı ekinde dosyaya iki adet CD gönderilmiş ve CD lerde yapılan incelemede, dava konusu taşınmaza ait yazışmalar, projeler ve ruhsata bilgileri ile cezai uygulamalara ait belge ve bilgilerin olduğu görülmüştür. … Büyükşehir Belediyesine yazılan aşağıdaki yazıda … Mahallesi … ada 2 nolu parsele ait Mimari … Projenin 03.04.2014 tarihinde onandığı belirtilmiştir.
Yine dosyada mevcut yapı kayıt belgesinden de İstasyon Mahallesi … ada 2 nolu parselde yapılan binaya 04.04.2014 tarih ve … nolu yapı kullanma izin belgesi düzenlenmiştir.
Teknik Değerlendirme
Sayın Mahkemenin ara kararda yaptığı görevlendirmede inşaat ruhsatı alımına yönelik olduğu anlaşılan işlemde özetle;
“…. tarafların sözleşme kapsamındaki hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi, davacının işin yapılması için gerekli 2B yasasından kaynaklı yasal yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin tespiti, anılı yasadan yararlanma hakkının bulunup bulunmadığı, yok ise bu hususun sözleşmenin ifası açısından hukuki engel teşkil edip etmediğinin…” tespiti istenmiştir.
• Dava konusu taşınmaz Kocaeli İli … İlçesi İstasyon Mahallesinde … ada … nolu 17927,21 m2 yüz ölçümlü “Fabrika binası müştemilatı olan Tarla” niteliğindeki taşınmaz olup, inşaat ruhsatı alımına yönelik gerekli projelendirmelerin yapılmak suretiyle danışmanlık hizmeti alımıyla ilgili 02.10.2009 tarihli sözleşme sırasında taşınmazın tapu kaydının, … hisse (3253,15 m2) oranıyla MALİYE HAZİNESİ adına, … hisse (17927,21 m2) oranıyla dava dışı … OTOMOTİV ve METAL SANAYİ ve TİCARET A.Ş. adına kayıtlı olduğu ve 13.11.2013 tarih … yev ile Hazine hissesinin diğer hissedar davadışı şirkete satış yoluyla geçtiği, Özetle taşınmazın sözleşme tarihinde hisseli olarak … …ve Maliye Hazinesi adına hisseli olarak tapuda kayıtlı olduğu ve 13.11.2013 tarihinde tam olarak … OTOMOTİV ve METAL SANAYİ ve TİCARET A.Ş. adına tescil edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
• Taşınmazın 2B ye tabi olduğuna dair tapu kayıtlarında ve dosya münderecatında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Bu nedenle taşınmazın 2B ile bir ilişkisi mevcut değildir. 2B mevzuatı kapsamında değerlendirilecek yerlerden değildir. Ancak imar uygulamasıyla hisseli olarak MALİYE HAZİNESİ ile … OTOMOTİV ve METAL SANAYİ ve TİCARET A.Ş. adına hisseli olarak kayıtlı bulunduğundan, Hazine taşınmazlarının değerlendirilmesi ve satışını düzenleyen 4706 sayılı yasa kapsamında Hazine hissesi diğer hissedara satış yapılmıştır.
• Taşınmazın hisseli olması nedeniyle ruhsat alımı için yapılacak başvurularda tüm maliklerin talebi veya muvafakatı gerekmektedir. Muvafakatın olmaması halinde ruhsat alınmasına engel durum oluşmaktadır. Ancak 13.11.2013 tarihi itibari ile tam hisse ile … A.ş. adına geçmiş olduğundan bu tarih itibarı ile tapu malikinin talebi ile istenen diğer belgelerin tamamlanmış olması ile ruhsat alınabilmesi mümkün olacaktır. Yani sözleşme tarihinden 13.11.2013 tarihine kadar taşınmaz Hazine ile hisseli bulunduğundan ruhsat alımına engel durum mevcut olduğu anlaşılmıştır. 13.11.2013 itibarı ile tapu kaydı yönüyle ruhsata başvuruda engel durum ortadan kalkmıştır. Nitekim İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce dosyaya gönderilen imar işlem dosyasına ait CD deki bilgi ve belgelerden söz konusu … ada 2 nolu parselle ilgili tapu maliki … Otomotiv tarafından … Belediyesine verilen 20.03.2014 tarihli dilekçeyle ruhsat talebinde bulunulmuş ve 03.04.2014 tarihinde ruhsat verilmiştir. Daha sonra 26.03.2014 tarihinde başlanan inşaatın tamamlanması ile 04.04.2014 tarih … no ile yapıya yapı kullanma izin belgesi (İskan belgesi) verilmiştir.
• Yine dosyaya gönderilen CD de dava konusu … ada 2 parsel nolu taşınmazın Tapu kaydı maliki … … Ticaret A.ş. tarafından, sözleşme tarafı ve işveren … A.Ş. ne kiraladığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; Kurulumuz üyesi Harita Kadasrto Mühendisi Sayın … tarafından yapılan inceleme sonucu teknik bilirkişi görüşü;
Dava konusu … İlçesi İstasyon Mahallesi … ada 2 parsel nolu taşınmazın 2B ile bir ilgisine rastlanılmadığı ve bu nedenle 2B mevzuatından faydalanamayacağı,
Ancak taşınmaz sözleşme tarihinde Hazine ile hisseli bulunduğundan, hisseli taşınmazlarda tüm maliklerin talebi veya muvafakatının bulunmaması halinde ruhsat alınmasının mümkün bulunmadığı,
Taşınmazın Hazine ile hisseli olması nedeniyle sözleşme tarihinde, hazine hissesinin satış tarihine kadar ruhsat başvurusuna engel teşkil ettiği,
Daha sonra 13.11.2013 tarihinde Hazine hissesinin diğer malike … sayılı yasa kapsamında satıldığı ve bu tarihten sonra ancak belediyesinden ruhsat alınmasının mümkün olduğu ve nitekim 03.04.2014 tarihinde ruhsat alındığı, 26.03.2014 tarihinde başlanan inşaatın ise 04.04.2014 tarihinde tamamlandığı ve yapı kullanma izin belgesi alındığı,
Söz konusu yapıyla ilgili olarak tapu maliki … Otomotiv tarafından … Belediyesine verilen 20.03.2014 tarihli dilekçeyle ruhsat talebinde bulunulmuş olup, ruhsat alınarak inşaata başlandığı ve tamamlanarak 04.04.2014 tarihinde yapı kullanma izin belgesi de alınmış olduğundan, bu arada dava konusu sözleşmeyle ilgili herhangi bir fesih işlemi de bulunmadığından (fesih olduğuna dair belge ve bilgiye rastlanılmamıştır) bu tarihten sonra sözleşmenin feshedilmesinin söz konusu olamayacağı, yolunda oluşmuştur.
İnceleme Ve Değerlendirme
1. Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında oluşmuş bir sözleşme bulunmadığını, dosyaya sunulu 02.10.2019 t. sözleşmenin fotokopi olduğunu, müvekkilini bağlamadığını öne sürmekte ise de;
a. Tarafların ticari defter kayıtları ve dayanağı belgeler, davalının davacıya kesmiş bulunduğu hizmet satış faturaları, davacının davalıya yapmış bulunduğu ödemeler, davacının 08.04.2016 h. tarihli dilekçesinin “Açıklamalar” başlıklı bölümünün aşağıdaki şekilde düzenlenmiş (1).fıkrası;
“Davalı firma ile müvekkilim, 2010 yılında işletmesini yaptığı … de bulunan çarşının, projelerinin hazırlanarak, belediyeden ruhsat alınması hususunda anlaşmış, ancak davalı firma edimlerini yerine getirmemiştir.”
b. Davacının delil listesi (fatura fotokopisi, çek fotokopileri, banka dekontları, davacı şirketin defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi) birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında 02.10.2009 t. bir sözleşmenin oluştuğu sabit olmakla davacının davalı ile arasında hukuken geçerli herhangi bir sözleşme bulunmadığında ilişkin itirazlarının kök raporda belirli bilirkişi görüşünü değiştirici nitelikte olmadığı, anlaşılmıştır. Takdir yüce mahkemenindir.
2. Sözleşmenin niteliği:
Dava konusu somut uyuşmazlıkta davacı iş sahibi ile davalı arasında mimarlık proje mühendislik sözleşmesi akdedilmiş olduğu görülmektedir. Taraflar arasında yapılmış olan sözleşme, eser ve vekâlet sözleşmesinden oluşan bir birleşik sözleşmedir. Yapılan sözleşmenin proje düzenlenmesine ilişkin kısmı fikri eser sözleşmesi, ruhsat alınması ise vekâlet sözleşmesi niteliğindedir. Taraflar arasında yapılan sözleşmede, sözleşmenin feshi halinde yapılan kısmın karşılığının yükleniciye ödeneceği belirtilmiştir. Sözleşmede bu şekilde düzenleme yapılmakla taraflar arasında yükleniciye yapılan işin karşılığı bedelin ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Yapılan sözleşmede iş bedelinin %50’sinin daha iş başlamadan avans olarak verilmesi, kalan kısmının ise iş bitince yüklenici tarafından talep edilmesi öngörülmüştür. Davacı iş sahibi, yükleniciye işi yapmamış olduğu halde fazladan ödeme yapıldığını ileri sürerek, sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade talebinde bulunmaktadır. Burada sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade talebi olarak hangi nedene dayanıldığının belirlenmesi önemlidir.
3. Davacı ile davalı arasındaki borç/alacak ilişkisi:
a. Davacı tacirdir. 6762 sayılı TTK.m.20/2 hükmü ile bağlıdır. Davalı şirket ile arasında münakit 02.10.2009 t. sözleşmenin (5). maddesinde, sözleşme bedeli KDV hariç: 355.000 USD, KDV dahil: (355.000×1,18=) 418.900 USD olarak kararlaştırılmıştır.
b. Davalının TL cinsinden kesmiş olduğu 08.01.2010/… nolu fatura, TTK.m.23 yönünden kesinleşmiş ve davacının 2010 yılına ait ticari defterlerinde davalının alacağına kaydedilmiş olmakla fatura muhteviyatı hizmet bedeli davacının kabulündedir.
• TCMB’nın 08.01.2010 t. Efektif Satış kuru üzerinden (1 USD=1,4710 TL) 08.01.2010/… nolu KDV dahil 197.420 TL bedelli faturanın USD cinsinden karşılığı (197.420:1,4710=) 134.208,02 USD ye,
Davalının TL cinsinden kesmiş olduğu 08.03.2010/… nolu fatura, TTK.m.23 yönünden kesinleşmiş ve davacının 2010 yılına ait ticari defterlerinde davalının alacağına kaydedilmiş olmakla fatura muhteviyatı hizmet bedeli davacının kabulündedir.
• TCMB’nın 08.03.2010 t. Efektif Satış kuru üzerinden (1 USD=1,5307 TL) 08.03.2010/… nolu KDV dahil 71.666 TL bedelli faturanın USD cinsinden karşılığı (71.666:1,5307=) 46.819,10 USD ye,
isabet etmekle, davacının davalıya USD cinsinden ödemeleri toplam (134.208,02+46.819,10=) 181.027,12 USD ye tekabül etmektedir.
c. Bu durum, davalı şirketin KDV dahil sözleşmenin toplam bedeli olan 418.900 USD nin (181.027,12:418.900=) %43,21’lik kısmını tamamladığına, %56,79’luk kısmını ise tamamlamadığına delalet etmektedir.
d. Davacının, davalıya vaki 181.027,12 USD borcuna karşılık davalıya TL cinsinden yapmış olduğu ödemelerin USD cinsinden karşılıkları ise toplam 140.012,61 TL olmakla, davacının 05.08.2010 t. itibariyle davalıya USD cinsinden bakiye borcu (181.027,12-140.022,61=) 41.014,51 USD olarak hesap ve tespit edilmiştir.
4. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının aralarında münakit KDV hariç 355.000 USD, KDV dahil 418.900 USD bedelli 02.10.2009 t. Mimarlık ve Mühendislik Proje Sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği halde müvekkili tarafından davalıya fazladan 21.366 TL, 40.000 USD ödemiş olduğunu öne sürerek 21.366 TL ve 40.000 USD’nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine istinaden ticari faizleri ile birlikte istirdadını talep etmekte ise de;
a. Türk Borçlar Kanunu (TBK), haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşenin bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğunu hükme bağlamış; bu yükümlülüğün özellikle zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayanması durumunda doğacağını da belirtmiştir. TBK’nın (77). Maddesine göre: “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş yada sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.”
b. Kazandırma yapılırken ortada bir hukuki sebep bulunmamakla birlikte ileride gerçekleşecek bir sebep göz önüne alınmışsa, bunun gerçekleşmemesi üzerine “gerçekleşmeyen sebebe dayanan zenginleşmenin iadesi” talebinin söz konusu olacağı doktrinde de kabul edilmektedir.
“Gelecekte yapılacak bir sözleşme sebebiyle gerçekleştirilecek mülkiyet nakilleri de böyledir. Örnek olarak, (A) ve (B) taşınmaz satımı sözleşmesi yapmaya karar vermişler fakat tapuda işlem tamamlanmadan önce alıcı (A) satıcı (B) ve bedeli kısmen veya tamamen ödemişse; sözleşmeyi yapmaktan vazgeçen (B) den bu parayı (A) gerçekleşmeyen sebebe dayanan zenginleşme olarak geri isteyecektir.” (Bkz: Prof. Dr. M. Kemal OĞUZMAN, Prof. Dr. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt-2, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2013, s. 354-355)
c. Davacı şirket, davalının 02.10.2009 t. sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği gibi kendisinden fazladan 21.366 TL ve 40.000 USD tahsil ettiği iddiasını ispatla yükümlüdür.(MK.m.6+HMK.m.190)
Dava konusu olayda, davalının 02.10.2009 t. sözleşmeden kaynaklanan edimini %43,21 oranında yerine getirdiği, yerine getirmiş bulunduğu edimlerden dolayı davacıdan 05.08.2010 t itibariyle bakiye: 41.014,51 USD alacaklı kaldığı, davacının ise 02.10.2009 t. sözleşmeden kaynaklanan ediminin %56,79 luk kısmını yerine getirmediği gibi davalı şirketin %43,21 oranında yerine getirmiş bulunduğu ediminden dolayı davalı şirkete 41.014,51 USD tutarında bakiye borcu kalmış olmakla davacının davalıdan 21.366 TL ve 40.000 USD tutarında alacak talebinde bulunabilmesi için gerekli kanuni ve akdi şartların oluşmadığı, anlaşılmıştır. Takdir yüce mahkemenindir.
5. Davacının 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait ticari defter kayıtlarında davalı şirket ile arasındaki borç/alacak ilişkisi yönünden herhangi bir hareket bulunmadığı, 2010 yılına ait ticari defterlerinde davalı ile ilgili son kayıt-işlem tarihinin: 05.08.2010, davalıya 28.01.2010 tarihinde teslim edipte ödemediği en son çek vadesinin (14.10.2010/71.666 TL) olduğu, sabit olmakla davacının sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiğini öğrendiği tarihin karşılıksız çıkan en son çek tarihi (14.10.2010) olarak kabulü halinde dava konusu olayda TBK.m.82 (818 sayılı BK.m.66) daki düzenlemeye göre (5) yıl olan zaman aşımı süresinin 14.10.2015 tarihinde, eş deyişle dava tarihi (08.04.2016) itibariyle de dolmuş bulunduğu, anlaşılmaktadır. Takdir yüce mahkemenindir.
Sonuç olarak;
Dava dosyası üzerinde yapılan ek inceleme sonucu bilirkişi görüşü:
… İlçesi İstasyon Mahallesi … ada (2) parsel nolu taşınmazın 14.07.2001/… sayılı 2B yasası ile bir ilgisi bulunmadığından davacının 2B yasasından yararlanma hakkı bulunmadığı,
2.Davacının, direkt olarak 18.07.2001/… sayılı 2B yasasından yararlanma hakkı bulunmamasının, dava konusu taşınmazda bulunan Hazine Hissesinin 13.11.2013/17712 yev nolu Tapu İşlem Belgesi ile, davacının işletmekte olduğu Spotçular Çarşısının maliki davadışı … Ticaret A.Ş.ne devredilmiş olmakla taraflar arasında münakit 02.10.2009 t. Sözleşmenin ifasına engel teşkil etmediği,
3.02.10.2009 t. Sözleşmenin geleceğe yönelik olarak feshedilemeyeceği,
4.Tarafların karşılıklı olarak temerrüde düşürülmediği,
5.Davalının 05.08.2010 t. Itibariyle 181.027,12 USD tutarında ücrete hak kazandığı, buna karşılık davacı davalı şirkete 140.022,61 USD ödemiş olmakla davalı şirketin davacıdan bakiye (181.027,12-140.022,61=) 41.014,51 USD tutarında alacaklı bulunduğu,
6.Davacının davalıdan 21.366 TL ve 40.000 USD tutarında iade isteminin yerinde olmadığı,
7.Davacı vekilinin 30.11.2018 ve 20.06.2019 h. tarihli, davalı vekilinin 04.12.2018 h. tarihli dilekçelerinde mevcut itirazlarının 14.11.2018 t. Kök Raporda belirli bilirkişi görüşünü değiştirici nitelikte olmadığı, yolunda oluşmuştur.” şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce dosya davacı taraf itirazlarının karşılanmasını amacıyla bilirkişilere tevzi olmuş ve 09/09/2019 tarihli 2. Ek raporu teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı 2. Ek raporlarında özetle;
“Davacının 28/01/2010 tarihli davalı imzalı çek bordrosu kapsamında 30/03/2010 vadeli … seri nolu 71.766 TL bedelli ve 30/04/2010 vadeli, … seri nolu 71.666 TL bedelli … Bankası … şubesinde mevcut … nolu ticari mevduat hesabı üzerine davacı şirket lehine keşide ettiği ve davalı şirkete 28/01/2010 tarihinde teslim ettiği 2 adet çek bedelini 30/01/2020/… nolu yevmiye maddesi ile, davalı şirketin … nolu satıcılar hesabının borcuna, … Nolu verilen çek ve ödeme emirleri hesabına alacak kaydetmiştir.
30/03/2010/… seri nolu 71.766 TL bedelli nama yazılı çekin borçlusunun davacı şirket, lehtarının davalı şirket olduğu, davalı şirketin 30/03/2010/… nolu 71.766 TL bedelli davacı çekini davadışı … ‘a, … ‘un da davalı … San…. Şti. Ne ciro ettiği, çek bedelinin 30/01/2010 tarihinde … A.Ş. Tarafından davalı … Şti.’ne ödendiği, vadesi 06/05/2010 olarak düzeltilen;30/04/2010/… seri nolu 71.666 TL bedelli nama yazılı çekin borçlusunun davacı şirket, lehtarının davalı şirket olduğu, davalı şirketin 06/05/2010/… nolu 71.766 TL bedelli davacı çekini davadışı … ‘a, … ‘un da davadışı … İnşaat… Şti.’ne ciro ettiği, çek bedelinin 06/05/2010 tarihinde … A.Ş. Tarafından davalı …. Şti.’ne ödendiği, … Bankası A.Ş.’nin 13/11/2019/… sayılı yazısı ve ekindeki arkalı önlü çekilmiş 2 adet çek fotokopisi, ekran görüntüsü ve ciro silsilesi ile sabittir.
Davacı ile davalı arasındaki borç/alacak durumunun belirlenmesi;
Davacı tacirdir. 6762 sayılı TTK’m.20/2 hükmü ile bağlıdır. Davalı şirket ile arasında münakit 02/10/2009 tarihli sözleşmenin 5. Maddesinde sözleşme bedeli KDV olarak kararlaştırılmıştır.
Davalının TL cinsinden kesmiş olduğu 08/01/2010/… nolu fatura, TTK. M. 23 yönünden kesinleşmiş ve davacının 2010 yılına ait ticari defterlerinde davalının alacağına kaydedilmiş olmakla fatura muhteviyatı hizmet bedeli davacının kabulündedir.
TCMB’nin 08/01/2010 tarihli Efektif satış kuru üzerinden 08/01/2010/… nolu KDV dahil 197.420 TL bedelli faturanın USD cinsinden karşılığı 134.208,02 USD’ye davalının TL cinsinden kesmiş olduğu 08/03/2010/… nolu fatura, TTK.m.23 yönünden kesinleşmiş ve davacının 2010 yılına ait ticari defterlerinde davalının alacağına kaydedilmiş olmakla fatura muhteviyatı hizmet bedeli davacının kabulündedir.
TCMB’nin 08/03/2010 tarihli efektif satış kuru üzerinden 08/03/2010/… nolu KDV dahil 71.666 TL bedelli faturanın USD cinsinden karşılığı 46.819,10 USD’ye isabet etmekle, davacının davalıya USD cinsinden ödemeleri toplam 181.027,12 USD’ye tekabül etmektedir.
Bu durum, davalı şirketin KDV dahil sözleşmenin toplam bedeli olan 418.900 USD’nin %43,21 lik kısmını tamamlandığına, %56,79 luk kısmını ise tamamlamadığına dalalet etmektedir.
Davacının, davalıya vaki 181.027,12 USD borcuna karşılık TL cinsinden yapmış olduğu ödemelerin USD cinsinden karşılıkları TCMB efektif satış kurlarının tatbiki suretiyle toplam 233.570,12 USD olarak hesaplanmış olmakla, toplam TL tutarı 350.752,00 TL ve USD karşılığı 233.570,12 USD’dir.
Davacının 05/08/2010 tarihi itibariyle davalıdan 52.543,00 USD alacaklı bulunduğu anlaşılmıştır.
TBK, haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşenin bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğunu hükme bağlamış; bu yükümlülüğün özellikle zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayanması durumunda doğacağını da belirtilmiştir.
Kazandırma yapılırken ortada bir hukuki sebep bulunmamakla birlikte ileride gerçekleşecek bir sebep göz önüne alınmışsa, bunun gerçekleşmemesi üzerine “gerçekleşmeyen sebebe dayanan zenginleşmenin iadesi” talebinin söz konusu olacağı doktrinde de kabul edilmektedir.
Dava konusu olayda, davalının 02/10/2009 tarihli sözleşmeden kaynaklanan edemini %43,21 oranında yerine getirdiği, yerine getirmiş bulunduğu edimlerden doyalı davacı şirkete 05/08/2010 tarihi itibariyle 52.543 USD borçlu bulunduğu, davacının 05/08/2010 tarihli bakiye alacağı kalmış olmakla davacının davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre 52.543 USD tutarında alacak talebinde bulunabilmesi için gerekli kanuni ve akdi şartların oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Faiz alacağı;
Faiz Başlangıcı;
Davacı tacirdir. TTK.m.18/2 hükmü ile bağlıdır. Dava tarihi öncesinde davalıya B.K.m 117 ve TTK m. 18/3 ahkamına uygun şekilde temerrüt ihtarnamesi göndermemiş olmakla davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği,
Faiz Oranı;
Davacının dava tarihi itibariyle kayden/hesaben 52.543 USD alacaklı bulunduğu işbu alacağını, dava tarihinde 08/07/2016 itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a hükmüne göre kamu bankalarının USD cinsinden 1 yıllık mevduata uyguladıkları faiz oranlarının kademeli olarak tatbiki suretiyle hesaplanacak faizi ile birlikte davalı şirketten talep edebileceği, anlaşılmıştır.
Davacı şirket, 08/04/2016 havale tarihli dava dilekçesinde mevcut; davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davalı şirkete fazladan ödenen 23.166 TL +40.000 USD nin iadesi ve mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesine ilişkin talebi ile bağlıdır.
Sonuç olarak;
Davacı şirketin, dava tarihi 08/04/2016 itibariyle davalı şirketten 52.543 USD alacaklı bulunduğu, iş bu alacağının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun m.4/a hükmüne istinaden USD cinsinden hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalı şirketten talep edebileceği, davacının taleple bağlılık ilkesi gereği 08/04/2016 havale tarihli dilekçesinde mevcut 23.166 TL+40.000 USD şeklindeki talebi ile bağlı bulunduğu” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava, davacının işvereni davalının yüklenicisi olduğu Kocaeli ili, … ilçesi, ….pafta, … ada, 2 parsel de yapılmakla olan ve yaklaşık 20.000 m2 toplam inşaat alanlı spot satış merkezi binası revizyon projelerinin (mimari, statik, mekanik tesisat, elektrik tesisatı projeleri) yapımı, Mimarlar ve Mühendisler Odaları proje hizmetleri ortak denetim uygulamaları esaslarına göre projenin … Belediyesi ve gerekli müdürlüklerden onaylatılması ve ruhsatın alınması danışmanlığı yapılmasını konu eden taraflar arasındaki 02/10/2009 tarihli 355.000 USD hizmet bedelli Mimarlık ve Mühendislik Proje Sözleşmesi kapsamında yapılan işlerin karşılığı olarak davalı yanca kesilen 269.086,00 TL’lik faturaya karşılık davacının 292.252 TL + 40.000 USD ödediğinden bahisle fazladan ödediği 23.166 TL + 40.000 USD’nin davalıdan istirdadı isteminden ibarettir.
Dava dilekçesi davalı şirkete 14.10.2016 tarihinde tebliğ edilmekle, davaya cevap süresinin son günü olan 28.10.2016 tarihi itibarıyla davalı yanca süre uzatım talebinde bulunulduğu, mahkememizin 02.11.2016 tarihli ara kararı ile cevap süresinin iki hafta uzatıldığı, davalının mahkememiz süre uzatım kararına istinaden davaya cevap verebileceği son gün 11.11.2016 olmasına rağmen 12.11.2016 tarihinde uyap üzerinden cevap dilekçesi sunulduğu görülmekle, bu dilekçenin süresinde olmadığı ve cevap dilekçesi olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle davalı yanın yalnızca usulüne uygun cevap dilekçesi ile ileri sürülebilecek zamanaşımı definde bulunmadığının kabulü gerektiğinden, davacı yan da davalının zamanaşımı define açıkça muvafakat etmediğinden, iş bu defi mahkememizce dikkate alınmayarak, davanın esasına girilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflar arasındaki 01/10/2009 tarihli sözleşmede hizmet bedeli 355.000 USD olarak kararlaştırılmasına rağmen,
sözleşmeden sonra kalan borca ve verilecek çeklere ilişkin davalı ve davacı şirket yetkililerinin imzalarının mevcut olduğu 28/01/2010 tarihli belgenin düzenlendiği, bu belge ile sözleşme bedelinin kalan bakiyesinin 480.000 TL olarak Türk Lirasına çevrilerek 50.000 TL nakit ödeme, kalan kısmının 71.666 TL’lik 6 adet çek ile ödeneceğinin kararlaştırıldığı saptanmakla, bilirkişilerin USD üzerinden kalan borç miktarının hesaplanmasına ilişkin raporlarının bu kısmının mahkememizce sözleşme bedelinin Türk Lirasına çevrilmiş olması dolayısıyla yerinde bulunmadığı, bu nedenle TL üzerinden kalan borcun hesaplanmasının gerektiği, taraflar arasındaki iş kapsamında, davalı yanca 08.01.2010 tarihli 197.410 TL bedelli ve 08.03.2010 tarihli 71.666 TL bedelli olmak üzere toplam 269.086 TL’lik 2 fatura düzenlendiği, davacının ise 05.10.2009 tarihinde 88.920 TL, 23.10.2009 tarihinde 40.000 USD karşılığı 58.500 TL, 29.01.2010 tarihinde 50.000 TL ve 31.03.2010 tarihinde 71.666 TL çek ödemesi olmak üzere toplam 269.086 TL ödendikten sonra, 06.05.2010 tarihinde 71.666 TL çek ödemesi ve 05.08.2010 tarihinde 10.000 TL banka havalesi olmak üzere fazladan 81.666 TL ödeme yapıtığının mahkememizce tespit edildiği, davalı yanca işin tamamının yerine getirilemediği hususunun davalı yanın düzenlediği fatura bedellerinin sözleşme bedelinden düşük olması ile davalı yanca zımnen kabul edildiği, davaya konu arazinin 2b arazisi olması nedeniyle ruhsatın alınamadığına dair savunmanın arazinin 2b arazisi olmaması nedeniyle yerinde olmadığı lakin davaya konu taşınmaz üzerinde Maliye Hazinesinin de hissesi bulunduğundan hazine hissesinin satışı ile dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’nin 13/11/2013 tarihinde taşınmazın tamamında hak sahibi olması ile bu tarihten itibaren ruhsat ve iskan alınmasının mümkün hale geldiği ancak, taraflar arasında feshedilmeyerek devam eden sözleşme ilişkisi kapsamında hukuki engel ortadan kalktıktan sonra davalı şirketçe yapılabilecek başvuruların dava dışı şirketçe yapılarak 03/04/2014 ve 04/04/2014 tarihlerinde ruhsat ve iskanın alınabildiği sabit olmakla, davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında edimini tam ve eksiksiz olarak ifa etmediği, bu kapsamda davacı yanın davalı faturaları ödendikten sonra fazlaca ödediği bedelin iadesini talep edebileceği, fakat davacı yanın daha önceden yapılan iş karşılığı 23.10.2009 tarihinde ödeyerek kayıtlarına 58.500 TL olarak aldığı 40.000 USD ile birlikte bakiye Türk Lirası alacağını talep etmesinin mümkün olmadığı, nitekim 31.03.2010 tarihli çek ödemesi ile birlikte davacı yanın toplam ödemesinin davalı yanın toplam faturasına karşılık geldiği, olsa olsa bu aşamadan sonra yapılan fazla ödemenin davacı tarafça talep edilebileceği, fatura bedeli karşılandıktan sonra fazladan yapıldığı anlaşılan 06.05.2010 tarihinde 71.666 TL çek ödemesi ve 05.08.2010 tarihinde 10.000 TL banka havalesinin iadesi talebinin mümkün olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, hukuki anlamda netice itibarıyla bilirkişi raporlarındaki sonuçtan yukarıda açıklanan gerekçelerle ayrılınmakla sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalı yanın 81.666,00 TL’yi davacıya iade etmekle yükümlü olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile, 81.666,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 81.666,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 5.578,60 TL karar harcından 2.334,26 TL peşin harcın mahsubu ile 3.244,34 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.334,26 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.363,46 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 11.416,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 7.952,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 5.189,35 TL (bilirkişi ücreti, posta masrafı v.s.) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 3.100,49 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza