Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/889 Esas
KARAR NO : 2019/1014
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı tarafın işletmecisi olduğu …’nda gerçekleşecek olan; her türlü kongre, konferans, seminer, tanıtım, fuar, seri, konser, çok amaçlı tüm etkinlikler ve organizasyonlarda, her türlü ses, ışık, görüntü sistemleri ile değişen teknoloji ile birlikte çıkmış ve çıkacak bu konu dahilindeki yeni teknolojileri içermek kaydı ile müvekkil tarafından kendi nam ve hesabına temin edilerek tüm sistemin tesisi, işletilmesi, bakımı, …’a, adı gecenin müşterilerine verilecek hizmetlerin …’ın gözetimi altında müvekkil nam ve hesabına müvekkil tarafından sağlanması ve gerek sözleşmenin imzası sırasında …’ın işletmecisi olduğu …’nda gerekse …’ın işletmecisi olmadığı mekanlarda, … tarafından yönlendirilmiş işlerde müvekkil tarafından verilecek hizmetleri ve bedellerinin tahsilini, tarafların birbirlerine yapacağı ödemeleri ve diğer şartları davalı firma ile karşılıklı üstlendiğini, davalı tarafından sözleşmenin 7.maddesine uyulmadığını, davalının tarafın müvekkilinin fatura karşılığı alacaklarını 3 kişilerden tahsil etmesine rağmen sözleşmeye aykırı biçimde müvekkiline ödemediğini, davacı tarafından davalıya gönderilen … Noterliği … yevmiye numaralı 23.02.2018 tarihli ihtarla, müvekkilin davalı firmadan, alacağını sözleşmede taahhüt edilen 10 günlük ödeme süresinin üzerinden günler geçmesi ve defalarca yapılan görüşmelere rağmen ödenmemesi,ayrıca davalının alacağı tahsil etmiş olmasına rağmen, müvekkile sözleşmeyi ihlal ederek ödemeyi geciktirmesi nedeniyle, cari hesap tablosuna göre ocak ayı faturaları toplamı dahil 2.716.465,22 TL’nin, ihtarın davalıya tebliğinden itibaren 10 gün içinde müvekkil firmaya ödenmesini ihtar ettiğini, davacının davalıya bu takiple ilgili aralarındaki anlaşmaya istinaden vermiş olduğu hizmetlerden takibe konu faturaların düzenlediğini, davalıya iş bu faturaların teslim edildiğini, akabinde anılı faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla borçlu şirket aleyhinde … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasında toplam 2.447.655,99 TL alacağın tahlisi iiçn ilamsız icra yoluyla başlatılan takibe davalı borçlu şirketin ” ödeme emrine karşı borca, borcun fer ‘ilerine, faize, faiz oranına” itiraz ettiğini,ancak aynı gün müvekkili şirket hesabına dosya dışında banka havalesiyle anılan icra dosya numarasını açıklamaya yazarak 27.03.2018 tarihinde 1.000.000,00 TL ödeme yapıldığını, huzurdaki davaya dayanak icra takibi taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu fatura alacağından kaynaklandığını, davalı ile müvekkil arasında işlerin devam etmekte olduğunu, iş bu davaya esas takip borcunu ödemediği gibi yeni işlere ilişkin ödenmeyen alacaklar içinde yasal takibe geçildiğini, neticeten; dava konusu miktar ile sınırlı kaydı ile davalıya ait menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde tedbir isteminin HUMK 101 vd maddeleri çerçevesinde kabulü ile ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı icra dosyasına davalı tarafından yapılan takibe, borca, faize, faiz oranına, borcun ferilerine haksız itirazların iptaline, takibin … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası üzerinden devamına, takip konusu borcun temerrüt tarihinden itibaren işlemiş güncel en yüksek ticari temerrüt faiziyle ödemesine, davalı aleyhine takip konusu alacağın % 20 ‘sin den az olmamak üzere şartları gerçekleşmiş oluşan icra inkar tazminatın mahkum edilmesine, davalıdan alınıp müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yeni yönetiminin göreve başladıktan sonra yapılan araştırma ve belge incelemelerinde davacı tarafın davaya ve takibe dayanak yaptığı sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, müşterilerden hakkında özellikle yüksek fiyat vermesi sebebi ile anlaşmalar yapılmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin yüksek fiyat vererek hizmet vermekten kaçınması nedeni ile çok fazla zarara uğradığını, davacının sözleşme gereği görevini tam olarak yerine getirmediğinden ve ayrıca alacak likit olmadığından gerek dava dilekçesinde gerekse takipteki miktarlar oldukça farklı olduğundan ve varlığı iddia edilen alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmayıp reddininin gerektiğini, davacının haksız ve mesnetsiz olarak takib yapmış olduğunu, yargılama aşamasında celp ve tetkik edilebilecek, icra ve dava dosyalarında, bu durumun açıkça görüleceğini, neticeten; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, haksız ve mesnetsiz tedbir talebinin reddine, sayın mahkemece aksi kanaatte olunması halinde davacının yüksek fiyat vererek, müşteri kaybına sebep olması nedeni ile müvekkil şirketin uğradığı zararların değerlendirilerek BK. 182/son maddesi gereğince hak ve nefasete göre karar verilmesini,yine davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, haksız ve mesnetsiz kötü niyetli takip sebebiyle davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gereken deliller de celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinaden 2.447.655,99 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; takip konusu borca ilişkin olarak 27.03.2018 tarihinde, 1.000.000,00 TL’lik ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme de dikkate alınarak; borca, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde 1.400.000,58 TL üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce; tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda ekonomist Prof. Dr. …, mali bilirkişi … ve sektör uzmanı … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 09/08/2019 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. 2017 ve 2018 yıllarına defterlerinin, 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M 182 uyarınca tutulması zorunlu olan ticari defterleri ile ilgili olarak, davacının 2017 ve 2018 yılları yevmiye, defteri kebir, envanter defterlerinin açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2017 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2018 yılı yevmiye defteri kapanış tasdik süresi dolmadığından yaptırılmamış olduğu, bu itibarla HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle davacının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu kanaatine varılmıştır. Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (16.03.2018) itibariyle davacının davalıdan 3.101.199,07 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı … Tic. A.Ş 2017 ve 2018 yılları ait ibraz edilen ticari defterlerini 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M 182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2017 yılı ticari defterleri ile ilgili olarak, davalının 2017 yılında e-defter sistemine tabi olduğu, e-defter sisteminde yalnızca envanter defterinin noter tasdikine tabi olduğu, davalının 2017 ve 2018 yılları envanter defteri açılış kasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle davalının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yan ile olan cari hesap hareketlerini … ve … nolu iki ayrı hesap kodunda takip etmekte olduğu görülmüştür.
Davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (16.03.2018) itibariyle … no.lu cari hesap ekstresine göre davalının davacıya 2.585.418,81 TL borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (16.03.2018) itibariyle … no.lu cari hesap ekstresine göre davalının davacıya 515.780,25 TL borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibari ile … no.lu cari hesap ekstresine göre davalının davacıya 2.585.418,81 TL ve … no.lu cari hesap ekstresine göre davalının davacıya 515.780,25 TL olmak üzere toplamda 3.101.199,06 TL borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (16.03.2018) itibariyle davacının davalıdan 3.101.199,07 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (16.03.2018) itibariyle … no.lu hesaptan 2.585.418,81 TL ve … no.lu hesaptan 515.780,25 TL olmak üzere davalının davacıya toplamda 3.101.199,06 TL borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Taraf ticari defterlerinin takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.101.199,06 TL alacaklı olduğu yönünde birbiri ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacının takip konusu alacağa ilişkin davalıya 2017 ve 2018 yıllarına ait 21 adet toplamda 2.013.985,48TL + 362.697,38TL (KDV) olmak üzere toplamda 2.376.502,86TL tutarında fatura düzenlenmiş olduğu tespit edilmiştir.
Davalının ticari defterlerine göre yapılan inceleme neticesinde davacının takip konusu alacağın ilişkin olarak davalıya düzenlemiş olduğu 2017 ve 2018 yıllarına ait 21 adet 2.013.985,48TL + 362.697,38TL (KDV) olmak üzere toplamda 2.376.502,86TL tutarındaki faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı dolayısıyla kabulünde olduğu kanaati varılmıştır.
Davalının takip tarihinden sonra (dava tarihinden önce) davacıya yapmış olduğu ödemelerin toplamda 1.150.000,00 TL olduğu, bu ödemelerin davacının ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Özetle; davacının takip konusu alacağına ilişkin olarak davalıya düzenlemiş olduğu 2017 ve 2018 yıllarına ait 21 adet yılında 2.013.985,48 TL + 362.697,38 TL (KDV) olmak üzere toplamda 2.376.502,86 tutarındaki faturalardan kaynaklı olduğu, mezkur faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı ve dolayısıyla kabulünde olduğu, davalının takip tarihi sonrası dava tarihinden önce davacıya toplamda 1.150.000,00 TL ödeme yaptığı, ilgili ödemelerin davacının ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, dolayısıyla davacı alacağından mahsup edilmesinin gerekeceği, bu itibarla takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 3.101.199,06 TL alacaklı olduğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 2.376.128,00 TL tutarında alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği, davalının takip tarihinden sonra yapmış olduğu 1.150.000,00 TL ödemenin anapara alacağından mahsubu neticesinde dava tarihi itibari ile davacının davalıdan (2.376,128,00 TL – 1.150.000,00 TL) ; 1.226.128,00 TL bakiye alacağının olduğu kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 10.maddesinde “aksine sözleşme yoksa ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlarhükmü bulunmaktadır. Bu hükümler gereğince, davacı alacaklının takip tarihi itibariyle işlemiş faiz talep edebilmesi için davalı borçluyu icra takibinden önce temerrüde düşürmüş olması gerekmektedir.
Davacının takip tarihinden önce davalıya ödeme ihtarının bulunduğu mezkur ihtarnamenin 23.02.2018 tarihinde davalı adına … ‘e tebliğ edildiği mezkur ihtarnamede “2.716.465,22.-TL ödemenin muhatap firmaya yapılmış olması nedeniyle bu t oplam bedelin iş bu ihtarın tarafınıza tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde müvekkil firma hesabına ödenmesi hususunun muhataba ihtarı” şeklinde olduğu dolayısıyla davacının davalıya göndermiş olduğu ihtarnamenin davalı tarafından tebliğ alınmış olduğu hususunun davalının kabulünde olduğu, davacının davalıya düzenlemiş olduğu ihtarnamesinde 10 gün içerisinde ödenmesi talebinde bulunduğu, bu itibarla davalının 05.03.2018 tarihi itibariyle temerrüde düşmüş olduğu, davacının 2.376.128,00 TL tutarındaki asıl alacağına ilişkin takip tarihi itibariyle işlemiş faiz tutarı 7.698,00 TL olarak hesap edilmiştir. Bu itibarla davacının davalıdan 7.698,00 TL işlemiş faiz talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Takdir Sayın Mahkemeye aittir.
Sözleşmenin bağımsızlık başlıklı 8. maddesinde sözleşmenin bir “Hizmet Sözleşmesi” olduğu, herhangi bir kira, ortaklık, şirket ve benzeri veya sair bir sözleşme olmadığı açıkça kabul ve beyan edilmiştir. Sözleşmenin uygulanacak fiyatlar başlıklı 6. maddesinde de davacı … tarafından davalı … müşterilerine verilecek hizmetlerin fiyatlarının taraflarca birlikte tespit edileceği kabul edilmiş bulunmaktadır. Dosyada mübrez …. Noterliği 09.07.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamede her ne kadar davacı … davalı …’ ın sözleşmeyi ihlal ederek, yazılı onay şartını yok sayarak yazılı onay almaksızın keyfi indirimler yaptığından bahisle maddi kayba uğradığını beyan etmişse de iş bu davada buna ilişkin bir talebi yoktur. Öte yandan davalı …, davaya cevabında davacının yüksek fiyat vererek, müşterilerin kaybına sebep olması nedeni ile uğradığı zararların değerlendirilerek BK 182/son maddesi gereğince hak ve nesafete göre karar verilmesini talep etmiştir. Ancak bu konuyla ilgili somut bir zarar miktarı belirtmediği gibi talebini bir karşı dava biçiminde de ileri sürmemiştir. Zaten sözleşmenin anlaşmanın ihlali ve fesih / cezai şart başlıklı 19.1.2 maddesinde taraflardan herhangi biri iş bu sözleşmenin veya kanunun herhangi bir hükmüne riayet etmezse, diğer taraf muhalefetin mahiyetine göre azami yedi günlük bir mehil tayin eden yazılı bir ihtarname ile muhalefet eden tarafı bu müddet sonuna kadar anılan hükme riayet etmezse sözleşmeyi bu surette feshedeceği ve zarar ve ziyan talep edebileceği kabul edilmiş olduğundan fakat davada bu kurallara uygun bir işlem yapıldığı ileri sürülmediğinden bu davayla sınırlı kalmak kaydıyla davalının keyfi indirimler yaptığı veya davacının yüksek fiyat verdiği konularında bir değerlendirme yapmaya gerek görülmemiştir.
Neticeten, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 3.101.199,06 TL alacaklı olduğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan 2.376.128,00 TL asıl alacak ve 7.698,00 TL tutarında işlemiş faiz olmak üzere toplamda 2.383.826,00 TL alacaklı olduğu, (BK 100 md karşın davacı ticari defterlerinde davalı ödemelerinin asıl alacaktan mahsup edilmiş olduğundan) dava tarihi itibari ile davacının davalıdan 1.226.128,00 TL bakiye asıl alacağının olduğu” şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları görülmüştür.
Dava; fatura alacağına dayalı takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı yan; davanın reddini savunmuştur.
Yanlar arasında; cari hesap şeklinde ticari ilişki bulunduğu hususunda herhangi bir ihtilaf yoktur.Yanlar arasındaki ihtilaf; bu ticari ilişki kapsamında dava konusu faturalardan dolayı davalının davacıya borçlu olup olmadığına ilişkindir.
Mali inceleme de, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibari ile … no.lu cari hesap ekstresine göre davalının davacıya 2.585.418,81 TL ve … no.lu cari hesap ekstresine göre davalının davacıya 515.780,25 TL olmak üzere toplamda 3.101.199,06 TL borcunun bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi 16.03.2018 itibariyle davacının davalıdan 3.101.199,07 TL alacaklı olduğu, taraf ticari defterlerinin takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.101.199,06 TL alacaklı olduğu yönünde birbiri ile uyumlu olduğu, davacının takip konusu alacağa ilişkin davalıya 2017 ve 2018 yıllarına ait 21 adet toplamda 2.013.985,48TL + 362.697,38TL (KDV) olmak üzere toplamda 2.376.502,86TL tutarında fatura düzenlenmiş olduğu, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 3.101.199,06 TL alacaklı olduğu ise de taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan 2.376.128,00 TL asıl alacak ve 7.698,00 TL tutarında işlemiş faiz olmak üzere toplamda 2.383.826,00 TL alacaklı olduğu, davalının takip tarihinden sonra davacıya yapmış olduğu ödemelerin toplamda 1.150.000,00 TL olduğu ve bu ödemelerin davacının ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu ,BK 100 md karşın davacı ticari defterlerinde davalı ödemelerinin asıl alacaktan mahsup edilmiş olduğundan dava tarihi itibari ile davacının davalıdan 1.226.128,00 TL bakiye asıl alacağının olduğu tespit edilmiştir. Davanın bu miktar üzerinden kabulü gerekmiştir.
Davacı yan; 150.000 TL lik ödemenin takibe konu borçla ilgisi olmayıp takip sonrası devam eden ticari ilişki sonucu oluşan borca karşılık yapıldığı ve icra dosyasına mahsuben yapıldığının belirtilmemiş olması karşısında takip konusu borçtan mahsup edilemeyeceğini beyan etmekte ise de; aksi kanıtlanamadığından BK 102 maddesi gereğince muaccel alacaktan mahsup edilmesine yönelik bilirkişi mütalası yerinde görülmüştür.
Ayrıca her ne kadar ödemenin BK 100 maddesi gereğince faiz ve masraflardan düşülmesi kuralı uygulanır ise de; davacı yan mahsubu asıl alacaktan yaptığından ve talep aşılamayacağından bilirkişilerce doğrudan asıl alacak üzerinden yapılan mahsuplaşma da yerinde görülmüştür.
Davalı taraf; davacının müşterilere yüksek fiyat vererek hizmet vermekten kaçındığını ve müvekkilinin zarara uğradığını beyan etmekte ise de; bu yöndeki dava hakkını saklı tuttuğundan ve huzurdaki davanın konusunu oluşturmadığından huzurdaki davada inceleme konusu yapılmamıştır.
Davalı taraf; müvekkiline ait malzemelerin davacı tarafca alınması nedeniyle iş yapılamadığı ve zarara uğradığı, bu zararın tespiti ile indirime gidilmesi talebinde bulunmuş ise de; davalı taraf takipten sonra dahi ticari ilişkiye devam etmiş olup faturaları defterine kaydetmiş ve bunun yanında davalı savunmasına sözleşmeye aykırılık ve fesih maddesindeki usule uygun işlem tesis edilmediğinden bu yöndeki savunması yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kısmen kabulü ile; …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 1.226.128,00TL alacaklı olduğunun tespiti ile, bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren yıllık %10,75’i geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi ile birlikte takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davalı borçlunun likit olan alacak nedeniyle % 20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 1.226.128,00TL alacaklı olduğunun tespiti ile, bu miktara vaki itirazın iptaline,
Bu miktara takipten itibaren yıllık %10,75’i geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi ile birlikte takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
Davalı borçlunun likit olan alacak nedeniyle % 20’e isabet eden 245.225,60 TL icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 83.756,80TL ilam harcından peşin alınan 11.670,23TL’nin mahsubu ile bakiye 72.086,57 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 11.711,33 TL toplam peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf; kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 60.733,84TL ücret-i vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 16.382,35TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.335,00TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 2.045,00TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/11/2019
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …