Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/33 E. 2019/944 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/33 Esas
KARAR NO : 2019/944
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/01/2016
KARAR TARİHİ : 06/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan bulunan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/10/2007 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile aynı yönde seyir halindeyken …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu kontrolünü kaybederek köprünün demirlerine çarptığını, oluşan kaza sonrasında müvekkilinin ağır yaralandığını, meydana gelen kaza neticesinde müvekkiline davalı şirket tarafından ödeme yapıldığını ancak müvekkilinin yasal koşullarını karşısında yapılan ödeme miktarının oldukça düşük olduğunu, müvekkilinin meydana gelen trafik kazasından dolayı iş gücü kaybı ve ayrıca kazadan sonar çalışamamasından dolayı maddi kazanç kaybı oluştuğunu belirterek şimdilik 1.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin sorumluluğu, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davacının talepleri daha önce başka bir davaya konu edilmiş olup, davanın kesin hüküm ve derdestlik nedeniyle reddi gerekmekte olduğunu, .müvekkil şirketçe poliçe limitinin tamamı ödenmiş olup davalının talepleri hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle dava konusu kazanın meydana gelmesine sebep olan taraf kusurlarının tespiti için dosyanın adli tıp kurumu’na gönderilmesi gerekmekte olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedilmesi için davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin adli tıp kurumu 3.ihtisas dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerekmekte olduğunu, dosyada tazminata hükmedilmesi halinde proporsiyon uygulanması gerektiğini, davayı kabul anlamında olmamakla, yaralanan ve/veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının müterafik kusurunun tazminattan düşürülmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiş, devamında maluliyet rapor alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine yazı yazılarak poliçe ile hasar dosyaları celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacı tarafa trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin … sayılı ceza dava dosyası Uyap üzerinden celp edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defi ileri sürdüğü görülmekle iş bu savunma öncelikli olarak irdelenmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Ceza zamanaşımının uygulanması ilişkin kural, hem dava hem de kısmi dava olarak açılan davada ıslah yoluyla talep edilen miktarın artırılması (ıslahı) durumunda uygulama alanı bulmaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında ölümlü ve yaralamalı trafik kazasından kaynaklı eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK kapsamında öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında 26/10/2007 kaza tarihi ve 11/01/2016 dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı sonucuna varılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davaya konu olay teknik bilgiyi gerektirdiğinden alanında uzman bilirkişi … ‘dan 10/05/2018 tarihinde rapor alınmış ve alınan raporda özetle;”…kusur durumu incelemesinde, … ağır Ceza Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile verilen kararda; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 10.03.2008 tarihli kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde; Davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’nun asli derecede ve tamamen kusurlu olduğu, Davacı … ‘nun ise kusursuz olduğu belirlenmiş olmakla iş bu davada davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapıldığı, davacının geçici iş göremezlik durumu incelenmesinde. … Tip Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığının 31.01.2018 tarihli raporu ile iyileşme sûresinin(geçici iş göremezlik döneminin) 9 ay olduğu ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği belirlendiği, davacının 9 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı % 100 malul gibi hesaplanacağı, Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki zararı ise iyileşme süresinin sona erdiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacağı, maluliyet durumu incelenmesinde, … Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığının 31.01.2018 tarihli raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranı %24 olarak belirlenmiş olup, anılan oran üzerinden sürekli iş göremezlik dönemindeki zararı belirleneceği, davacının yaşının incelenmesinde ise, 05.04.1965 doğumlu davacı, 26.10.2007 olay tarihinde, 42 yıl, 6 ay, 21 günlük olup, 43 yaşında kabul edilerek, P.M.F.1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (27)yıl ve muhtemelen {70)yaşma kadar yaşayacağı, Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup, buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat sûresi (60-43)= 17 yıl ve pasif devresi 10 yıl olduğu belirtilerek; delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 26.10.2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … ‘nun; geçici ve Sürekli iş göremezlik dönemine ait %24 maluliyeti ile ilgili bakiye maddi zararının 11.205.85 TL. Olduğu, davacının bakiye maddi zararı, davalı tarafından daha önce yapılan ödemenin tenzili sonucu zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden belirlenen ve davalının bakiye coruznluluk limitini oluşturan 7.317,00 TL, tun üzerinde olması nedeniyle; davalının solumluluğunun = 7.317.00 TL ile sınırlı olduğu, dosya münderecatına göre davalı bakımından en erken temerrüt tarihinin 16.10.2015 ödeme tarihi olarak belirlendiği, Sigortalı araç hususi nitelikte olup, avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin bilirkişi raporundaki miktarları esas olarak ıslah dilekçesi ibraz ettiği, ıslah dilekçenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin aynı zamanda derdestlik itirazında bulunduğu görülmüş olup celp edilmekle tespit edildiği üzere; dosyamız tarafları arasında görülüp karara bağlanan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dava dosyası kapsamında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda birinci davanın açılmamış sayılması kararının kesinleşmemiş olması halinde, ikinci davaya bakan mahkemenin birinci davanın açılmamış sayılması kararı kesinleşinceye kadar derdestlik itirazı hakkında bir karar veremeyeceği, aksi halde birinci davanın açılmamış sayılması kararı bozulursa bununla birinci davanın derdest olduğu anlaşılmış olacağından ikinci davaya bakan mahkemenin derdestlik itirazının kabulüne karar vermesinin gerekeceği, birinci davanın açılmamış sayılması kararı kesinleştikten sonra ise ikinci davaya bakan mahkemenin derdestlik itirazının reddine karar vermesi gerektiği tespit edilmekle ilk davanın açıldığı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasının kesinleşmesi beklenilmiş ve açılmamış sayılmasına dair kararın kesinleştiği anlaşılmakla da davalı yanın derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir. (Emsal karar: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/10077 esas, 2018/2633 karar sayılı ilamı)
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Huzurdaki davada; davalı sigorta şirketinin ZMSS ile sigortaladığı, dava dışı sürücünün idaresindeki araç ile davacının idaresindeki aracın 26/10/2007 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeni ile davalı sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödeme ile karşılanmayan iş göremezliğe dayalı maddi tazminat isteminin ileri sürüldüğü görülmüş olup, anılı trafik kazası neticesinde kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümlerinden yararlanılarak Adli Tıp Ana Bilim Dalı marifeti ile yapılan inceleme neticesinde davacının %24 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin 9 aya kadar uzayacağının tespit edildiği anlaşılmıştır. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur / aktüerya bilirkişi raporu kapsamında ceza mahkemesindeki tespitlere paralel şekilde davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan düzenlemelere uygun hesaplama yöntemi gereğince davalı sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödemenin güncellenmesi sureti ile bakiye sorumluluk limiti gözetilerek davacının iş göremezliğe dayalı talep edebileceği maddi tazminat tutarının 7.317-TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Talep edilen maddi tazminat miktarının zorunlu poliçe limitini aşmadığı, tüm bu nedenlerle ve anılan kanuni düzenlemeler gereğince davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında, davacının iş göremezlikten doğan işbu maddi zararını tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, temerrüt halinin (talep gereği) davalı sigorta şirketi yönünden en erken ödeme tarihine ( 09/10/2015) eklenecek 8 iş gününden sonra 19/10/2015 tarihi itibari ile başladığı, kazaya neden olan aracın ticari vasfının bulunmadığı, hususi nitelikte olduğu görülmekle avans faizi isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla; davanın kabulü ile, 7.317,00-TL’nin temerrüt tarihi olan 19/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
7.317,00-TL’nin temerrüt tarihi olan 19/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihi itibariyle kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 499,82 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 61,1 TL harcın mahsubuyla eksik kalan 434,72 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 61,1 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 305,5 TL tebligat giderleri olmak üzere toplam 905,5 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır