Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/312 E. 2018/581 K. 12.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/312
KARAR NO : 2018/581
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/03/2016
KARAR TARİHİ: 12/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının maliki bulunduğu … plakalı aracın 20/10/2009 – 20/10/2010 tarihleri arasında trafik sigorta poliçesiyle müvekkili şirkete sigortalandığı, aracın 10/10/2010 tarihinde karıtığı kazada zarar gördüğü ve söz konusu kazada araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu ayrıca alkollü olduğu, kaza yerinden kaçtığı tutanaklarla tespit edildiğini, meydana gelen kaza neticesinde ekspetriz raporu ile tespit edilen 3.600.TL’nin 02/02/2011 tarihinde malikine ödendiğini ancak kaza anı itibarı ile davalıya ait aracın sürücüsü …’ın geçerli ehliyeti bulunmadığı ve alkollü olduğu nedenle müvekkili şirketin trafik sigortası kapsamında 3.şahıslara ödemek zorunda kaldığı tazminatın Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesi “c” ve “d” bentleri gereğince rücu hakkının doğduğu, hasar bedelinin ödenmesi için davalıya yapılan müracaatlar sonuçsuz kaldığından bahisle bu kez alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müd’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine davalının itiraz ettiği ve takibin durduğunu, bu nedenle davalının icra takibine vaki itirazının iptali, takibin devamına, masraf ve ücreti vekalete karar verilmesi istenmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında özetle; ” 3.428,70-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %15 faiz, icra harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin tahsilini” talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında özetle; “3.913,35-TL tutarındaki alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte” tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin …. Esas ve 2014/134 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı 16/04/2015 tarihli bozma ilamı ile;
“Dava, ZMSS poliçesine ve ZMSS sözleşmesi genel şartlarına dayanılarak, itirazın iptali şeklinde davacı … şirketi tarafından, poliçede sigortalı olarak ismi geçen davalı aleyhine açılan rücuen alacak istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK’nun 95/2.maddesi uyarınca, sigorta sözleşmesinden veya sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerinden doğan nedenlerle sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin haller sigortacı tarafından 3.kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra tazminatın kaldırılması ya da indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Buna karşın sigortacı aynı nedenleri sigorta ettirene karşı ileri sürebilir. Başka bir deyişle, sigortacının 3.kişiye karşı ileri süremeyeceği hususları sigorta ettirene karşı ileri sürebileceği veya ileri sürmesi gereken hususlardır. Yine ZMSS Poliçesi Genel Şartlarının 4/d maddesi gereğince, hasarın teminat dışı sayılması için, araç sürücüsünün münhasıran alkolün etkisi altında trafik kazasına yol açması gerekir.
Somut olayda, davacının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, davalının da sigortalısı olduğu aracın dava dışı alkollü sürücü yönetiminde iken sebebiyet verdiği kazada karşı araç malikine ödenen 3.600 TL hasar bedeli ve ferilerinin ZMSS Genel Şartlarının 4/d maddesi gereğince davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemiyle dava açılmıştır.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında poliçe düzenlenmediğini, müvekkilinin bu konuda yazılı ya da şifai irade beyanının olmadığını, davacının müşteri temsilciliğinden, poliçeyi 3.kişinin yaptırdığını ve primini ödemediğini haricen öğrendiklerini, müvekkilinin aracı kaza tarihinden önce aracın sürücüsü olan …’a haricen sattığını, karşılığında senet düzenlendiğini, senet bedeli ödenmeyince … aleyhinde icra takibi yapıldığını, davacı tarafça müvekkiline gönderilen ihtarlarda dahi …’ın adresinin, müvekkilinin adresi gibi gösterildiğini, poliçeyi yaptıranla … arasında bağlantı olmalı ki …’a ait adresin davacıya verildiğini, …’ın müvekkilinin rızası dışında senetler ödenmeyince kendisinden geri alınan ve hurdaya çıkması için evin yakınındaki boş arsaya bırakılan
aracı alıp kullandığını ve kaza yaptığını, müvekkili ile ilgisinin olmadığını, Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduklarını hazırlık evrakının derdest olduğunu, olaydan ödeme emrinin tebliği ile haberdar olunduğunu, poliçeyi yapanın araştırılması gerektiğini savunmuş, mahkemece bu hususlar araştırılmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava dışı …, olayın akabinde karakolda verdiği ifadesinde, kamyonet ile pazarcılık yaptığını, olay tarihinde kazayı kendisinin yaptığını beyan etmiştir. … hakkında alkolün etkisi altında araç kullanmak suçundan … 3. Sulh Ceza Mahkemesinin …-… sayılı dosyasında dava açılmış; suçu sabit görülerek mahkumiyetine karar verilmiş ve hükmün açıklanması geri bırakılmıştır. Bu hüküm itiraz edilmeden 13.09.2011 tarihinde kesinleşmiştir. …’ın iddianamede belirtilen adresi itibariyle, davalı … adına davacı tarafça 3.kişiye ödenen tazminatın rücuen ödenmesi için ihtar gönderilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığı, davalının, davacı tarafın akidi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nu hükümlerine göre, sigorta sözleşmesi hiçbir şekle tabi tutulmamıştır. Sigorta ilişkisinin doğması için sigortacı ile sigorta ettirenin sözleşmenin zorunlu unsurları üzerinde yazılı veya sözlü olarak anlaşmaları yeterlidir. Bütün sözleşmeler gibi sigorta sözleşmeleri de iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile oluşur. Sigorta poliçesi taraflar arasında bir sözleşmenin bulunduğunu ispata yarar. Poliçenin bulunmadığı hallerde ise 6100 sayılı HMK’nın 200.maddesi hükümlerine göre ticari defterler, tarafların beyanları vs. gibi delillerden yararlanılarak sözleşmenin varlığı ispatlanabilir.
6102 sayılı TTK’nun 1423/1. maddesinde “sigortacı ile acentesinin sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildireceği” düzenlenmiş,
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11/3.maddesinde “sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından gerek sözleşmenin kurulması, gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususların yönetmelikte düzenleneceği” öngörülmüş,
Anılan yasa hükmüne dayanılarak Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan ve 28.10.2007 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde, “sigortacının bilgilendirme yükümlülüğünün sigortacı tarafından sigorta ettirene ve sigorta sözleşmesine taraf olmak isteyen kişilere karşı sözlü ve yazılı şekilde yerine getirileceği bilgilendirmenin yazılı yapılmasının esas olduğu, sigortacının asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlü bulunduğu, bilgilendirme yükümlülüğünün sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce başlayacağı ve sözleşmenin geçerli olduğu süre içinde de devam edeceği, sigortacının dürüstlük ilkeleri çerçevesinde davranmak, sigorta ettireni yanıltıcı her türlü hal ve davranıştan kaçınmak zorunda bulunduğu”, Yönetmeliğin 7.maddesinde, “bilgilendirme yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş, bilgilendirme formu gereği gibi teslim edilmemiş veya bilgiler gerçeğe aykırı düzenlenmiş ise bu hallerden herhangi birinin sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini feshedebileceği ve uğradığı zararının tazminini de talep edebileceği”, Yönetmeliğin 8. maddesinde, “bilgilendirme formu içeriğinden aktedilecek sözleşmeye ilişkin genel uyarılar, sözleşme ile verilen teminatlar, sözleşmeye eklenebilecek özel hükümlür…vs. bulunacağı”, Yönetmeliğin 9.maddesinde “bilgilendirme formunun en az 2 nüsha düzenlenerek sigortacı tarafından kaşelenip imzalandıktan sonra bir nüshasının sözleşmeye taraf olmak isteyen kişiye imza karşılığı verileceği, imzanın sigorta ettirenin sigorta sözleşmesi ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olduğu hususunda aksi ispat edilebilir karine teşkil edeceği” öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; Davacı, ZMSS poliçesinin akidinin davalı olduğunu, poliçenin davalı tarafından düzenlendiğini iddia etmekte, davalı vekili ise poliçenin müvekkilinin iradesi dışında 3.kişi tarafından düzenlendiğini, müvekkili ile davacı arasında söz konusu poliçenin düzenlenmediğini savunmaktadır.
Davalının savunması, sigorta poliçesinin inkarını içermektedir. Sigorta akitlerinin şekle tabi olmaması, poliçenin sadece tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren bir ispat aracı olması karşısında, poliçenin davalı tarafından düzenlendiği hususunun davacı tarafça 6100 sayılı HMK’nın 200.(mülga 1086 sayılı HMK’nun 288) vd. maddesi uyarınca kesin delillerle ispatlanması gerekir.
Dosyaya mübrez tüm poliçe ve nüshaları davacı … şirketince ibraz edilmiş olup, davalının savunmasında belirttiği gibi poliçede davalı sigortalının imzası bulunmamaktadır. ZMSS poliçesinin, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği konusunda sigortalının imzasını içeren bilgilendirme formları da ibraz edilmiş değildir.
Bu durumda mahkemece, davalı vekilinin savunmasında dava dışı … aleyhinde müvekkilince yapıldığı bildirilen icra takip dosyası ile Cumhuriyet Savcılığına şikayetiyle ilgili hazırlık evrakının dava açılmışsa dava dosyasının getirilmesi, daha sonra ispat külfeti kendisine düşen davacı … şirketine ZMSS poliçesinin davalı tarafça düzenlendiğine ilişkin savunmasını ispat zınmında, davalının imzasını içeren poliçe aslını veya poliçenin yönetmelik hükümlerine uygun düzenlendiğine ilişkin davalının imzasını içeren bilgilendirme formunu ibraz etmesi, davacının davalının poliçenin akidi olduğuna ilişkin tüm kesin delillerini sunması, gerekirse davacı … şirketi ile poliçeyi düzenleyen acentenin tüm ticari defter ve kayıtlarında, poliçenin davalı tarafından düzenlenip düzenlenmediği hususunun da konusunda uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılması, davacının delil listesinde ilgili yasal ve takdiri delillere dayanması nedeniyle davalıya yemin teklif etme hakkının davacıya hatırlatılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, iş bu dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 07/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin 20/10/2009 tarihinde … kodlu acentesi olan … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi tarafından … plakalı araç için … nolu ZMSS düzenlenmiş olduğu, bu poliçenin prim tahsilatı 20/10/2009 tarihinde … isimli şahsın kredi kartından tahsil edildiği, poliçede yalnızca davacının kaşe ve imzası bulunduğu, davalı tarafın isim e imzasının bulunmadığı, ayrıca poliçe yönetmeliği hükümlerine göre davalının imzasını da taşıyan bir bilgilendirme formunun da davacı tarafından dosyaya sunulamadığını, dava konusu ZMSS poliçesinin davacı tarafından … kodlu … sigorta aracılık hizmetleri limited şirketine düzenlettirildiği, tahsilatını gerçekleştirdiği, kendi ticari defterlerinden anlaşıldığı ayrıca acente ticari defterlerinin incelenmesine heyet tarafından gerek görülmediğini, itirazın iptali davasında davacının defter ve belgeleri ve dava dosyası üzerinden yapılan bilirkişi heyet incelemesi neticesinde davalının iddialarının yerinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; ZMSS poliçesini ve ZMSS sözleşmesi genel şartlarına dayanılarak, itirazın iptali şeklinde davacı … şirketi tarafından, poliçede sigortalı olarak ismi geçen davalı aleyhine açılan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, Yargıtay bozma ilamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, davalının da sigortalısı olduğu aracın dava dışı alkollü sürücü yönetiminde iken sebebiyet verdiği kazada karşı araç malikine ödenen 3.600,00-TL hasar bedeli ve ferilerinin ZMSS Genel Şartlarının 4/d maddesi gereğince davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda; dava dışı … aleyhinde davalı tarafça açıldığı bildirilen icra takip dosyası ile Cumhuriyet Başsavcılığına şikayetiyle ilgili KYOK kararının dosya kapsamına alındığı, daha sonra ispat külfeti kendisine düşen davacı … şirketine ZMSS poliçesinin davalı tarafça düzenlendiğine ilişkin savunmasını ispat zımnında davalının imzasını içeren poliçe aslını veya poliçenin yönetmelik hükümlerine uygun düzenlendiğine ilişkin davalının imzasını içeren bilgilendirme formunu ibraz etmesi, yine davacının, davalının poliçenin akidi olduğuna ilişkin tüm kesin delillerini sunması hususunda süre verildiği ve bildirilen yerlere müzekkere yazıldığı; ancak söz konusu belge asıllarına ulaşılamadığı, bu kapsamda tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği ve düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamına alındığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 06.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; davacı … şirketinin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, bu sebeple lehine delil teşkil ettiği, ancak poliçeyi düzenleyen acentenin ticari defterlerine ulaşılamadığı, davacı şirketin acentesi olan … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi tarafından … plakalı araç için … nolu ZMSS poliçesinin tahsilatının 20.10.2009 tarihinde dava dışı … isimli şahsın kredi kartından tahsil edildiği, davacının imzasını taşıyan poliçe veya bilgilendirme formunun dosya kapsamına sunulamadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın delil listesinde ilgili yasal ve takdiri delillere dayanması nedeniyle davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı; ancak davacı tarafça, davalı tarafa yemin teklifinde bulunulmadığı; bu bağlamda taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu ve davalının davacı tarafın akidi olduğu hususunun ispatlanamadığı, yine 6102 sayılı TTK’nın 1423/1. Maddesinde hüküm altına alınan yazılı bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğinin ispat edilemediği, sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirme İlişkin Yönetmeliğin 5. Maddesi gereğince sigortacının asgari bildirimin yapıldığını ispatla yükümlü bulunduğu, bilgilendirme yükümlülüğünün sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce başlayacağı ve sözleşmenin geçerli olduğu süre içinde de devam edeceği, davalı tarafça sigorta poliçesinin inkar edilmesi sebebiyle sigorta akitlerinin şekle tabi olmaması ve poliçenin sadece tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren bir ispat aracı olması karşısında davacı tarafın poliçenin davalı tarafından düzenlendiği hususunun davacı tarafça 6100 sayılı HMK’ nın 200. ve devamı maddeleri uyarınca kesin delillerle ispat etmesi gerektiği, bu bağlamda davacı tarafça ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerektiği anlaşılmış, davalının takipte ayrıca kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiş buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 38,65-TL harçtan 35,90-TL’in mahsubu ile artan 2,75-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 2.180,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen 45,00-TL masrafın davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/06/2018

Katip Hakim