Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/303 E. 2019/755 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/303
KARAR NO : 2019/755
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/03/2016
KARAR TARİHİ : 17/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin içinde olduğu … plakalı minibüs 08/01/2016 tarihinde Sarıyer … Mahallesi … caddesini takiben … Caddesi kesişimine yaklaştığı sırada kontrolünü kaybedip … caddesini geçip kaldırımın üzerine çıkmış ve beton saksılara çarptığını, çarpmanın etkisi ile … çıkmazına gidererek … No: … ‘nin duvarına çarptığını, anılan kazada kaza sırasında yolculardan biri de kaldırılığı hastanede bir yolcu daha öldüğünü, 29 kişinin de yaralandığını, müvekkilin uğramış olduğu maddi zararları henüz tam olarak belirlenemediğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.500,00-TL maddi tazminat alacağının HMK 107’ye göre belirsiz alacak davacı olarak kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalıların müştereken ve müteselsilen şimdilik talep etmiş olduğu 1.500,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkillere ödenmesini, TBK’nın 56.maddesine göre kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan … ve …’nin müvekkile 80.000,00-TL manevi tazminat ödenmesini, tüm yargılama gider ve masrafları ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle bilirkişi maluliyet, kusur ve hesap raporlarında aleyhe tüm hususlara itiraz ettiğini, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası limitlerini aşmayan zararlarda ZMM poliçe devreye giremeyeceğinden husumet itirazlarının kabulü ile davanın hakkında reddine karar verilmesini, sigortalı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığından davanın reddini, taraflara kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitini, müterafik kusur ve varsa hatır taşıması nedeniyle hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, iddia edilen gelirin ispatlanamamış olması gereği hesabın asgari ücret dikkate alınarak yapılmasını, kaza tarihinden ticari faiz taleplerinin izah edildiği üzere reddini, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karra verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş ise de; davalılar tarafından Mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına Adli Tıp Başkanlığından alınan 01/02/2018 tarihli ATK raporunda özetle; Mevcut belgelere göre; Tarık kızı, 23/06/1980 doğumlu …’ın 08/01/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı çene hareket kısıtlılığı arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak;
Gr1 IV (1………. 41 )A % 45X1/5= %9
E cetveline göre % 8.3 (yüzdesekiznoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 08/01/2016 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 28/12/2018 tarihli ATK raporunda özetle; Sürücü …’nin %40 (Yüzde Kırk ) oranında kusurlu olduğunu, davalı minibüs işletmecisi … … ‘nin %40 (Yüzde Kırk) oranında kusurlu olduğunu, araç trafiğinin denetiminden sorumlu kurum kuruluş’un %20 (Yüzde Yirmi ) oranında kusurlu olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; Trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacının yolcu olarak bulunduğu sırada … plakalı minibüste 08/01/2016 tarihinde meydana gelen trafik sonucunda meydana davacının maluliyetini gerektirir nitelikte yararlandığından bahisle eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına Adli Tıp Başkanlığından alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 01/02/2018 tarihli ATK raporunda; Mevcut belgelere göre; Davacı …’ın 08/01/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle; E cetveline göre % 8.3 (yüzdesekiznoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 08/01/2016 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 28/12/2018 tarihli ATK raporunda; Sürücü …’nin %40 (Yüzde Kırk ) oranında kusurlu olduğu, davalı minibüs işletmecisi … ‘nin %40 (Yüzde Kırk) oranında kusurlu olduğunu, araç trafiğinin denetiminden sorumlu kurum kuruluş’un %20 (Yüzde Yirmi ) oranında kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça maddi tazminata ilişkin talepleri hakkında sulh nedeniyle esası hakkında karar tesisine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi talep edildiğinden davacı yanın manevi tazminata ilişkin talebi yönünden yargılamaya devam edilmiş, tarafların ekonomik ve sosyal durumunun tespiti husunda yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılar dosya kapsamına alınmıştır.
Davacı yanın manevi tazminat istemi yönünden uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazası neticesinde tedavi görmek zorunda kalıp iş göremezliğe düşen davacının manevi zarara uğradığı ve davalı araç maliki/işleteni ve araç sürücüsünün yasal düzenlemeler gereğince davacının manevi zararını gidermekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, maluliyet oranı, iş göremezlik süresi, davacının kusursuz oluşu, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00-TL manevi tazminat taktir edilmiştir.
Davalı işleten ve sürücü yönünden temerrüt, haksız fiil tarihi olan 08.01.2016 tarihi itibari ile oluştuğu ve davacının yasal faiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla; davanın manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne, maddi tazminat talebi yönünden ise; konusuz kalmakla esası hakkında karar tesisine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı tarafın maddi tazminat talebi yönünden konusuz kalmakla esası hakkında karar tesisine yer olmadığına,
10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 683,10-TL ilam harcından peşin alınan 278,37-TL’nin mahsubu ile bakiye 404,73-TL ilam harcının davalılar … ve …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 278,37-TL peşin harç ve 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 307,57-TL’nin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı …’nin, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile ilgili davalıya verilmesine,
6-Tarafların maddi tazminat yönünden sulh oldukları anlaşılmakla; taraflara vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan 300,00-TL ATK masrafı ve 548,65-TL masraf olmak üzere toplam 848,65-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre oranlanarak 742,57-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına; arta kalan 106,08-TL’nin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2019

Katip …

Hakim …