Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/286 E. 2019/434 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/286 Esas
KARAR NO : 2019/434
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2016
KARAR TARİHİ : 16/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan alacak (ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 21/05/2008 tarihinde bir akaryakıt bayilik ilişkisi kurulduğunu, işbu ilişki kapsamında müvekkilinin, akaryakıt istasyonu işletmeciliği yapmaya başladığını, müvekkilinin işlettiği istasyona yalnızca davalıdan akaryakıt alındığını, taraflar arasında yapılan bayilik sözleşmelerine aykırı olarak 2011-2015 yıllarına ilişkin davalı tarafından haksız tahsilatlar yapıldığını, yapılan bu tahsilatların ağırlıklı olarak otomasyon komisyon bedeli olarak tahsil edildiğini, ancak bu otomasyon sisteminin tamamen davalının yükümlülüğünde olduğunu, davalı tarafından otomasyon komisyon bedeli olarak müvekkilinden tahsil edilen tutar toplamının 754.673,90.-TL olduğunu, diğer yandan yakıt kart komisyon bedeli, yakıtpuan, iletişim hizmet bedeli, tuvalet temizlik bedeli ve sair ad altında 94.144,08.-TL’lik haksız tahsilatın daha yapıldığını, yapılan bu tahsilatların da taraflar arasındaki sözleşmelere aykırı olduğunu, davalı tarafından 2011-2015 yıllarında yapılan haksız tahsilat tutarı toplamının ise 848.817,98.-TL olduğunu, bu tahsilatların doğrudan borçlandırma sistemi ile müvekkilinin kredili banka hesabından tahsil edildiğini, davalı tarafından yapılan işbu tahsilatların gerek sözlü ve gerekse ihtarname ile davalıdan talep edildiğini, ancak davalının bu tutarları ödemediğini beyanla neticeten davalarının kabulü ile; fazlaya ilişkin hak ve alacaklarını saklı tutarak davalının 2011 yılı ile 2015 yılını kapsayan (5 yıllık) dönemlerdeki bayilik sözleşmelerine ve EPDK kararlarına, mevzuata ve hakkaniyete aykırı olarak müvekkilinden tahsil ettiği 848.817,98.-TL tutarındaki otomasyon komisyon bedelleri başta olmak üzere tam komisyon vc diğer bedellerin tahsil tarihinden itibaren işleyen ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davasını alacak davası olarak isimlendirdiğini ancak niteliği gereği huzurdaki davanın istirdat davası olduğunu, bu bağlamda somut istemde 1 yıllık hak düşürücü süre olduğunu ve bu yönden davanın reddinin gerektiğini, davacının, huzurdaki davaya konu ettiği fatura bedellerini, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin başlangıcından itibaren itirazsız olarak ödediğini, EPDK tarafından vaz edilen 1240 sayılı kararda anılan otomasyon sistemi’nin müvekkili tarafından kurularak ariyeten davacıya teslim edildiğini, davacının dava dilekçesine konu yaptığı faturaların, taraflar arasında imzalanan tüm sözleşmelere uygun olduğunu, davacının kurumsal müşterilerinin davacıya oluşturduğu toplam maliyetin ortalama %50 hesabıyla taraflar arasında paylaşıldığını ve komisyon faturalaması yapıldığını, bu uygulamanın ticari ilişkinin başlangıcından beri süregeldiğini ve davacı tarafından da kabul gördüğünü beyan ederek; öncelikle davanın zamanaşımı sebebi ile reddine, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması sebebiyle hak düşürücü süre yönünden reddine ve aksi davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gereken deliller de celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali bilirkişi Oral Öktü ile sektör bilirkişisi Adem Ünal marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 13/10/2017 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
”Davacı … Ltd.Şti. ile davalı …. arasında 21/05/2008, 11/08/2008, 06/06/2011, 18/05/2013, 08/05/2015 tarihli “Akaryakit Bayilik Sözleşmelerinin” akdedildiği ve sözleşmelerin alanda her iki tarafın da kaşe ve imzalarının mevcut olduğu görülmüştür. Mevcut sözleşmelerin konusu : «…şirketin üzerinde hak ve tasarruf sahibi bulunduğu, akaryakıt istasyonu işletmeciliğini iş bu sözleşme ile bayiye verdiği, istasyonda … marka/logo ve görünüm standartları altında çalıştırılacaktır.” şeklindedir.
Bununla birlikle taraflar arasında çeşitli tarihlerde yapılan ek sözleşmeler ile protokollerin mevcut olduğu görülmektedir.
Huzurdaki davada davacı, 2011-2015 yılları arasında davalı tarafından haksız olarak tahsil edildiğini iddia ettiği komisyon bedellerini talep etmekte olup, davacı tarafından klasör halinde sunulmuş olan faturaların ve davacı tarafından tarafımıza sunulan ticari defterlerin tetkikinde, davalı tarafından davacıya fatura edilen ve davacıdan tahsil edilen tutarların;
Otomasyon Komisyon Bedelleri Toplamı: (104.136,87 + 201.077,08 + 187.922,57 + 109.583,41 + 1 50.569.50 = ) 753.289,43.-TL
Yakıt Kart Komisyon Bedelleri Toplamı: ( 2.909,13 + 3.827,78 + 1.602,36 + 1,731,36 + 1.859,43 = ) 11.930,06.-TL, Yakıt Kart Hizmet Bedeli Toplamı: 781,71.-TL,… Katılım Bedelleri Toplamı: ( 396,99 + 6,139,91 + 5.161,09 + 2.547,47 +1.941,21 = ) 16.186,67.-TL, … Ek Komisyon Bedeli Toplamı: 161,11.-TL,SGK Şansları Komisyon Bedelleri Toplamı: (329,74 + 223,80 + 123,43 + 2.668,79 =) 3,365,76.-TL,Yakıt LPG Bedeli; 124,28TL, Araç Yıkama Makinesi Yıllık Bakım Bedeli; 7.827,67TL, İstasyon Çalışanlarına Ait Kıyafetlerin Bedelleri Toplamı:(1.030,00 -I- 85,00 + 3.094,00 + 1.992,00 + 2.362,00 =)8.478,00.-TL,Motorin İade Bedeli Toplamı: 442,22.-TL) netice itibarı ile, davalı tarafından davacıya fatura edilen ve davacıdan tahsil edilen bedeller toplamı: 816.568,91.-TL olarak hesaplanmıştır.
Davalı yanın ibraz etmiş olduğu ticari defterlerin tetkikinde ise: davacı ile olan ticari münasebetini … Alıcılar hesabında … nolu müfteri kodu altında takip etmekte olduğu, davacıya düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna, davacı tarafından yapılan ödemeleri ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu, davacıya fatura edilen ve davacıdan tahsil edilen bedellerin de davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Buna göre yapılan mali inceleme neticesinde:
Huzurdaki davada davacının, akdedilen bayilik sözleşmelerine aykırı olarak 2011-2015 yıllarına ilişkin davalı tarafından haksız tahsilatlar yapıldığı, yapılan tahsilat tutarı toplamının 848.817,98.-TL olduğu, bu tahsiladarın “Doğrudan Borçlandırma Sistemi” ile taraflarının kredili banka hesabından tahsil edildiği anlatımı ile tahsil edilen bu tutarları talep ettiği, davalının ise söz konusu tahsilatların yapılmadığı yönünde herhangi bir itirazının bulunmadığı, davalının asıl iddiasının, yapılan bu tahsilatların, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında yapıldığı yönünde olduğu, tahsil edilen toplam tutarın ise tarafımızca 816.568,91.-TL olarak hesaplandığı, davalı tarafından yapılan bu tahsilatların sektörel yönden uygunluğunun aşağıda teknik değerlendirme kısmında değerlendirileceği, bu değerlendirme neticesinde de nihai takdirin sayın mahkemenize ait olduğu yönündeki tespitlerimi saygılarımla arz ederim.
Sektörel İnceleme ve Değerlendirme
Dava dilekçesi, cevap ve savunmalar, karşılıklı beyanlar ve taraflarca dosyaya ibraz edilen tüm belgeler sayın mahkemenizce yaptırılmasına karar verilen bilirkişi incelemesi sonrasında tarafımızdan tetkik edilmiş olup, tüm bu inceleme ve değerlendirmeler ışığında konuya ilişkin görüş ve kanaatlerim nihai takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere aşağıda sunulmaktadır.
Öncelikli olarak, dava konusuna yönelik olarak tarafların iddia ve savunmalarındaki “Otomasyon Sistemine” yönelik kavram karışıklığını ortadan kaldırmak gerekecektir.
Davacının, dava konusu olarak iddia ettiği ve incelenip değerlendirilmesi gerekenin; Petrol Piyasası Kanunu ve EPDK mevzuatı kapsamında ve her akaryakıt istasyonunda zorunlu olarak bulunması gereken “Otomasyon Sistemi” olmayıp, elektronik satışlar kapsamında sektörde çeşitti isimlerle ifade edilen (taşıt tanıma, aotomatic, …… vs. ) sistem olduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Sektörel olarak elektronik satış sistemleri; araç filosu olan ticari işletmelerin akaryakıt alımlarını disiplin altına alacak olan ve akaryakıt sektöründe taşıt tanıma sistemi, taşıtmatik, … vb. gibi isimlerle anılan bu teknolojinin şirketlere sunduğu hizmet kapsamında, şirket araçlarını kullanan kötüniyetli çalışanların akaryakıt istasyonlarından yakıt alımlarının suistimallere çok açık olması ve bunları önlemek üzere geliştirilen ve istasyon görevlisi ile şirket araç kullanıcısı arasındaki para ve fatura trafiğini ortadan kaldırıp, direk olarak akaryakıt dağıtım şirketinin satış yapan ve fatura düzenleyen, ilgili şirketin de aldığı akaryakıtın bedelini doğrudan dağıtım şirketine ödemekle yükümlü olduğu bir sistemdir.
Bu sistemler akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından kurulup, düzenlenmekte ve yönetilmektedir. Tüm sistemin işleyişini akaryakıt dağıtım şirketi sağlamaktadır. Sistemin ihtiyacı olan ekipman ve bilgi işlem yazılımı da dağıtım şirketi tarafından oluşturulmakta veya dışarıdan hizmet alımı yoluyla müteahhit firmalardan temin edilmektedir.
Davalılardan …’nin internet sitesinde yer alan ve adı da “…” olan bu sisteme ilişkin açıklama; dava konusu olayla ilgili … sistemi gibi elektronik satış sistemlerinin kurulup, çalıştırılması için gerekli olacak dağıtım ağına (istasyon şebekesine/netvvork/bayilik ağı), akaryakıt dağıtım şirketi sahiptir.
Sistemin çalışabilmesi için gerekli ekipmanlar, dağıtım şirketi tarafından bayileri oları istasyonların akaryakıt pompalarına ve merkez sistemine monte edildikten sonra bu sistemi kullanarak akaryakıt alacak olan nihai müşterilerle dağıtım şirketi temasa geçerek onlarla akaryakıt alım satım sözleşmesi (… Müşteri Sözleşmesi) imzalamaktadır. Sistemin işleyişiyle ilgili gerekli bilgi ve sürekli eğitim yine akaryakıt dağıtım şirketince sağlanmaktadır. Dolayısıyla, sistemin bütün olarak kurgulanması ve işleyişi akaryakıt dağıtım şirketinin kontrolündedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında özetlemek gerekirse dağıtım şirketinin bu sistem içindeki rolünün ;
1)Merkez ofiste tüm sistemi kontrol edebilecek ve yönetecek bir birim oluşturmak,
2)Müşteriyi bulmak ve … sözleşmesi imzalayarak sisteme dahil etmek,
3)Müşteri araç bilgilerini; Plaka,Marka,Model,depo kapasitesi… sisteme girmek,
4)Müşteri araçlarına sistemin işleyebilmesi için gerekli … ekipmanın montajını yapmak,
5)Bayisi olduğu akaryakıt istasyonunun pompalarına gerekli ekipman ve sistemi kurmak ve bayisi ile … anlaşması yapmak, sistemin kullanılmasına için akaryakıt istasyon bayisine ve personeline gerekli eğitimleri vermek, Müşteriye ve bayisine raporlama yapmak şeklinde tanımlanabilir.
Sistemin amacının ise ; bayisi olduğu her akaryakıt istasyonunun mevcut satışına, dağıtım şirketinin ilgili satış departmanlarınca satış artışı sağlayacak yeni müşteriler kazandırarak standart bir hizmet sunumu sağlamak, kötü niyetli insan faktöründen kaynaklanabilecek zararların işletmeye getirebileceği zararları bertaraf etmesi. akaryakıt istasyonu görevlisi ile şirket aracı kullanan çalışanın para ve fatura alışverişini ortadan kaldırması, … sistemi takılı araçların sisteme dahil olan tüm … akaryakıt a ş bayilerinden ikmal yapma imkanı sağlanması, şirket aracı olmayan araçlara ikmal yapılmasının önlenmesi, akaryakıt alımına yönelik ıskontolu mal alma imkanının sunulması olduğu sektörel olarak bilinmektedir. Bu sisteme dahil olarak istasyonlardan akaryakıt alımı yapan her araç filosu sahibi müşteri direkt olarak akaryakıt dağıtım şirketinin müsterisidir ki. bu müşterilerin almış oldukları akaryakıtın bedeli akaryakıt dağıtım şirketi tarafından müşteriden tahsil edilmekte, tahsil edilen akaryakıt bedelinden elde edilen karın bir kısmı da aralarındaki anlaşma gereğince dağıtım şirketi tarafından bayisine dönemler halinde verilmektedir. Davalı … tarafından yukarıda belirttiğimiz gibi bu sisteme dahil olan filo ve bireysel müşteriye verilecek iskontoların, karın ve bir kısım maliyetlerin de dağıtım şirketi olan … ile istasyon bayii olan davacı arasında paylaşılacağı, sistemin doğası gereğidir. Genelde, akaryakıt dağıtım sektöründe faaliyet gösteren dağıtım şirketleri ile bayileri arasında konu olan elektronik ticarete yönelik olarak, ticari ve şekli şartları ifade eden bîr sözleşme yapılır. Bu sözleşmeler kapsamında; Dağıtım Şirketleri bayilik anlaşması tesis ettiği akaryakıt istasyonlarına kendi strateji ve satış politikaları doğrultusunda elektronik satış altyapılarını da tesis ederek bayilerine ariyet sözleşmesi ekinde teslim ederler. Bayiler de bu sistemi ve sistemin nasıl çalıştığını ve faydalarını bilerek bunları demirbaş olarak almayı kabul ederler. Bayilerin de, bu sistemlerin btlgi ve akışını sağlayacak her türlü iletişim sistemlerinin kurulması ve sürekli açık tutulması dolayısıyla sistem vasıtası ile gerçekleşen satışlara ilişkin günlük hasılat tutarını ve diğer taşıt bilgilerini telefon hattı ve modern vasıtası ile dağıtım şirketlerine transferini temin etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Taraflarca ayrıca bu para transferinin yapılacağı bir banka belirlenir ve sistem üzerinden gerçekleşecek para transferleri bu hesap üzerinden işler.Bayisi tarafından belirli dönemlerde bu sistem üzerinden yapılan satışlara yönelik olarak gönderilecek olan faturalara istinaden dağıtım şirketleri, bayiye bu fatura bedellerini ödemektedirler. Bayi tarafından dağıtım şirketine gönderilecek faturalar düzenlenmeden önce dağıtım şirketi ile genelde hesap mutabakatı yapılmaktadır. Bayi kendi data’sından günlük olarak aldığı satış raporlar ile dağıtım şirketi tarafından hesabına yatırdığı ödemelerin kontrolünü yapmakla mükelleftir. Hiç kuşkusuz ki, bu tür sistemlere dahil olacak filo yada bireysel müşterilerin bulunması, sisteme dahil edilmesi, bu sistemlerin bayilerin istasyona tesis edilmesi, sistemin işletilmesi ve benzen tüm yatırım ve harcamalar dağıtım şirketlerince karşılanmaktadır. Bayi de, bu sistemler üzerinden yaptığı akaryakıt ürünü satışlarından, pompa satış fiyatı üzerinden belirlenecek bir oranı dağıtım şirketine fatura karşılığı olarak ödemeyi kabul eder. Bu itibarla sektör içi uygulamalar dahilinde, davalı … ile davacı … arasında, aralarındaki standart tip “Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi” dışında, somut uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak bir “… Sözleşmesi” imzalanmış olması gerektiği kanaatine varılmış, ancak dosya kapsamında taraflarca akdedilmiş böyle bir sözleşmenin olmadığı tespit edilmiştir. Bu konuda akdedilmiş bir sözleşmenin olmaması nedeniyle, tarafların somut uyuşmazlıkla ilgili hak ve yükümlülüklerinin yukarıda yer alan tespit ve izahatlar doğrultusunda belirlenmesi gerektiği konusundaki görüş ve kanaatimi,Sayın Mahkemenin takdirine arzederîm.
Sektörel inceleme ve değerlendirmenin sonucu olarak:
a.)Otomasyon Komisyon Bedelleri
Davalı akaryakıt dağıtım şirketi konumundaki …. ile İstasyon bayisi olan … arasında somut uyuşmazlık konusuna ilişkin bir … bayilik sözleşmesi’ nin taraflarca yazılı olarak düzenlenip akdedilmediği, fakat, bayilik ilişkisi ile beraber Elektronik satış sistemi olan … sisteminin akaryakıt istasyonuna montajı, devreye alınması, davacı bayi tarafından yapılması gereken iletişim alt yapılarının hazırlanması, geçmiş dönem fatura , hesap mutabakatı, tahsilat, …vb. işlemleri tespiti doğrultusunda, davacı …’ün bu sistemi uygulamadan kaynaklı olarak, her türlü yükümlülüğün bilincinde ve kabülünde olduğu, uyguladığı/ sürdürdüğü/devam ettirdiği, dolayısıyla, davacı bayinin bu sistemden kaynaklanan ve işbu dava konusu yaptığı “Otomasyon Komisyon Bedellerini” talep edemeyeceği kanaatimi, takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere arzederim.
b.)Yakıt Kart Komisyon Bedelleri
Davalı tarafından, konunun dayanağı olan ilgili anlaşmanın ibrazı ve izahı gerektiği, kanaatimi,
c.)Yakıt Kart Hizmet Bedeli
Davalı tarafından, konunun dayanağı olan ilgili anlaşmanın ibrazı ve izahı gerektiği, kanaatimi,
d.)…card Katılım Bedelleri
Davalı tarafından, konunun dayanağı olan ilgili anlaşmanın ibrazı ve izahı gerektiği, kanaatimi,
e.)… Ek Komisyon Bedeli
Davalı tarafından, konunun dayanağı olan ilgili anlaşmanın ibrazı ve izahı gerektiği, kanaatimi,
f.)İletişim Hizmet Bedelleri
Davalı tarafından, konunun dayanağı olan ilgili anlaşmanın ibrazı ve izahı gerektiği, kanaatimi,
g.)SGK Satışları Komisyon Bedelleri
Davalı tarafından, konunun dayanağı olan anlaşmanın ibrazı ve izahı gerektiği, kanaatimi,
h.)Yakıt LPG Bedeli
Davalı tarafından, konunun dayanağı olan ilgili anlaşmanın ibrazı ve izahı gerektiği, kanaatimi,
ı.)Araç Yıkama Makinesi Yıllık Bakım Bedeli
Davalı tarafından, konunun dayanağı olan İlgili anlaşmanın ibrazı ve izahı gerektiği, kanaatimi,
r.)İstasyon Çalışanlarına Ait Kıyafetlerin Bedelleri
Sektör genelinde akaryakıt dağıtım şirketleri, kurumsal logo ile belirlenmiş renk, model ve standartta, tüm akaryakıt istasyonlarında görevli pompa ve market görevlilerine yönelik olarak yaz ve kış dönemlerinde kullanılmak üzere kıyafetler yaptırır ve ücreti karşılığında verirler,
Bu öteden beri sektör genelinde kabul görmüş bir uygulamadır.
j.) Bayi Hiz. Deg. Prog. Eğitim Bedelleri
Davalı tarafından, konunun dayanağı olan ilgili anlaşmanın ibrazı ve izahı gerektiği, kanaatimi,
k.)Motorin İade Bedeli Toplamı
Davalı tarafından, konunun izahı gerektiği, kanaatimi, ifade ederek,
Mali İnceleme ile, davalı tarafından davacıya fatura edilen ve davacıdan tahsil edilen daya konusu bedeller yukarıda detaylı olarak arz edilmiş olup, buna göre davalının bu bedellerin tahsil edilmesine dayanak olarak her türlü sözleşme ve protokolleri dosyaya ibraz etmesi ve izah etmesi gerektiği” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Mübrez defterler ile dosya muhteviyatı belgeler üzerinde yapılan inceleme sonuçları aşağıya çıkarılmıştır.
Davalı yanın ibraz etmiş olduğu ticari defterlerin tetkikinde ise: davacı ile olan ticari münasebetini … Alıcılar hesabında … nolu müfteri kodu altında takip etmekte olduğu, davacıya düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna, davacı tarafından yapılan ödemeleri ise bu hcsahın alacağına kaydetmiş olduğu, davacıya fatura edilen ve davacıdan tahsil edilen bedellerin de davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Buna göre yapılan mali inceleme neticesinde: huzurdaki davada davacının, akdedilen bayilik sözleşmelerine aykırı olarak 2011-2015 yıllarına ilişkin davalı tarafından haksız tahsilatlar yapıldığı, yapılan tahsilat tutarı toplamının 848.817,98.-TL olduğu, bu tahsiladarın “Doğrudan Borçlandırma Sistemi” ile taraflarının kredili banka hesabından tahsil edildiği anlatımı ile tahsil edilen bu tutarları talep ettiği, davalının ise söz konusu tahsilatların yapılmadığı yönünde herhangi bir itirazının bulunmadığı, davalının asıl iddiasının, yapılan bu tahsilatların, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında yapıldığı yönünde olduğu, davalı tarafından davacıdan tahsil edilen tutarların, raporumuzun 4 maddesinde kalemler halinde arz edildiği, tahsil edilen toplam tutarın ise tarafımızca 816.568,91.-TL olarak hesaplandığı,” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce; taraf vekilllerinin rapora karşı itirazlarını giderir nitelikte daha önce rapor sunan bilirkişi heyetinden alınan 27/06/2018 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
””Dağıtıcılar, bayilerin katılımıyla gerçekleştirdikleri promosyon kampanyası hakkında bayilerini, promosyon kampanyasının maliyetine ilişkin belgelerle birlikte şeffaf, açık bir şekilde bilgilendireceklerdir. Ancak bayilerin kampanyaya katılımı ihtiyarîdir. ” şekliyle, açık bir şekilde ifade edilmiştir.
Dosyaya sunulan belgeler doğrultusunda; Davalı … tarafından genel bilgilendirme şeklinde ve sirkülerle bayilerin bilgilendirildiği görülmüştür.
Her ne kadar bu konulara yönelik spesifik olarak taraflar arasında akdedilmiş bir komisyon/bedel anlaşması bulunmasa da, davacı …’ün, ilgili komisyon bedellerine yasal sürelerde itiraz etmediği, ilk günden itibaren kabulü olduğu, … kart ve Yakıt Kart kullanımından kaynaklanan komisyonlar konusunun farkında olduğu, mali değerlendirme dahilinde tespit edilmiştir.
Dolayısıyla, Yakıt kart Komisyon bedeli, Yakıt Kart Hizmet bedeli, … Kart Katılım bedeli vs… adı altında davacıdan tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceği kanaatimizi, Hukuki tavsif Sayın Mahkemeye ait olmak üzere arzederiz.
Araç yıkama makinesi sektör genelinde dağıtım şirketince ariyet olarak verilmek üzere dağıtım şirketine ait bir ekipman olabileceği gibi bazen de bayiye ait olabilmektedir. Gerek ariyet olarak verilmiş olsun ve gerekse bayinin kendi demirbaşı olarak kullansın, her iki şekilde de kullanımdan kaynaklanan bakım onarım/tamir/parça masrafları bu ekipmanı kullanan bayi tarafından karşılanır. Dosya kapsamında da bu masrafların Davalı … tarafından karşılanacağı yönünde taraflar arasında akdedilmiş bir anlaşma bulunmamaktadır.
Dolayısıyla; davacının araç yıkama makinesi yıllık bakım bedelinin davalı …’ den talep edilemeyeceği kanaatimizi, hukuki tavsif sayın mahkemeye ait olmak üzere arzederiz.
Otomasyon sistemi iletişim hizmet bedellerine yönelik spesifik bir anlaşma bulunmadığı gibi, davacının bu ödemelere yönelik yasal süre dahilinde ilk günden itibaren bir itirazının bulunmadığı ve kabulünde olduğu kanaatimizle birlikte, bu bedellerin talep edilemeyeceği kanaatimizi, hukuki tavsif sayın mahkemeye ait olmak üzere arzederiz.
Sahil Güvenlik Komutanlığı ve davalı … arasında akdedilmiş sözleşme kapsamında davacının Sahil Güvenlik Komutanlığı Botlarına akaryakıt ikmali yaptığı ve buradan davalıya komisyon ödemediği, dolayısıyla yapılan bu ticaretten kaynaklı komisyonun bilincinde ve kabulünde olarak bu ikmali yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, davacı kabulünde olarak bu ikmali yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, davacının komisyon bedeli altında davalıdan bu bedelleri talep edemeyeceği kanaatimizi, hukuki tavsif Sayın Mahkemeye ait olmak üzere arzederiz.
Akaryakıt ve LPG sektör genelinde akaryakıt istasyon çalışanlarının kıyafetleri tek elden dağıtım şirketince kurumsal standartlara göre tek tip logo ve renklerle hazırlattırılır ve tüm bayilerin ihtiyacı oranında bedeli karşılığında gönderilir. Bu sektörel olarak kabul görmüş ve uygulama ile de sektörel teamül haline gelmiştir. Bu kapsamda, davacının ödemiş olduğu istasyon çalışanlarına ait kıyafet bedellerinin davalıdan talep edemeyeceği kanaatimizi ifade ederek, hukuki tavsif Sayın Mahkemye ait olmak üzere arzederiz.
Sonuç olarak;
Taraf itirazlarının ve dosyaya sonradan eklenen belgelerin tetkiki sonucunda, ek rapor içerisinde açıklanan nedenlerle, her türlü hukuki değerlendirme ve nihai kararın Savın Mahkemenize ait olduğu işaret edilerek,
a.)Davalı tarafından davacıdan tahsil edilen tutarların, kök raporumuzun 4. maddesinde kalemler halinde arz edildiği, tahsil edilen toplam tutarın ise tarafımızca 816.568,91.-TL olarak hesaplandığı ve tarafların bu tutarlara bir itirazı olmadığı,
b.)Kök rapordan sonra sunulan belgelere göre yukarıda yapılan tespider neticesinde davacının, davalıdan talep edebileceği bir bedel olmadığı” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce, kök ve ek raporu hazırlayan bilirkişi heyetine hukukçu bilirkişi Prof. Dr. …’ın dahil edilerek davacı itirazlarının karşılanması babında yine iddia ve savunma doğrultusunda bilirkişilerden alınan 19/11/2018 tarihli 2. Ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı 2.ek raporlarında özetle;
”Davanın tarafları arasında uzun süreli ve sürekli bir bayilik ilişkisi bulunmaktadır, bu ilişkide davacı taraf bayi, davalı şirket ise akaryakıt dağıtıcısı şirket konumundadırlar. Bayilik ilişkisinin son bulmasından sonra davacı bayi, geriye dönük olarak, 2011-2012-2013-2014-2015 yıllarında davalı akaryakıt dağıtıcı şirketin kendisinden haksız ve sözleşmeye aykırı olarak tahsilatlar yaptığını iddia ederek işbu ödemelerinin istirdatını huzurdaki dava ile talep etmiştir. Davacı davalıya 2011 yılında 99.582 TL, 2012 yılında 218.643 TL, 2013 yılında 211.887 TL, 2014 yılında 118.044 TL ve 2015 senesinde 200.659 TL olmak üzere toplamda 848.817 TL ödeme yaptığını ve “komisyon” adı altındaki bu ödemelerin sözleşmede öngörülmediğini ve haksız olduğunu beyanla iadesini istemektedir. Davalı ise davanın reddini savunmaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde, taraflar arasında kurulan bayilik ilişkisinde “Doğrudan Borçlandırma Sistemi” (DBS) uygulandığını, dağıtıcı davalı tarafından kesilen faturaların direkt bankaya verilerek faturada belirtilen alacak tutarının bayiin bu kredili hesabından tahsil edildiğini, bu DBS sisteminin uygulanması sebebi ile davalının yaptığı bu haksız tahsilatların içeriğinin ancak tespit edilebildiğini ileri sürmüştür. Yine davacı bayi cevaba cevap dilekçesinde, davalı yanın DBS sistemi üzerinden yaptığı dava konusu tahsilatların, davacının yıllarca süren bayilik ilişkisinde kâr edememesinin araştırılması çerçevesinde tüm ticari kayıtların tetkiki sonucunda anlaşıldığım, bu hususta davalı yana ihtarname gönderilerek haksız uygulamadan dolayı davacının mağduriyetinin giderilmesinin talep edildiğini ve huzurdaki davanın açıldığım iddia etmiştir.
Oysa 13.10.2017 tarihli kök raporda tespit edildiği üzere davacıya fatura edilen ve davacıdan tahsil edilen faturaların davacı defterlerinde seneler itibariyle kayıtlı, işlenmiş olduğu sabittir. Bu itibarla davacının, 2011-2015 yıllarında ödediği ve huzurdaki davanın konusu olan faturaların içeriğinden haberdar olmadığı iddiasına itibar etmek, hukuken mümkün görülmemektedir. Davacı bayi 2011 yılından başlayarak ilişkinin sona erdiği 2015 yılına kadar geçen sürede dava konusu faturaları ödemiş ve bu faturaları beher sene itibariyle ticari defterlerine kaydetmiş olduğuna göre, faturaların muhtevasını ve neye ilişkin olduğunu da biliyor demektir.
Davanın tarafları arasındaki bayilik sözleşmesinde, dava konusu komisyon adı altındaki ödemelerin davalı tarafından davacıdan talep ve tahsil edileceğine dair açık bir hüküm yer almamaktadır. Bununla beraber, dava konusu bayilik sözleşmesi gibi sürekli borç ilişkilerinde, sözleşenlerin sözleşmeyi uygulama biçiminin gözönünde bulundurulması, doğru ve sağlıklı bir yormun gereğidir. Sözleşmelerin yorumunda TBK’nun 19.maddesindeki genel kural uyarınca tarafların gerçek ve ortak maksatlarını aramak gerekir. Bu ortak ve gerçek maksadın tayininde kuşkusuz sözleşmenin süregelen uygulama biçiminin de gözönünde tutulması yorum kurallarmınbir gereğidir. Tarafların sözleşmeyi uzun süre uygulama biçimi, onların sözleşmeye verdikleri anlamın belirlenmesinde önemli bir unsur olarak dikkate alınmalıdır. Davacı bayi seneler boyunca komisyon adı altındaki işbu ödemeleri herhangi bir itiraz dermeyan etmeden kabul edip yaptıktan ve sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra, geriye dönük olarak bu ödemelerin geçersiz olduğunu ve istirdatı gerektiğini ileri sürerse, yarattığı güvene aykırı ve çelişkili davranmış olur. TMK’nin 2.maddesı çelişkili davranışları korumamaktadır. Davacının kendi defterlerine işlediği dava konusu faturaların muhtevasını bilmesine ve yaptığı ödemenin mahiyetinden haberdar olmasına rağmen, sözleşmenin sona erdiği 2015 yılına kadar sessiz kaldığı, davalıya bir ihtar göndermediği gibi herhangi bir hak talebinde de bulunmadığı, bu kadar uzun süre sessiz kaldıktan ve karşı tarafta komisyon adı altında yaptığı ödemelerin sözleşmenin bir parçası haline geldiği ve artık bunların iadesini istemeyeceğine, dava açılmayacağına dair güven oluşturduktan sonra işbu davayı açarak geriye dönük olarak 5 yıllık komisyon adı altındaki ödemelerinin iadesini talep etmesinin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu değerlendirilmektedir. Bütün bu nedenlerle davacının dava konusu ödemeleri davalıdan talep edemeyeceği değerlendirilmekte olup, davacının itirazlarına katılma olanağı bulunamamıştır.
Sonuç olarak kurulumuz, davacının kök ve ek raporlarımıza vaki itirazlarının raporlarda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafazası icap ettiği kanaatine ulaşmıştır.” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Dava; yanlar arasındaki akaryakıt sözleşmesine dayalı bayilik ilişkisi kapsamında, 2011-2012-2013-2014-2015 yıllarında davalı akaryakıt dağıtıcı şirketinin haksız ve sözleşmeye aykırı olarak komisyon ve farklı kalemler adı altında toplam 848.817 TL “Doğrudan Ödeme Sistemi” ile haksız tahsilatlar yaptığından bahisle yapılan tahsilatın istirdatı istemine ilişkindir. Davalı yan; davanın reddini savunmuştur.
Yanlar arasında; 21/05/2008, 11/08/2008, 06/06/2011, 18/05/2013, 08/05/2015 tarihli “Akaryakit Bayilik Sözleşmelerinin” akdedildiği ve bu kapsamda ticari ilişki bulunduğu, komisyon veya farklı kalemler adı altında “Doğrudan Ödeme Sistemi ” ile davalı tarafça davacıdan tahsilatlar yapıldığı hususunda herhangi bir ihtilaf yoktur.
Davacı yan; müvekkilinden yapılan toplam tahsilatın 848.817 TL olduğunu ileri sürmüş mübrez raporlarda toplam tahsilatın 816.568,91 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Yanlar arasındaki ihtilaf; yapılan tahsilatların iadesinin talep edilen edilemeyeceği hususlarına ilişkindir.
Yanlar arasındaki sözleşmelerde; dava konusu komisyon adı altındaki ödemelerin davalı tarafından davacıdan talep ve tahsil edileceğine dair açık bir hüküm yer almamaktadır. Ancak davalı tarafça düzenlenen tüm faturalar davacı defterinde kayda alınmış olup muhteviyatından haberdardır ve yapılan tahsilatlara davacı tarafça makul süre içerisinde herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Mübrez raporda yer alan sektör bilirkişisi mütalaasına göre tahsilata konu kalemler sektör uygulamasında ana dağıtıcı firmalar tarafından bayilere yansıtılan ve bayiden tahsil edilen hususlara ilişkin olup, taraflar arasındaki ticari ilişkinin de sektör uygulamasına uygun olarak bu şekilde teamül haline geldiği dosya kapsamıyla sabittir. TBK’nun 19.maddesi gereğince sözleşmelerin tarafların gerçek arzu, irade ve amaçlarına göre sözleşmenin süregelen uygulama biçiminin de nazara alınarak yorumlanması gerekir. Mübrez ek raporda hukukçu mütalasında da ifade edildiği üzere “tarafların sözleşmeyi uzun süre uygulama biçimi, onların sözleşmeye verdikleri anlamın belirlenmesinde önemli bir unsur olarak dikkate alınmalıdır. Davacı bayi, seneler boyunca komisyon adı altındaki işbu ödemeleri herhangi bir itiraz dermeyan etmeden kabul edip yaptıktan ve sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra, geriye dönük olarak bu ödemelerin geçersiz olduğunu ve istirdatı gerektiğini ileri sürerse, yarattığı güvene aykırı ve çelişkili davranmış olur. TMK’nin 2.maddesı çelişkili davranışları korumamaktadır. Davacının kendi defterlerine işlediği dava konusu faturaların muhtevasını bilmesine ve yaptığı ödemenin mahiyetinden haberdar olmasına rağmen, sözleşmenin sona erdiği 2015 yılına kadar sessiz kaldığı, davalıya bir ihtar göndermediği gibi herhangi bir hak talebinde de bulunmadığı, bu kadar uzun süre sessiz kaldıktan ve karşı tarafta komisyon adı altında yaptığı ödemelerin sözleşmenin bir parçası haline geldiği ve artık bunların iadesini istemeyeceğine, dava açılmayacağına dair güven oluşturduktan sonra işbu davayı açarak geriye dönük olarak 5 yıllık komisyon adı altındaki ödemelerinin iadesini talep etmesinin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu değerlendirilmektedir. Bütün bu nedenlerle davacının dava konusu ödemeleri davalıdan talep edemeyeceği değerlendirilmekte olup, davacının itirazlarına katılma olanağı bulunamamıştır” şeklindeki mahkememizce de benimsenen gerekçe ve sektörel uygulama gereği dava konusu edilen kalemlerin mahiyet bayilerin katlanması gereken yükümlülüklerden olması da nazara alınarak yerinde görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 14.495,69TL peşin harçtan 44,40TL‘nin mahsubu ile arda kalan 14.451,29TL’lik kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 47.902,68 TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/05/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …