Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/249 E. 2018/1242 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/249
KARAR NO : 2018/1242

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/03/2016
KARAR TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı “…”nin, 1989 yılından bu yana Türkiye’nin konuk ağıriama endüstrisine dünyanın tercih ettiği lider yazılım ve donanım çözümlerini sunan bir firma olduğunu, davalı “…nin akıllı cihazlar ve diğer teknolojik cihazlar için yazılım geliştirmek üzere kurulmuş bir teknoloji şirketi olup, “…” adlı yazılımın fikrinin geliştirilmesi ve üretilmesi aşamalarında davacı ile işbirliği içinde hareket ettiğini, davacı ve davalının “…” adlı yazılımı geliştirmek ve pazarlamasını yapmak amacı doğrultusunda 28.04.2014 tarihinde tanzim ve imza ettikleri Pay Sahipleri Sözleşmesiyle %50 hissesi ProtePe, %50 hissesi …’e ait olan, bir anonim şirket olarak “…’ kurduklarını, şirketi yönetim kurulunun A grubu hisse sahipleri olan davacının belirlediği 2 kişi ve B grubu hisse sahipleri olan davalının belirlediği 2 kişi olmak üzere toplam 4 kişiyle temsil edilmesini kararlaştıklarını belirttiklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin 5. 6. maddesiyle tarafların; …’in ilk kuruluş sermayesine ek olarak 500.000TL finansman ihtiyacı olduğunu, bu finansman ihtiyacının … ve/veya … adına hissedar olacak kişiler tarafından …’e borç verilmek suretiyle sağlanmasına karar verdiklerini, yine aynı sözleşme maddesi doğrultusunda, … ve/veya … adına hissedar olacak kişilerin, bu borcun yarısına … ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil olması, borcun teminatı olarak da … ve/veya … adına hissedar olacak kişilerin …’deki hisselerinin … lehine rehnedilmesin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 5. 6. maddesiyle belirlenen finans ihtiyacının … tarafından borç verilmesine rağmen yine ek finans ihtiyacı doğması ve ek finans ihtiyacının doğduğu tarihten itibaren 3 aylık bir surede bu ek finansın bulunmasında başarı sağlanamaması halinde, … ve/veya … adına hissedar oian kişilerin tüm hisselerini …’e veya …’in isteyeceği kişilere devredeceğinin sözleşmenin 5. 7. maddesinde düzenlendiğini, tarafların bir diğer sözleşme maddesiyle …’in …’e borç olarak verdiği 500.000TL’sının %80’inin harcanmış olmasının …’in ek finansmana ihtiyaç duyduğu anlamına geleceği noktasına mutabık kaldıklarını, davacı şirketin belirlemiş olduğu … hissedarlarına, sözleşme hükümleri doğrultusunda …’e 500.00TL borç olarak verdiğini ve bu noktada taahhütlerini yerine getirdiğini, 09.06.2015 itibariyle …’in, …’in borç olarak verdiği 500.000TL’nin %80’ini harcamış olduğunu, bu nedenle …’in ek finansman ihtiyacının doğmuş olduğunu, ihtiyacın doğduğu tarihten itibaren 3 ay geçmesine rağmen ek finans bulunmasında başarı sağlanamadığını, 09.09.2015 tarihinde sözleşme hükümleri gereği …’in …’deki hisselerini …’e devretmediğini, sonrasında davacının çağrılarına rağmen devir işlemlerinin gerçekleştirilmesinden imtina edildiğinin tespit ettiklerini ve 30.10.2015 tarihinde davacı şirkete davalı şirket olan …’in sözleşme hükümleri gereği hisselerini …’e devretmesi yönünde noter İhtarnamesi keşide ettiklerini, davalının ihtarnameye cevaben göndermiş olduğu ihtarnamelerde hukuki ve somut dayanaktan yoksun sebeplerle hisse devir işlemlerini geciktirdiğini, şirketin pay sahiplerinin ek finans sağlayamadıklarını belirttiğini ve Pay Sahipleri Sözieşmesi’nin 8. 2. maddesinde belirlenmiş cezai şart bedeli olan 210.000TL’nin 09.09.2015 tarihinden itibaren işlenmiş ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların davalı müvekkil şirket tarafından üretilen “…” isimli yazılım programının davacı şirkete ait … yazılımına uygulanması ile ticari kazanç elde etmek amacıyla işbirliği içine girmiş olduğunu, bu doğrultuda da ortaklık yapısını ve ticari İşbirliğinin esalarını belirlemem amacıyla 28.04.2014 tarihli “Pay Sahipleri Sözleşmesi”ni (Sözleşme) akdetmiş olduklarını, tarafların, sözleşme ile “…” isimli yazılımın geliştirilmesi ve pazarlanması amacıyla, davacı şirket ve davalı müvekkil şirketin ortaklığında “… A.Ş.” (…) ünvanlı şirketi kurduklarını, sözleşmenin 5. Maddesi ile … finans ihtiyacının karşılanmasının şekil ve şartlarının hüküm altına alınmış olduğunu, buna göre 5.6. maddesinde; …’in finans ihtiyacı ilk etapta 500.000,00 TL olarak belirlendiğini ve bu bedel davacı … adına hissedar olacak kişiler tarafından …’e borç verilmek sureti ile sağlanacağını, bu borcun yarısına (250.000,00 TL’lik kısmına) … ile birlikte davalı müvekkil şirketin de müşterek ve müteselsil kefil olacağını, borcun teminatı olarak da müvekkil şirketin …’deki hisselerine rehin konulacağı, şeklinde hüküm altına alındığını, sözleşmenin 5.7. maddesinde ise, “… tarafından borç verilen 500.000,00 TL’ye rağmen ek finans ihtiyacı doğması halinde, bu ihtiyacı kendi sermaye koyarak karşılamayı tercih etmedikleri takdirde ihtiyacı harici kaynaklar ve/veya risk sermayesinden temin etmeye çalışılacaktır” denildiğini, madde 5.7 yollamasıyla madde 6.3.2. de ise, “Madde 5.7’de belirtildiği üzere ek finans ihtiyacı kendileri sermaye koyma, harici kaynaklar ve/veya risk sermayesinden temin edilmediği durumlarda taraflar karşılıklı anlaşarak sermaye artınmı yapacaktır” hükmüne yer verildiğini, Madde 5.7. devamında ise, “Finans ihtiyacı doğduğu tarihten itibaren 3 ay içinde ek finans bulunamaması durumunda, müvekkil şirket adına hissedar olacak kişiler tüm hislerini davacı şirket veya onun göstereceği kişilere devredecektir” denildiğini, Madde 5,8’de, “Ek finans ihtiyacının doğması, davacı tarafından …’e verilen borç toplamının (500.000,00 TL) % 80’inin harcanmış olması anlamına gelmektedir” denildiğini, tarafların sözleşmenin iş bu maddeleri çerçevesinde işbirliğine başlamış olduklarını, davacı şirket tarafından …’e 500.000,00 TL tutarında finans sağlandığını ve müvekkil şirket tarafından da “…” yazılımı üzerinde gerekli geliştirmelerin yapılmış olduğunu, davacı şirketin, işbirliği devam ederken, …’e sağlanan 500.000,00 TL’nin % 80’inin harcanmış olduğu buna bağlı olarak da 3 aylık ek finans süresinin de dolduğunu ve bu nedenle müvekkil şirket tarafından sözleşme kapsamında hisselerin devri gerektiği gerekçesi ile “…. Noterliği nin … yevmiye no,1u 30.10,2015 tarihli ihtarnamesini” keşide ettiğini, davacı yanın iş bu ihtarnamesine karşılık davalı müvekkil şirket tarafından “…. Noterliği’nin … yevmiye no,1u, 09,11.2015 tarihli cevabi ihtarnamesi’nin” keşide edildiğini, dava dilekçesinde, davacının keşide edilen ihtarname içeriklerine yer vermemiş olduğunu, hukuki dayanakta yoksun sebepler ileri sürdüğünü, ihtarnamedeki beyan ve tespitlere özellikle değinilmediğini, cevabi ihtarnamede, sözleşme hükümlerinin yerine getirilip getirilmediğinin belirlenmesi gerektiği zira şirketin taraflarca ortak olarak yönetildiği bu nedenle de ek finans ihtiyacının doğup doğmadığını, doğduğu tarihin net ve doğru belirlenmesi ve buna bağlı olarak 3 aylık sürenin dolup dolmadığının da yine birlikte belirlenmesi gerektiğinin önemle vurgulandığını, bu belirlemenin …’in finansal kayıt ve tablolarından tespit edilebileceğini, tespit ve tevsik sonrasında devir yükümlülüğünün yerine getirileceğinin de bildirildiğini, bunun üzerine davacı yanın, 2 ay sonra, ….Noterliği’nin … yevmiye no tu 07.01.2016 tarihli ihtarnamesini keşide ederek 500.000,00 TL’nin % 80’inin harcandığı hususunun Bağımsız Denetçi … tarafından hazırlanan 09.06.2015 tarihli Mali Müşavir Raporu ile tespit edildiğini belirtildiğini ve iş bu raporu ihtarname ekinde müvekkil şirkete gönderdiğini, buna karşı gönderdikleri 18.01.2016 tarihli cevabi ihtarnamede de, ek finans ihtiyacının doğup doğmadığının tespiti için finansal verilerin müvekkili şirkete ulaştırılmasını talep ettiklerini ve talep edilmesine rağmen bu verilerin ulaştırmadığını, raporu hazırlayan denetçinin aynı zamanda davacı şirketin mali müşaviri olduğunu, talimatlara göre hareket ettiğini, muhasebe kayıtlarının bilinçli olarak müvekkiline gönderilmediğini, raporun ise müvekkilin yokluğunda ve taraflı olarak hazırlanmış olduğunu, bu girişimin kötü niyetli olduğunu, davacı tarafça ihtarname ekinde gönderilen ve yine avukat zorlaması ile mali müşavirden güçlükle temin edilen bazı verilerin incelemesi neticesinde, ek finans şartının oluştuğunu ve aslında 3 aylık sürenin de bu vesileyle dolduğunu fakat bu hesaplamanın ancak bu veriler elde edildikten sonra beli denebildiğini, daha önce gönderilmiş olması halinde müvekkilin sözleşme yükümlülüğünü de yerine getirecek olduğunu, ancak bunun davacı yanca bilinçli olarak engellendiğinin anlaşıldığını, öyle ki bu tespitin hemen ardından hisse devir işlemlerine de başlanıldığını ve hisselerin devredildiğini, bu nedenle davalı müvekkilin hisseleri devretmeme gibi bir niyetinin olmadığını, sadece sözleşme hükümlerinin yerine getirilip getirilmediğini belirmeye çalıştığını, bunun da en doğal hakkı olduğunun açık olduğunu, davacının bu defa … yevmiye no.1u 28.01.2016 tarihli ihtanameyi keşide ederek, Sözleşmenin 8.2. maddesi uyarınca cezai şartın muaccel hale geldiğini ve bu bedelin faizi ile birlikte ödenmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin şartların yerine geldiğini tespit ve tevsik etmesinin hemen ardmdan 02.02.2016 târihinde sözleşme gereği hisselerini davacı şirkete devretmiş olduğunu, davacının hisse devrine rağmen haksız girişimlerine devam ederek, hisse devrinin hemen ardından … yevmiye no.lu 09.02.2016 tarihli ihtarnamesini keşide ederek cezai şart bedelinin ödenmesini talep ettiğini, davacının cezai şart bedeli talebinin, davalı müvekkil şirketin sözleşme hükmüne aykın davrandığı iddiasının aksine sözleşme hükmüne aykırı davranmadığını, Sözleşmeye göre devir yükümlülüğünün, davacı tarafından borç verilen 500.000,00 TL’nin % 80’inin harcanmış olması halinde ek finans ihtiyacı doğmasını, ek finans ihtiyacının doğmasından sonra, bu ihtiyacın taraftarca sermaye koyarak karşılanmasını, bu yolun tercih edilmemesi halinde ihtiyacın harici kaynaklar ve/veya risk sermayesinden temin edilmesini, ek finans ihtiyacının doğduğu tarihten itibaren 3 ay içinde kaynak bulunamaması şartlarında gerçekleşeceğini, davalı müvekkilin devir yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin tespiti için öncelikle 500.000,00 TL’nin % 80’inin hangi tarihte harcanmış olduğunu ve bu doğrultuda da ek finans ihtiyacının yine hangi tarihte oluştuğunu ve bu tarihin belirlenmesinden itibaren de 3 aylık sürenin hangi tarihte dolduğunu, mahkememizce de karar verilmesi durumunda bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, ancak taraflar arasındaki ihtilafın esas kaynağının taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi devam ederken, davacı tarafından borç verilen 500.000,00 TL’nin % 80’inin harcanmış olduğunun sadece davacı tarafından bilinebilecek olması bahse konu harcamanın gerçekleştiği zamanda davalı yana hiçbir bildirim yapılmamış olması olduğunu, özellikle Haziran/2015 tarihinden itibaren …’in mali ve finansal kayıtlarına ulaşmanın oldukça zorlaştığını, mail yolu ile talep edilen verilerin hiç veya zamanında ve gereği gibi verilmemiş olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli tutumu nedeni ile son çare olarak avukat vasıtasıyla davacı muhasebecisine 08.12.2015 tarihli mailin gönderildiğini ve finansal verilerin talep edildiğini, aksi halde yasal girişimde bulunulacağını bildirmiş olduğunu talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki 28/04/2014 tarihli pay sahipleri sözleşmesinin 8.2 maddesine dayalı cezai şart istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 28/04/2014 tarihli pay sahipleri sözleşmesi, ihtarname suretleri, 02/02/2016 tarihli pay devir sözleşmesi , Kasım 2015 tarihli özel amaçlı tespit raporunun ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan 26/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davalı ve davacı taraf arasında 28.04.2014 tarihinde yazılı olarak “Pay Sahipleri Sözleşmesi” adında bir sözleşme imzalanmış olduğunu, sözleşmenin “Tarafların Amacı, kabul ve taahhütleri” başlıklı 3 Maddesinin 3,1 fıkrasının; “Taraflar, …’ın geliştirilmesinin ve pazarlanmasının, iş bu sözleşme hükümlerine göre kuracakları ortak şirket (…) tarafından yapılmasını, böylece elde edilecek karın kurulacak şirketteki hisselerine göre yapılacak kar payı dağılımı yoluyla paylaşmayı ve …’i satmayı amaçlamaktadırlar” denildiğini, “Kurulacak ortak şirket …’in diğer temel unsurları ve finans ihtiyacın karşılanması” başlıklı 5 madde içeriği ise, 5.1. Maddesi, “Kurulacak ortak şirket, % 50 hissesi …’e, % 50 hissesi …’e ait olan bir anonim şirket olacaktır”şeklinde olduğunu, 5.6. Maddesi, “…’in finansman ihtiyacının öncelikle ortakların katkısı ile sağlanması esas olacaktır. Bu çerçevede ilk kuruluş sermayesine ilaveten, Taraflar … operasyonları için ilk etapta 500 Bin TL finansman ihtiyacı olduğunda mutabık kalmışlardır ve bu finansman ihtiyacı … ve/ve ya … adına hissedar olacak kişiler tarafından …’e borç verilmek suretiyle karşılanacaktır. Ancak … ve/veya … adına hissedar olacak kişiler bu borcun yarısına … ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil olacak, bocun teminatı olarak da … ve/veya … adına hissedar olacak kişilerin …’deki hisseleri … lehine rehnedilecektir. Bunun için … ve/veya … adına hissedar olacak kişilerin şirket hisselerini temsil eden hisse senetleri veya geçici ilmühaberleri üzerine iş bu maddede belirtilen rehin hakkı şerhediierek …’e teslim edilecektir. …’in …in payına düşen borcu ödendikçe, hisseler üzerindeki rehin oransal olarak kalkacaktır ve rehinli belgeler …’e teslim edilecek, …’in kefillikleri ve borçları sona ermiş olacak, başkaca hiçbir bedel ödenmeyecektir”‘ şeklinde olduğunu, 5.7. Maddesi “Yukarıdaki maddeye göre belirlenen finans ihtiyacının … tarafından borç verilmesine rağmen yine ek finans ihtiyacı doğduğu ve taraflar bu İhtiyacı kendileri sermaye koyarak karşılamayı tercih etmedikleri takdirde, ek finansman ihtiyacı harici kaynaklar ve/veya risk sermayesinden temin edilmeye çalışılacaktır. Bu ihtiyacın karşılanması için devredilecek hisse bedel ve oranı oy birliği ile kararlaştırılacaktır…Finans ihtiyacı doğduğu tarihten itibaren 3 aylık bir sürede ek fınansın bulunmasında başarı sağlanamadığı takdirde, … adına hissedar olacak kişiler tüm hisselerini …’e veya …’in isteyeceği kişilere devredecektir. Devir karşılığında devir tarihi itibari ile … ve/veya … adına hissedar olacak kişilerin yukarıdaki maddeye göre kefillikleri ve borçları sona ermiş olacak, başkaca hiçbir bedel ödenemeyecektir” şeklinde olduğunu, 5.8. Maddesi,”…Taraflar, …’in 5.6 maddesi uyarınca verdiği borçların geri ödemesinin (veya geri ödemelerin herhangi birini) vadesinde yapılamamasının veya şirkete verilen borç toplamının % 80’inin harcanmış olmasının 5.7. maddesinde söz edilen ek finans ihtiyacının doğduğu anlamına ve ek finans ihtiyacının doğduğu tarihten itibaren 3 ay içinde 5.7. maddesinde belirtilen miktar kadar ek finans bulunamamış olmasının finansın bulunmasında başarı sağlanamadığı anlamına geleceğini kabul etmişlerdir” şeklinde olduğunu, “Hissedarların birbirlerinin taahhütlerinden sorumluluğu ve Genel Ceza-i Şart” başlıklı 8. Maddesinin 8.2. fıkrası ise “A ve B grubu hissedarlardan biri, iş bu sözleşmenin 3.7. maddesinde özel olarak düzenlenen cezai şart gerektiren hal dışındaki konularda da sözleşmeye aykırı davrandığı takdirde, diğer grup hissedarların bu nedenle uğrayacağı zararı tazmin edecek ve diğer grup hissedarlarına ceza-i şart olarak 210.000,00 TL ödeyecektir…” şeklinde olduğunu, sözleşme kapsamında … Teknoloji A.Ş.’nin harcama tutarlarını dönemsel olarak tespit etmek amacı ile muhasebe verileri ve mali tabloları üzerinde inceleme yapıldığını, öncelikle incelemeye konu olan 2014 ve 2015 yıiı yasal defter tasdiklerinin tablo şeklinde sunulduğunu, 2014 ve 2015 yılı yasal defter açılış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğunu, ancak yevmiye defterlerinin ise kapanış tasdiklerinin görülemediğini, şirketin 20.05.2014 yılında 50.000,00 TL sermaye ile kurulmuş olduğunu, bu sermayenin % 40’ının …, % 10’unun … (… adına), kalan % 50’sinin de Davalı … A Ş. tarafından 14.05.2014 tarihinde ödenmiş olduğunu, sözleşmenin 5.6. maddesinde belirtildiği şekilde, finansman amacı ile şirkete verilmesi gereken 500.000,00 TL’lik borcun, 13.10.2014 -15.05.2015 tarihleri arasındaparçalı olarak toplam 488.000,00 TL’si ortak …, 12.000,00 TL’si de ortak … tarafından şirkete ödenerek borç verilmiş olduğu, toplam 500.000,00 TL’lik bu tutarın, şirketin “Ortaklara Borçlar” hesabına alınmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.8. maddesi, “Taraflar, …’in 5.6 maddesi uyarınca verdiği borçların geri ödemesinin (veya geri ödemelerin herhangi birini) vadesinde yapılamamasının veya şirkete verilen borç toplamının % 80’inin harcanmış olmasının 5.7. maddesinde “söz edilen ek finans İhtiyacının doğduğu anlamına ve ek finans ihtiyacının doğduğu tarihten itibaren 3 ay içinde 5.7. maddesinde belirtilen miktar kadar ek finans bulunamamış olmasının finansın bulunmasında başarı sağlanamadığı anlamına geleceğini kabul etmişlerdir” şeklinde olduğunu, “Harcama” kavramı muhasebe disiplininde “bir varlık elde etmek, bir hizmet sağlamak veya bir zararı önlemek amacıyla yapılan ödemeler, borç altına girmeler” olarak tanımlandığını, sözleşme şartına göre ortaklar tarafından şirkete verilmiş olan 500.000,00 TL’lik borcun, şirket harcama tutarı bu tutarın % 80’ine ulaşması (500.000,00 X %80 = 400,000,00) yani toplam 400.000,00 TL’na ulaşması halinde ek finansman ihtiyacının doğmuş olacağının kabul edilmesi şeklinde olduğunu, buna göre 20.05.2014 tarihinde kurulmuş olan şirketin dönemler itibari ile harcama kalemleri detaylı mizanlar incelenerek yapıldığını, artan seyir İzleyen harcama kalemlerinin 2015 Mayıs ayı sonu (31.05.2015) tarihi itibariyle ana hesaplar bazında tablo şeklinde sunulan tutarlara ulaştığını, 31.05.2015 tarihi itibariyle 399.566,12 TL’ne ulaşan toplam harcama tutarı, gider kalemlerindeki artışla birlikte 09.06.2015 tarihinde % 80 oranı olan 400.000,00 TL’ne ulaştığını ve üzerine çıktığını, nitekim 30.06.2015 tarihli aylık detay mizandaki harcama tutarlarının da tablo şeklinde sunulduğu üzere 438.554,87 TL olarak gerçekleştiğini, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin 5.7. maddesine göre … şirketinin ek finans ihtiyacının 09.06.2015 tarihinde oluştuğunu, yine bu maddeye göre ek finans ihtiyacının dogduflu süreden 3 av içerisinde Davalı …’in hisselerini devir yükümlülüğü doğduğunu, bu tarihin de 09.09.2015 olduğunu, davalı … şirketinin, sözleşme kapsamında hisselerini, 02.02.2016 tarihli “Pay Devir Sözleşmesi” İle Davacı tarafa devrettiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, bu devir işleminin gecikmesinden dolayı Davacı tarafın Davalı taraftan sözleşmenin 8.2. maddesine göre 210.000,00 TL’llk cezai şart talep etmesinden kaynaklandığını, davacı …Ş. şirketi, …. Noterliği nin 30.10.2015 tarih, … yevmiye no.lu İhtarnamesi ile karşı tarafa özetle; “Şirkete verilen 500.000,00 TL’lik borç tutarının % 80’inin harcanmış olduğu, sözleşmenin 5.8. maddesi gereğince ek finans ihtiyacının doğduğu, bu tarihten itibaren 3 aydan çok fazla süre geçmesine rağmen ek finans bulunmasında başarı sağlanamdığı, bu durumda uygulanması gereken sözleşmenin 5,7, maddesine göre … A.Ş.’nin … A. Ş.’deki hisselerini … A.Ş.’yedevretme yükümlülüğünün doğduğu, bu nedenle sözlşemedeki yükümlülüğün yerine getirilmesi ve hisselerin 7 gün içerisinde …’e devredilme si” hususlarını ihtar ettiğini, bu ihtarnameye cevap olarak Moven A.Ş. şirketinin de, …. Noterliği’nin 09.11.2015 tarih … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile özetle; “Müvekkil şirketin devir yükümlülüğünü yerine getirmesinin talep edilebilmesi için öncelikle sözleşmede yazılı şartların yerine getirilip getirilmediğini belirlemesi ve bu belirlemeleri belgelendirmesi gerekmekte olduğu, bu doğrultuda, öncelikle borç verilen 500.000,00 TL’nin % 80’inin harcanıp harcanmadığının … finansal kayıtlarından ve raporlarından tespit edilerek kendilerine sunulması, bundan sonra ek finans ihtiyacının doğup doğmadığı, doğduysa hangi tarihte doğduğunun belirlenmesi ve bu yünde 3 aylık sürenin dolup dolmadığının tespit edilmesi, tüm bu aşamalardan sonra müvekkilin devir yükümlülüğünün oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerektiği, bu tespit ve belirlemelerden sonra müvekkil şirket tarafından sözleşmesel yükümlülüğün yerine getirileceğini” cevabi olarak belirttiğini, bunun üzerine yine Davacı …Ş. tarafından …. Noterliği’nin 07.01.2016 tarih, … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile özetle; “… A.Ş.nin … A.Ş, şirketinde pay sahibi olduğu, bunun yanı sıra … A.Ş.nin pay sahibi olan … ve … un da … A Ş.’nin yönetim kurulu üyleri olduğu, TTK’nın 375. Maddesine göre finans denetiminin yönetim kurulu üyelerinin devredilemez yetkileri arasında olduğu, TTK’nın 375/f bendinin aynen “muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal raporlama için gerekli düzenin kurulması” şeklinde yönetim kurulunun devredilemez yetkilerinin düzenlenmiş olduğu, bu itibarla … A.Ş.nin tüm finansal durumunu açık ve net bir şekilde biliyorken bu husus da … A.Ş. paydaşları olan Yönetim Kurulu üyelerinin devredilemez görev ve yetkileri arasındayken sırf devir yükümlülüğünüzü yerine getirmemek için bu yönde gerekçeler olduğu, … A.Ş.’nin mali durumu ile ilgili olarak şirketin mali müşavirinden talep etmiş olunan tüm bilgi ve kayıtların her zaman tarafınıza sunulmuş olduğu, kaldı ki tarafınızla yapılan görüşmede ek finans ihtiyacını karşılayamayacağınızı açıkça beyan etmenize rağmen halen payların devri yükümlülüğünüzü yerine getirmediğiniz, Harcamaların % 80’i bulduğu hususunun Bağımsız Denetçi … tarafından hazırlanan ÖR-2015/011no.lu özel amaçlı mali müşavir raporu ile tespit edilmiş olduğu, bu tespit ile 09.06.2015 tarihinden bu yana 500 Bin TL’nin % 80’nin harcanmış olduğu ve devir ile ilgili sürenin sona ermiş olduğu, 09.06.2015 tarihinden sonra 3 ay içerisinde ek finans ihtiyacını karşılanmamış olduğundan 09.09.2015 tarihinde pay devri hususunda temerrüde düşmüş olmanız nedeni ile 210.000,00 TL cezai şart bedelini 09.09.2015 tarihinden bu yana işlemiş avans faizleriile birlikte 1 işgünü içerisinde ödenmesini ihtaren bildirdikleri” hususlarını belirtildiğini, davalı …Ş., …. Noterliği’nin 18.01.2016 tarih … yevmiye no.su ile düzenlenen ihtarnamede de özetle; “…’e ait mali verilerin mali müşavirden defalarca talep edilmesine rağmen mali müşavirin bu talebi bilinçli ve kasıtlı olarak yerine getirmemesi ve gerçekte mali müşavirin de muhatap tarafından engellenmiş olduğu, zira …’in mali müşaviri olan …’ın aynı zamanda muhatap şirketin mali müşaviri olduğu, bu nedenle, mali müşavirin muhatap direktiflerine göre hareket ederek yasal sorumluluğu olmasına rağmen finansal verileri müvekkil şirkete vermemiş olduğu, müvekkilin kötü niyetli olarak bilgilendirilmediği, sözü geçen rapordan müvekkilin ancak ihtarname ile haberi olduğu,” hususlarını belirttiğini, bunlara ilave olarak taraf dilekçe eklerinde sundukları e-posta yazışmalarının taraflarınca incelendiğini, davalı tarafın şirketin … A.Ş.’nin 2015 yılı İçerisinde muhasebecisinden çok sayıda finansal veri ve tablo talebinde bulunmuş olduğunu, bu verilerin nakit durumunu açıklayan tablo ve dökümler yanında, çeşitli tarihlere ait mizan ve vergi beyannamelerini de içermekte olduğunu ve bunlara cevap verilmiş olduğunu, bu mizan bilgilerinin de şirketin harcama durumunu ve analizini gösterir nitelikte olduğunu, taraflar arasında imzalanan 28.04.2014 tarihli sözleşmeyle “…” adlı yazılım programının geliştirilmesi ve üretilmesi amacıyla %50’şer hisseyle … şirketinin kurulduğunu, şirketin iki yönetim kurulu üyesinin davacı tarafından diğer iki yönetim kurulu üyesinin ise davalı tarafından belirlendiğini, şirketin ihtiyaç duyduğu 500.000 TL’lik finansman ihtiyacının davacı (ortakları) tarafından şirkete borç verilmek suretiyle karşılandığını, verilen bu paranın %80’inîn harcanmış olması halinde …’in ek finansmana ihtiyaç duyduğu anlamına geleceğini, üç ay içinde finansman ihtiyacının karşılanamaması durumunda davalının … şirketinde sahip olduğu %50 hisseyi davacıya bedelsiz bir şekilde devretmeyi taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca ayrıca taraflardan birinin sözleşmeyi İhlal etmesi durumunda 210.000-TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, … şirketinin ek finansmana ihtiyaç duyduğunu ve üç ay içerisinde bu ihtiyacın karşılanamadığını, bunun üzerine davalının sahip olduğu hisseleri davacıya devrettiği hususlarında bir ihtilaf görünmediğini, davacının iddiasının, davalının …’in ek finansmana ihtiyaç duyduğu andan itibaren üç ay içinde finansman ihtiyacının karşılanamaması durumunda davalının … şirketinde sahip olduğu %50 hisseyi davacıya devretmesi gerekirken bu süreye riayet etmediğini, bu nedenle sözleşmeyi ihlal ettiği dolayısıyla da belirlenmiş olan cezai şart tazminatını ödemesi gerektiği yönünde olduğunu, davalının iddiasının ise, hisse devir yükümlülüğünün yerine getirilmesinin talep edilebilmesi için öncelikle borç verilen 500.000,00 TL’nin % 80’inin harcanıp harcanmadığının … finansal kayıtlarından ve raporlarından tespit edilerek kendilerine sunulmasını, bundan sonra ek finans ihtiyacının doğup doğmadığını, doğduysa hangi tarihte doğduğunun belirlenmesini ve bu yönde 3 aylık sürenin dolup dolmadığının tespit edilmesi gerektiğini, bu konuda bilgilendirilmediklerini ve finansal bilgilerin kendileriyle paylaşamadığını dolayısıyla hisselerin devrinde bir gecikmenin söz konusu olmadığını ileri sürdüğünü, bu durumda taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve raporda çözüme kavuşturulması gereken temel problemin; davalı tarafından yapılan hisse devrinin gecikmeli yapılmış olup olmadığını, dolayısıyla sözleşmenin ihlal edilip edilmediği noktasında toplandığını, taraflar arasındaki sözleşmede, … şirketinin iki yönetim kurulu üyesinin davacı tarafından diğer iki yönetim kurulu üyesinin ise davalı tarafından belirleneceğinin kararlaştırıldığını, davalıyı temsilen … ve …’un … A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeleri olduklarının görüldüğünü, davacı vekilinin de haklı olarak belirtmiş olduğu üzere, TTK. m. 375 hükmü uyarınca, şirketin finansal denetimi yönetim kurulunun devredilmez yetkilerinden olduğunu, yönetim kurulunun muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal raporlama için gerekli düzenin kurulmasını da sağlamakla yükümlü olduğunu, davalıyı temsilen yönetim kuruluna seçilen … ve …’un finansal bilgileri istedikleri halde bu bilgilere ulaşamadıklarına ya da anılan kişilerin şirket yönetiminden uzaklaştırıldıklarına, görevlerini yapmalarına engel olunduğuna dair herhangi bir somut veriye rastlanmadığını, bu durumda anılan yönetim kurulu üyelerinin ve dolayısıyla da davalının şirketin finansal durumu hakkında bilgi sahipi olduğunun kabulünün gerektiğini, dolayısıyla “hisse devir yükümlülüğünün yerine getirilmesinin talep edilebilmesi için öncelikle borç verilen 500.000,00 TL’nin % 80’inin harcanıp harcanmadığının … finansal kayıtlarından ve raporlarından tespit edilerek kendilerine sunulmasını, bundan sonra ek finans ihtiyacının doğup doğmadığını, doğduysa hangi tarihte doğduğunun belirlenmesini ve bu yönde 3 aylık surenin dolup dolmadığının tespit edilmesi gerektiğini, bu konuda bilgilendirîlmediklerini ve finansal bilgilerin kendileriyle paytaşıtmadığı yönündeki davalının iddiasının yerinde olmadığını, taraflar arasındaki mail yazışmaları incelenerek “davalı tarafın şirketin … A.Ş.’nin 2015 yılı içerisinde muhasebecisinden çok sayıda finansal veri ve tablo talebinde bulunmu§ olduğu, bu verilerin nakit durumunu açıklayan tablo ve dökümler yanında, çeşitli tarihlere ait mizan ve vergi beyannamelerini de içermekte olduğu ve bunlara cevap verilmiş olduğu, bu mizan bilgilerinin de şirketin harcama durumunu ve analizini gösterir nitelikte olduğu kanaati tarafımızda uyanmıştır.” şeklinde yukarı da yer alan mali tespitin de varılan sonucu teyid ettiğini, bu durumda tespit edildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.7. maddesine göre … şirketinin ek finans ihtiyacının 09.06.2015 tarihinde oluştuğunu, bu maddeye göre ek finans ihtiyacının doğduğu süreden 3 ay içerisinde yanı 09.09.2015 tarihine kadar davalının hisselerini devretmesi gerektiğini, davalının hisselerini bu tarihte devretmemesi nedeniyle temerrüdünün oluştuğunu, bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart tazminatını ödemekle yükümlü olduğunu, sonuç olarak; davalıyı temsilen yönetim kuruluna seçilen … ve …’un finansal bilgileri istedikleri halde bu bilgilere ulaşamadıklarına ya da anılan kişilerin şirket yönetiminden uzaklaştırıldıklarını, görevlerini yapmalarına engel olunduğuna dair herhangi bir somut veriye rastlanmadığını, bu durumda anılan yönetim kurulu üyelerinin ve dolayısıyla da davalının şirketin finansal durumu hakkında bilgi sahipi olduğunun kabulü gerektiğini, … şirketinin finansal tabloları üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki sözleşmenin 5.7, maddesine göre … şirketinin ek finans İhtiyacının 09.06.2015 tarihinde oluştuğa bu maddeye göre ek finans ihtiyacının doğduğu süreden 3 ay içerisinde yani 09.09.2015 tarihine kadar davalının hisselerini devretmesi gerektiğini, davalının hisselerini bu tarihte devretmemesi nedeniyle temerrüdünün oluştuğunu, bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart tazminatını ödemekle yükümlü olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan 17/04/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…Taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve raporda çözüme kavuşturulması gereken temel problemin; davalı tarafından yapılan hisse devrinin gecikmeli yapılmış olup olmadığı dolayısıyla sözleşmenin ihlal edilip edilmediği noktasında toplandığını, kök raporda ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmede, … şirketinin iki yönetim kurulu üyesinin davacı tarafından diğer iki yönetim kurulu üyesinin ise davalı tarafından belirleneceğinin kararlaştırıldığını, davalıyı temsilen … ve …’un … A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeleri olduklarının görüldüğünü, davacı vekilinin de haklı olarak belirtmiş olduğu üzere, TTK. m. 375 hükmü uyarınca, şirketin finansal denetimi yönetim kurulunun devredilmez yetkiIerinden olduğunu, yönetim kurulu muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde finansal raporlama için gerekli düzenin kurulmasını da sağlamakla yükümlü olduğunu, her ne kadar davalı vekili tarafından “TTK 375. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin finansal Kurum hakkında bilgi sahibi olması esası söz konusu ise de işbu davada yönetim kurulu üyelerinin bilinçli ve kötüniyetli olarak finansal verilere ulaşması engellenmiştir” denilmiş ise de kök raporda ifade edildiği üzere, davalıyı temsilen yönetim kuruluna seçilen … ve … un finansal bilgileri istedikleri halde bu bilgilere ulaşamadıklarına ya da anılan kişilerin şirket yönetiminden uzaklaştırıldıklarına, görevlerini yapmalarına engel olunduğuna dair herhangi bir somut veriye rastlanmadığını, bu durumda anılan yönetim kurulu üyelerinin ve dolayısıyla da davalının şirketin fınansal durumu hakkında bilgi sahipi olduğunun kabulünün gerektiğini, dolayısıyla “hisse devir yükümlülüğünün yerine getirilmesinin talep edilebilmesi için öncelikle borç verilen 500.000,00 TL nin % 80 mm harcanıp harcanmadığının … finansal kayıtlarından ve raporlarından tespit edilerek kendilerine sunulması, bundan sonra ek finans ihtiyacının doğup doğmadığı, doğduysa hangi ¡arihte doğduğunun belirlenmesi ve bu yönde 3 aylık sürenin dolup dolmadığının respit edilmesi gerektiği, bu konuda bilgilendirilmedikleri ve finansal bilgilerin kendileriyle paylaşılmadığı” yönündeki davalının iddiası yerinde olmadığını, davalı tarafından, davacının yazılan maillere kasıtlı olarak yaklaşık beş ay sonra cevap verdiğini, oysa fınansal bilgilerin mail yoluyla talep edilmiş olduğunu, bu hususun raporda tartışılmadığı iddia edildiğini, öncelikle ne taraflar arasındaki sözleşmede nede mevzuatta, yazışmaların mail yoluyla yapılacağına ya da yazılan maillere cevap verilmesi gerektiğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, dolayısıyla davalının anılan iddiasının da bir geçerliliğinin bulunmadığını, bir kez daha vurgulamak gerekirse, somut olayda davalıyı temsilen yönetim kurulunda iki üye bulunmakta olup, bu üyelerin (ve dolayısıyla da davalının) şirketin mali durumu hakkında her zaman bilgi sahibi olabileceğinin kabulünün gerektiğini, ifade edildiği üzere, anılan yönetim kurulu üyelerinin inceleme haklarının engellendiğine ilişkin herhangi bir somut delil sunulmadığından, davalının iddialarına itibar edilmesi mümkün olmadığını, sonuç olarak; bu nedenlerden dolayı, bilirkişi kurulunun kök rapordaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik oluşmadığını…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Huzurdaki davada taraf şirketlerin 28/04/2014 tarihli pay sahipleri sözleşmesi ile ”…” isimli yazılımın geliştirilmesi ve pazarlanması amacıyla ”… A.Ş.” unvanlı şirketi eşit hisselerle kurdukları noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmenin 5.6, 5.7, 5.8 maddeleri gereğince ek finansman ihtiyacının doğup doğmadığı, bu kapsamda davalının hisse devir yükümlülüğünü yerine getirme noktasında sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, neticeten devir yükümlüğüne aykırılık iddiasına dayalı olarak davacı yanın cezai şart isteminin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Ayrıca davalının 02/02/2016 tarihli pay devir sözleşmesi ile hisselerini iradi olarak devrettiği sabit olup devir yükümlüğünü yerine getirdiği ancak devir yükümlüğünü yerine getirme noktasında temerrüte düşüp sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı noktası üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından kök ve ek rapor kapsamında davalı tarafın, dava dışı şirketin finansal durumu hakkında bilgi sahibi olduklarının kabulü ile dava dışı şirketin ek finansman ihtiyacının doğduğu 09/06/2015 tarihinden 3 ay sonrası olan 09/09/2015 tarihinde hisselerin devredilmemesi nedeni ile davacı yanın cezai şart istemi yerinde görülmüş ise de bu yöndeki tespitlere aşağıda belirtilen gerekçelerle itibar edilmesi mümkün olmamıştır. Nitekim tüm dosya kapsamının tetkiki neticesinde sözleşmenin 5.6, 5.7, 5.8 maddeleri gereğince cezai şart yükümlüğünün gündeme gelebilmesi için gerekli olmasına rağmen dava dışı şirketin ek finansman ihtiyacının tarafların şirkete borç vermesi, kredi alması gibi yöntemlerle temini yoluna gidilip gidilmediği, tüm bunlardan sonuç alınamaması halinde sermaye artışına gidilmesi yönteminin uygulandığına dair somut herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, ayrıca sözleşmede borçların geri ödemesinin vadesinde yapılamamasının veya dava dışı şirkete verilen borç toplamının %80’inin harcanmış olmasının ek finans ihtiyacının doğduğu anlamına geleceği ifade edilmiş ise de ek finansman ihtiyacının doğduğu hususunun ancak Kasım 2015 tarihli mali müşavir raporu ile somutlaştırıldığı, raporun şirket bünyesinde mali müşavir tarafından tanzim edildiği, bu hususta daha öncesinde bağımsız bir şirket marifeti ile hazırlanmış herhangi bir finansal durum / analiz raporuna rastlanılmadığı, anılı mali müşavir raporunun davalı tarafa 07/01/2016 tarihli ihtarname ile bildirildiği, anılı ihtarnamenin tebliğ şerhi ibraz edilmese de davalı tarafın davacıya keşide ettiği 18/01/2016 tarihli ihtarname ile sözleşme koşulunun oluştuğu ve mevcut hisselerin devredilmesine hazır olduklarını bildirdikleri ve (3 ay içerisinde) 02/02/2016 tarihinde hisse devrinin gerçekleştiği, bu hali ile sözleşmeye aykırı bir gecikmeden bahsedilmesinin mümkün görülmediği, ayrıca TBK’nın 179. maddesi kapsamında açıkça cezanın belirlenen zamanda ifası cezai şarta bağlandığı hallerde, alacaklının ifayı çekincesiz olarak kabul ettiği takdirde cezai şartın talep edilemeyeceğinin hükme bağlandığı, somut olayda davacının herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeden ifayı (hisse devrini) kabul ettiği, tüm bu nedenlerle davacının cezai şart talep edebilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla; sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınan 3.586,28-TL peşin harçtan, alınması gereken 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.550,38-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan masrafın kendi üzerine bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ödeyen tarafa iadesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 18.550-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza