Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/218 E. 2020/117 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/76
KARAR NO : 2020/67
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2017
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının davacı müvekkil aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2016/24300 esas sayılı dosyası ile 10.000,00-TL asıl alacak ve 170,14-TL işlemiş faiz ile birlikte toplam 10.170,14-TL takip çıkışlı icra takibi başlattığını, ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun yapılmadığını, müvekkilinin ödeme emrinden haberdar olamadığını ve aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edemediği için takibin kesinleştiğini, kesinleşen icra takibien karşı iş bu dilekçe ile davalıya karşı icra takibine konu böyle bir borcu bulunmadığına dair Mahkememizden menfi tespit talep ettiklerini, İİK’nın 72/5.madde hükmü çerçevesinde açılan huzurdaki dava ile davalının haksız yere müvekkillere yönelttiğini ve banka hesaplarına koydurduğu blokaj nedeniyle müvekkilin menfi dava açmaya zorlayan takibin haksız olması sebebiyle uğradığı zararın da tahsiline karar verilmesini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkile ait eserlerin, davacı tarafa ait galeride bulunmakta olduğunu, müvekkilin bu eserlerin iadesini defalarca talep etmiş olmasına rağmen davacı tarfaça eserlerin iade edilmediği gibi bedellerinin de ödendiğini, davacı tarafın müvekkiline göndermiş olduğu yazıda “Galeride müvekkile ait 4 adet eser bulunduğunu, bu eserlerin satışından fiyat listesi baz alınarak %50 oranla ödeme yapılacağını, ayrıca müvekkilin 10.000,00-TL alacağının olduğunu ve işbu 10.000-TL bakiyenin ödeme planının bilahare bildirileceğini, kısaca 10.000-TL borçlu olduğunu açıkça ikrar ettiğini, işbu açık borç ikrarı karşısında, müvekkilinin eserlerin iadesi ve bakiyenin ödenmesi hususunda yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığını, davacı tarafça kabul edilen 10.000-TL alacağını tahsil zımnında icra takibine geçildiğini, dava konusu takip dosyasının tahsille kapandığını, İİK’nın 72/6 maddeleri gereğince huzurdaki davanın menfi tespit davası olarak devam etmesinin mümkün olmadığını, öncelikle, görev hususunda yapmış olduğu itirazları doğrultusunda görevsizlik kararı verilmesini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 25/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasındaki çekişmenin yaşandığı, “Ayrıca kalan 10.000-TL bakiye hakkında Haziran başına ödeme planı Avukat … … aracılığıyla bildirilecektir.” şeklinde yapılan beyanın lafzi yorumundan, şarta bağlı yapılan borç taahhüdünde ayrı, başka bir borç olduğunun ifade edilmiş olabileceğinin değerlendirilebileceğini, “Ayrıca kalan 10.000-TL bakiye hakkında Haziran başında ödeme planı Avukat … … aracılığıyla bildirilecektir.” şeklindeki beyanın taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul niteliği taşıyan ikrar olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin takdirinin tamamen Mahkememize ait olduğunu, “Ayrıca kalan 10.000-TL bakiye hakkında Haziran başında ödeme planı Avukat … … aracılığıyla bildirilecektir.” şeklinde yapılan beyanın bir sözleşmeyi kurma arzusu ile yapılan öneriden ziyade, bir borç tanıması olarak nitelindirilip nitelendirilemeyeceğinin takdirinin Mahkememize ait olacağını mütalaa etmiştir.
Dava; Davacı tarafın …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/24300 Esas sayılı dosyası sebebiyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davalı tarafça, davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/24300 Esas sayılı dosyası ile 10.000,00-TL asıl alacak ve 170,14-TL işlemiş faiz ile birlikte toplam 10.170,14-TL takip çıkışlı icra takibi başlatıldığı; ancak söz konusu takip nedeniyle borçlu olmadığından bahisle eldeki menfi tespit istemli davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yan cevap dilekçesinde; Davalı yana ait eserlerin davacı tarafa ait galeride bulunduğu, davacı yanın bu eserleri iade etmediği ve bedellerini de ödemediği, davacı tarafça gönderilen yazıda; galeride davalıya ait 4 adet eser bulunduğu, bu eserlerin satışından fiyat listesi baz alınarak %50 oranla ödeme yapılacağı, ayrıca kalan 10.000,00-TL bakiyenin ödeme planının bilahare bildirileceğine ilşkin borç ikrarının bulunduğundan bahisle aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 25/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; Davalıya ait eserlerin, davacının galerisinde sergilenmesi ve akabinde konsinye satışının yapılması şeklinde bir komisyon ilişkisi kapsamında ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “… …’in dikkatine” başlıklı ve davacı … imzalı belgeden kaynaklı davacının davalı yana borçlu bulunup bulunmadığı hususunda toplandığı, bu belgede; ” Galeri tarafında konsinye kalan aşağıda görselleri bulunan 4(dört) adet eser … …’ e aittir. Eser Fiyatları (150 cm çap) 18.000,00-TL, (100 cm çap) 12.000,00-TL’dir. Galeride TL bazında gösterilen fiyat listesinden %50 … …’e satış halinde ödenecektir.” yazılı beyandan davacı yanın da iddia ettiği gibi geciktirici koşula bağlı bir borç taahhüdünde bulunulduğu, borcun doğumunun eserlerin 3. kişiye satışına bağlandığı, taraflarca bu eserlerin satışının yapıldığına ilişkin bir delilin de dosya kapsamına sunulmadığı; ancak bu hususta davalı yanca bu eserlerin bedelinin tahsili talepli … Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/87 Esas sayılı dosya ile itirazın iptali istemli davanın halen derdest olduğu, bu nedenle söz konusu eserlerin satılıp satılmadığı ya da bedellerinin ödenip ödenmediği hususu eldeki davanın değil yukarıda ayrıntısı verilen Mahkeme dosyasının konusu olduğu, ayrıca davalı yanca dosya kapsamına sunulan belge de; “Ayrıca kalan 10.000,00-TL bakiye hakkında Haziran başında ödeme planı Avukat … … aracılığıyla bildirilecektir.” beyanı nazara alındığında tahsili satış şartına bağlı tutulan borç taahhüdünden ayrı davacı yanca ikrar edilen bir bakiye borcun bulunduğu, her ne kadar davacı yan bu belgenin altının davalı yanca imzalanmadığından geçersiz olduğunu iddia etmişse de; “Ayrıca kalan 10.000,00-TL bakiye hakkında Haziran başında ödeme planı Avukat … … aracılığıyla bildirilecektir.” şeklindeki beyanın sözleşme kurulması amacıyla değil bir borç tanınması niteliğinde olduğu, eldeki davada ispat yükünün davalı alacaklı tarafa ait olduğu, dava konusu alacak miktarı gözönüne alındığında alacağın varlığının yazılı delillerle ispat edilmesi gerekli olup tanıkla ispatının mümkün olmadığı, dava konusu yazılı belgedeki “Ayrıca kalan 10.000,00-TL bakiye hakkında Haziran başında ödeme planı Avukat … … aracılığıyla bildirilecektir.” beyanın kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren alacağın varlığını ispata yeterli adi senet vasfında olduğu anlaşılmış, açıklanan gerekçelerle davacı yanca açılan menfi tespit istemli eldeki davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 173,69-TL harçtan, 54,40-TL karar ilam harcının düşümü sonucu başkaca harç alınmasıa yer olmadığına, kalan 119,29-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair ; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …

Hakim …