Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/188 E. 2021/524 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/188 Esas
KARAR NO : 2021/524

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/02/2016
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/01/2016 tarihinde sürücüsü davalı … olan … plaka sayılı minübüsün kontrolsüz ve hızlı olması nedeni ile meydana gelen trafik kazası sonucunda minübüste yolcu olarak bulunan müvekkili …’ün ağır yaralandığını, yoğunbakımda tedavi gördüğünü, çocuğu …’ün annesinden günlerce ayrı kaldığını, eşi …’ün eşinin kazada ağır yaralanması nedeniyle acı, elem ve ızdırap yaşadığını, hem hastanedeki eşi ile hem de çocuğu ile ilgilenmek zorunda kaldığını, kazaya sürücünün ve ruhsat sahibinin sebebiyet verdiğini, aracın muayeneden 6 kez ceza yediğini, müvekkilinin kazada hiç bir kusurunun bulunmadığını beyanla davalı … ve … adına kayıtlı davaya konu minübüs üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, her bir davalı açısında fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla belirlenecek olan bedensel zarar maddi tazminatının sonradan artırılmak üzere … İçin şimdilik 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi, eş … için 25.000 TL manevi, çocuğu … için 25.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi açısından dava tarihinden, diğer davalılar bakımından kaza tarihinden (sigorta şirketi sadece maddi tazminattan ve poliçedeki limit kapsamında sorumlu olmak kaydıyla) itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan minübüsün müvekkili şirket tarafından 10/06/2015-2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davanın taleplerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, kazanın meydana gelmesine sebep olan aracın ticari taşımacılık yapması nedeniyle Taşımacılık Poliçesine yöneltilmesi gerektiğini bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, kusur ve sorumluluk durumunun tespit edilmesinin gerektiğini, ATK’dan maluliyet raporunun alınması ve akabinde uzman aktüer bilirkişi tarafından rapor hazırlanması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili davalı … vekilinin cevap dilekçesine cevabında özetle; Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasının işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş olan bir zarar sigortası türü olduğunu, davalı … şirketinin sorumsuzluk iddialarının yerinde olmadığını, dava konusu davalı … tarafından sigortalanmış aracın “trafik kazası tespit tutanağı”na göre kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin üzerine herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini, davalının doğacak olan tazminattan herhangi bir indirime tabi tutulamayacağını, müvekkilinin kaza sonrası kazanç kaybına uğradığını, bu hususun çalıştığı reklam ajansından sorulabileceğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 17/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; 1.000 TL olarak belirtilen maddi tazminat taleplerini 165.559,771 TL arttırarak toplamda 166.559,71 TL olarak ıslah etmiştir.
TAHKİKAT , DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce delillerin ibrazısın müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı vekili 27/04/2016 tarihli dilekçesi ile davalı …’nin …’den mal varlığının sorgusunun yapılarak üzerine kayıtlı bulunan gayrimenkuller üzerine tedbir konulmasını talep etmiş, ancak bu talep davaya konu araç üzerine konulmuş tedbir olmakla, sair tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 22/02/2017 tarihli dilekçesi ile; BK’nun 76. Maddesi gereğince ” zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hakim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir” hükmü gereğince müvekkili …’e davalılar tarafından 50.000 TL geçici ödeme yapılmasına karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece dosya kapsamı, mevcut delil durumu, davanın vasıf ve mahiyeti, davacı …’ün maluliyet durumu, ekonomik hali, maluliyet raporunun temini için geçmesi gereken iyileşme süreci ve yargılamanın aşaması nazara alınarak adı geçen davacının geçici ödeme talebinin yasal şartlarının oluştuğu sübuta ermekle; TBK 76. Maddesi gereğince geçici ödeme talebinin ihtiyati tedbiren Kısmen Kabulü ile, takdiren 25.000 TL geçici ödemenin davalılardan tahsili ile davacı …’e ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasının delillerini, poliçeler, hasar dosyaları, SGK kayıtları, trafik tescil kayıtları, hastane evrakları, sosyal ve ekonomik durum araştırması yönünde yazılan müzekkere cevabı, ATK raporu, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan, tazminat hesap uzmanı … ve kusur uzmanı bilirkişi …’dan alınan bilirkişi raporu ile tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun raporunda özetle;
“… Kızı 30/01/1977 …’ün 08/01/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre, Alt ekstremite yaralanmalarına bağlı özürlülük, tablo 3.3’e göre %3, Ürogenital Sistem; Diyaliz tedavisi gerektirmeyen Kronik Böbrek Yetmezliği-c’ye göre; %60, Balthazard yöntemi ile toplandığında;
Kişinin tüm vücut engellilik oranının %61 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce taraf talepleri ve dosya kapsamı çerçevesinde, tüm kayıtlar incelenmek suretiyle ayrıntılı ve denetime elverişli rapor aldırılmak üzere dosyanın kusur bilirkişisi … ile aktüerya bilirkişisi …’a tevdii ile rapor alınarak konuya ilişkin 09/12/2020 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporunda özetle;
“Kusur Mütalaası:
Yerleşim yeri içinde meydana gelen kazanın olduğu mahalde, yol tek yönlü, 8,10 m genişlikte, 2 şeritli, asfalt ve ıslak olup vakit gündüz, görüş açıktır.
Dava dosyasında bulunan Trafik Kazası Tespit Tutanağında kaza anlatılmış, … caddesinin 6 m genişlikte ve 7 derece iniş eğimli, … caddesinin 8,10 m genişlikte ve eğimsiz, … çıkmazının 5,3 m genişlikte eğimsiz olduğu, zeminin ıslak ve kaygan olduğu, kavşak kesiminde görüş engeli bulunmadığı, davalı sürücü …’nin sürücü dahil 15 kişilik olan minibüsüne fazla yolcu aldığı, yolcu beyanlarına göre normal giderken bir anda kontrolü kaybetmiş olduğu, bazı beyanlara göre de aracını stop edip devamında kontrolü kaybettiği, minibüsün 6 kez muayeneden ceza yemiş olup trafikten men durumunda olduğu, aracına aşırı derecede yolcu alarak iniş eğimli yolda trafiği tehlikeye sokacak şekilde araç kullanması ile 2918 sayılı KTK’nın 47/1-d maddesi ile tanımlanan trafik güvenliği ile ilgili hususları ve aynı kanunun 65/1-a maddesi ile tanımlanan taşıma kapasitesinin üzerinde yolcu taşıma maddelerini ihlal etmiş olduğu kanaati bildirilmiştir. Araçta yolcu olarak bulunan …’in daha sonra hayatını kaybetmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Tutanakta yaralanmış olan 30 yolcunun kimlik bilgileri sıralanmıştır.
Tutanak ekinde bulunan kaza yeri krokisinden minibüsün iniş eğimli olan … caddesinden, … caddesine, üçlü kavşakta çıkarken sola virajı alamayarak sağdaki kaldırıma çıkmış ve ardından … çıkmazı ağzında sokağı geçerek karşı köşedeki bina duvarına çarparak durmuş olduğu görülmektedir.
Dava dosyasında bulunan T.C. Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, dava konusu kaza ile ilgili 2018/1822 esas no’lu ve 2019/2452 karar no’lu hüküm yazısında dava konusu kaza ile ilgili inceleme, ifadeler ve ATK Raporu özetlenmiş olup bu özetlere göre:
1. Davalı sürücü …’nin savunmasında kaza sırasında arçata yaklaşık 30 kişi yolcu bulunduğunu, yokuş aşağı inerken aracın hızlanmaya başladığını, vites küçülterek yavaşlamaya çalıştığını, bir yere çarparak durdurmayı düşündüğünü, sol tarafa vursa uçurum olduğunu, sağ tarafta boş bir binayı gözüne kestirip oraya çarparak durduğunu belirtmiş olduğu,
2. Davalı araç sahibi …’nin savunmasında ruhsatı kendisinin üzerinde olan aracı kendisinin şoförlere teslim ettiğini, her türlü bakımını onların yaptığını, aracına eksikliklerinden dolayı ceza kesilip kesilmediğini de bilmediğini belirtmiş olduğu,
3. Kaza sırasında minibüste yolcu olarak bulunanlardan 14 kişinin beyanlarında minibüste çok yolcu olduğunu, yokuş aşağı giderken minibüsün frenlerinin boşaldığının, şoförün vites ile oynadığını, vitesi küçültemediğini, boşa aldığını, kontrolü kaybettiğini, duvara çarparak durduğunu belirtmiş oldukları,
4. Tanık ifadelerinden kaza yapan minibüsün bakımını … ve …tarafından yaptırılmakta olduğu, aracın bakımının yeni yapılmış olduğu,
5. Hazırlık aşamasında alınmış olduğu anlaşılan bilirkişi raporunda; araç üzerinde yapılan incelemeye dayanarak aracın fren sistemi üzerinde tekniğin ve fennin gerekleri dışında ciddi tehlike arz edecek tipte değişiklikler yapılmış olduğunun, taşıtın fren elemanlarının güvenli seyir ve trafiğe çıkmak için müsaade edilebilir durumun gerektirdiği şartlardan çok uzak olduğu, zaten kifayet siz olan fren sisteminin bir de taşıtın fazla yükünden dolayı yokuş aşağı seyirde vazifesini yerine getiremediği, sürücü …’nin 2918 sayılı KTK’nın 47/d ve 65/a maddelerindeki kuralları ihlal etmiş olması ve ayrıca 30. Maddede belirtilen “araçların, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulma” zorunluluğunun ihlal edilmiş olması nedeniyle %30 oranında kusurlu olduğu, aracın sahibi …’nin %40 oranında kusurlu olduğu, toplu taşıma denetiminden yetkili kurumun %20 kusurlu olduğu, trafik denetleme müdürlüğünün %10 kusurlu olduğu kanaatinin ifade edilmiş olduğu,
6. Kaza ile ilgili olarak ATK’dan alınmış olduğu anlaşılan rapora göre davalılar sürücü … ve araç sahibi …’nin eşit oranlarda kusurlu olduklarının belirtilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Karayolu taşıtlarının, bütün mukavemet ve güvenlikle ilgili organlarının tasarımında, projelerinde öngörülen azami yüklü ağırlıkları göz önüne alınarak boyutlandırılırlar. Seyir güvenliği ile ilgili fren ve direksiyon donanımları da azami yüklü ağırlığa göre tasarlanan sistemler arasındadır. Bir araç istiap haddinin iki katından fazla yüklendiğinde kritik durumlarda ne fren sistemi ne de direksiyon sistemi görevini gerektiği biçimde yerine getiremez. Dava konusu kazada yolcu minibüsünün sürücü dahil 15 kişi olarak tanımlanmış taşıma kapasitesinin sürücü dahil 31 kişi ile iki katından fazla aşılmış olduğu açıktır. Kazaya yol açan ana etken, aracın teknik bakımı hangi durumda olursa olsun aşırı yolcu alınmış olmasıdır.
Davalı sürücü … aşırı yolcu alarak aracın seyir güvenliğini tehlikeye atmış olması ile 2918 sayılı KTK’nın araçların yüklenmesi ile ilgili MADDE 65 ile tanımlanan
“Araçların yüklenmesinde yönetmelikte belirtilen ölçü ve esaslara aykırı olarak;
a) Taşıma sınırı üstünde yolcu alınması,
b) Taşıma sınırı üstünde yük alınması veya taşıma sınırı aşılsın veya aşılmasın dingil ağırlıklarını aşacak şekilde yüklenmesi,
c) Karayolu yapısı ve kapasitesi ile trafik güvenliği bakımından tehlikeli olabilecek tarzda yükleme yapılması,
(..)
yasaktır.” hususuna aykırı araç kullanarak gerek trafiğin, gerekse taşıdığı yocuların güvenliğini tehlikeye atmış olması nedeniyle kusurlu olduğu, araç sahibi …’nin ise aracın kullanım şekli ve istiab haddinin aşılarak yolcu taşınması ile ilgili hususları kontrol etmemiş olması nedeniyle trafik ve yolcu güvenliğinin tehlikeye girmesinden eşit oranda kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıdaki incelemeye göre dava konusu kazada;
1. Davalı sürücü … %50 (yüzde elli) oranında kusurlu,
2. Davalı araç sahibi … %50 (yüzde elli) oranında kusurludur.
Tazminat Hesabı Yönünden İnceleme:
1-Hesaplamada İzlenecek Yöntem
Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesinde yer alan ” ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ile “ve genel şartlarda” ibareleri iptal edilmiştir.
İptal kararından önce 90.madde metni aşağıdaki gibidir;
Madde 90 – (Değişik:14/4/2016-6704/3 md.)
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
İptal kararından sonra 90.madde metni aşağıdaki gibidir;
Madde 90 – (Değişik:14/4/2016-6704/3 md.)
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin bu konudaki kararlarında “….2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu … limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür….” demektedir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe şartları halen yürürlükte olup, Borçlar Kanunu’nda tazminat hesabının hangi ilkelere göre yapılacağı yönünde açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Zorunlu trafik sigorta poliçesi 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarındaki değişiklikten sonra düzenlenmiştir.
Söz konusu iptal kararında önce oluşan Yargıtay kararlarında 01.06.2015 tarihinden sonar düzenlenen poliçeler bakımından 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartları ve ekleri dikkate alınarak Aktüeryal yönteme(TRH 2010 yaşam tablosu+1,8 teknik faiz) göre hesap ve değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmekteydi.
İptal kararından sonrası için ise henüz oluşmuş bir uygulama ve Yargıtay kararı bulunmadığından nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1.Seçenekte 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarında belirtildiği şekilde Aktüeryal yönteme(TRH 2010 yaşam tablosu+1,8 teknik faiz) göre,
2.Seçenekte Progresif rant yöntemine(PFM yaşam tablosu+%10 artış ve iskonto) göre davacının bilinmeyen dönem kazançları tespit edilerek belirlenen maddi zararı tutarları takdire sunulacaktır.
2-Sorumluluk Durumu
Kusur değerlendirmesinde araç sürücüsünün ve işletenin toplamda %100 kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla işbu raporda davalıların müştereken ve müteselsilen %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılarak takdire sunulacaktır.
3-Davacının Geçici İş Göremezlik Durumu
a)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Bu durumda;
b)Davacının 9 yıllık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanarak takdire sunulacaktır.
c)Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacaktır.
4-Davacının Sürekli İşgücü Kaybı Ve Maluliyet Durumu
Adli Tıp Kurumu tarafından 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenen raporda davacının özür oranı %61 olarak belirlenmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre 2.seçenek hesabı için yeniden maluliyet raporu alınıp alınmayacağı hususundaki takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; dava dosyasında maluliyete ilişkin yukarıda belirtilen rapor dışında belge bulunmadığından zorunlu olarak her iki seçenekte de %61 maluliyet oranı esas alınarak sürekli iş göremezlik dönemi için maddi zarar hesabı yapılacaktır.
5-Maddi Zarar Hesabı
1.Seçenekte; Aktüeryal yönteme(TRH 2010 yaşam tablosu+1,8 teknik faiz) göre;
A)DAVACININ YAŞI VE BAKİYE ÖMÜR SÜRESİ
a)30.01.1977 doğumlu davacı …, 08.01.2016 olay tarihinde, 38 yıl, 11 ay, 8 günlük olup, 39 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (40)yıl ve muhtemelen (79)yaşına kadar yaşayacaktır.
b)Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-39)= 21 yıl ve pasif devresi (79-60)= 19 yıldır.
B)Kazanç Durumu İle Bilinen Dönem Kazanç Tespiti
a)SGK hizmet dökümünde davacının kazanın meydana geldiği 2016 yılındaki aylık ücreti (384,30/7×30)= 1.647,00 TL olarak gözükmekte olup, bu tutar bu tarihteki asgari ücret olduğundan hesaplamalar asgari ücretlere göre hesaplama yapılacaktır. Buna göre;
b)Kazalının 08.01.2016–08.01.2021 tarihleri arası 5 yıllık bilinen dönemdeki net kazançları toplamı 92.409,32 TL.’dir.
D)Bilinmeyen Dönem Kazanç Tespiti
a)Kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan poliçe genel şartları dikkate alınarak bilinmeyen dönem hesabına esas kazançlar an,x = Nx – Nx+n / Dx formolüne göre belirlenecektir. Formüle de iskonto oranları %1,8 teknik faiz esas alınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre belirlenen sayılar uygulanacaktır.
b)Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise;
2.324,70 x 12 Ay = 27.896,40 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
c)Kazalı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına agi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (2.103,97×12=) 25.247,64 TL esas alınacaktır. Buna göre;
d)Bilinmeyen dönem başında 44 yaşında olan kazalı bakımından 35 yılık bilinmeyen dönemdeki iskontolu kazanç tespiti;
44 – 60 yaş arası 16yıllık iskontolu aktif dönem kazanç tutarı; 385.107,01 TL.
60 – 79 yaş arası 19 yıllık iskontolu pasif dönem kazanç tutarı;256.745,78 TL.’dir.
E)Maddi Zarar Tutarı:
SGK tarafından davacı toplam 2.397,30 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği bildirilmiş olup, davalılar toplamda %100 kusurlu olduğundan ödemenin tamamı rücuya tabi olacaktır. Bu durumda da söz konusu ödeme davacının maddi zararından aynen tenzil edilecektir. Buna göre;
A-Kazalının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı: 447.899,90 TL.’dir.
2.Seçenekte; Progresif rant yöntemine(PFM yaşam tablosu+%10 artış ve iskonto) göre yapılan hesaplama;
A)Davacının Yaşı Ve Bakiye Ömür Süresi
a)30.01.1977 doğumlu davacı …, 08.01.2016 olay tarihinde, 38 yıl, 11 ay, 8 günlük olup, 39 yaşında kabul edilerek, P.M.F.1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (30)yıl ve muhtemelen (69)yaşına kadar yaşayacaktır.
b)Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-39)= 21 yıl ve pasif devresi (69-60)= 9 yıldır.
B)Kazanç Durumu İle Bilinen Dönem Kazanç Tespiti
a)SGK hizmet dökümünde davacının kazanın meydana geldiği 2016 yılındaki aylık ücreti (384,30/7×30)= 1.647,00 TL olarak gözükmekte olup, bu tutar bu tarihteki asgari ücret olduğundan hesaplamalar asgari ücretlere göre hesaplama yapılacaktır. Buna göre;
b)Kazalının 08.01.2016–08.01.2021 tarihleri arası 5 yıllık bilinen dönemdeki net kazançları toplam 92.409,32 TL.’dir.
C)Bilinmeyen Dönem Kazanç Tespiti
A)Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
a)İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
b)Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise;
2.324,70 x 12 Ay = 27.896,40 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
c)Davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (2.103,97 x 12 )= 25.247,64 TL. esas alınacaktır. Buna göre;
d)Peşin Değer
(25)yıllık işleyecek pasif devrenin peşin değeri toplam 673.571,16 TL.’dir.
D)Maddi Zarar Tutarları
A-Kazalının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı: 9.311,61 TL.’dir.
B-Kazalının sürekli(kalıcı) iş göremezlik dönemindeki maddi zararı: 467.248,10 TL.’dir.
6-Sigorta Şirketinin Sorumluluk Kapsamı Ve Temerrüt Tarihi:
a)08.01.2016 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı … şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti ölüm, sakatlık ve sağlık giderleri bakımından ayrı ayrı 310.000,00 TL.dır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının A.5/b maddesinde “…Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir…” demektedir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının A.5/b maddesinde açıkça geçici iş göremezlik dönemindeki zararın sağlık gideri teminatı kapsamında olduğuna dair bir ibare yer almamaktadır. SGK tarafından 01.06.2015 tarihinden sonra yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri sorumlu kişilere rücu edilebilmektedir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/7731 E. sayılı başka bir kararında ise geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında, tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmektedir. Bu durumda;
Davacının geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında olup olmayacağı hususundaki hukuki durumun takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacının yukarıda belirlenen maddi zararları her iki seçenekte de poliçe limitini aşmaktadır.
b)Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir.
Dava dosyasında başvuru belgesi bulunmadığından sigorta şirketi bakımından temerrüt 23.02.2016 dava tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Araç sürücüsü ve işleten bakımından ise her hangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 08.01.2016 olay tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
c)Sigortalı aracın kullanım amacı ticari olduğundan ve olayda taşıma işinden kaynaklandığından olaya avans faizi oranlarının uygulanması gerekecektir.
d)Davalı … tarafından sorumluluğun öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasında olduğu ileri sürülmüştür
4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 17. maddesine göre şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşıması yapanlar için Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırılması zorunlu olup, somut olayda kazaya karaşına araç şehir içi yolcu taşımacılığı yaptığından Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu durumda da nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; işbu kazanın davalı … tarafından düzenlenen zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamına girdiği kanaatine varılmıştır.
7-Ön Ödeme Ve Feragata İlişkin Tespitler:
a)Sayın Mahkemece maddi tazminat yönünden 25.000,00 TL ödeme yapılmasına karar verilmiştir.
Davalı … tarafından ibraz edilen feragatname ve temlik anlaşması adlı belgede davacıya maddi tazminat kapsamında 220.000,00 TL ana para, 25.600,00 TL ilam vekalet ücreti, 15.700 TL icra vekalet ücreti, 81.500,00 TL faiz ve 1.350,00 TL yargılama gideri ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığı buna karşılıkta davacı tarafından maddi tazminat yönünden sigorta şirketi, işleten ve sürücünün ibra edilerek maddi tazminata ilişkin tüm haklardan feragat edileceği belirtilmektedir. Söz konusu sözleşmeye dayalı olarak ödeme yapıldığına ilişkin bir belge olmadığından ve davacı tarafından ayrıca bir feragat ve beyan sunulmadığından yukarıda yapılan hesaplamada ödemeler dikkate alınmamıştır. Diğer yandan;
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/5442 E. sayılı kararında belirtildiği üzere; sigorta şirketi ve sigortalı yönünden feragat halinde teminat limitinin tamamına kadar sigorta şirketi ve sigortalı borçtan kurtulmuş olduğundan sigorta şirketi hakkındaki feragat nedeniyle poliçe limitinin tamamının ödendiğinin kabulü gerekmektedir. Somut olayda poliçeye göre davalı … kaza tarihi itibariyle sakatlık teminatı bakımından 310.000,00 TL.ye kadar sorumlu olduğundan feragat kapsamında davacıya ön ödeme ile birlikte toplamda 310.000,00 TL ana para ödendiğinin kabulü gerekecektir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2013/7357 E. ve 07.07.2014 tarihli kararında özetle; dava devam ederken sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmeden tazminattan indirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu durumda; Ödemlerin dava devam ederken yapılmış olması nedeniyle, Sigorta şirketleri tarafından ödenen tutarın güncelleme yapılmaksızın aynen davacının maddi zararından tenzili gerekmektedir. Bu durumda;
b)Sayın Mahkemece feragatname ve temlik anlaşması kapsamında maddi tazminat yönünden davanın reddine karar verilmemesi halinde davacının belirlenen maddi zararından ön ödeme ve ödeme kapsamında toplamda 310.000,00 TL.nın tenzili gerekeceğinden, bu durumda da sigorta şirketi poliçe limitinin tamamı ödemiş olacağından, kalan tutardan davalı araç sürücüsü ve işletenin sorumlu tutulması gerekecektir.
Sonuç olarak;
A)Kusur Durumuna İlişkin Olarak;
1-Davalı sürücü … %50 (yüzde elli) oranında kusurlu,
2-Davalı araç sahibi … %50 (yüzde elli) oranında kusurludur.
B)Maddi Zarara Hesabına İlişkin Olarak;
Davalıların müştereken ve müteselsilen %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ün;
1.Seçenekte; Aktüeryal yönteme(TRH 2010 yaşam+1,8 teknik faiz) göre;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 9.311,61 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%61 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının =+ 447.899,90 TL. olduğu,
TOPLAM = 457.211,51 TL
2.Seçenekte; Progresif rant yöntemine(PFM yaşam tablosu+%10 artış ve iskonto) göre;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 9.311,61 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%61 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının =+ 467.248,10 TL. olduğu,
TOPLAM = 476.559,71 TL
C)Davalıların Sorumluluklarına İlişkin Olarak;
a)Davacılar vekili ile davalı … arasında imzalandığı belirtilen ve dosyaya bir sureti ibraz edilen feragatname ve temlik anlaşması adlı belgede davacıya maddi tazminat kapsamında 220.000,00 TL ana para, 25.600,00 TL ilam vekalet ücreti, 15.700 TL icra vekalet ücreti, 81.500,00 TL faiz ve 1.350,00 TL yargılama gideri ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığı buna karşılıkta davacı tarafından maddi tazminat yönünden sigorta şirketi, işleten ve sürücünün ibra edilerek maddi tazminata ilişkin tüm haklardan feragat edileceği belirtilmekte olup,
Söz konusu feragatname ve temlik anlaşması kapsamında davanın maddi tazminat yönünden reddedilip reddedilmeyeceği hususundaki hukuki durumun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
b)Sayın Mahkemece davanın maddi tazminat yönünden reddedilmemesi halinde ise; bu konudaki Yargıtay kararlarına göre söz konusu feragat kapsamında sigorta şirketinin ön ödeme ile birlikte poliçe limitinin tamamı olan 310.000,00 TL.nın ödediğinin kabulünün gerekeceği, ödemenin dava devam ederken yapılması nedeniyle bir güncellemenin söz konusu olmayacağı, buna göre de sigorta şirketinin her hâlükârda işbu dava kapsamında sorumluluğunun söz konusu olmayacağı,
Davalı araç sürücüsü ve işletenin maddi tazminat yönünden bakiye sorumluluğunun;
1.seçenekte: (457.211,51 – 310.000,00)= 147.211,51 TL,
2.seçenekte: (476.559,71 – 310.000,00)= 166.559,71 TL. olacağı,
c)Sürücü ve işleten bakımından temerrüdün 08.01.2016 tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
d)Sigortalı aracın kullanım amacını ticari olduğu,
D)Manevi Tazminata İlişkin Olarak;
Feragatname ve temlik anlaşması adlı belgede manevi tazminat talepleri dışarıda tutulduğundan Sayın Mahkemece takdire edilecek manevi tazminat tutarlarından sadece davalı araç sürücüsü ve işletenin sorumlu olacağı” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Davacılar vekili tarafından sunulan bila tarihli dilekçe ile sigorta poliçesine kadar olan kısım açısından sigorta şirketinin sorumluluğunun kalmadığını, … yönünden davadan feragat ettiklerini beyan etmiş ve vekaletnamesinden feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … tarafından sunulan bila tarihli dilekçe ile; davacı taraf ile sulh olduklarını, davacının dilekçe ekinde de dosyaya ibraz edilen feragatname ve temlik anlaşması gereğince davadan müvekkili yönünden feragat ettiğini, davacıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerini beyan etmiştir.
Dava; 08/01/2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sebebiyle …’ün yaralandığından bahisle maddi tazminat ve tüm davacıların manevi tazminat talepleri ile açılmıştır.
Davalı … aleyhine açılan maddi tazminat davasından alınan ödeme nedeniyle feragat edildiğinden, bu davalı yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiş ise de, söz konusu feragat hakkın özünden feragat olmayıp alınan ödeme nedeniyle davalı sigortanın teminat limiti ile sınırlı olarak yapıldığından, diğer davalılara sirayet etmemiş ve davacının davalı sigortanın teminat limitini aşan zararı yönünden diğer davalılar aleyhine açtığı davasının yargılamasına devam edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda, 08/01/2016 günü meydana gelen trafik kazasının davalı sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı minibüsün kapasitesini aşar şekilde dolu halde seyri sırasında sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek duvara çarpması suretiyle vuku bulduğu, davalı sürücünün KTK’nun 65. maddesini ihlal etmek suretiyle kazada %50 oranında kusurlu olduğu, diğer davalı araç sahibinin de aracın kullanım şekli ve istiab haddinin aşılarak yolcu taşınması hususlarını kontrol etmemiş olması nedeniyle %50 oranında kusurlu olduğu, dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 31/01/2020 tarihli ATK raporuna göre, davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, sürekli maluliyetinin %61 oranında olduğu, raporun kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca düzenlendiği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı, 09/10/2020 tarihli kararı ile, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların KZMSS Genel Şartlarda belirlenen usul ve esaslara tabi olduğuna dair Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde geçen “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ve ikinci cümlesinde geçen “…ve genel şartlarda…” ibarelerinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olmakla, HMK’nun 30. maddesi ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2016/19841 Esas, 2020/6786 Karar sayılı, 01/07/2020 tarihli emsal nitelikteki içtihadı uyarınca iptal kararının kesinleşmemiş tüm davaları da etkileyeceği nazara alınarak genel şartlar ile getirilen yönetmeliklerden önce uygulanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının maluliyeti hakkında rapor düzenlenmesi gerekmekte ise de, davacı yanın iptal kararı kapsamında yeniden inceleme talebi bulunmadığından usul ekonomisi ilkesi ve talep nazara alınarak mevcut rapor uyarınca yargılamaya devam edilmiştir.
Davacıların poliçe teminat limitini aşan zararlarının aktüer bilirkişi raporunun 2. seçeneğinde PMF yaşam tablosu + %10 artış ve iskonto yöntemine 166.559,71 TL olarak hesaplandığı ve davacı yanın bu hesaplamaya göre davasını ıslah ettiği görülmüş olup, her ne kadar güncel Yargıtay içtihatlarına göre yaşam süresinin TRH 2010 tablosuna göre belirlenmesi gerekmekte ise, TRH 2010 yaşam tablosuna göre yaşam sürelerinin belirlenmesinde daha lehe sonuç elde edildiğinden ve ancak davacı yanca raporun ikinci seçeneğindeki hesaplama tercih edilerek ıslah yapıldığından, taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.
Davacı yanların temerrüt faizi talepleri avans faizine ilişkin ise de, yalnızca tacir olan sigorta şirketi yönünden kullanım amacı ticari olan araç nedeniyle avans faizi istenebileceğinden ve fakat bu davalı yönünden açılan davadan feragat edildiğinden, tacir olmayan diğer davalılar hakkında yasal faize hükmedilmesi gerekmiştir.
Davacı yanlar TBK’nun 56/1. ve 56/2. maddesi uyarınca manevi tazminat isteminde bulunmakla, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikler göz önünde tutularak, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, manevi tazminat isteyen davacıların sosyal ve ekonomik durumu ile davalı gerçek kişilerin sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana gelişindeki davalıların tam kusurlu, davacı …’ün kusursuz oluşu, davacıların duyduğu acı ve elemin yoğunluğu nazara alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, … yararına 25.000 TL, … yararına 10.000 TL, … yararına 12.500 TL olmak üzere toplam 47.500 TL manevi tazminatın 08/01/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
A)Maddi tazminat yönünden;
1-Davalı … aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Diğer davalılar aleyhine açılan davanın KABULÜ ile, 166.559,71 TL maddi tazminatın 08/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
3-Maddi tazminat yönünden, alınması gerekli 11.377,69 TL karar harcından davacının yatırdığı 3,41 TL (maddi tazminata ilişkin) peşin harç ve 2.827,34 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.830,75 TL’nin mahsubu ile 8.546,94 TL ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Maddi tazminat yönünden, davacı tarafından yatırılan 3,41 TL peşin, 14,60 TL başvurma harcının yarısı ve 2.827,34 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.845,35 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 19.773,17 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden, davacı tarafından yapılan 1.970,90 TL (bilirkişi ücreti, posta masrafı v.s.) yargılama giderinin yarısı olan 985,45 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili davacı …’e verilmesine,
B)Manevi tazminat yönünden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, … yararına 25.000 TL, … yararına 10.000 TL, … yararına 12.500 TL olmak üzere toplam 47.500 TL manevi tazminatın 08/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Manevi tazminat yönünden, alınması gerekli 3.244,72 TL karar harcından davacıların yatırdığı 341,56 TL (manevi tazminata ilişkin) peşin harcın mahsubu ile 2.903,16 TL ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Manevi tazminat yönünden, davacılar tarafından yatırılan 341,56 TL peşin harç ve 14,60 TL başvurma harcının yarısı olmak üzere toplam 356,16 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Manevi tazminat yönünden, davacılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan her biri için 4.080,00’er TL olmak üzere toplam 12.240,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden, davalılar … ve … kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den ve 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile bu davalılara verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden, davacı tarafından yapılan 1.970,90 TL (bilirkişi ücreti, posta masrafı v.s.) yargılama giderinin yarısı olan 985,45 TL’nin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 468,09 TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili davacılara verilmesine,
7-Genel olarak, taraflarca yatırılan gider avanslarından artan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza