Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/132 E. 2019/897 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/713 Esas
KARAR NO : 2019/889

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/06/2016
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/02/2012 tarihli kaza tespit tutanağjna göre; sürücü… Sevk ve İdaresindeki tescilsiz kııba marka motosikleti ile Gaziantep ili istikametinden Şanlıurfa ili istikametine seyri sırasındayken kimliği belirsiz başka bir motosikletle yarış yaptıkları sırada motosikletin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında müvekkillerinin müteveffasının kaldırıldığı hastanede ve tedavi gördüğü hastanede vefat ettiğini, meydana gelen trafik kazasının oluşumunda sürücü … KTK’ nun 84. Maddesinde belirtilen diğer kuralardan 47/ld (trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olar ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymamak} kuralını ihlal ettiği kanaatine varılarak kusurlu olduğunu, trafik kazasının oluşumundan sonra kaza tespiti yapılmış olup ve gerekli soruşturmaların yapıldığını, trafik kazasında ölen müteveffanın 02/01/1997 doğumlu olup müvekkillerinin geçiminin sağlanmasında ömür boyu destek sağlamakta olduğunu, 10/05/1977 doğumlu anne … ve 01/10/1969 doğumlu baba … müteveffanın ölümü ile maddi ve manevi destekliğinden yoksun kaldıklarını, müvekkilleri tarafından davalı güvence hesabına yapılan 20/05/2016 tarihli başvuru neticesinde 01/06/2016 tarihinde cevap verilmiş ancak olumlu bir cevap alınamadığı İçin dava açma zarureti doğduğunu belirterek dosyanın kusur ve hesap bilirkişisine tevdi edilerek destekten yoksun kalma tazminatı konusunda rapor alınmasını ve şimdilik 200,00 TL destekten yoksun kalma ve cenaze masraflarının tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren tescilsiz araç nedeniyle güvence hesabı’na husumet yöneltilemeyeceğini, Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesi Güvence Hesabı’nın, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olan araçların neden olduğu bedensel zararları karşılayacağını belirtildiğini, Güvence Hesabı’nın sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle trafik sigortası bulunmadığı iddia edilen tescilsiz aracın, trafik sigortası yaptırma zorunluluğu bulunan motorlu taşıtlardan olup olmadığının tespiti gerekmekte olduğunu, motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararların teminat kapsamı dışında olduğu açıkça belirtildiğini, yargılamaya konu tazminat talebinin hukuki dayanağı, sözleşmeden değil, kanundan kaynaklanmakta olduğunu, davacıların, üçüncü kişi sıfatını haiz olması mümkün olmadığından bahisle güvence hesabı’ndan tazminat talep etme hakları bulunmadıklarını, yarış düzenlemeleri için özel sorumluluk sigortası yaptırılmadığı takdirde yarışlarda meydana gelecek zararların trafik sigortasından karşılanması mümkün olmadığından bahisle talebin reddi gerekmekte olduğunu, oluşan trafik kazasında kazaya karışanların yarış halinde olduklarının açık olduğunu, davayı kabul etmemekle beraber kusur oranlarının tespiti adli tıp kurumu vasıtasıyla yapılmalı ve belirlenecek oranlara göre hüküm kurulması gerektiğini ayrıca destekten yoksun kalma tazminatının bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, müvekkil şirketin cenaze giderlerinden sorumluluğunun bulunmadığını, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkil şirket tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanı reddine karar verilmesini mahkemenin aksi kanaatte olması halinde müvekkil şirket aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ölümlü trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma ve cenaze giderine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır.
Davacıların mirasçılık sıfatını gösterir veraset ilamının ibraz edildiği görülmüştür.
Davalı Güvence hesabından hasar dosyası ile …Belediyesi ve… Müftülüğü’nden cenaze defin giderlerine ilişkin yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
SGK’ya yazı yazılmış ve davacılara murislerinin vefatı nedeni ile herhangi bir ödemenin yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davaya konu olay teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkememizce alanında uzman bilirkişiler …ve…’dan 10/04/2019 tarihinde rapor alınmış ve alınan raporda özetle; “…Kusur mütalaası : kaza yeri meskun mahal dışı olup vakit gündüz, hava açık, yol iki yönlü, iki yanı 1.5 m arıza şeritli, 7 m genişlikte, asfalt ve kuru olduğu, dava dosyasında bulunan 12.02.2012 tarihli Trafik Kazası Tesbit Tutanağında … ve … isimli tanıkların beyanına göre davacı muris…’ın plakası ve markası alınamayan başka bir motosikletle, motorun üzerine yatmak suretiyle yarış yaptığı, başlarından kask bulunmadığı ifade edilmiş olup sürücü…’ın 2918 sayılı KTK Madde 47/1 d’ye göre kusurlu olduğu görüşü ifade edildiği, dava dosyasında bulunan Trafik Kazası Tesbit Tutanağında bulunan kaza yeri krokisinden kaza mahallinde motosikletin sola yönelmiş ve yolu çapraz geçerek sol tarafta bulunan çiçek alanını çevreleyen duvara çarpmış olduğu görüldüğü, kaza konusu motosikletin sürücüsü, davacılar murisi …’ın, 2918 sayılı KTK MADDE 47-“Karayollarından faydalananlar (…), Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere, uymak zorundadırlar.” kuralını ihlal ederek trafiği tehlikeye sokacak şekilde tehlikeli araç kullanmış olması ve ayrıca kask takmayarak kendi can güvenliğini tehlikeye atmış olması nedenleriyle tamamen kusurlu olduğu, Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 12.02.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; Kaza tarihi itibariyle zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunmayan tescilsiz motosiklet sürücüsü ve davacılar murisi…’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davalının, 3.kişi konumunda olan davacılar desteğinin kusuruna denk gelen %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; ibrahim Kıhç’ın bu olaya bağlı olarak 16.02.2012 tarihinde vefatı sonucu geride kalan hak sahiplerinden; Davacı Anne…’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 68.198.36 TL, Davacı Baba…’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 53.573.89 TL, Zorunlu cenaze gideri 50.00 TL olduğu, davacıların maddi zarar toplamlarının kaza tarihinde geçerli olan zorunlu trafik sigorta limitleri içinde kaldığı, dava dilekçesinde dava tarihinden (16.06.2016) itibaren yasal faiz talebinde bulunulduğunu..” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Davacılar vekili tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda davanın ıslah edildiği ve ıslah dilekçesinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; 12/02/2012 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları, talep ettikleri cenaze defin gideri ile destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda toplandığı anlaşılmıştır. Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9.maddesi; ”Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabı’na başvurulabilir.” şeklinde düzenleme altına alınmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatı ise, 6098 Sayılı TBK’nın 53. maddesinde düzenlenmiştir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kişilerin anılan düzenleme gereğince uğradığı zararın tahsilini talep hakkı bulunmaktadır. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Esasında destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, düzenli bir yardımı ifade etmektedir. Mevcut olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak kimse destek olarak kabul edilmektedir. Huzurdaki davada trafik kazası neticesinde vefat eden …’ın davacıların oğlu olduğu, ölenin, ölüm meydana gelmeseydi, davacı anne ve babasına destek olacağı açık olduğundan davacı annenin ve babanın desteğini yitirdiği ve zarara uğradığı kabul edilmiştir.
Dosyada mübrez olup ayrıntılı ve gerekçeli tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilen kusur/aktüer bilirkişiler tarafından düzenlenen son tarihli raporda belirtildiği şekilde davacı annenin gerçek maddi zararının 68.198,36 TL, davacı babanın gerçek maddi zararının 53.573,89-TL olarak hesaplandığı, aracı sevk ve idare eden desteğin ölümlü trafik kazasının meydana gelmesinde asli derecede tam kusurlu bulunduğu, ancak; davacıların talebinin doğrudan kendileri üzerinde doğan destekten yoksunluk zararına ilişkin olması, bu zararın oluşumundaki desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, sürücü desteğin kusurlu olmasının, onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ilişkin HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca davalı Güvence hesabının anılı kanuni düzenlemeler gereğince destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat istemi yönünden davacılara karşı sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
TBK’nın 53. maddesi kapsamında davacıların ayrıca cenaze/defin gideri istemlerinin mevcut olduğu görülmüştür. Bu kapsamda yapılan inceleme sonucunda; Belediye ve İlçe Müftülükleri’nin cevabi yazısında defin ve cenaze giderleri yönünden kurum bünyesinde 50-TL ücret alındığının bildirildiği görülmekle anılı kalem yönünden istemin kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacıların dava tarihinden itibaren yasal faiz isteminde bulundukları görülmekle; davanın kabulü ile, davacı… yararına 68.198,36-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı … yararına 53.573,89-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 50,00-TL cenaze defin giderinden kaynaklı maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
A-Davacı … yararına 68.198,36-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
B-Davacı…yararına 53.573,89-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
C-50,00-TL cenaze defin giderinden kaynaklı maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Karar tarihi itibariyle kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.321,67 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 859,2 TL harcın mahsubuyla eksik kalan 6.603,27 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 859,2 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 1200 TL bilirkişi ücreti, 240,85 TL tebligat giderleri olmak üzere toplam 1440,85 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 12.495,78 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/10/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır