Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1305 E. 2019/354 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1305 Esas
KARAR NO : 2019/354
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı taraf arasında “İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, merkez mahallesi, … asfaltı mevkii, … ada, 4 parselde kayıtlı” taşınmaz üzerinde bulunan otogaz istasyonunun işleticiliği hususunda 15.05.2013 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesinin akdedildiğini, davalı tarafın bayilik sözleşmesine ilave olarak düzenlemiş olduğu Ürün Alım Taahhütnamesi ile anlaşmanın yürürlüğü süresince geçerli olmak üzere yıllık asgari 795 ton otogaz almayı, eksik kalan ton üzerinden 20 USD tutarınca kar mahrumiyetini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, dava konusu sözleşmenin 07.03.2014 tarihine kadar yürürlükte kalmış olup, davalının taahhüdü uyarınca bu dönemde 601 ton ürün alması gerektiğini, ancak davalının bu dönemde 274 ton ürün alımında bulunduğunu, bu kapsamda davalının eksik aldığı 327 ton ürün için 6.535,00 USD kar kaybı borcunun doğduğunu, ikame edilen davada fazlaya dair tüm dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla, Ürün Alım Taahhütnamesi uyarınca eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan 6.535,00 USD kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 1.000,00 USD’sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan ürün alım taahhütnamesi gereğince eksik alım sebebiyle oluşan kar mahrumiyeti maddi tazminatı talebine ilişkindir.
Dosya kapsamına alınan 30/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Beş yıl süreli bir “akaryakıt bayilik sözleşmesinde (veya eki taahhütnamede) bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi (sağlayıcı) firmanın, TBK’nın 179/II. md. uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayie mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayie noterden bir ihtarname göndermesinin gerektiğini, çekince için bir şekil şartı getirilmediğini, tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama (şerh) ile bu koşulu yerine getirebileceğini, bu şekilde bir çekince (ihtirazi kayıt) konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi (sağlayıcı) firma, mal vermeye (ifaya) devam etse bile önceki yıla ilişkin ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebileceğini, sonraki yıllarda da aynı kural geçerli olacağını, her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazı kayıt) bildirilmesi veya iktar çekilmesine bağlı olduğunu, bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemeyeceğini, çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulunun islenebileceğinin kuşkusuz olduğunu, TBK’nın 179/II. maddesinde öngörülen hükmün, emredici nitelikte olmadığından tarafların, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince aralarında farklı bir düzenleme yapabileceğini, örneğin sözleşmenin feshi halinde hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti ödeneceğini kararlaştırabileceğini, ancak sözleşmenin feshi halinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu hallerde, Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir gilven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.” 1 yıldan kısa bir süre davalı ile çalışabilen davacının bu kapsamda, sözleşmenin ilk senesi içerisinde takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazı kayıt) bildirmek için bile zamanı olmadığını, davacının talep ettiği üzere yalnızca bu ilk seneye mahsus olmak üzere bir cezai şart talep edebileceğini, davalı Arspet Şirketin davacı …’nin sözleşme süresince 05.05.2013 ile 07.03.2014 tarihi arasında toplamda 274 ton ürün almış olduğunu, davalı tarafın davacıdan toplamda yıllık asgari 795 ton otogaz almayı taahhüt ettiğini, sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde 601 ton ürün alması gerekirken toplam 274 ton ürün aldığını, davalı tarafın taahhüdünü yerine getirmeyerek alması lazım gelen (601-274=) 327 ton ürünü almadığını, söz konusu taahhüt çerçevesinde kâr kaybının mevcut olup, davalı tarafın eksik ton başına 20,00 USD ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği görülüğünden, bu durumda kar kaybının (327 Ton x 20,00 USD=) 6.540,00 USD (Dava tarihi itibariyle 1,00 USD 3.5167 TL olup, 6.540,00 USD x 3.5167=) 22.999,22 TL olduğunu, davacı vekili tarafından incelemeye sunulan 2013 – 2014 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, davalı tarafın davacıdan toplamda yıllık asgari 795 ton otogaz almayı taahhüt ettiğini, sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde 601 ton ürün alması gerekirken toplam 274 ton ürün aldığını, davalı tarafın taahhüdünü yerine getirmeyerek alması lazım gelen (601 -274=) 327 ton ürünü almadığını, davalı tarafın eksik ton başına 20,00 USD ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği görüldüğü üzere bu durumda kar kaybının (327 Ton x 20,00 USD=) 6.540,00 USD (Dava tarihi itibariyle 1,00 USD 3.5167 TL olup, 6.540,00 USD x 3.5167=) 22.999,22 TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişilerce de tespit edildiği üzere, davalı yan taahhüdünden eksik alımda bulunarak, taahhütnamenin (a) bendi ile belirlenen tutarı ödemekle yükümlü hale gelmiş olup her ne kadar mübrez raporda davacının talep edebileceği kar mahrumiyeti 6.540,00 USD olarak belirlenmiş ise de talep aşılamayacağından ıslah ile artırılmayan 1.000,00 USD yönünden davanın kabulüne ve davadan evvel davalıyı temerrüde düşürücü nitelikte bir ihtar yahut takip bulunmadığından dava tarihi itibarıyla alacağa temerrüt faizi işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
1.000 USD maddi tazminatın 30/12/2016 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
T.C. Cumhurbaşkanlığı’nın Türk parasının kıymetinin korunmasına ilişkin 12.09.2018 tarihli 85 nolu kararının infazda nazara alınmasına,
2-Alınması gereken 236,35-TL harçtan peşin alınan 60,54-TL harcın mahsubu ile bakiye 175,81-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 60,54-TL peşin harç, bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 1.597,00-TL olmak üzere toplam 1.689,74-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/04/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza