Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1304 E. 2020/587 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1304 Esas
KARAR NO : 2020/587
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf Bayilik Sözleşmesi ve Çerçeve Protokole ilave olarak düzenlemiş olduğu Ürün Alım Taahhütnamesi ile; yıllık asgari 3.977 ton beyaz ürünü kurşunsuz benzin normal benzin motorin …’den almayı, eksik kalan ton üzerinden 14-USD tutarınca kar mahrumiyetini ödemeyi kabul ve taahhüt edildiğini, davalının Bayilik Anlaşması, taahhütlerinin, mevzuatın herhangi bir hükmünün kısmen ya da tamamen ihlal edildiğini, …’den satın aldığı ürün bedellerini ve hizmet bedellerini vadesinde ödememesi halinde …’in anlaşmayı haklı nedenle fesih hakkını haiz olduğu anlaşma ve eklerinin bayi tarafından süresinden önce feshedilmesi veya fesih sonucunu doğuracak şekilde hareket edilmesi halinde 250.000,00 USD tutarındaki cezai şartın davacıya ödeneceği düzenlendiğini, davalı tarafın davacı şirkete gönderdiği ihbarname ile hiçbir somut gerekçe göstermeden, sözleşmeyi tek taraflı ve haksız fesih ettiğini, davalı taraf davacıdan toplam 12.107 ton ürün almayı taahhüt etmiş olmasına rağmen sözleşme süresince toplam 5.183 ton ürün aldığını, dolayısıyla davalı yan taahhüdünü yerine getirmeyerek alması lazım gelen 6.924 ton ürünü almadığını, söz konusu taahhüt çerçevesinde kâr kaybımız mevcut olduğunu, davalı taraf eksik ton başına 14-USD ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği) olduğunu, tahakkuk eden 250.000,00 USD cezai şart alacağının şimdilik 1.000,00 USD \sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte, ürün Alım Taahhütnamesi uyarınca eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan 96.939,00 USD kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 1.000,00 USD’sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte, davalıdan tahsili talebiyle işbu dava ikame edilmek zorunda kaldığını, Neticeten; Tahakkuk eden 250.000,00 USD cezai şart alacağının şimdilik 1.000,00 USD’sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline, ürün alım taahhütnamesi uyarınca eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan 96.936,00 USD kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 1.000.00 USD’ sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile tahsilini ” talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen 01/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Davalının bayilik sözleşmesinin feshi için haklı neden ortaya koymamış olduğu; Davacının bu durumda sözleşmenin kendisine verdiği fesih, cezai şart ve kar kaybı taleplerini yönelteceğinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu;
Yukarıda yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, davacı yana ait 2013 – 2014 – 2015 – 2016- 2017 yıllan ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
Davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2013 – 2014 – 2015 – 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı,
Davalı yan incelemeye gelmediği, ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği,
Davalının taahhüdü uyarınca bu dönemde 12.083 ton ürün alması gerektiği, ancak davacı yanın incelenen ticari defterlerinde ve aşağıdaki tabloda görüleceği üzere davalının bu dönemde 5.183 ton ürün alımında bulunduğu, bu kapsamda davalının eksik aldığı 6 900 ton ürün için 96.608,66 USD (339.743,67 TL kar kaybı borcunun olduğu,
Sayın Mahkemeniz sözleşmenin davalı yan tarafından haksız alarak fesih edildiği yönünde karar verilmesi durumunda davacı yanın davalı yandan Çerçeve Protokolün 12. Maddesi gereği 250.000,00 USD (879.175,00 TL cezai şart alacaklı olduğu, davacı yan dava tarihi olan 30.12.2016 tarihinden itibaren USD (Amerikan Doları) alacaklarına 3095 sayılı kanuna göre T.C. Merkez Bankası’mn 1 yıl vadeli USD (Amerikan Doları) mevduata verdiği en yüksek faiz oranı (md.: 4/A) üzerinden faiz talep edebileceği, TL alacaklarına ise 3095 sayılı kanuna göre 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Bilirkişiler … tarafından düzenlenen 22/10/2019 tarihli ek raporda özetle;
“Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın davalı yandan 250.000,00 USD tutarındaki cezai şart alacağından şimdilik 1.000,00 USD, 96.939,00,00 USD tutarlı kar kaybı alacağından şimdilik 1.000,00 USD’nin tahsil edilmesi gerektiği iddiası üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Dava dosyasına sunmuş olduğumuz 01.10.2018 tarihli kök raporumuzun sonuç bölümünde;
“Davalının taahhüdü uyarınca bu dönemde 12.083 ton ürün alması gerektiği, ancak davacı yanın incelenen ticari defterlerinde ve aşağıdaki tabloda görüleceği üzere davalının bu dönemde 5.183 ton ürün alımında bulunduğu, bu kapsamda davalının eksik aldığı 6.900 ton ürün için 96.608,66 USD (339.743,67 TL kar kaybı borcunun olduğu,
Sayın Mahkemeniz sözleşmenin davalı yan tarafından haksız alarak fesih edildiği yönünde karar verilmesi durumunda davacı yanın davalı yandan Çerçeve Protokol’ün 12. Maddesi gereği 250.000,00 USD (879.175,00 TL cezai şart alacaklı olduğu,
Davacı yan dava tarihi olan 30.12.2016 tarihinden itibaren;
USD (Amerikan Doları) alacaklarına 3095 sayılı kanuna göre T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD (Amerikan Doları) mevduata verdiği en yüksek faiz oranı (md.: 4/A) üzerinden faiz talep edebileceği, TL alacaklarına ise 3095 sayılı kanuna göre 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, sonuç ve kanaatine varılmış” idi.
Sayın Mahkemenizin 30.04.2019 tarihli duruşma tutanağında “…Bilirkişi raporunda cezai şart bedelinin davalı tarafın mahvına sebebiyet verip vermeyeceği ile tenkisinin gerekip gerekmeyeceği hususuna değinilmediği anlaşılmakla bu konuda ek rapor düzenlenmesine…” karar verilmiş, ancak davalı yanın ticari defterleri tarafımıza sunulmadığı, yine davalı şirketin 2016 – 2017 yılları Kurumlar Vergisi Beyannameleri dosyaya sunulu olmadığından kök raporda tespit ettiğimiz 250.000,00 USD (879.175,00 TL) tutarlı cezai şart bedelinin davalı tarafın mahvına sebebiyet verip vermeyeceği tespit edilemediği, diğer yandan, ’ Davalı yanın HMK.219/2 maddesine göre 2016 ve 2017 Yıllarına ait Kurumlar vergisi beyannamesi ve ekindeki Ayrıntılı Bilanço ve Ayrıntılı Gelir tablosunun aslının aynıdır şeklinde onaylı suretlerini sunması halinde incelemenin bu boyutta da yapılabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler… tarafından düzenlenen 14/05/2020 tarihli 2.ek raporda özetle;
Sunulan geçici vergi beyannamesi 3.dönemde yani 2015 yılı Eylül sonu itibariyle şirketin 479.528,02 TL zararı ve geçmiş yıllarda da 5.123.616,67 TL zararı var olduğu görüldüğünden şirketin öz varlığının borca batık olduğu kanaatine varılarak, davalı şirketin ekonomik olarak mahvına sebebiyet vereceği düşüncesinde olduğu sonucuna varıldığı, sayın mahkeme bu görüşe itibar ettiği takdirde sözleşme cezası miktarının tenkisi gerekeceği, tenkis miktarının sayın mahkemenin takdirlerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava, taraflar arasındaki ürün alım taahhütnamesi gereğince eksik alım sebebiyle oluşan kar mahrumiyeti maddi tazminatı ve taraflar arasındaki 15/05/2013 tarihli bayilik sözleşmesi ile 15/05/2013 tarihli protokol gereğince haksız fesih nedeniyle cezai şart talebine ilişkindir.
Dosya kapsamına ürün alım taahhütnamesi adlı belge sunulmuş ise de; anılı belge altında davalı şirket kaşe ve imzası yer almadığından ve imzalı olan taahhütname de davacı yanca dosya kapsamına ibraz olunmadığından bu taahhütnamenin ihlali nedeniyle istenen kar mahrumiyetine ilişkin maddi zarar kalemi mahkememizce yerinde görülmemiştir. Bilahare davacı yan, kar mahrumiyetlerinin sektörel esaslara göre hesaplanmasını talep etmiş ise de, dava dilekçesinde açıkça taahhütnameye davalı olarak talepte bulunulduğundan yeni talep talep sonucunun değiştirilmesi anlamına geleceğinden bu talep hakkında usulüne uygun dava açılmadan inceleme yapılarak karar verilmesi mahkememizce mümkün görülmemiş, kar mahrumiyetine ilişkin maddi tazminat talebinin reddi gerekmiştir.
Sözleşmenin haksız feshi nedeniyle cezai şart talebinin incelenmesinde; davalı şirketin … Noterliğinin 01/10/2015 tarihli … yevmiye nolu ihbarnamesi ile sözleşmeyi fesih beyanını davacı şirkete ilettiği, taraflar arasındaki 15/05/2013 tarihli protokolün 12. maddesinde sözleşmenin feshi sonuçlarının belirlendiği, protokolün 12. maddesi atfı ile sözleşmenin 9. maddedeki sürelere uyulmaksızın davalı yanca feshi halinde davalının cezai şart ödemekle mahkum olacağı, taraflarca protokol ve sözleşmenin 21/06/2016 tarihine kadar geçerli olacak şekilde imzalandığı, davalı yanca makul bir fesih ihbar süresi uygulanmaksızın ve fesih için makul gerekçe gösterilmeksizin 01/10/2015 tarihi itibarıyla görülen lüzum üzerine şeklindeki gerekçeyle sözleşmenin feshedilmesinin mahkememizce haksız fesih olarak benimsendiği, bu nedenle davacı yanın protokolün 12.c maddesi gereğince 250.000 USD şeklindeki cezai şart talebinde bulunabileceği, her ne kadar yargılama sırasında mahkememizce cezai şartta tenkise ilişkin araştırma yapılmış ise de davalı yanın bu yönde bir talebi bulunmadığından bu araştırmadan geri dönülerek cezai şartın tamamının istenebilir olduğuna kanaat getirilmekle, açıklanan gerekçelerle talep nazara alınarak 1.000 USD cezai şarta ilişkin davanın kabulüne, protokolün 12.c maddesinde cezai şartın fesih tarihinde ödeneceği kararlaştırıldığından temerrüdün 01/10/2015 fesih tarihi itibarıyla gerçekleştiğinin kabulü ile cezai şarta bu tarihten itibaren 3095 sayılı kanunun 4a maddesi gereğince yasal faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Talep nazara alınarak cezai şarta ilişkin talebin kabulü ile, 1.000 USD’nin 01/10/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4a maddesi gereğince işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Ürün alım taahhütnamesinin ihlalinden kaynaklı kar mahrumiyetine ilişkin davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 242,13 TL harçtan peşin olarak alınan 121,07 TL harcın mahsubu ile 121,06 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 121,07 TL peşin, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 175,47 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 229,35 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 3.229,35 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesap edilen 1.614,68 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır