Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1302 E. 2018/1029 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1302 Esas
KARAR NO : 2018/1029
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 20/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (haksız fiilden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin 14/03/2015 tarihinde saat 21:30 sıralarında kontrollü bir şekilde karşıdan karşıya geçerken davalının kullandığı motorsikletin sağ tarafından çarptığını, sağ bacağından yaralandığını, 3 ay boyunca sağ bacağını kullanamadığını, halen sağlıklı bir biçimde kullanamadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL maddi tazminat, 3.000 TL manevi tazminatın 14/03/2015 tarihi itibari ile yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde adı geçen … plakalı araca ait düzenlenmiş … nolu 17/06/2013 – 17/06/2014 vadeli trafik poliçesinin mevcut olduğunu, kazanın ise 14/03/2015 tarihinde meydana geldiğini, kaza tarihini kapsayan başkaca herhangi bir poliçe mevcut olmadığını, bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumuna sebebiyet veren ve 8/8 kusurlu olan kişinin davacı olduğunu, ayrıca … tarafından sigortalı olup kusuru ve ihmali var ise bile oluşan hasarın bu sigorta şirketinden tahsilinin gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememizce …’in maluliyet oranının tespiti maksadıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına bu hususta rapor düzenlenmesi maksadıyla yazı yazılmuştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Adli Tıp İhtisas Kurulunun 27/09/2017 tarihli ve … sayılı raporunda; davacı …’ in 14/03/2015 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı arızası, … karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 (sird) kabul olunarak; E cetveline göre % 7.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 14/03/2015 tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişiler … ve … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 17/10/2018 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Dava dosyasında kaza ile ilgili olarak davalı sürücü beyanı ile davacı yayanm hastanede alınan ifadeleri dışında bilgi, belge ve beyan olmadığı, polis tarafından motosiklet üzerinde yapılan incelemede far lambasının, sinyal lambasının ve sol koruma demirinin hasarlı olduğu, davalı motosiklet sürücüsü … polis merkezinde verdiği ifadesinde olay günü saat 21.30 sıralarında trafikte kendi adına kayıtlı motosiklet ile … mahallesi, … caddesi üzerinde Kağıthane istikametine seyir halinde iken yolun sol tarafının tıkalı olduğu, duran araçların arasından aniden gidiş şeridine bir şahsın çıktığını, mesafe yakın olduğundan frene basmasına rağmen duramadığını, havanın da yağışlı olması nedeniyle motosikletin kaydığı ve şahsa çarptığı, çarpma etkisi ile motorla birlikte kendisinin de düştüğünü ve 15 m. kadar kaydığı, gelen ambulans ile şahsı hastaneye götürdüklerini, kendisinin ise; polis merkezine geldiği beyan ettiği, davacı yaya …’in hastanede verdiği ifadesinde “olay gecesi saat 21.00 sıralarında … caddesi üzerinde karşıdan karşıya geçmek istediği, sağ tarafını ve sol tarafını kontrol ettikten sonra geçtiği sırada plakasını göremediği bir motosikletin sağ tarafına çarptığı, çarpmanın etkisi ile yere düştüğünü ve yaralandığını, daha sonra orada bulunanlar ve polis yardımı ile hastaneye getirildiğini, davacı ve şikayetçi olmadığını, uzlaşmak istediğini” beyan etmiş, Davalı sürücü beyanınında ise ” olay sırasında Kağıthane yönüne giden araçlar için yolun açık olduğu, aksi yönde seyreden araçların ise yoğun trafik nedeniyle durdukları, davacı yayanın duran araçlar arasından geçip yol ortasına geldikten sonra sağını gereği gibi kontrol etmeden yolun ikinci yarısına girdiği ve gelen motosikletin önüne çıktığı, davalı sürücünün hava ve yol şartlarına göre hızlı seyretmesi nedeniyle önüne çıkan yayayı görünce fren yaptığı, ancak hızının fazla ve yağış havada yolun kaygan olması nedeniyle duramayıp yayaya çarptığı” şeklinde olduğu, Karayolları Trafik Kanunun yayalarla ilgili 68/b maddesine göre taşıt yolunu karşıya geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu yaya ve okul geçitleri ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasak olduğu, ancak 100 m. mesafe içinde yaya geçidi ve kavşak bulunmayan yerlerde yayaların taşıt trafiği için engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilecekleri, olayda davacı yaya aksine davranarak gece ve yağmurlu hava şartlarında yolu gereği gibi kontrol etmeden ve taşıt trafiğine engel oluşturacak şekilde geçiş yapmak istediği, yakın ve frenle duramayacak mesafede olan motosikletin önüne kontrolsüz çıktığı için olayda asli oranda kusurlu olduğu, davalı sürücü ise meskun mahal dahilinde, gece ve yağmurlu hava şartlarında hızlı, dikkatsiz ve tedbirsiz seyrettiği, bu nedenle solda duran araçların arasından seyir şeridine giren yayayı gördüğünde fren yapmasına rağmen duramayıp yayaya çarptığı, çarpmadan sonra da yuvarlanan motosiklet ile birlikte 15 m. sürüklendiği, böylece olayda trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymadığı (KTK Ma,47/d), hızını kullandığı aracın teknik özelliği, görüş, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı için olayda ikinci derecede ve önemli oranda kusurlu olduğu, olayda davalı sürücü … % 35 (yüzdeotuzbeş) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … % 65 (yüzdeatmışbeş) oranında kusurlu olduğu, kusur değerlendirmesinde araç sürücüsü davalı …’in %35 oranında, davacının ise %65 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla, işbu raporda %35 kusur durumuna göre hesaplama yapılacağı, Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirlendiği, bu durumda; davacının iyileşme döneminde normal yaşamsal faaliyetlerine sürdüremediği kabul edilerek 9 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanarak takdire sunulacağı, davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı, geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten başlatılarak anılan tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacağı, Adli Tıp Kurumu tarafından davacının maluliyet oranı %7 olarak belirlenmiş olup, anılan oran üzerinden sürekli iş göremezlik dönemindeki zararı belirleneceği, 29.04.1950 doğumlu davacı, olay tarihinde, 64 yıl, 10 ay, 15 günlük olup, 65 yaşında kabul edilerek, P.M.F.1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (12)yıl ve muhtemelen (77)yaşına kadar yaşayacağı, Yargıtay kararlarında aktif olarak çalışabilme yaşı 60 kabul edildiği, somut olayda, olay tarihinde kazalının aktif çalışma yaşını geçmiş ve emekli olması nedeniyle bakiye ömür süresi olan 12 yılın tamamı pasif dönem kabul edileceği, kazalının emekli olması nedeniyle hesaplamalar yasal asgari ücretlere göre yapılacağı, ancak; hesaba esas alınan asgari ücret, ücretli çalışılarak elde edilen bir gelire dayanmadığından brüt asgari ücretler netleştirilirken asgari geçim indirimi dikkate alınmayacağı, buna göre;
Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacağı, ancak; işleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacağı, bu duruma göre, kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise; 1.450,91 x 12 Ay = 17.410,92 TL olup, anılan tutar İşleyecek pasif devre maddi zarar hesabına esas alınacağı, diğer yandan;
Dosyaya ibraz edilen zorunlu trafik sigorta poliçesinin bitiş tarihi 17.06.2014 olup, İşbu kaza ise 14.03.2015 tarihinde meydana geldiği, davalı … şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde düzenlenmiş sigorta poliçesinin bulunmadığı ve bu dava kapsamında sorumluluklarının olmadığı, davacı tarafından da kaza tarihini kapsar şekilde … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından sigortalandığını gösterir başkaca poliçe ibraz edilmediği, bu durumda; dosyaya ibraz edilen poliçenin kaza tarihini kapsamaması nedeniyle davalı … şirketinin işbu dava kapsamında bir sorumluluğu söz konusu olmayacağı, bir an için kaza tarihini kapsar şekilde davalı … şirketi tarafından düzenlenmiş zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunduğunun kabulü halinde ise; 14.03.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık teminatı bakımından 290.000,00 TL olduğu, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 esas sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmediği, bu durumda; davacının maddi zararı, zorunlu trafik sigorta poliçesinin kapsamında ve limiti içinde kalmadığı, dava dosyasında Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesine uygun başvuru belgesi bulunmadığından sigorta şirketinin dava tarihinden önce temerrüdü söz konusu olmayacağı, sigorta şirketi dışında davalı araç sürücüsü bakımından ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 14.03.2015 olay tarihinde gerçekleştiği, 14.03.2015 tarihinde meydana trafik kazasında; davalı sürücü … % 35 (yüzdeotuzbeş) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … % 65 (yüzdeatmışbeş) oranında kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün %35 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda yaralanarak malul kalan davacı … ‘in: geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının=2.804.20 TL, sürekli(daimi) iş göremezlik dönemine ait %7 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 4.658.46 TL olduğu, toplam 7.462,66 TL olduğu, davalı araç sürücüsü bakımından herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt14.03.2015 olay tarihinde gerçekleşmiş olup, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu, dosyaya ibraz edilen ve davalı … tarafından düzenlenmiş bulunan … nolu zorunlu trafik sigorta poliçesinin bitiş tarihinin 17.06.2014 olduğu ve bu durumda dosyaya ibraz edilen poliçenin 14.03.2015 tarihinde meydana gelen işbu kazayı kapsamaması nedeniyle davalı … şirketinin bir sorumluluğunun söz konusu olmayacağı, davalı … şirketi tarafından kaza tarihini kapsar zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlendiğinin belirlenmesi halinde ise davacının maddi zararlarının poliçe limitini aşmadığı ve sigorta şirketinin dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 06/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminat açısından 500,00TL olan talebini 6.962,66TL arttırarak 7.462,66TL olarak ıslah etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismanı zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; dava konusu kaza nedeniyle oluştuğu iddia edilen cismani zarara dayalı davalılardan maddi – manevi tazminat talep edilip edilemeyeceği ve miktarına ilişkindir.
14.03.2015 tarihinde meydana trafik kazasında; davalı sürücü … % 35 (yüzdeotuzbeş) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … % 65 (yüzdeatmışbeş) oranında kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün %35 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda yaralanarak malul kalan davacı … ‘in: geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının=2.804.20 TL, sürekli(daimi) iş göremezlik dönemine ait %7 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 4.658.46 TL olduğu, toplam 7.462,66 TL olduğu, kazanın sigorta poliçesinin geçerlilik süresinden sonra meydana geldiği mübrez raporla belirlenmiş olup mahkememizce de benimsenmiştir.
Öncelikle; gerek maddi gerekse manevi tazminat yönünden genel açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 54.maddesine ve ondan önceki 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46.maddesine göre, tazminat istemeyi gerektirecek bir olay sonucu yaralanan kişinin maddi zararları, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 18-19 maddelerindeki ve ondan önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 16-20. maddelerinde ‘ Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ‘ şeklinde tanımlanmıştır.
Manevi tazminat açısından ise; bilindiği üzere, hukuk düzenince korunan kişisel değerlerin tamamı, kişilik hakkının konusunu oluşturur. Kişisel değerler, insanın insan oluşu nedeniyle sahip olduğu vücut, sağlık, yaşam gibi bedensel bütünlüğe bağlı değerler ile ruhsal bütünlük, faaliyet özgürlüğü gibi ruhsal değerleri kapsar. (Kılıçoğlu, Ahmet; Hukuksal Sorumluluk, Ankara 1993, 2.baskı, s.6) Kişisel değerlere yapılan saldırı 4721 sayılı Medeni Kanun’un 24.maddesi ile hukuken koruma altına alınmış olup, maddede yer alan hukuksal korumadan yararlanılabilmesi için saldırı yanında haksız fiilin diğer bir unsuru olan zararın kanıtlanması da zorunludur.
Manevi tazminat; manevi zararın giderim biçimidir. Herkese karşı korunan kişilik hakkının kapsamına giren değerlerden birinin ihlali halinde doğan bir haktır. Zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen bir eksilmedir. Tazminat bu eksilmeyi giderir, hareket noktası; manevi zarar ve gerçekleşmesi koşuludur. Malvarlığında azalma meydana getirmediği için gerçek bir zarardan söz edilemez ancak kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yaşam sevincini azaltır şekilde haksız ve hukuka aykırı saldırı sonucu oluşan zararın bir nebze olsun tatmini gereklidir.
Bu kapsamda mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davalı …Ş. adına açılan davanın reddine, davalı …’e karşı açılan maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile, 7.462,66 TL nin 500 TL sine dava, bakiye kısmına 06/11/2018 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacı tarafa ödenmesine, manevi tazminata ilişkin davanın … yönünden kısmen kabulü ile takdiren 1.000 TL manevi tazminatın 14/03/2015 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … AŞ adına açılan davanın reddine,
2-Davalı … e karşı açılan maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile, 7.462,66 TL nin 500TL sine dava, bakiye kısmına 06/11/2018 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacı tarafa ödenmesine,
3-Manevi tazminata ilişkin davanın … yönünden kısmen kabulü ile takdiren 1.000TL manevi tazminatın 14/03/2015 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Sigorta şirketine yönelik manevi tazminat talebinin reddine,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 578,10 TL karar harcından 178,67 TL peşin ve ıslah ile yatan harcın mahsubu ile arda kalan 399,40 TL bakiye karar harcının davalı …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.180,00 TL ücret-i vekaletin (2.180,00 TL maddi tazminat, 1.000,00 TL manevi tazmınata ilişkin olmak üzere) davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından peşin ve ıslahla yatırılan harçlar toplamı: 212,18 TL’nin davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davalı …Ş., kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.180,00 TL ücret-i vekaletin (2.180,00 TL maddi tazminat, 1.000,00 TL manevi tazmınata ilişkin olmak üzere) davacıdan tahsili ile davalı … Sigortaya verilmesine,
9-Davacı tarafça yapılan 1.532,50 TL yargılama gideri ile 562,75 TL adli tıp gideri olmak üzere toplam 2.095,30 TL’nin davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı asil …’in yüzüne karşı, esasla birlikte İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/11/2018

Katip …

Hakim …