Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1301 E. 2020/227 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1301 Esas
KARAR NO:2020/227

DAVA:Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/12/2016
KARAR TARİHİ:16/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı banka nezdindeki … nolu USD hesabından müvekkil şirketi temsile yetkili olmayan birilerinin imza ve talepleri ile 23/01/2006 tarihi ile 17/01/2011 tarihleri arasında yurtdışına davalı banka tarafından 233.978,25 TL’lik transfer işlemi yapıldığını, bu transfer işlemi üzerinde şirket temsilcisi ve müdürü olan …’in de yetkilendirmesinin söz konusu olmadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 70.000 USD’nin ticari faiziyle birlikte davalı bankadan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacı şirketin müvekkil bankada açılmış olan hesabından gerçekleştirilen tüm ithalat bedeli transfer işlemlerinin davacının bilgisi ve onayında yapıldığını, itiraz konusu tutarların davacı firmanın ithalat ödemelerinde kullanıldığını, ithalat bedeli transferlerinden önce hesaba para aktarıldığının tespit edildiğini, işlemlerin üzerinden yaklaşık 10 yıl geçmesine rağmen kötüniyetle dava açtıklarını, anılı hesaptan gerçekleştirilen tüm işlemlerin davacının bilgi ve onayı çerçevesinde yapıldığının banka müfettişleri tarafından düzenlenen soruşturma raporu ile de sabit olduğunu, transfer işlemlerinin davacı şirketin ortaklarından …’in imzası ile transfer öncesi transfer miktarı kadar tutarın … ve şirket yetkilisi …’in müşterek kendi ve müştereken şahsi hesaplarından firma hesabına para aktarımı ile gerçekleştirildiğini ve sonrasında hesap cüzdanına yazdırıldığını, davaya ve itiraza konu ithalat bedeli transferlerinin 143.576,40 USD’sinin …’in şahsi hesaplarından karşılandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce dosya ve banka kayıtları üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda bankacı bilirkişiler Zeynal Yanmış ve Sait Bilgiç ve SPK uzmanı mali bilirkişi …’in marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 01/02/2018 bilirkişi kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı kök raporunda özetle;
“Davacı şirket, yapılan ithalat nedeniyle bir zarara uğradığını delillendirmiş değildir. Davacı taraf, …’in imzasının iki belgede taklit edilerek ve diğer belgelerde de harici imza kullanılarak, şirketin banka hesabından yurt dışına para transfer yetkisi olmayan kişi veya kişilerin talep ve imzaları ile yetkili temsilcisinin imzası olmadan transfer yapıldığını, bundan da davalı bankanın sorumlu olduğunu iddia etmektedir.
Bankacılık uygulamasında, mevduat hesabına 3. kişiler para yatırabilir ancak, hesaptan firmayı temsile yetkili olanların imzasına veya onların yetkilendireceği veya vekil tayin edeceği kişilere ödeme yapılabilir. Davacı şirket hesabından transfer yapılması, hesaptan yapılan bir ödemeyi ifade etmektedir.
Dava konusu olayda ise, transfer işlemleri davacı firmanın yetkili temsilcisi olan …’in imzasıyla değil, şirketi temsile yetkili olmayan kişilerin imzasıyla yapıldığı görülmektedir. … davacı şirketin ortağı olmasına karşın, şirketi temsil yetkisi bulunmamaktadır. Aynı şekilde, transfer bildirim yazılarının bir kısmının teslim edildiği …’inde davacıyı temsil yetkisi bulunmamaktadır. Bu haliyle bakıldığında, davalı bankanın olayda kusurlu olduğu değerlendirilmektedir.
Dava konusu transferlerin tamamı, davacı şirket adına/yararına yapılan ithalat işlemlerine ilişkin bulunmaktadır. Öyle ki, transfer işlemlerinin 32.346,50 USD’si …-…’in müşterek hesabından, 109.686.75 USD’si ise direkt …’in kişisel hesabından karşılanmıştır. Dolayısıyla olaylardan …’in bilgisi olmadığı iddiası makul bulunmadığı düşünülmektedir.Diğer yandan ithal edilen/yurda girişi yapılan ithalata konu malların şirket bünyesine girmediği yönünde bir iddia da bulunmamaktadır. O halde, ithalata konu ürünlerin davacı şirket tarafından tasarruf edildiğinin kabulü gerektiği değerlendirilmektedir. Davalı banka dava konusu olayda kusurlu olmakla birlikte, olayın bu haliyle değerlendirilmesi halinde, davacı tarafından davalı bankadan bir talepte bulunamayacağı değerlendirilmektedir. Zira tüm ithalat işlemleri davacı şirket adına/yararına yapılmıştır.
Şayet davacı şirket, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak, davacı şirketin zarara uğradığını ve uğradığı zararı somut olarak ispatlayacak olursa, o zaman davalı banka, davacı şirketin yetkili temsilcisinin imzalarıyla işlem yapmamaktan dolayı müterafik kusurlu olabilecektir. Bu durumda, davalı banka, transfer işlemlerini yetkisiz ortak eliyle/imzasıyla yapmış olması, transfer bildirim yazılarını yetkili olmayan kişilere teslim etmekten dolayı takdiren %50 oranında kusurlu olabileceği, davacı şirketin de, uzun süre aralığından hesaplarını kontrol etmemekten %50 oranında müterafik kusurlu olabileceği değerlendirilmektedir.
Yapılan incelemede, dava konusu uyuşmazlığı oluşturan transfer işlemlerinin tamamının davacı şirket adına/yararına yapılması, ithatala konu malların şirket bünyesine girmediği yönünde bir iddiada bulunulmaması nedeniyle ithalata konu ürünlerin davacı şirket tarafından tasarruf edildiğinin kabulü gerektiği, olayın bu haliyle değerlendirilmesi halinde davalı banka dava konusu olayda kusurlu olmakla birlikte, davacı tarafından davalı bankadan bir talepte bulunamayacağı değerlendirilmektedir.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce heyete gümrük bilirkişisi …’nin de atanarak mübrez raporda ifade edilen ithalat işlemlerinin şirket lehine olup olmadığı hususlarının denetlenmesi ve davacı itirazlarının karşılanması baabında bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin 18/07/2019 Tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Sayın Mahkemenin müzekkeresine cevaben … Gümrük Müdürlüğü, … Gümrük Müdürlüğü’nce dosyaya gönderilmiş olan serbest dolaşıma giriş beyannameleri ve eklerinin onaylı suretleri i(ithalat) üzerinde yapılan inceleme sonucunda ;
Davacının usulsüz olarak hesabından transferlerin yapıldığını iddia ettiği 11 adet yurt dışı ithalat transferlerinden aşağıda belirtilen 9 adedinin raporumuzun İnceleme ve Tespitler Bölümünde arz edilen … Gümrük Müdürlüğü’nce davacı firma adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamelerinde kullanıldığı tespit edilmiştir.
• 23.11.2006 tarihinde yapılan USD 13.000,00
• 10.11.2006 tarihinde yapılan USD 13.600,00
• 18.01.2006 tarihinde yapılan USD 11.651,00
• 19.09.2007 tarihinde yapılan USD 7.695,00
• 25.04.2008 tarihinde yapılan USD 32.545,00
• 15.07.2009 tarihinde yapılan USD 35.000,00
• 01.09.2009 tarihinde yapılan USD 15.000,00
• 11.05.2010 tarihinde yapılan USD 35.236,35
• 17.01.2011 tarihinde yapılan USD 24.450,40
Dava konusu olay incelendiğinde, davacının, davalı nezdinde açtırmış olduğu hesaptan usulsüz olarak yapıldığını iddia ettiği 11 adet transferden yukarıda belirtilen 9 adet transferin … Gümrük Müdürlüğü’nce davacı adına tescilli ve kapanmış statüde olduğu belirtilen serbest dolaşıma giriş beyannameleri ile kullanıldığı ve beyanı tevsik amacı ile beyannameye eklendiğinin beyannamenin 44 numaralı hanesinde beyan ettiği tartışmasızdır.
Gümrük idarelerindeki işlemlerin takip ve sonlandırılmasında temsile ilişkin düzenlemeler 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 5’nci maddesinde hükme bağlanmış olup ;
4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 5’nci Maddesi ;
Bütün kişiler, gümrük mevzuatı ile öngörülen tasarrufları ve işlemleri gerçekleştirmek üzere gümrük idarelerindeki işleri için bir temsilci tayin edebilirler.
Transit taşımacılık yapan veya arızi olarak beyanda bulunan kişiler hariç olmak üzere, temsilci Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik bulunan kişilerdir.
Temsil, doğrudan veya dolaylı olabilir. Temsilci, doğrudan temsil durumunda başkasının adına 13ve hesabına hareket eder. Dolaylı temsil durumunda ise kendi adına, ancak başkasının hesabına hareket eder.
Temsilci, temsil edilen kişi namına hareket ettiğini beyan etmek, temsilin doğrudan veya dolaylı olduğunu belirtmek ve sahip olduğu temsil yetki belgesini gümrük idarelerine ibraz etmek zorundadır.
Bir başka kişi adına veya hesabına hareket ettiğini beyan etmeyen ya da bir temsil yetkisine sahip olmadığı halde, başka bir kişi adına ya da hesabına hareket ettiğini beyan eden kişi, kendi adına ve kendi hesabına hareket ediyor sayılır.
225 inci maddenin 1 inci fıkrasında belirtilen kişiler gümrük idarelerinde dolaylı temsilci olarak iş takip edebilirler.
4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 225/1 Maddesi ;
• Eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin faaliyetler, 5 inci madde hükümleri çerçevesinde, sahipleri ile bunların adına hareket edenler tarafından doğrudan temsil yoluyla veya gümrük müşavirleri tarafından dolaylı temsil yoluyla takip edilir ve sonuçlandırılır.
Hükümlerine amir olduğu bilinen hususlardır.
Davacı firma, yukarıda tespiti yapılan 9 adet transferi yine yukarıda tarih ve sayıları belirtilen serbest dolaşıma giriş beyannamelerinde kullanmıştır.
Mezkur serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin kapalı statüde olduğu, gümrük tekniğinde kapalı statüde olan serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin gümrük vergilerinin yatırılmış olduğu anlamına gelmekte olup, mezkur gümrük beyannamelerinin işlemlerinin ikmal edildiği ve transferin davacı şirketin lehine olan bahse konu ithalatlarda kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı firma ;
19.01.2007 tarih … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi için …’nci Noterliği’nin 18.01.2007 tarih … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile … Ltd.Şti. ünvanlı gümrük müşavirliği tüzel kişiliğini,
28.09.2007 tarih … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi için …’nci Noterliği’nin 14.08.2007 tarih … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile … isimli gümrük müşavirini,
05.06.2008 tarih … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi için …’nci Noterliği’nin 05.06.2008 tarih … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile … Ltd.Şti. ünvanlı gümrük müşavirliği tüzel kişiliğini,
04.11.2009 tarih … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi için …’nci Noterliği’nin 10.09.2009 tarih … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile … Ltd.Şti. ünvanlı gümrük müşavirliği tüzel kişiliğini,
05.09.2009 tarih .. sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi için …’nci Noterliği’nin 10.09.2009 tarih … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile … Ltd.Şti. ünvanlı gümrük müşavirliği tüzel kişiliğini,
27.08.2010 tarih … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi için …’nci Noterliği’nin 26.08.2010 tarih … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile … Ltd.Şti. ünvanlı gümrük müşavirliği tüzel kişiliğini,
16.03.2011 tarih … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi için …’nci Noterliği’nin 26.08.2010 tarih … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile … Ltd.Şti. ünvanlı gümrük müşavirliği tüzel kişiliğini,
4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 5’nci maddesi hükmü uyarınca dolaylı temsilci olarak tayin etmiştir.
Buradan hareketle davacının usulsüz olarak hesaplarından yurt dışı transferlerinin yapıldığını iddia ettiği 11 adet transferden 9 adedinin davacı firmanın bilgisi dahilinde ve vermiş olduğu vekaletnameler ile düzenlenen serbest dolaşıma giriş beyannamelerinde kullanıldığı, bu transferlerin tamamı ile davacı firma lehine ithalatı gerçekleştirilen eşyalar için kullanıldığı değerlendirilmiştir. ” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Dava; davalı banka nezdinde hesabı bulunan davacı şirkete ait paraların şirketi temsile yetkisi olmayan kişilerce ve şirket yetkilisinin sahte imzaları ile verilen talimatlarla yurt dışına transfer edildiğinden bahisle oluşan şirket zararının davalı bankadan tahsili isteminden ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; taraflar arasındaki bankacılık ilişkisi nezdinde sözleşmesel dayanağı olan talebin TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacının alacak istemine dayanak işlemleri öğrendiği tarihten itibaren zamanaşımı süresinin sona ermediği tespit edilmekle, davalı yanın zamanaşımı defi yerinde olmayıp, mahkememizce tarafların esasa ilişkin iddia ve savunmalarının incelenmesine geçildiği, bu kapsamda yapılan incelemede gerekçeli ve denetime elverişli olmakla, uzman bilirkişi heyetince düzenlenen bilirkişi raporları mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmakla, her ne kadar şirketin işlem yapmaya yetkili temsilcisi olmayan feri müdahil …’in imza ve talepleriyle bir kısım transfer işlemlerinin gerçekleştirildiği tespit edilmiş ise de, davacının usulsüz olarak transfer yapıldığı iddiasına konu 11 adet transferden 9 adedinin gümrük mevzuatı gereğince davacı firmanın bilgisi dahilinde verilen vekaletnameler ile düzenlenen serbest dolaşıma giriş beyannamelerinde kullanılmakla, davacı firma lehine ithalatı yapılan eşyalar için olduklarının tespit edildiği, 22.06.2006 tarihli 13.600 USD ve 13.03.2006 tarihli 11.200 USD bedelli transfer işlemlerinin ise serbest dolaşıma giriş beyannameleri ile örtüşmediği, ancak yapılan bu transfer işlemleri ile son transfer işleminin yapıldığı süre zarfında uzun bir zaman diliminin bulunduğu, TTK’nun 18/2. maddesi hükmü gereğince basiretli davranma yükümlülüğü olan tacirin 2006 yılından 2011 yılına kadar geçen süreçte yapılan işlemlerden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı şirketin bu süre zarfında yapılan işlemleri bilmemesinin mümkün olmadığı, yapılan işlemlere makul sürede itiraz etmeyerek yetkisiz kişilerce yapılan bu işlemlerin sessiz kalınarak benimsendiği, TBK’nun 46. maddesinin somut olaya uygun düştüğü, bu konuya ilişkin yüksek mahkeme içtihatlarında davacı şirketçe benimsenen işlemler nedeniyle zarar iddiası ile bankadan alacak talebinde bulunulamayacağının anlaşıldığı, transferlerin büyük bir bölümünü oluşturan 143.576,40 USD’lik kısmı feri müdahil …’in kişisel hesaplarından karşılanmış olmakla davacı şirket yetkilisi … ve …’in ortak hesaplarından da transfer işlemleri için para aktarıldığı ve işlemlere ilişkin hesap cüzdanlarının yazdırıldığı, davacı şirkete ait olmayan hesaplardan karşılanan transfer bedelleri ve makul sürede itiraza uğramayan işlemler nedeniyle davalı banka nezdinde yetkisiz olan … hakkında güven duygusunun oluştuğu, bu nedenle davalı banka işlemlerinde sözleşmeye aykırılık halinin bulunmadığı, nitekim yapılan işlemlerden davacı şirketin istifade ettiği, ortaya bir zarar çıktığının davacı tarafça kanıtlanamadığı, tazminat talebinde zararın gerçekleşmiş olmasının zorunlu olduğu, zaten davacı tarafça gönderilen paralar karşısında ithalat işlemi yapılmadığı iddiası ileri sürülmemekle birlikte davacı şirketin transfer işlemlerinden faydalandığı, her ne kadar davacı tarafça şirket yetkilisi Mustafa Öneri’n imzasının bulunduğu belgeler üzerinde imza incelemesi yapılması talep edilmiş ise de, yetkisiz temsilci eliyle yapılan işlemler usulsüz de olsa bunlara makul sürede itiraz etmeyen davacı şirketin, bu işlemlere icazet etmiş sayıldığının kabulü ile imza inkarının mahkememizce incelenmesi gerekli görülmeyerek, açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 4.269,38 TL peşin harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 4.214,98 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 25.950 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleri ve feri müdahil vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza