Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1291 E. 2018/980 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1291
KARAR NO : 2018/980
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 06/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; davalının 06/12/2010 tarihli 5 yıl süreli ve 06/03/2013 tarihli 3 yıl süreli bayilik sözleşmesi ile sıvılaştırılmış petrol gazları dağıtım şirketi olan müvekkili … AŞ’ nin bayiliğini yaptığını, sözleşmenin ana konusunun davalının müvekkil şirketten aldığı LPG’yi nihai tüketicilere satışını gerçekleştirmek olduğunu, davalının gerekçe göstermeksizin 2013 Aralık ayından sonra LPG alımını kestiğini, müvekkilin ihtarname keşide ederek sözleşmeyi nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini bildirerek mülkiyeti kendisine ait tüplerin iadesini talep ettiğini, tüplerin iade edilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin 17. ve 25. maddesi gereğince iade edilmeyen beher tüp için imalat bedeli karşılığı cezai şart talep hakkının bulunduğunu beyanla 2.321 adet tüpün imalat bedellerinin tespit edilerek davalının müvekkili nezdinde bulunan 3000 USD’ nin teminatının dava tarihindeki TL karşılığı olan 10.523,10 TL’nin takas mahsubu sonrası fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile aralarında tüp satışına ilişkin bayilik sözleşmesi bulunduğunu ve sözleşme kapsamında davacı tarafça 3000USD teminat alındığını, davacı tarafın kendisine gönderdiği iddia ettiği ihtarnamesinin tarafına ulaşmadığını, davacı tarafın talep ettiği 2.321 adet LPG tüpünün kendisinde olmadığını, tüpleri …’dan nakit olarak aldığını, sonrasında müşteriye sattığını, işyerini kapatarak faaliyetine son verdiğini ve mağdur olduğunu, bu nedenlerle davacının bir zararı varsa zararın şahsından alınan 3000USD’lik teminattan karşılanmasını beyanla davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda ve ayrıca davalı yanın celp edilecek vergi kayıtları doğrultusunda mali durumunun da değerlendirilerek gerektiğinde talep edilebilecek cezai şartın oluşması halinde ekonomik mahfiyet iddiası doğrultusunda tenkis hususunun tartışılmak suretiyle mali müşavir bilirkişi … ve akaryakıt uzmanı bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 29/01/2018 rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davanın bir tazminat davası olduğu ve davacı yanın; davalının sözleşmeye aykırı davranışı iddiası ile sözleşmenin tek taraflı olarak fesih edildiğinden bahisle davalı tarafından iade edilmeyen 2321 adet LPG tüpü için şimdilik 15.000.-TL’ nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiz oranı üzerinden faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu,
Davalının ise, taraflar arasındaki sözleşmeyi kabul ettiği, davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin tarafına ulaşmadığı, 2321 adet tüpün kendisinde olduğu iddialarını kabul etmediği ve tüpleri …’dan para ile nakit aldığı ve nakit olarak alınan tüpleri ise müşterilere sattığı, işlerinin bozulması sebebiyle tüpçü dükkanını kapattığı, davacının bir zararı var ise; bu zararı teminat olarak alınan 3.000 USD’den karşılaması gerektiğini savunduğu,
Dosyada davacı …Ş. ile davalı … arasında akdedilmiş 06/12/2010 tarihli bir Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Tüplü Bayiliği Anlaşması ve Genel Şartnamesi’ nin mevcut olduğunun görülmüş olduğu, söz konusu sözleşmenin altında tarafların kaşe ve imzalarının mevcut olduğu, sözleşme eki olarak bir Borç Yüklenim Taahhütnamesinin ve bir adet taahhütnamenin de akdedilmiş olduğu, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerinin tetkikinde;
Davalı ile olan münasebetini 120 nolu alıcılar hesabında 105138 nolu müşteri kodu altında takip etmekte olduğu, davalıya düzenlenen faturaları bu hesabın borcuna kaydetmiş olduğu, buna karşılık yapmış olduğu tahsiladarı ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu, ancak davacı, huzurdaki davaya cari hesap bakiyesini konu etmemiş olup, davacı tarafından bu davaya raporumuzun 1. maddesinde belirtilen hususlar konu edilen davacı tarafından davalıya gönderildiği iddia edilen … Noterliği’ nin 29/12/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin fesih edildiği ve davalının elinde bulunan 2521 adet tüpün iadesini talep ettikleri, iade edilmemesi halinde sözleşmenin maddesi gereğince her tüp için imalat bedeli üzerinden cezai şart talep edeceklerinin ihtar edilmiş olduğu,
Dosyada mevcut depozito makbuzu ve teslim tutanaklarından davalının elinde kalan 2321 adet tüp olduğu, inceleme sırasında davacı vekilinden … Ltd.Şti’ nin tüp imalat bedelleri talep edilmiş olduğu, sözleşmenin 25. maddesine göre davacının davalıdan talep edebileceği cezai sartın 118.854.21 TL olduğu ancak davacı talebi 15.000 TL olduğu,
Davalı cevap dilekçesinde tüpleri …’ dan parayla nakit olarak aldığını iddia etmekte olup, ancak dosyanın tetkikinde davalı iddialarını kanıtlayacak herhangi bir doneye rastlanılmadığı, ihtarnamenin 04/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, temerrüt tarihinin ise 19/01/2016 tarihi olduğu, huzurdaki dava ise 28/12/2016 tarihinde açıldığı, davacının davalıdan talep edebileceği faiz tutarının 1.484,38.-TL olduğu” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı tarafın rapora itirazının değerlendirilmesi ve ayrıca davalı tarafın dosyaya vergi kayıtları celp edilmesine rağmen hesaplanan cezai şartın davalının ekonomik mahfiyetine sebep olup olmayacağı ve olacak ise tenkis ve tenkis oranı tartışılmadığından bu yöndeki eksikliğin giderilmesi hususlarına ilişkin olarak mali müşavir bilirkişi … ve akaryakıt uzmanı bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 04/05/2018 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesinde özetle bilirkişi raporunda olan hususları kabul etmediği, davacı ile arasında Tüp Bayiliği Sözleşmesi olduğu, 3.000 USD teminat alındığı, dava konusu teminat karşılayabileceğini raporda iade tüp bedellerine ilişkin şart talep katılmadığıı, davacı tarafından 2.321.00 adet LPG tüpünün kendisinden talebini kabul etmediği, tüpleri …’ dan nakit olarak alınan tüpleri müşteriye sattığını beyanla bilirkişi rekorundaki hususları kabul etmediği talebinde bulunduğu görülmekle birlikte davalı iddiaları ve taleplerine ilişkin dosyada herhangi bir doneye rastlanılmadığından kök raporumuzdaki kanaatimizde herhangi bir değişiklik olmadığı,
Kök raporda davacının davalıdan talep edebileceği cezai şart miktarının 118.854,21TL olarak hesaplandığı, ancak davacı talebi 15.000,00.-TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerekliği…” şeklinde kanaat bildirdilmiş olup, buna göre davacının davalıdan talep edebileceği cezai şart miktarı (15.000.-TL + 1.484,38.-TL Faiz ) olmak üzere toplam 16.484,38.-TL olduğu,
Sayın Mahkemece davalının bağlı bulunduğu Vergi Dairesi’ ne yazılan müzekkereye … Vergi Dairesi’ nden gelen cevabi yazı ekinde, davalının 2008 ve 2013 tarihleri arası Gelir Vergisi, Gelir Stopaj Vergisi, Gerçek usulde KDV Vergisi, Gelir Geçici Vergisi’ne ilişkin Vergi Dönemi, Matrah, Tahakkuk eden vergi, Mahsup edilen vergi ve ödenecek vergi bilgileri mevcut olup, ancak söz konusu bilgiler Sayın Mahkemece talep edilen davalının ekonomik mahfina sebep olup olmayacağına ilişkin değerlendirme için yeterli olmayıp, davalının dava tarihinden geriye dönük son 3 yıllık Gelir Vergisi gerektiği …” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
… Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak, davalının dava tarihinden geriye dönük son 3 yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri celp edilmiştir.
Mahkememizce Gelir Vergisi Beyannameleri celp edildikten sonra, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir bilirkişi … ve akaryakıt uzmanı bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 28/09/2018 tarihli 2. ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı 2. ek raporlarında özetle;
“Dosyada davacı …Ş. ile davalı … arasında akdedilmiş 06/12/2010 tarihli bir Sıvılaştırılmış Petrol Gazlan (LPG) Tüplü Bayiliği Anlaşması ve Genel Şartnamesi’ nin mevcut olduğu, davacı tarafından davalının akde aykırı davranması iddiası ile sözleşmenin 04/01/2016 tarihinde ihtarname ile fesih edilmiş olduğu,
Davalının depozito tüp bedellerini peşin ödediği iddiasına ilişkin dosyada herhangi bir doneye rastlanılmadığı, mahkemece davanın kabulü halinde, sözleşmenin 25. maddesine göre davacının davalıdan iade tüp bedellerine ilişkin talep edebileceği cezai şartın 118.854.21.-TL olduğu, ancak davacı talebi 15.000.-TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği, 04/05/2018 tarihli Ek Bilirkişi Raporunun sonuç kısmında ise Sayın Mahkemece davalının bağlı bulunduğu Vergi Dairesi’ ne yazılan müzekkereye … Vergi Dairesi’ nden gelen cevabi yazı ekinde, davalının 2008 ve 2013 tarihleri arası Gelir Vergisi, Gelir Stopaj Vergisi, Gerçek usulde KDV Vergisi, Gelir Geçici Vergisine ilişkin Vergi Dönemi, Matrah, Tahakkuk eden vergi, Mahsup edilen vergi ve Ödenecek vergi bilgileri mevcut olup, ancak söz konusu bilgiler Sayın Mahkemece talep edilen davalının ekonomik sebep olup olmayacağına ilişkin değerlendirme için yeterli olmayıp, davalının dava tarihinden geriye dönük son 3 yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerine ihtiyaç duyulmaktadır şeklinde kanaat bildirilmiş olduğu, her ne kadar gelen yazıda 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait beyannamelerin mevcut olduğu bilgisi mevcut ise de, yazı ekinde sadece 2011 ve 2012 yıllana ait Gelir Vergisi Beyannamelerinin mevcut olduğu anlaşılmış, 2013 yılı beyannamesine rastlanmadığı, yine gelen yazıda, davalı mükellefin 31/12/2013 tarihinde faaliyetine son vermiş olduğu, sermaye şirket defterinde hesaplama özvarlık(özsermaye) esas alınarak yapılmakta olup, davalı ise gerçek kişi mükellef olup özsermaye hesabı bulunmadığı, bu nedenle raporlarında devamlılık arz eden kıstasa göre bir hesaplama yapmak mümkün olmadığı,
Buna göre; 2011 yılında 1.882,38.-TL kar etmiş olduğu, 2012 yılında 2.200,92 TL kar etmiş olduğu, en son 2012 yıl sonu elinde kalan Dönem Sonu Emtia Mevcudu 31.870,20TL olduğu,
Sonuç olarak, 2013 yılı beyannamesi olmaksızın, davalının şahıs firması olması nedeniyle, gerek 2012 yıl sonu 2.200,92.-TL.lik Kar ve gerekse elinde bulunan 31.870,20.-TL.lik Dönem Sonu Mal Mevcudu ve davalının ticaretini 31/12/2013 itibarıyla terk ettiği göz önüne alınarak, bu veriler esas alınarak mahkemenizce uygun bir cezai şartın belirlenmesinin uygun olacağı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dava, tüp satışına ilişkin bayilik sözleşmesinin ürün alımının kesilmesi suretiyle davalı tarafça fiilen sona erdirilmesini takiben keşide edilen ihtarname ile fesh edilmesine rağmen sözleşmenin 17. maddesi gereğince iadesi gereken depozito tüplerin iade edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 25. maddesi gereğince cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Davalı taraf, tüpleri depozito olarak almadığını, bedelini ödediğini ve müşterilere sattığını, aksi durumda davacı nezdinde bulunan teminatından zararının tahsilini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yanlar arasında, tüp satışına ilişkin bayilik sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafın işyerini kapatarak ürün alımını durdurduğu, davacı tarafça sözleşmenin feshedildiği, davacı tarafça 2.321 adet tüplerin davalıya teslim edildiği, davalı tarafça tüplerin iade edilmediği ve davacı nezdinde davalının 3.000 USD teminatının olduğu hususlarında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Yanlar arasındaki ihtilaf; davacı tarafça davalıya verilen 2.321 adet tüpün davalıya depozito olarak verilip verilmediği, bedelinin davalı tarafça davacıya ödenip ödenmediği, sözleşmenin sonra ermesini müteakip iadesinin gerekip gerekmediği, iade edilmemesi halinde davacı tarafın ticari şart talebinde bulunulup bulunulamayacağı ve cezai şartın miktarına ilişkindir.
Davalı taraf; her ne kadar tüplerin bedelini davacıya ödediğini savunmuş ise de; yazılı kanıtlanması gereken savunma yönünde davalı tarafça herhangi bir ödeme belgesi sunulamadığı gibi ticari defterler de davalı lehine herhangi bir kayıt tespit edilemediğinden bu yöndeki davalı savunması kanıtlanamamıştır.
Sözleşmenin 17. maddesi gereğince sona ermeyi takip eden 15 gün içinde tüplerin iade edilmemesi halinde sözleşmenin 25. maddesi gereğince beher tüp için imalat bedeli karşılığı davacı taraf cezai şart alacağına hak kazanır ise de; bu kapsamda tespit edilen 118.854,21 TL cezai şart alacağı davalının belirlenen ekonomik durumu gereğince davalı tarafın ekonomik mahfiyetine sebep olacağı kanaati mahkememizde hasıl olduğundan takdiren bilirkişiler tarafından davalı yanın ekonomik durumuna göre belirlenen azami miktar olan 31.871,20 TL cezai şart olarak belirlenmiş, bu miktardan davalı yanın davacı nezdindeki teminatının mahsubu suretiyle talep açılamayacağından 15.000 TL cezai şartın hüküm altına alınmasına karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanat gereğince; davanın kabulü ile, davacı alacağın her ne kadar iade tüp bedellerine ilişkin olarak sözleşmenin 25. maddesine göre 118.854,21 TL cezai şart olarak belirlenmiş ise de bu miktar cezai şartın davalı tarafın ekonomik mahfına sebeb olacağı kanaati mahkememizde hasıl olduğundan davacının cezai şart alacağının 31.871,20 TL olarak belirlenmesine ve bu miktardan davacı elinde bulunan 3.000 USD karşılığı (3.000 USD x2.98 87 dava tarihi kur) = 8.966,10 TL mahsubu ile 22.905,10 TL ise de; talep aşılamayacağından 15000 TL’ nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacı alacağın her ne kadar iade tüp bedellerine ilişkin olarak sözleşmenin 25. maddesine göre 118.854,21 TL cezai şart olarak belirlenmiş ise de bu miktar cezai şartın davalı tarafın ekonomik mahfına sebeb olacağı kanaati mahkememizde hasıl olduğundan davacının cezai şart alacağının 31.871,20 TL olarak belirlenmesine ve bu miktardan davacı elinde bulunan 3.000 USD karşılığı (3.000 USD x2.98 87 dava tarihi kur) = 8.966,10 TL mahsubu ile 22.905,10 TL ise de; talep aşılamayacağından 15000 TL’ nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.024,70 TL ilam harcından peşin alınan 256,17TL’ nin mahsubu ile bakiye 768,50 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan harçlar toplanı 289,67 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.736,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/11/2018

Katip …

Başkan …