Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1290 E. 2019/14 K. 15.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1290
KARAR NO : 2019/14

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 15/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketine ait olan … isimli teknenin … koyunda parklanma ücretlerinin tahsili amacıyla borçlu aleyhine 25/03/2013 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, icra dosyası kapsamında borçluya gönderilen ödeme emri dosya borçlusuna tebliğ edildiğini, borçlu süresi içinde icra takibinde icra dairesinin yetkisini, takibe konu borca ve işlemiş faize itiraz ettiğini,müvekkil şirket tarafından mevzuat doğrultusunda işletilen tekne parkta parklanmasına rağmen, keşide edilen parklanma bedelini ödemeyen şirket aleyhine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibine haksız ve kötüniyetli itirazın iptalini, davalı aleyhinde icra takibine konu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça müvekkil şirket aleyhine kesilen faturaya karşı 6100 sayılı TTK’nın 21.maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini, davacı tarafça kesilen faturaya istinaden icra takibi başlatıldığını, ilgili icra takibine konu faturaya ilişkin müvekkil şirkete verilen herhangi bir hizmetin bulunmadığı sabit olduğunu, davacının bu yönde herhangi bir delil sunmadığı görüldüğünü, 2004 sayılı icra iflas kanununun 67.maddesi uyarınca itirazın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde genel mahkemede itirazın iptali davası açılabileceği hükmü mevcut olduğunu, yasal süresi içerisinde açılmayan davanın reddini, 2004 sayılı icra iflas kanununun 67.maddesi uyarınca kötüniyetli takip dolayısıyla takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini, haksız icra takibi nedeniyle davacı tarafın takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak müvekkil şirkete ödenmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün esas sayılı dosyasında özetle; 18.645,25-TL tutarındaki alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecke faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 26/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirkete ait 2012 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, takibe konu faturanın davacı şirket ticari defter kayıtlarında yer aldığını, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 25/03/2013 takip tarihi itibariyle davalı yandan 18.071,42-TL alacaklı göründüğünü, incelenen davalı şirkete ait 2012-2013 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, takibe konu faturanın davalı şirket ticari defter kayıtlarında yer almadığını, bu anlamda davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 25/03/2013 takip tarihi itibariyle davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı yanın davacı yan tarafından keşide edilerek takibe konu ettiği faturayı ihtarname ile iade ederek kayıtlarına almadığı anlaşıldığından, davacı yanın söz konusu faturayı düzenlemekte haklı olup olmadığı hususunun önem arz ettiğini, uzmanlık alanının bu hususta bir değerlendirme yapma imkanı tanımadığından takdirin Mahkememize ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın 06/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi 13/11/2012 tarih saat 1:51’de çekilmiş olan davalı yana ait olduğunu iddia ettiği teknenin bağlandığına dair fotoğrafın yer aldığı ve yine bu tekneye ait olduğu iddia edilen Excell tablosunda hazırlanmış … teknesi giriş çıkış çizelgesi adı altında teknenin bağlı olduğu veya bağlı olmadığı dönemlere ilişkin tarihlerin yer aldığı görülmekle, Excell tablosunun dayandığı resmi bir giriş çıkış sistem kaydının sunulması halinde konusunda uzman bir sektör bilirkişi marifetiyle değerlendirilme yapılması hususunda takdirin Mahkememize ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalı şirkete ait olan … isimli teknenin … koyunda parklanma ücretlerinin tahsili amacıyla borçlu aleyhine 25/03/2013 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı tarafından icra takibine vaki itirazının iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan bilirkişi ek ve kök raporlarında da belirlendiği üzere; Tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve açılış kapanış tasdiklerinin yasal süresi içeri içerisinde yaptırılmış olduğu, davacı taraf ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalı taraftan 18.071,42-TL alacaklı göründüğü, davaya konu faturanın davalı tarafça ihtarname ekinde iade edildiği ve dolayısı ile kayıtlarında yer almadığı, davalı tarafça şirketlerine ait teknenin Tarabya’da bulunan yat limanına giriş yaptığının kabul edildiği; ancak giriş yaptıktan hemen sonra yat limanı inşaatının tamamlanmamış olması, elektrik ve su bağlantılarının yapılmamış olması park yapılmadığı ve bağlama sözleşmesinin de imzalanmadığının iddia edildiği, davacı şirket tarafından dosyaya sunulan davalı şirkete ait teknenin giriş çıkış çizelgesi olduğu beyan edilen bir çizelge sunulduğu; ancak bu çizelgenin resmi bir sistem kaydı olmadığı gibi tarafların imzalarını da içermediği, ayrıca taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme de bulunmadığı nazara alındığında davalı tarafın davaya konu hizmeti aldığı hususu davacı tarafça ortaya konulamamış, davacı tarafça açıkça yemin deliline de dayanılmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, yine davacı tarafın icra takibi yapmakta ayrıca kötüniyetli olduğu hususu da kanıtlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 225,22-TL harçtan 44,40-TL’in mahsubu ile artan 180,82-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/01/2019

Katip …

Hakim …