Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1288 E. 2018/338 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1288 Esas
KARAR NO : 2018/338
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ: 11/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin … ‘da uzun yılardır faaliyet gösteren ve birçok yerde iş yapan saygın bir şirket olduğunu, müvekkil şirketin sebze ve meyve alımının bir bölümünü …’da faaliyet gösteren davalı şirketten karşılamakta olup, davalı şirketin usulsüz yollarla müvekkil şirketi zarara uğrattığını, müvekkil şirket tarafından satın alınan karpuz miktarlarıyla müvekkil şirkette satılan karpuz miktarları karşılaştırılınca arada çok büyük açıkların olduğunu, yapılan incelemede davalı tarafça aynı araç plakasıyla aynı gün içinde veya bir gün arayla birden fazla karpuz kamyonunun satışı yapılmış gibi işlem yapıldığını, ve bu işlemlere ilişin fatura düzenlendiğini, davalı şirketin … Sebze ve Meyve halinde bulunan iş yerine ait haklarının devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu nedenle alacak miktarı belirsiz olduğundan dolayı şimdilik 5.000TL maddi tazminatın 31/08/2016 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesini, 5.000TL manevi tazminatın 31/08/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesini, davalı şirkeitn … Sebze ve Meyve halinde bulunan … numaralı işyerine ait haklarının devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hal mevzuatı uyarınca uygulanan mevcut künye sisteminde satışı yapılan malların kayıtlı olduğunu, kaldı ki künye sisteminin hukuki bir niteliği de bulunmadığını, künye sistemi halde satışı yapılan malların menşeinin tespitini sağlamadığını, müvekkilin satışını yapmış olduğu malları da davacı aynen kim marketler zincirine sattığını, davacının gizli veya açık herhangi bir ayıp iddiası da bulunmadığını, bu hususta tarafına herhangi bir ihtarname keşide edilmediğini, davacı ile aralarında özel olarak yapılmış bir sözleşme bulunmadığını, fatura ve içeriğindeki mallar birçok noktadan incelenerek teslim alındığını, müvekkilin satışını yaptığı malları … Halinde kendi işyerinde teslim ettiğini, davacının elemanları tarafından ürün, kalite, kilogram vb. kontrolleri yapıldığını, malların tartımları ise haldeki mevcut kantarda yapıldığını, zaten hal muhasebe işlendi kaşesi davacı ile ticarete konu bütün faturalarda mevcut olduğunu, davacı tarafa mal teslimi Haldeki müvekkilime ait işyerinde yapıldığını, müvekkilin hal içindeki satış-sevkiyat işlemleri için, bazen kamyoncuların acele başka işe çıkmak zorunluluğunda olmasından, bazen araç ve kamyonet kullanımından dolayı mal aktarması yapıldığını, davacı taraf satışa konu malları kendi imkanları ile kendi işyerine sevkettiğini, davacı satışını yapmış olduğu malları (karpuz veya diğer her türlü meyve, sebze) tek kaynaktan tedarik etmediğini, davacı tarafın alımı ve satımı arasındaki fark oluştuğunu iddia ettiğini, zira davacının … Büyükşehir Belediyesi Haller Müdürlüğü nezdinde yapmış olduğu şikayeti, incelemeyi yapan uzmanlar tarafından reddedildiğini, davanın usulden ve esastan reddine, dava ve yargılama giderinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ederim.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasında sebze ve meyve satın alım ilişkisine dayalı ticari ilişki kapsamında davalı şirketten satın alınan karpuz miktarlarıyla davacı şirkete satılan miktarların karşılaştırılması sonucunda ortaya çıktığı iddia olunan usulsüzlük nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından … nolu karpuz dokümanı, fatura suretleri ibraz edilmiştir.
Davalı vekili tarafından … Büyükşehir Belediye Başkanlığı Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanlığı Hal Müdürlüğü’nün 23/ 01/2017 tarihli cevabi yazısı ibraz edilmiştir.
5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un amaç ve kapsam başlıklı 1. maddesinin; “Bu Kanunun amacı, sebze ve meyveler ile arz ve talep derinliğine göre belirlenecek diğer malların ticaretinin kaliteli, standartlara ve gıda güvenilirliğine uygun olarak serbest rekabet şartları içinde yapılmasını, malların etkin şekilde tedarikini, dağıtımını ve satışını, üretici ve tüketicilerin hak ve menfaatlerinin korunmasını, meslek mensuplarının faaliyetlerinin düzenlenmesini, toptancı halleri ile pazar yerlerinin çağdaş bir sisteme kavuşturulmasını ve işletilmesini sağlamaktır.(2) Bu Kanun, sebze ve meyveler ile arz ve talep derinliğine göre belirlenecek diğer malların her ne şekilde olursa olsun alımı, satımı ve devri ile toptancı halleri ve pazar yerlerinin kuruluş, işleyiş, yönetim ve denetimine ilişkin usul ve esasları, uygulanacak yaptırımları ve bakanlıklar, belediyeler ile diğer idarelerin görev, yetki ve sorumluluklarını kapsar.” şeklinde düzenleme altına alındığı görülmüştür.
Anılan Kanunun 10. maddesi uyarınca; ” (1) Üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde bir hal hakem heyeti oluşturulur. Bakanlıkça gerekli görülen ilçe merkezlerinde de hal hakem heyeti oluşturulabilir.
(2) Başkanlığı, sanayi ve ticaret il müdürü veya görevlendireceği bir personel tarafından yürütülen hal hakem heyeti; tarım il müdürlüğü, belediye, baro, ziraat odası, ilgili mühendis odası, ticaret ve sanayi odası ile esnaf ve sanatkarlar odaları birliği tarafından görevlendirilecek birer üye ve en fazla üyeye sahip tüketici örgütü ile komisyoncu ve/veya tüccarların oluşturduğu dernekçe seçilecek birer temsilcinin katılımı ve o yerin mülki idare amirinin onayı ile oluşur. Ticaret ve sanayi odasının ayrı olarak kurulduğu yerlerde, ticaret ve sanayi odasından birer üye görevlendirilir. Esnaf ve sanatkarlar odaları birliği tarafından yapılacak görevlendirmeler ihtisas odalarının, ihtisas odası bulunmayan yerlerde ise karma odaların üyeleri arasından yapılır.
(3) Bakanlık taşra teşkilatının bulunmadığı yerlerde, hal hakem heyetinin başkanlığı, o yerin mülkî idare amiri veya görevlendireceği bir kamu görevlisi tarafından yürütülür. Tüketici örgütü bulunmayan yerlerde tüketiciler, tüketim kooperatifleri tarafından temsil edilir. Hal hakem heyetinin, o yerde ilgili kuruluşun bulunmamasından kaynaklanan noksan üyelikleri, belediye encümenince resen doldurulur.
(4) Hal hakem heyetlerinde, heyetin çalışmalarına ve kararlarına esas olacak dosyaları hazırlamak ve uyuşmazlığa ilişkin raporu sunmak üzere en az bir raportör görevlendirilir.
(5) Değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar ilam hükmündedir. Bu kararlar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, hal hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Hal hakem heyeti kararlarına yapılan itiraz üzerine asliye ticaret mahkemesinin vereceği karar kesindir. ” düzenlemesinin mevcut olduğu anlaşılmıştır .
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre Mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır. Aynı Kanun’un 115/1 maddesine göre de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür.
Bahsedildiği üzere 5957 sayılı Kanun’un 10/5. maddesine göre değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar ilam hükmündedir. Bu kararlar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, hal hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Hal hakem heyeti kararlarına yapılan itiraz üzerine Asliye Ticaret Mahkemesi’nin vereceği karar kesindir.
Anılan yasal düzenlemelere göre değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Huzurdaki davada davacı, davalının hal kayıtları ve kantar fişleri kapsamında sebze ve meyve satın alım ilişkisinde usulsüz işlemler neticesinde zarar verdiği iddiasını ileri sürmüştür. Bu haliyle sebze ve meyveler ile arz ve talep derinliğine göre belirlenecek diğer malların her ne şekilde olursa olsun alımı, satımı ve devri ile toptancı halleri ve pazar yerlerinin kuruluş, işleyiş, yönetim ve denetimine ilişkin usul ve esasları, uygulanacak yaptırımları belirleyen 5957 sayılı kanun kapsamında dava değeri itibariyle Hal hakem heyetine başvuru hususunun dava şartı olduğu ve ilgili başvuru yolu tüketilmeden iş bu davanın mahkememizde açıldığı anlaşılmıştır. Bu gerekçeler ışığında HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-5957 sayılı Kanunun 10/5 ve Hal Hakem Heyeti ve Toptancı Hal Konseyi Hakkında Yönetmeliğin 11/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 170,78 TL harçtan, alınması gereken 35,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,38 TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı vekili yararına karar tarihindeki AAÜT 7/2 gereğince takdir edilen 1.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ödeyen tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/04/2018

Katip e-imza Hakim e-imza