Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1237 E. 2019/975 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1237 Esas
KARAR NO : 2019/975

DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/12/2016
KARAR TARİHİ : 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14.05.2015 tarihinde sürücü …’ın motorsikleti ile İnönü caddesinde seyir halinde iken, arkasında yolcu konumunda bulunan müvekkilinin aşağı düşmesi esnasında karşı yönden gelen sürücü …’nin kullandığı… plakalı araçla çarpışması nedeniyle yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda sürücü …kusurlu bulunduğu, …Hastaneler Kompleksinin 14.08.2015 tarihli yazısı, 26.08.2015 tarih … sıra no’lu, 02.07.2015 tarih … sıra no’lu, 02.07.2015 tarih … sırano’luve 14,08.2015 tarih… sıra no’lu faturaları muayene formları, tetkik evrakları ve diğer tedavi evraklarından da görüleceği üzere müvekkilinin bu kaza sonucunda çeşitli operasyonlar geçirerek tedaviler görmüş ve 42.179,96 TL’lık hastane masrafı ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin kaza akabinde…Devlet Hastanesi’ne sevk edilmiş olup oradaki doktor ve hastanenin yoğun olması sebebiyle müvekkilimiz ile ilgilenilmemiş ve doktorların müvekkil…’ün ayağının diz üzerinden kesilmesi konusunda karar vermeye yak m olmaları sebebiyle müvekkilimiz ile aile büyüklerince özel hastanede tekrar tetkik edilmesi istendiğini, su sebeple o hastaneden aynlıp … giden müvekkiline yapılan müdahaleler ile genç yaşta olan müvekkilimizin ayağı kesilerek kurtulduğunu, kaza sonrasında müvekkilimin bu trafik kazasına bağlı olarak ömrünün sonuna kadar taşıyacağı cismam zararları oluşmuştur. Almış olduğu sağlık kurulu raporu ( %18) ile bu durum sabit olduğu, bu kaza neticesinde hem bedenen hem de ruhen yıprandığnıı, tedavi sürecinde yapılan masraflar müvekkilim ve ailesinin zorluk çekmesine neden olduğunu,müvekkili …tedavi süresi uzunca bir süre almış olup müvekkilinin bu donemde devam etmiş olduğu üniversite eğitimini bırakmak zorunda kalmış olup Tedavisi boyunca tuvalete bile ailesinden ya da yakınlarının binlerinin yardımı ile gittiğini belirterek müvekkilinin hayatım idame ettirebilmesi için maddi tazminatının tam ve eksiksiz olarak ödenmesi gerekmekte olduğunu belirterek 1000 TL tutarında kalıcı iş göremezlik, 1000 TL tutarında geçici iş göremezlik, 1000 TL tutarında evde bakım ücreti ile birlikte 42.179,96 TL’lik hastane masrafları olmak üzere toplam 45.179,96 TL’nin davalıdan tahsili ile müevkkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu zararın meydana gelmesinde davacı %100 kusurlu olduğu halde müvekkil şirket tarafından iyi niyetle ödeme yapıldığını, müvekkil şirket tarafından 14.04.2016 tarihinde, davacı vekiline 71.330 tl ödeme yapılmış olup davacı tarafından müvekkil şirket 08/04/2016 tarihli ibraname ile ibra edildiğini, davaya konu kaza ile davacının yaralanması arasında illiyet bağı kesildiğini ve bu nedenle müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, bir an için illiyet bağının bulunduğunu varsaysak dahi, davaya konu kaza ile ilgili olarak kazaya karışan araçların kusur oranları net olmadığını, kazanın oluşumunda Karayolları Genel Müdürlüğünün kusuru bulunmakta olup davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerekmekte olduğunu, davacı, yolcu taşıma aracı olmayan motosiklete kendi isteği ile bindiğini, bu nedenle müterafik kusuru söz konusu olduğunu, ayrıca kask takılı olup olmadığı hususunun da araştırılması yapılması gerektiğini, davacının yaralanmalarına bakıldığında kaskın takılı olmamasının kuvvetle mühtemel olduğu anlaşılmak olduğu, zararın oluşmasından davacı bizzat %100 kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı geçici, sürekli iş göremezliğe, bakıcı, tedavi giderlerine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait tedavi evrakları ile poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacı tarafa trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmış ve ödeme alınmadığı tespit edilmiştir.
14/08/2018 tarihinde Adli Tıp Kurumundan alınan maluliyet raporunda özetle; “…Metin oğlu, 04/10/1993 doğumlu …’ün 15/05/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı sol diz hareket kısıtlılığı, fibula kırığı arızası, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak:
Gr1 XII (22Ha……….15) A % 19 , Gr1 XII (32a……….1) A % 5 , Balthazarda formülüne göre; %23.05, E cetveline göre %18.2 (onsekiznoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin…”mütalaa edildiği görülmüştür.
Mahkememizce alanında uzman bilirkişiler …,… ve…’dan 02/07/2017 tarihinde rapor alınmış ve alınan raporda özetle; “…Yerleşim yeri içinde meydana gelen kazanın mahallinde yol iki yönlü, 6 m genişliğinde, 2 şeritli, vakit gece ve mahal aydınlatıldığını, Trafik Kazası Tespit Tutanağı ekinde bulunan kaza yeri krokisinden aracın motosiktetten düşen yolcuya orta şerit çizgisi üzerinde çarpmış olduğu görülmekte olduğunu, Trafik Kazası Tespit Tutanağında kaza anlatılmış ve kazanın oluşumunda sürücü …’ın 2918 sayılı KTK madde 47/1-d ile tarif edilen hususları ihlal etmiş olduğu belirtildiği, dava dosyasında bulunan ifadesinde sürücü … kaza mahallinde Florya yönünde 20-30 km/saat hızla seyretmekte olduğunu, arkadaşı …’ün arkasında yolcu olarak bulunduğunu, üniversitenin önünde zemin bozuk olduğundan direksiyon kontrolünü kaybettiğini, bu sırada arkadaşının da dengesini kaybederek düştüğünü ve bu sırada karşı yönden gelmekte olan … plakalı aracın sürücüsü …’nin çarpmamak için sağa hamle yapmasına rağmen kurtaramayarak çarpmış olduğunu belirtmiş olup dava dosyasında bulunan ifadesinde sürücü … kendisi şeridinde seyir halinde iken … Üniversitesi Önünde karşıdan gelen motosiklet sürücüsü direksiyon hakimiyetini kaybedince kendisinin hemen sağa kırdığını, ancak yere düşen motosiklet arkasındaki şahsa çarpmayı engelleyemediğini belirtmiş olup dava dosyasında bulunan ifadesinde davacı… motosikletin arkasında seyir halinde iken … Üniversitesi önünde tümsek nedeniyle motosikletin yalpaladığını, kendisinin bunun üzerine yere düştüğünü, karşıdan gelmekte olan aracın da kurtarmak için sağa yönelmesine rağmen kendisine çarptığını belirtmiştir. Olay incelendiğinde, motosiklet sürücüsü …’ın kaza mahallinde yol üzerinde bulunan tümseğe dikkat etmeksizin üzerinden geçmesi ile direksiyon kontrolünü kaybetmiş olduğu, 2918 sayılı KTK hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamakla ilgili MADDE 52’de “Sürücüler; (…) b) Hızlarım kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüy, yol, hava ve trajik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, (…) zorundadırlar.” şeklinde ifade edilen kurallara aykırı olarak hızını yol şartlarına uygun düzeyde tutmaması, tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanması nedeniyle aracının direksiyon kontrolünü kaybetmiş olması İle asli kusurlu olduğu, araç sürücüsü …’nin ani olarak önüne düşen yolcu karşısında sağa manevra tedbiri almış olması ile kendisine atfedilecek bir kusurun bulunmadığı, davacı …’ün kazada bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmış olup delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 14.05.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; Davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan… plakalı motosikletin dava dışı sürücüsü…’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, dava dışı sürücü …’ nin kusursuz, davacı …’ün kusursuz olduğu, davacı…’ün, SGK kapsamında olan sağlık kurum ve kuruluşlarındaki Toplam: 16.957,51-TL tutarındaki tüm tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı, bunun dışında yol giderlerinin de SGK kapsamında olduğu ve Toplam:4.000,00-TL tutarındaki takdiri yol giderinin de SGK tarafından karşılanması gerektiği, (%20 hatır taşıması indirimli tutarı: 4.000,00x%80= 3.200,00 TL) bunların dışında kalan harcamaların SGK tarafından karşılanmayan giderler olup, davacıya fatura edilen 42.179,96-TL’lik tedavi gideri ve diğer giderlerin % 100 kusurlu olan aracı teminat altına alan davalı …Sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu,(%20 hatır taşıması indirimli tutarı: 42.179,96x%80= 33.743,97 TL), davalının % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda yaralanarak malul kalan davacı …’ün a)Ödeme Tarihindeki Verilere Göre; Geçici ve Sürekli iş göremezlik dönemine ait %18,2 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 105.304,93 TLolduğu, davalı tarafından ise davacıya 71.330,00 TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihindeki verilere/öre belirlenen zarar tutarı ile yapılan ödeme arasında (105.304,93-71.330,00)= 33.974,93 TL gibi bir fark bulunduğu, mahkemece ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasmda açık fark bulunduğu ve buna göre de ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise; Günümüze Kadar Gerçekleşen Veriler Esas Alınarak Belirlenen Zarar Tutarından, %20 Hatır Taşıması İndirimi Yapılarak Kalan Tutardan Ödemenin Güncel Tutarın Tenzili Sonucu davacının; Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 7.493,28 TL, Sürekli iş göremezlik dönemine ait %18,2 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının, Bakıcı gideri zararının = 55.915,80 TL = 2.968.08 TL olduğu,Davacının ukarıda belirlenen maddi zararların poliçe limitleri içinde kaldığı, )Davalı akımından en erken temerrüt tarihinin 08.04.2016 olarak belirlendiği, sigortalı aracın kullanım amacının hususi gözüktüğü sonuç ve kanaatine varlıdığının…”mütalaa edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin talep arttırım dilekçesi ile taleplerini bilirkişi raporundaki hesaplama miktarınca arttırdığı , dilekçenin davalı vekiline tebliğ edildiği tespit edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur” ; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Huzurdaki davada; dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde olup davalı sigorta şirketinin ZMSS ile sigortaladığı … plakalı motosiklette davacının yolcu olarak bulunduğu, 14/05/2015 tarihinde motosiklet ile başka bir aracın karıştığı trafik kazası nedeni ile iş göremezliğe dayalı olarak davacı yanın maddi tazminat talebinde bulundukları görülmüş olup uyuşmazlığın, davacının maddi tazminat istemlerinin yerinde olup olmadığı, davalı tarafın hatır taşımasına yönelik savunmalarının tazminat talebi üzerindeki etkileri üzerinde toplandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; davalı sigorta şirketin sigortaladığı araçta yolcu olarak bulunan davacının meydana gelen trafik kazası neticesinde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında yapılan inceleme neticesinde sürekli iş göremezlik oranının % 18.2 olup, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 ay olduğu ATK raporu ile tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur raporu ve aktüerya bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davalı şirketine sigortalı dava dışı motor sürücüsünün %100 kusur oranı kapsamında, kaza tarihinde yürürlükte olan düzenlemelere uygun hesaplama yöntemi gereğince inceleme yapıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun sağlık hizmet bedellerinin ödenmesini düzenleyen 13/02/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik 98. maddesi gereğince; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise, sürücü, işleten ve sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekmektedir. (Yargıtay 17. HD’nin 13.06.2019 t.li, 2016/12752 E. ve 2019/7497 K. sayılı kararı).
2918 sayılı KTK nın 91. maddesi ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları A-1.madddesinde sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiş ve bu kanuna göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılması zorunlu kılınmıştır. Bu kapsamda sigorta poliçesinde belirtilen motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına almaktadır. Bununla birlikte sigorta şirketinin kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü 6111 sayılı kanun ile getirilen düzenleme ile değişikliğe uğramıştır. Nitekim KTK nın 98. maddesinde değişiklik yapan 13/02/2011 tarihli 6111 Sayılı Kanunun 59. maddesi kapsamında trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesinin olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı anılı kanunun geçici 1. maddesiyle de kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için 59. maddeye göre belirlenen tutarın %20 sinde fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın 3 yıl süreyle aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketlerinin yükümlülüklerinin sona ereceği öngörülmüştür.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince 2918 sayılı KTK’ nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden bir kısım sorumluluk SGK’ya yüklenmiştir. Dolayısıyla somut olayda davacı sigorta şirketi tarafından talep edilen tedavi giderlerinden KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalanların ve SGK’nın sorululuğuna esas olanların belirlenerek madde kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden SGK’nın sorumlu tutulması gerekmektedir.
Ayrıca Kanunun 59. maddesi ve geçici 1. maddesi ile, trafik kazası sebebi ile kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği Kanunun yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, (belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı) sorumlu olacaktır. Bu kapsamda yapılan inceleme kapsamında tedavi gideri olarak belgelenmeyen 33.743,97-TL’nin davalıdan tahsilinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı sigorta şirketinin huzurdaki davada hatır taşımasının bulunduğuna yönelik savunma ileri sürmesi nedeni ile anılı savunmaların tazminat talebi üzerindeki etkisi ayrıca tartışılmıştır. Nitekim 2918 sayılı KTK’nun 87/1. maddesinde; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.” düzenlemesine yer verilmiş ve aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Huzurdaki davaya bakıldığında ise kazaya neden olan sigortalı araçta yolcu olan davacı ile araç sürücüsünün akraba olmadığı, araç sürücüsünün arkadaşı olduğu, aracın ticari/ yolcu taşımaya özgülenmiş bir araç olmaması göz önüne alındığında somut olayda hatır taşımasının bulunduğu, bu nedenle belirlenen tazminattan yerleşik içtihatlar gereğince %20 oranında indirim yapılmak suretiyle karar verilmesinin gerektiği sonucuna varılmakla geçici iş göremezlikten kaynaklı 7.493,28-TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı 55.915,80-TL, bakım giderinden kaynaklı 2.968,08-TL maddi tazminatı davalı sigorta şirketinin tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Kazaya neden olan aracın ticari kullanım vasfında olduğu iddiasının ispata muhtaç kalması nedeni ile yasal faize hükmedilmesinin gerektiği, talep arttırım dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden HMK’nın 26. maddesi uyarınca temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği, davalı tarafın en erken ödeme tarihi olan 08/04/2016 tarihinde mütemerrit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Geçici iş göremezlikten kaynaklı 7.493,28-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı 55.915,80-TL, bakıcı giderinden kaynaklı 2.968,08-TL tedavi ücretinden kaynaklı 33.743,97-TL olmak üzere toplam 100.123,13-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine
2-Karar tarihi itibarıyla kabul edilen miktar üzerinden hesaplanarak alınması gereken 6.839,41 TL nispi karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 379,32 TL harçtan mahsubu eksik kalan 6.460,09 TL harcın karar davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 562,00 TL ATK masrafı, 166,13 TL yargılama gideri, 29,20 TL başvurma harcı ve 379,32 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.936,65 TL yargılama giderinden kabul ve red edilen miktarlar dikkate alınarak hesaplanan 2.708,57 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, arta kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 10.759,85 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı ve vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/11/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır