Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/123 E. 2019/363 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/123
KARAR NO : 2019/363
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/02/2016
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın 02/07/2007 başlangıç tarihli iş akdi ile müvekkili şirkette çalışmaya başladığını, en son 6.250,00 TL brüt maaş aldığını, 24/09/2008 tarihli istifa dilekçesi ile iş akdinin 10/10/2008 tarihi itibariyle sona erdiğini, işten ayrılırken şifahen doktorasını yapmak üzere işten ayrıldığını, bunu takiben yine müvekkili şirkete başvuracağını, başka herhangi bir şirkette iş bulmadığını özellikle belirttiğini, beyanının aksine işten istifasını takiben derhal davalı … A.Ş’de çalışmaya başlayarak sözleşmenin 22.maddesinde yer alan rakipte çalışma yasağına aykırı davrandığını, imzaladığı belirsiz süreli hizmet akdinin 23.maddesine göre sözleşme çerçevesinde ifa edilecek görevin her yılın eylül ayı başından müteakip yılın mart ayı sonuna kadar kesintisiz devam etmesinin birinci derecede önemli olduğunu bildiğini kabul ve taahhüt ettiğini, bu taahhüde uymadığı takdirde şirketin uğradığı tüm zararların tazmininin yanı sıra ayrıca son brüt maaşının 4 katı tutarında ceza-i şart ödeniği kabul ettiğini, davalıdan sözleşmeden kaynaklanan tazminat yükümlülüklerini yerine getirmesi talep edilmesine rağmen yerine getirmediğini, İş Kanununun 23.maddesine göre işçinin sorumluluğu yanında yeni işvereninde sorumluluğu olduğu, diğer davalı şirketin davalı personeli çalıştırmaya devam etmesi sebebi ile önceki işverene karşı borçlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, diğer davalı şirketinde sektörde ilk 4 içinde bulunduğunu beyan ederek hizmet sözleşmesinin 23.maddesinden kaynaklanan 25.000,00 TL ceza-i şart bedeli ile hizmet sözleşmesinin 22.maddesinden kaynaklanan 150.000,00 TL ceza-i şart bedelinin akdin feshedildiği tarihten itibaren faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; hak edişlerinin ödenmemesi ile ağır çalışma koşullarının müvekkilini iş akdini haklı nedenle sonlandırmaya mecbur bıraktığını, fazla mesai alacaklarının hiçbir şekilde ödenmediğini, bu koşullar altında doktora çalışmalarını sürdürme imkanının olmadığını anlayınca yasal süreleri gözeterek 28/08/2008 tarihinde sözlü olarak iş akdini feshettiğini, içinde bulunduğu maddi koşullar nedeni ile çalışmak zorunda olan davalının çalışırken doktora programını da yürütebileceği iş arayışına girdiğini ve kendisini bu koşullarda kabul eden işyerinde çalışmaya başladığını, doktora çalışmasını tamamladıktan sonra tekrar davacı şirkete döneceği iddiasının gerçek dışı olduğunu, rekabet yasağına ilişkin maddi ve hukuki koşulların oluşmadığını, müvekkilinin görev aldığı işlerin işverenin müşteri çevresine veya iş ve üretim sırlarına ait bilgiler olmadığını, sözleşmenin 4.maddesine göre amirleri tarafından kendisine sözlü ve yazılı olarak bildirilen işleri yapabildiğini, ticari sırlara vakıf olmadığını, ceza-i şart maddesinin tek taraflı olarak müvekkili aleyhine belirlendiğini bu nedenle de geçerli olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin taraf olmadığı sözleşme dolayısıyla ceza-i şart talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, rekabet yasağına ilişkin maddi ve hukuki koşulların gerçekleşmediğini, tek taraflı hükümler içerecek şekilde kabul edilen ceza-i şartına kabul olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 18/02/2011 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olayda davacı işveren ile davalı işçi arasında akdedilmiş sözleşmenin 22.maddesinde düzenlenmiş olan rekabet yasağının BK’nın 348/2 ve 349.maddelerinde öngörülen geçerlilik koşullarını taşıdığına, davacı şirketin haklı görülmesi halinde, sözleşmeye aykırılıkta bulunanan davalı …’dana talep edebileceği dava konusu alacaklarının, sözleşmenin 22.maddesindeki düzenleme gereğince rekabet yasağına aykırılık nedeniyle talep edebileceği cezai şart alacağının 150.000,00-TL, 23,maddesindeki düzenlemeye aykırılık nedeniyle talep edebileceği cezai şart alacağının 25.000,00-TL olabileceğini, hesaplanan cezai miktarlarından davalı işçinin ücreti, çalışma süresi nazara alınarak BK’nın 161/son maddesine göre yapılacak hakkaniyet indiriminin takdirinin muhterem Mahkemeye ait bulunduğunu, davalı şirketin davalı işçinin yeni işvereni olmadığından bu davalı yönünden ileri sürülen husumet itirazının takdirinin muhterem Mahkemeye ait bulunduğuna, davalı işçinin yeni işvereni dava dışı … Danışmanlık Ltd. Şti’nin davaya dahil edilmesi isteminin takdiri muhterem Mahkemeye ait olmak üzere, yeni işverenin İşk.23.maddesi nazara alınarak sorumluluğu değerlendirildiğinde yasanın aradığı sorumluluk koşullarının gerçekleştiği kanıtlanmadığını mütalaa etmiştir.
…. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; Mahkemenin 08/10/2015 tarihli celsesinde 2 nolu ara karar gereğince; sözleşmenin 22.maddesinden kaynaklanan rekabet yasağı ile ilgili alacak bakımından davanın ayrılarak ayrı bir esasa kayıt edilmesine ilişkin karar verildiği, işbu ara karar doğrultusunda Mahkemenin … esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
…. İş Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 08/12/2015 tarihinde görevsizliğine karar verildiği, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 18/01/2016 tarihinde kesinleşmiş olup, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 11/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin davalı işçinin yeni işvereni olmadığını, davalı işçinin yeni işverenin … Ltd. Şti olduğu anlaşıldığını, davacı vekilinin davalı işçinin yeni işvereni dava dışı … Ltd. Şti’nin davaya dahil edilmesi isteminin takdiri Muhterem Mahkemeye ait olmak üzere, yeni işverenin İşk. 23 maddesi nazara alınarak sorumluluğu değerlendirildiğinde, İşk.23.maddesinde belirsiz süreli bir iş sözleşmesi ile çalışan bir işçinin bildirim süresine uymaksızın işini bırakıp bir başka işverenin işine girerse sözleşmenin bu suretle feshinden ötürü işçinin sorumluluğu yanında ayrıca yeni işevrenin de işçinin bu davranışına sebep olmuş olması veya bu davranışını bilerek onu işe almış olması veya bu davranışı öğrendikten sonra onu çalıştırmaya devam etmiş olması halinde birlikte sorumlu olacağı kabul edildiğini, istifa dilekçesi 24/09/2008 tarihli olup “2 Temmuz 2007 tarihinde başladığım görevimden 10 Ekim 2008 tarihinde ayrılacağımı bildirir, bilgi ve gereğini saygılarımla arz ederim” demektedir. Karşı tarafa tebliğ tarihi 24/09/2008 tarihi olduğu ve üzerinde imza ve uygundur yazısı bulunduğu görüldüğünü, istifa dilekçesini itirazı kayıt ile şerh düşmeden alan ve kabul eden davacı taraf uygundur dedikten sonra davayı ikame etmesi etik olmadığını, maddede yer alan bu üç unsurdan birinin gerçekleşmesi yeni işveren ile işçinin eski işverene karşı birlikte sorumluluğu için yeterli olduğunu, hal böyle ise davalı işçinin yeni işvereni olduğu anlaşılan dava dışı … Danışmanlık Ltd. Şti’nin bir sorumluluğunun olamayacağını, dava konusu olayda davacı işveren ile davalı işçi arasında akdedilmiş sözleşmenin 22.maddesinde düzenlenmiş olan rekabet yasağının BK’nın 348/2 ve 349 maddelerinde öngörülen geçerlilik koşullarını taşıdığını, davacı şirketin haklı görülmesi halinde, sözleşmeye aykırılıkta bulunanan davalı …’dan talep edebileceği dava konusu alacaklarının, hesaplanan cezai miktarlarından davalı işçinin ücreti, çalışma süresi nazara alınarak BK’nın 161/son maddesine göre yapılacak hakkaniyet indiriminin takdirini muhterem Mahkemeye ait bulunduğunu, davalı şirketin davalı işçinin yeni işvereni olmadığından bu davalı yönünden ileri sürülen husumet itirazının takdirinin muhterem Mahkemeye ait bulunduğunu, cezai şart alacağı ve rekabet yasağına aykırılık nedeniyle cezai şart olmak üzere toplam 12.963,00-TL faiz, 175.000,00-TL tazminat ücreti olması gerektiğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 14/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu sözleşme hükmünün mülga 818 sayılı yasada öngörülen geçerlilik şartlarını taşıdığı yönünde kanaate varılması halinde davacının talep edebileceği dava konusu alacağın 150.000,00-TL olabileceğini mütalaa etmiştir.
Dava; İşçinin rekabet etme yasağına aykırılığına dayalı cezai şart istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalı …’nın 02/07/2007 başlangıç tarihli iş akdi ile davacı şirkette çalışmaya başladığını, en son 6.250,00-TL brüt maaş aldığını, 24/09/2008 tarihli istifa dilekçesi ile iş akdinin 10/10/2008 tarihi itibariyle sona erdiğini, davalının işten istifasını takiben davalı … A.Ş’de çalışmaya başlayarak taraflar arasındaki sözleşmenin 22.maddesinde yer alan rakipte çalışma yasağına aykırı davrandığını, İş Kanununun 23.maddesine göre işçinin sorumluluğu yanında yeni işverenin de sorumluluğu olduğunu, diğer davalı şirketin davalı personeli çalıştırmaya devam etmesi sebebi ile önceki işverene karşı borçlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, hizmet sözleşmesinin 22.maddesinden kaynaklanan 150.000,00-TL ceza-i şart bedelinin akdin feshedildiği tarihten itibaren faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 14.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; Davalı …’nın 02.07.2007-13.10.2008 tarihleri arasında davacı şirkete ait iş yerinde çalıştığı, 14.10.2008 tarihinden sonra çalışmalarının … Hizmetleri Ltd. Şti.’ den bildirildiği, taraflar arasında akdedilen 02.07.2007 başlangıç tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde davalının “audit manager” sıfatı ile davacı şirkette çalışmaya başladığı, ilgili sözleşmenin 22. maddesinde; ” ..Personel haklı sebeple işten çıkarılırsa; bu nedenle şirkete verdiği zararların tazmini dışında dört brüt maaş cezai şart ödemeyi kabul eder. Bu halde personel İstanbul, Ankara ve İzmir sınırları içerisinde aynı konuda faaliyet gösteren kişi ve kuruluşlar bünyesinde 2 yıl süreyle her ne şekilde olursa olsun görev alamaz; ortak, danışman, temsilci veya işveren olamaz. Bu şartı uymayan personel kendisine son olarak fiilen ödenen maaşı esas alınarak 24 brüt maaş tutarında cezai şartı daha ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Ve fakat personel cezai şartı ödeyerek bu yükümlülüğünden kurtulamaz.. Personel bu tazminat ve cezai şartın faiş olmadığını ve tahakkuku halinde itiraz etmeyeceğini şimdiden kabul etmiştir. Şirketin diğer maddi ve manevi zarar talepleri saklıdır. Buna karşılık şirket sözleşme süresi içinde haksızlığı yargısal surette tevsik edilen bir nedenle personeli işten çıkartır ya da sözleşmeyi haksız olarak feshederse, yukarıda zikredildiği haliyle ve personeli işyeri geri alma yükümü olmadan dört bürüt maaş tutarında cezai şart ödemeyi kabul eder.
Personel, mevcut işinden istifa eder. Veya şirket tarafından haklı sebeplerle işten çıkartılırsa, bu takdirde iş akdinin sonra erdiği tarihten itibaren 2 yıl süreyle …, … ve … adı altında çalışan grup şirketleri ile personelin çalıştığı şirketlere aynı konularda faaliyet gösteren şirketlerden piyasada ilk dört içinde olduğu genel olarak bilinenlerinde çalışamaz. Bu şirketlere dışarıdan hizmet veremez. Aksi halde personel son brüt maaşının 24 katı miktarında cezai şartı şirketi ödemeyi gayri kabili rücu kabul eder…” hükmünü içerdiği, sözleşmenin ilgili maddesinde sınırlamanın yer bakımından İstanbul, Ankara ve İzmir İli, zaman bakımından ise; iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 2 yıl devam edeceğinin belirlendiği, kapsamının ise; …, … ve … adı altında çalışan grup şirketleri ile personelin çalıştığı şirketlere aynı konularda faaliyet gösteren şirketlerden piyasada ilk dört içinde olduğu genel olarak bilinenlerinde çalışılması halinde geçerli olduğu, çalışanın rekabet etmeme borcuna aykırı davranması halinde son brüt ücreti üzerinden hesaplanacak 24 aylık ücretinin toplamı kadar cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı işçinin sözleşmedeki rekabet yasağı kaydına rağmen iş sözleşmesinin feshinden sonra … isimli grup şirketlerinden olan … Ltd. Şti.’de davacı şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren, ilk dört içinde olduğu genel olarak bilinen ve aynı ilde faaliyet gösteren ve dolayısıyla aynı müşteri kitlesine hitabeden bir işletmede çalışmaya başladığı, davalının davacı şirketin ticari ve mali sırlarına vakıf olacak şekilde denetim müdürü sıfatıyla çalıştığı, … Ltd. Şti.’de ise; kıdemli müdür konumunda görev yaptığı, bu bağlamda davacı firmanın ticari sırlarına vakıf olduğunun kabulü gerektiği, sözleşmedeki rekabet yasağı koşulunun gerçekleşmesi için, işverenin somut bir zarara uğramasının gerekmeyeceği, böyle bir tehlikenin varlığının yeterli olduğu, davalı işçinin başka bir rakip işletmede çalışmaya başlaması ve davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunmasının yeterli olacağı, davacı işletmede edindiği bilgileri rakip işletmede kullanma tehlikesinin meydana gelmiş sayılacağı, taraflar arasındaki sözleşmede 2 yıllık rekabet yasağı süresi öngörülmüş, coğrafi alana yönelik ise çok geniş bir alan belirlendiği iddia edilmiş ise de; TBK’ nın 445 /1 fıkrasında bu tür sözleşmeler bakımından yer ve zaman sınırlaması öngörülmüş, 2. fıkrasında ise mahkemece aşırı nitelikteki rekabet yasağı hükümlerinin kapsamı veya süresi bakımından sınırlandırılabileceğinin düzenlendiği, davalının davacı firmadan ayrıldıktan sonra, davacı firmayla aynı ilde faaliyet gösteren rakip işletmede işe başlamış bulunduğundan davalı tarafın çok geniş bir coğrafi alanı kapsadığı gerekçesiyle sözleşmenin geçersizliğini savunmasının da Medeni Kanunun 2. maddesine aykırılık teşkil edeceği, bu nedenle davalı işçinin fiilinin TBK’nın 444. maddesi vd maddelerine aykırılık taşıdığı anlaşılmıştır. Ayrıca davacı işçinin son brüt ücreti üzerinden hesaplanacak 24 aylık ücretinin toplamı olan 150.000,00-TL cezai şartın davalı işçiyi ekonomik olarak gelecek yıllarda sıkıntıya sokacağı ve bu sebeple ekonomik mahfına sebebiyet vereceği nazara alınarak takdiren %30 indirime gidilerek cezai şartın 105.000,00-TL olarak belirlenmesine ve 105.000.00-TL cezai şartın temerrüt tarihi olarak belirlenen davalı tarafın ihtarnameye cevap tarihi olan 15/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ dan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … A.Ş. (yeni ünvan: … A.Ş.) aleyhine açılan davaya ilişkin; davacı taraf 01.09.2010 tarihinde dava dışı … Ltd. Şti. nin dahili davalı olarak davaya dahil edilmesini talep etmişse de; dahili davalı olarak davaya taraf eklenemeyeceğinden talebin reddine karar verilmiş olup, ayrıca her iki şirket ticari ünvanlarının benzerlik göstermediği gibi davadan önce gerekli araştırma yapılmaması nedeniyle bu hususun temsilde hata olarak da kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmış ve davalı şirket yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Kaldı ki bir an davanın doğru hasıma yöneltildiği kabul edilmiş olsa bile; davacı tarafın bu davalı şirket ile aralarında davaya konu rekabet yasağına ilişkin herhangi bir sözleşme de bulunmadığı nazara alındığında yine davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği açık olup, izah edilen nedenlerle davalı şirket aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı işçi aleyhine açılan davanın ise; kısmen kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılmış, buna ilişkin aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı şirket yönünden açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-150.000,00TL rekabet yasağına ilişkin tazminattan takdiren %30 indirim yapılması sonucu belirlenen 105.000,00-TL tazminatın 15/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’dan tahisili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.172,55-TL ilam harcından peşin alınan 2.362,50-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.810,05-TL ilam harcının davalı …’dan tahisili ile ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 2.362,50-TL peşin harç ve 15,60-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.378,10-TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.150,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 340,50-TL yargılama gideri davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı şirketin, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/1. maddesine göre hesaplanan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı şirkete verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı ve Davalı … vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/04/2019

Katip …

Hakim …