Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1228 E. 2019/78 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1220
KARAR NO : 2019/61

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/12/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin 2012 yılında kurulmuş sağlıklı su ürettiğini sağlıklı suyu abonelik sistemi ile müşterilerine sunduğunu, davalının kıdemli hizmet danışmanı olarak 16/11/2015 tarihinde işe başlamış olduğunu, 03/10/2016 tarihinde istifa ettiğini akabinde rakip şirket olarak faaliyet gösteren … AŞ adlı firmada işe başladığını, taraflar arasında 10/03/2016 tarihinde Rekabet Yasağı Sözleşmesi akdedildiğini, davalının yasaya aykırı davrandığını, taraflar arasında 16/11/2015 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi akdedildiğini, çalışanın işyerinde kıdemli hizmet danışmanı unvanıyla tam süreli olarak çalışmayı kabul ve taahhüt ettiğini, davalının davacının tüm iş ve işyeri bilgilerine, müşteri portföyüne, ticari sırlarına abonelerin kişisel bilgilerine ulaşabilecek pozisyonda görev aldığını, görevleri nedeni ile taraflar arasında ayrıca 10/03/2016 tarihinde “Gizlilik sözleşmesi ve rekabet yasağı sözleşmesi imzalandığını, davalının 03/10/2016 tarihinde istifa suretiyle iş sözleşmesini feshedip işten ayrıldığını, davacı ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren … AŞ adlı rakip firmada işe başladığını, taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin 3.maddesinde çalışanın m.4’deki sınırlamalar içerisinde kalmak koşuluyla işverenin işkolunda faaliyet göstermeyeceğini, faaliyet gösteren bayii ve acentelerde dahil olmak üzere bir başka gerçek ya da tüzel kişi nezdinde çalışmayacağını, bunlarla ortaklık ilişkisine, girmeyeceğini bunlara danışmanlık vermeyeceğini, herhangi bir ticari ilişki içerisinde bulunmayacağının…” taahhüt ettiini, Yasağın Sınırları başlığı altında m.4’de yer İstanbul, Zaman iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte başlar ve 2 yıl devam eder, kapsamı yalnızca işverenin faaliyetini sürdürdüğü işkolu için geçerli olduğunu, işveren su arıtma sistemleri aracılığı ile bireysel ve kurumsal müşterilere sağlıklı ve güvenli su hizmeti sunduğunu, çalışan bu işkolu dışında serbestçe çalışabilir düzenlemesinin yer aldığını, sözleşmenin m.5’de çalışanın rekabet etmeme borcuna aykırı davranmasında son brüt ücreti üzerinden hesaplanacak 12 aylık ücretinin toplamı kadar cezai şart ödeyeceğini, cezai şartın tenkis edilemeyeceğini, cezai şartı aşan zararlarını ayrıca talep edebileceğinin belirtildiğini, işçinin rekabet etmeme borcunun TBK’nın 444.maddesi ve 446 maddesinde düzenlendiğini, davalının son brüt ücretinin 2.000,00-TL olduğunu, 12 aylık ücretinin toplamı olan 24.000,00-TL cezai şartın avans faizi ile birlikte ödenmesinin zorunluluk arz ettiğini belirterek davalının son brüt ücreti üzerinden hesaplanan 12 aylık ücret toplamının şimdilik 6 aylık ücret toplamına denk gelen 12.000,00-TL’nin avans faizi ile birlikte ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça Mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 15/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının fiilinin taraflar arasındaki rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmesi ile TBK’nın 444.maddesi va hükümlerine aykırılık taşıdığı davalının imzalamış olduğu mezkur sözleşme hükümlerini ihlalinde kusurlu bulunduğunu, davacının şimdilik 12.000,00-TL cezai şart tutarını talep edebileceğini, ancak Mahkeme tarafından ceza koşulunun aşırı görülmesi halinde bu tutarın indirilebileceğini mütalaa etmiştir.
Dava; İşçinin rekabet etme yasağına aykırılığına dayalı cezai şart istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davalı …’ın davacı ile arasında akdedilen iş sözleşmesinde kararlaştırılan rekabet yasağı hükmüne aykırı surette rakip bir işletme nezdinde çalışmaya başlaması nedeniyle şimdilik 12.000,00-TL cezai şartın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan hüküm kurmaya elverişli bulunan 15.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; Davalının “kıdemli hizmet danışmanı” olarak 16/11/2015 tarihinde davacı şirket nezdinde işe başlamış olduğu, 03/10/2016 tarihinde davacı şirketteki görevinden istifa ederek ayrıldığı ve akabinde rakip şirket olarak faaliyet gösterdiği beyan edilen … AŞ. adlı firmada işe başladığı, taraflar arasında 10/03/2016 tarihinde “Rekabet Yasağı Sözleşmesi” akdedildiği, taraflar arasında akdedilen rekabet yasağı sözleşmesinin 3. maddesinde davalı tarafça; “çalışanın madde 4’deki sınırlamalar içerisinde kalmak koşuluyla işverenin işkolunda faaliyet göstermeyeceği, faaliyet gösteren bayii ve acentelerde dahil olmak üzere bir başka gerçek ya da tüzel kişi nezdinde çalışmayacağı, bunlarla ortaklık ilişkisine girmeyeceği ve bunlara danışmanlık vermeyeceği, herhangi bir ticari ilişki içerisinde bulunmayacağının…” taahhüt edildiği, ilgili sözleşmenin 4. maddesinde sınırlamanın yer bakımından İstanbul İli, zaman bakımından ise; iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 2 yıl devam edeceğinin belirlendiği, kapsamının ise; yalnızca işverenin faaliyetini sürdürdüğü işkolu için geçerli olduğu, sözleşmenin 5. maddesinde ise; çalışanın rekabet etmeme borcuna aykırı davranması halinde son brüt ücreti üzerinden hesaplanacak 12 aylık ücretinin toplamı kadar cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Davalı işçinin sözleşmedeki rekabet yasağı kaydına rağmen iş sözleşmesinin feshinden sonra su arıtma sistemleri konusunda faaliyet gösteren davacı ile aynı işi yapan, aynı ilde faaliyet gösteren ve dolayısıyla aynı müşteri kitlesine hitabeden bir işletmede çalışmaya başladığı, davalının davacı şirketin ticari ve mali sırlarına vakıf olacak şekilde kıdemli hizmet danışmanı sıfatıyla çalıştığı, dava dışı şirkette yönetici konumunda çalışıyor olmasının bu durumu değiştirmeyeceği, davacı işletmede edindiği bilgileri rakip işletmede kullanma tehlikesinin meydana gelmiş sayılacağı, bu nedenle davalı işçinin fiilinin TBK’nın 444. maddesi vd maddelerine aykırılık taşıdığı anlaşılmıştır. Ayrıca davacı işçinin son brüt ücreti üzerinden hesaplanacak 12 aylık ücretinin toplamı olan 24.000,00-TL cezai şartın davalı işçiyi ekonomik olarak gelecek yıllarda sıkıntıya sokacağı ve bu sebeple ekonomik mahfına sebebiyet vereceği nazara alınarak takdiren 1/5 indirime gidilerek cezai şartın 19.200,00-TL olarak belirlenmesine ve taleple bağlı kalınarak 12.000,00-TL cezai şartın dava tarihi olan 09/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, bu nedenle davalı işçi aleyhine açılan davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne dair aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
24.000,00TL cezai şart alacağından 1/5 hakkaniniyet indirimi sonucu hesap edilen 19.200,00TL cezai şart alacağından taleple bağlı kalarak 12.000,00TL cezai şart alacağının dava tarihi olan 09/12/2016 tarihihnden itibaren işleycek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alanarak davacı tarafa verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 819,72-TL ilam harcından peşin alınan 204,93-TL’nin mahsubu ile bakiye 614,79-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 204,93-TL peşin harç ve 29,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 234,13-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 790,20-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2019

Katip …

Hakim …