Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1188 E. 2021/626 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
. İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1188 Esas
KARAR NO : 2021/626

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/11/2016
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.07.2009 tarihinde borçlulardan …’nın eşi, diğer borçluların babası…’un sevk ve idare ettiği, … plakalı aracın kusurlu olarak taraflı sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu, borçluların murisi ve araç sürücüsü …’nun vefat ettiğini, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar trafik sigortasının bulunmaması sebebiyle sürücü …’nun desteğinden yoksun kalan eşi …ve kızı …’nun destekten yoksun kalma tazminatı talepli olarak Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … sayılı başvuru dosyası üzerinden müvekkili Güvence Hesabı’na husumet yönelttiklerini, başvurunun kabul edildiğini, … yönünden Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğinin bildirilmesi üzerine dosyaya 6.173,95 TL ödeme yapıldığını, yasal zorunluluklarına uymayarak zorunlu mali mesuliyet sigortasını yaptırmamış olmasına göre destekten yoksun kalanlara hükmedilen tazminatın müvekkili Güvence Hesabı tarafından karşılandığını, Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 16. maddesinin hükümleri uyarınca yapmış olduğu ödeme tutarında davalı/borçlulara rücu hakkı bulunduğunu,…’nun %100 kusurlu olduğu, davalının mal varlıklarını tasfiye etme ve üçüncü şahıslara aktarması kuvvetle muhtemel olduğundan davalılardan …’nun dava konusu trafik kazasında vefat eden …’nun desteğinden yoksun kalması nedeni ile başlattığı ve alacaklı olarak yer aldığı Bursa … İcra Dairesi’nin …E. Sayılı dosyasındaki alacağına tedbir konulmasını , 6.173,95 TL destekten yoksun kalma tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, harç, masraf ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas .. Karar sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.07.2009 tarihinde davalılardan…’nun eşi, diğer borçluların babası …’nun sevk ve idare ettiği, davalı …’a ait … plakalı aracın kusurlu olarak taraflı sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu borçluların murisi ve araç sürücüsü …nun vefat ettiğini, trafik kazasına kusuru ile sebebiyet veren… plakalı aracın kaza tarihini kapsar trafik sigortasının bulunmaması sebebiyle, sürücü …’nun desteğinden yoksun kalan eşi …ve kızı…’nun destekten yoksun kalyma tazminatı talepli olarak Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … sayılı başvuru dosyası üzerinden müvekkili Güvence Hesabına husumet yönelttiğini, hakem tarafından yargılama neticesinde başvurunun kabul edildiği,müvekkili kurum tarafından hakem heyeti kararına karşılık olarak itiraz Hakem Heyeti yoluan başvurduğunu, İtiraz Hakem Heyeti tarafından itiraz başvusunun reddedilmesi üzerine dosya istinaf yoluna götürüldüğünü, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2017/477 E. 2017/729 K. Sayılı ilamı ile istinaf başvurusu … yönünden esastan reddedildiğini, bu nedenle … için başlatılan Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına ödeme yapıldığını, müvekkili kurum tarafınan Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasında diğer bavuru sahibi … yönünden Bursa… İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına 6.173,95 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme sebebiyle müvekkili Güvence Hesabı tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. Sayılı dosyası ile yargılama başlatıldığını belirterek, HMK mad. 166/4 hükümleri uyarınca huzurdaki davanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasından devam eden dava ile birleştirilmesi talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 69.528,51 TL destekten yoksun kalma tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, harç, masraf ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas … Karar sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.07.2009 tarihinde davalılardan…nın eşi, diğer borçluların babası …’un sevk ve idare ettiği, davalı …’a ait … plakalı aracın kusurlu olarak taraflı sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu, borçluların murisi ve araç sürücüsü …’nun vefat ettiğini, söz konusu trafik kazasına kusuru ile sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihini kapsar trafik sigortasının bulunmaması sebebiyle, sürücü …’nun desteğinden yoksun kalan eşi… ve kızı …’nun destekten yoksun kalma tazminatı talepli olarak Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … sayılı başvuru dosyası üzerinden müvekkili Güvence Hesabı’na husumet yönelttiklerini, hakem tarafından yürütülen yargılama neticesinde başvurunun kabul edildiğini, işbu ilama dayanarak yapılarak Güvence Hesabı aleyhine başvuran… yönünden Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ilamı ve … yönünden Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibi başlatıldığını, müvekkili kurum tarafından hakem heyeti kararına karşılık olarak İtiraz Hakem Heyeti yoluna başvurulduğunu, İtiraz Hakem Heyeti tarafından itiraz başvurusunun reddedilmesi üzerine dosyanın istinaf yoluna götürüldüğünü, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 2017/477 E. ve 2017/729 K. sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun … yönünden esastan reddedildiğini, bu nedenle, … için başlatılan Bursa … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasına ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin eksik kalmış olduğunu, işbu davayı açmaya sebep olan tutarın eksik kalan ödemenin yapılması hususunda olduğunu, Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan 2.484,21 TL ödemenin; Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 16. maddesi ile müvekkili kuruma yasada belirtilen nedenlerle yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara (araç işletenleri, sürücüleri, sorumlularına veya bunların mirasçılarına) rücu etme hakkına konu teşkil etmekte olduğunu, bu nedenle müvekkili Güvence Hesabı tarafından yapılan ödeme tutarında, söz konusu zararın meydana gelmesinde kusurlu olan araç sürücüsü …ya ve trafik sigortası olmayan aracın işleteni …’a rücu edileceğini, …’nun söz konusu kazada vefat etmesinden dolayı mirasçıları olan sürücünün eşi ve çocuklarına ilgili mevzuat gereği rücu edilebileceğini, somut olayda, yasal zorunluluklarına uymayarak zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırılmamış olmasından ötürü destekten yoksun kalanlara hükmedilen tazminatın müvekkili Güvence Hesabı tarafından karşılanmış olup, yukarıda açıklanan Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 16. maddesinin hükümleri uyarınca yapmış olduğu ödeme tutarında davalılara rücu hakkı bulunan müvekkili kurumun huzurdaki davayı ikame etmekte hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, tüm bunlarla birlikte, müvekkili kurum tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasında diğer başvuru sahibi …yönünden Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına 6.173,95 TL ödeme yapıldığını ve yapılan ödeme sebebiyle müvekkil Güvence Hesabı tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile yargılama başlatıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 2.484,21 TL destekten yoksun kalma tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, HMK md. 166/1 ve 166/4 hükümleri uyarınca, huzurdaki davanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. sayılı dosyasından devam eden dava ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırılmamış olmasından ötürü destekten yoksun kalanlara davacı tarafça ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın “Halefiyet” başlıklı 1481. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalısının yerine geçer. Bu bir kanuni halefiyettir. Sigortalının, gerçekleşen zararın tazmininden sorumlu olanlara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur. 22/03/1944 tarih 37/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, bu noktada ilişkinin “Halefiyet” ilişkisi olduğu ve sigortacının, açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu açıklanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Halefiyete dayanılarak açılan eldeki davanın, açıklandığı üzere sigorta poliçesinden doğmaması nedeniyle TTK’da sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, davalıların tacir olmayıp uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı ve ticari işletme ile ilgili bir husustan da doğmaması nedeniyle nispi ticari dava sayılamayacağı, yine İstanbul BAM 9.Hukuk Dairesinin 2021/583 esas , 2021/757 karar sayılı ilamında”.. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 2015/17566 esas 2018/9129 karar sayılı kararında;”Dava, trafik kazasında yaralanan üçüncü şahsa Güvence Hesabı tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda, davacı Güvence Hesabı, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalı gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş olup bu husus bozma sebebi yapılmıştır.” belirlemesinde bulunulmuştur.
Somut olayda davacı Güvence Hesabı 3. kişiye ödediği tazminatın davalı gerçek kişiden rücuen tahsili için ihtiyati haciz talep edildiğine göre emsal yargıtay kararında vurgulandığı üzere Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Davadan önce talep edilen ihtiyati haciz isteminde de görevli mahkemece değerlendirme yapılması gerektiğinden ve görevli mahkeme de Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan itiraz üzerine mahkemece evvelce verilen ihtiyati haciz kararının 04/02/2021 tarihinde görevsizlik sebebiyle kaldırılmasına karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir… ” denilmek suretiyle davacı Güvence Hesabının, davalı tacir olmayan gerçek kişilere rücuen açacağı davada Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiği, belirtilen nedenlerle Mahkememizin görevsiz olduğu, görevli Mahkemenin dava konusu talebin niteliği itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair, hazır bulunan tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır