Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1173 E. 2018/95 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1173
KARAR NO: 2018/95
BİRLEŞEN DAVA 10.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/762 E. SAYILI
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/11/2016
KARAR TARİHİ: 06/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı yan tarafından, müvekkil aleyhine İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası nezdinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip konusu alacak zamanaşımına uğradığını, öncelikle icranın tedbiren durdurulmasını, takibin tedbiren durdurulması talebi uygun görülmez ise icra dosyasına yatacak paraların alacaklıya ödenmemesi hususunda İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile davalı …’ın İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitini, takibin iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava değeri davanın türüne göre belirlenmesi gerektiğini, görülmekte olan dava menfi tespit davası olduğundan ve takip sonrası açılmış olmakla işbu davada takibi durdurulmasına İİK madde 72/3 1.cümleye göre takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, davacı borçlu tarafından maddi ve hukuki dayanaktan yoksun tedbir talepleri ile ve nihayet ikame davanın reddini, borçluların icra %20 oranında inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında özetle; “40.275,97-TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren Türk Lirası için işleyecek %155 faizin, yasal faiz, icra harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin ödenmesi..” tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/762 Esas ve 2017/1235 Karar sayılı dosyasında; 23/10/2017 karar tarihinde Mahkememizin iş bu dava dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşıldığından birleştirilmesine karar verilmiş olup, dosyanın Mahkememiz dosyası arasına alındığı anlaşılmıştır.
Birleşen dosyada; davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı ve diğer borçlu tarafından davacı bankanın Edirne Şubesinden kullanmış olduğu ticari işletmenin de müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu kredisinin ödenmemesi üzerine davalıya Edirne 4. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini ve hesabın kat edildiğini, alacağın tahsil edilememiş olması nedeniyle İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhine takip başlatıldığını, bu süreçte davalı tarafından kurum aleyhine Mahkememizin 2016/1173 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, derdest olduğunu, işbu bu nedenle dosyaların birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; İşbu dava hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddini, birleşen dosya davacısı dava dilekçesinde takibin durduğundan 05/09/2016 tarihinde haberdar olduğunu iddia etmekte ise de günümüz hukuk sisteminde UYAP sistemi ile entegre çalışıldığından takibin durduğu tarihten 6 ay sonra haberdar olunması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen birleşen davanın reddi ile yargılama giderleri, vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Asıl dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklı icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit istemi, birleşen dava ise; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamının bir bütün olarak incelenmesi sonucunda; Asıl davada davacı tarafça; davalı tarafından İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan ve 16/11/1994 tarihli genel kredi sözleşmesine dayanan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, birleşen davada ise; davacı banka tarafından yukarıda bahsedilen icra dosyasında davalı tarafın itirazının iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır.
5411 sayılı Yasanın 142.maddesinin; “Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13. maddesi hükmünde ise; “Sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların idare ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalarda (Tasfiye Hâlinde T….. dâhil ) 26.12.2003 tarihinden önce bankacılık teamüllerine göre teminatlı ve/veya yetersiz teminatlı kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya yeniden yapılandırılmamış kredileri kullananlar yada yeniden yapılandırma şartlarını ihlal edenler ile münferit veya karşılıklı verilen banka teminat mektupları, kabul kredileri ve avaller, taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı aynî hak tesisine ilişkin sözleşmeden doğan hakların da diğer bankaların ve üçüncü kişilerin muvazaadan arî hakları aleyhine olmamak üzere Fon alacaklarının tahsiline ilişkin 123, 134, 136, 137, 138, 140, 142 ve 165 inci madde hükümleri…”nin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; birleşen davanın Türkiye …. tarafından açılmış itirazın iptali davası olduğu, 5411 sayılı Yasanın geçici 13. maddesinin yollamasıyla uygulanan 5411 sayılı Yasanın 142. maddesi gereğince bu tür davaların o yerde birden fazla ticaret mahkemesi var ise 1. ve 2. nolu ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiği, asıl davanın da aynı icra takibine ilişkin menfi tespit davası olduğundan birleşen dosya ile birlikte görülmesi gerektiği anlaşılmış, bu nedenle 5411 Sayılı Yasanın 142. maddesi ile geçici 13. maddesi gereğince görevli mahkemenin 1 veya 2 nolu asliye ticaret mahkemeleri olduğu anlaşılmış ve Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, 5411 Sayılı Yasanın 142. Maddesi ile geçici 13. Maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul 1 veya 2. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul 1 veya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2018

Katip …

Hakim …