Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1147 E. 2021/358 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1147 Esas
KARAR NO : 2021/358
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/11/2016
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 18/07/2013 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında, davalı şirkete ait … … ve … … marka iş makinelerinin müvekkil şirketçe satışı ve pazarlanması hususunda kararlaştırıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.2 maddesinde … … marka iş makinesinin minimum satış bedelinin 1.675.000,00-EURO … … marka iş makinesinin minimum satış bedelinin ise 1.175.000,00-EURO olarak belirlendiğini, devamla her iki makinenin birlikte satılması halinde toplam satış bedelinin 2.650.000,00-EURO olarak belirlendiğini, davalı şirketçe müvekkil şirkete ödenecek hizmet bedeli ise söz konusu makinelerin birlikte satılması halinde 2.500.000,00-EURO’uy aşan tutar olduğunu, anılan sözleşmenin 4.3 maddesinde ise makinelerin müvekkil şirketçe ayrı satılması halinde hizmet karşılı olarak her bir makine için 75.000,00-EURO + KDV’nin satış işlemin gerçekleşmesini takip eden 2 iş günü içerisinde müvekkil şirkete ödenmesinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında imza altına alınan 18/07/2013 tarihli sözleşme kapsamında müvekkil şirketçe satış ve pazarlanması üstlenilen … … marka iş makinesinin davalı şirketçe sözleşmeye aykırı satış işlemi dolayısıyla fazlaya ilişkin ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla 20.000,00-TL avans faiziyle davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı firmanın dayandığı komisyon sözleşmesinde, komisyon ücreti iş makinesi başına 75.000,00-EURO + KDV olarak belirlendiğini, ancak davacının bu hususu kendi beyanı ile de sabit olduğu halde dava değerini 20.000,00-TL gibi düşük bir tutarda göstererek eksik nisbi harç ödediğini, davacı taraf, müvekkili firmanın, … … marka iş makinesi için 1.675.000,00-EURO + KDV olarak belirlenen iş makinesini 1.400.000,00-EURO bedelle sattığını beyan ettiğini, bu durumda, müvekkil firmanın sözleşmede belirlenen minimum satış bedeli tutarından daha aşağıda satılan iş makinesi için davacı firmaya komisyon bedeli ödeme yükümlülüğü doğmadığını, 18/07/2013 tarihli komisyon sözleşmesinin 5. Maddesi uyarınca süresi 15 gün olan sözleşme, sona erdikten sonra satış gerçekleştirdiğini, bu durumda da müvekkil firmanın, davacıya firmaya komisyon bedeli ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, öncelikle davacı tarafça eksik nisbi harcın tamamlatılmasını, haksız ve yersiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Yanlar arasındaki 18/07/2013 tarihli sözleşmenin ibraz edildiği, sözleşmeye konu … … marka iş makinesine ilişkin kayıtların celp edildiği anlaşılmıştır.
Talimat mahkemesince görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 14/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davalı firma envanter kayıtlarında … … marka iş makinesinin bulunmadığının görüldüğünü, davalı şirketin sunduğu 2011 yılındaki kürüm International şirketi ile arasındaki muavin dökümünün ekte sunduklarını, mevcut kayıtlarda … … marka iş makinesinin satış kaydının bulunmadığı ve cari hesabın kapalı olduğunun, davalı şirketin 2013 yılına ait tutulan ticari defterlerin TTK’nın 64. Maddesine göre yasal süresi içerisinde noter açılış onaylarının ve yine yasal süresi içinde yevmiye defterinin noter kapanış onayının yapıldığını, tekdüzen hesap planına uygun olarak düzenli bir şekilde tutulduğunu, kanunlara uygun olarak tutulan ticari defterlerin bu davada delil olabileceği…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davanın tarafları arasında akdedildiği ihtilafsız olan 18/07/2013 tarihli sözleşme ile davalının maliki olduğu … … ile … marka iş makinelerinin satışını gerçekleştirmek için tanıtım, pazarlama ve aracılık hizmetlerinin davacı tarafça üstlenildiği anlaşılmıştır. Davacı yanın huzurdaki davada sözleşmenin 4.6 maddesi gereğince sözleşme süresi boyunca ve sözleşmenin sona ermesini takip eden 6 ay içerisinde davacı şirketin onayı alınmaksızın … … marka makinanın sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen şirketlere satılmaması taahhüdüne aykırı davranıldığı iddiasına dayalı olarak sözleşmenin 4.7 maddesine dayalı alacak isteminde bulunduğu, davalı yanın satışa yönelik iddiaları kabul etmediği, davanın reddini savunduğu saptanmıştır. Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlü olup HMK’nın 190. maddesi gereğince; ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu görülmüştür. Dolayısıyla somut olayda anılı makinenin sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen şirketlere onayı olmaksızın satımının yapıldığını ve sözleşmenin 4.7 maddesine dayalı olarak alacak istemine hak kazandığını ispatla yükümlü olan taraf davacı olmakla birlikte davacının delil listesi ile celbini talep ettiği evraklara yönelik olarak betimlenen şirketlere ve noterliklere yazılar yazılmasına karşın … … marka makinenin sözleşmenin 4.7 maddesine aykırı şekilde sözleşmenin 3. maddesinde yazılı şirketlere satışının yapıldığını ispata elverişli herhangi bir kayıta rastlanılmadığı gibi davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme kapsamında da anılı makinenin satışına ilişkin herhangi bir işleme rastlanılmadığı anlaşılmıştır. Bu hali ile anılı alacak isteminin tüm dosya kapsamında ispata muhtaç kaldığı ve neticeten sübut bulmadığı anlaşılmış olup bu yöndeki alacak talebinin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 341,55-TL harçtan 59,30-TL’in mahsubu ile bakiye 282,25-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır