Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1124 E. 2018/677 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1124 Esas
KARAR NO : 2018/677
DAVA : Menfi Tespit (Çekten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2016
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Çekten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkile karşı ..bank …-… Şubesine ait, … seri nolu, 21.05.2015 keşide tarihli, 14.000,00 TL lik çek nedeniyle, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … değişik iş ve … karar sayılı dosya ile ihtiyati haciz yapıp bu aşamada müvekkilin araçlarına ve mülklerine haciz koydurduğunu, müvekkilimizin, durumdan haberdar olması ile … İcra Hukuk Mahkemesi … esas sayılı dosya ile imzaya itiraz edilmiş ve mahkemece tayin edilen bilirkişinin raporuyla! sabit olan durum nedeniyle davamız kabul edilmiş, takibe konu edilen çekin arkasında yer alan imzanın müvekkile ait olmadığı ortaya çıktığı ve mahkeme de takibi durdurduğunu, davalının takibe itiraz ettiğini, müvekkilin konu çeki daha önce görmemiş olup takip bu çekten haberdar olduğunu, çekteki imza da kendisine ait olmadığını, zaten bu durum bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, bu nedenlerle kötüniyetle açılan takibin iptaline, kötüniyetle hareket ederek müvekkilin ticari hayatına onarılmaz zararlar veren davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin takip borçlusu ciranta … tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında müvekkile devir ve ciro ettiğini, müvekkilin davacıyı tanımadığını, ticari bir ilişkisi de olamayacağını, icra mahkemesi kararına göre de kararı itiraz edilmediğinden kararın kesinleştiğini, bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatı hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 72. maddesine dayalı takibe konu çek yönünden çekteki imzanın inkarı nedeniyle menfi tespit istemine yöneliktir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir. Anılı dosyanın tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 14.886,71TL üzerinden takibin başlatıldığı, takip tarihinden itibaren fiil ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek avans faizi, icra harç ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsili isteminin ileri sürüldüğü, yasal süre içinde takibe itiraz edilmediği görülmüştür.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı dosyanın; 27/07/2016 tarih … esas … kararında itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen adli tıp uzmanı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 11/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… … bank … Şubesi’ne ait, … seri no.lu, 21.05.2015 tarihli, 14.000 TL bedelli çekin arka yüzündeki “SERPRES DÖKÜM VE İMALATI …” kaşesi üzerine atılı ciro imzasının, davacı …’e ait olup olmadığının belirlenmesi olduğu,
İmza incelemelerinde geçerli olan yöntem ve prensipler esas alınmış ve adli belge inceleme amaçlı kullanılan büyüteç, ışıklı büyüteç, bilgisayar ve skanner programlarından yararlanılarak elde edilen görüntüler objektif incelemeye uygun hale getirildiği,
İnceleme konusu olan çekin arka yüzündeki “SERPRES DÖKÜM VE İMALATI …” kaşesi üzerine atılı şüpheli ciro imzası, davacı …’in, dosyada mevcut, şüpheli belgenin öncesi ve sonrası yıllara ait, incelemeye elverişli imza örnekleriyle, uluslarası imza ve yazı inceleme kriterleri olan, imzanın başlangıç ve bitiriliş çizgi ve hareketi, iç gövde büklümleri, harflerin ve gramalann şekil ve biçimlendınlışi, harflerin birbirine olan bağlantı ve orantıları, imzanın hızı, basınç ve kişisel baskı izleri ve tüm bunların oluşturduğu form ve ritm ile ritm/form dengesi özellikleri bakımından, karşılaştırılarak incelenmiş ve aşağıdaki hususlar saptanmış bulunduğu,
Şüpheli imza, yatay ve dikey birtakım ince uzun çizgisel hareketlet ve bunları üstten kesen eliptik buklelerden oluşmuş karmaşık şekilde bir imza olduğu, düzgün ve akıcı olarak atıldığı,
…’in mevcut imza örneklerine göre imzası ise karakteristik bir büyük M harfiyle başlamakta, harften sonra nokta koyularak el kaldırılmakta ve biraz aralıktan sonra yüksel yazıldığı takmin olunan bir vazı ile sona erdiği,
Bu bakımdan şüpheli imzayla, …’ın imza örnekleri arasında, aynı elden çıkmış olabileceklerini gösteren hiçbir benzerlik bulunmadığı,
Dava ve ihtilaf konusu çekin arka yüzündeki ESERPRES DÖKÜM VE İMALATI … kaşesi üzerine atılı şüpheli ciro imzasının, mevcut imza örnekleriyle göstermiş olduğu kesin ve açık farklılık nedeniyle, davacı …’e ait olmadığı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/19-622 esas, 2012/9 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; ”Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Alacaklının elinde İİK’nun 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Kaldı ki, davacı/borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır. Takibin iptali ise eldeki davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuçtur.” Bu nedenlerle huzurdaki davada icra hukuk mahkemesince davaya konu çekin dayanak yapıldığı takibin durdurulmasına dair karar verilmesine rağmen, davacının, takibe konu icra dosyasına dayanak çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti davasını açmakta hukuki yararının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce davaya konu, imza inkarı yöneltilen çek aslı getirtilmiş, davacının uygulamaya elverişli imza asılları, davaya ve imza inkarına konu çekin düzenleme tarihinden önceki dönemlere ait mukayeseye elverişli belgeler, yine çekin düzenlenme tarihinden önceki döneme ait davacının resmi kurumlar önünde atılmış imzaları celp edilmiş, davacının mahkeme huzurunda imza örnekleri alınmış, çek üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Yapılan incelemede çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı belirlenmiştir. (İmzanın davacıya ait olmadığının gözle muayenede dahi anlaşılabilmektedir)
Sahtelik def’i, mutlak def’i olduğundan iyiniyetli olsa dahi hamile karşı da (davalı … şirketine) ileri sürülebilir. (Yargıtay 19.H.D 2013/18072 esas,2014/1981 sayılı kararı) Tüm bu gerekçeler ışığında mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince, dava konusu 14.000 TL’lık çek üzerindeki ciranta ESERPRES DÖKÜM VE İMALATI … kaşesi üzerine atılı ciro imzasının, mevcut imza örnekleriyle göstermiş olduğu kesin ve açık farklılık nedeniyle davacı …’e ait olmadığı sabit olduğundan, davanın kabulü ile, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına dayanak …bank … … Şubesi … çek nolu, 21/05/2015 keşide tarihli, 14.000 TL bedelli çek nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, ciranta imzasının davacıya ait olmadığının davalı tarafça bilinemeyebileceği dolayısıyla davalının kötüniyetinin sabit olmadığı anlaşılmakla; davacı yanın şartları oluşmayan ve yerinde görülmeyen kötüniyet tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına dayanak …bank … İstanbul Şubesi … çek nolu, 21/05/2015 keşide tarihli, 14.000 TL bedelli çek nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı yanın % 20 kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 956,34TL ilam harcından peşin alınan 239,09TL’nin mahsubu ile bakiye 717,25TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 239,09TL peşin harç ve 29,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 268,29-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafça yapılan 500TL bilirkişi ücreti, 185,80TL posta masrafı toplam 685,80TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2018

Katip e-imza Hakim e-imza