Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1122 E. 2022/544 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1122 Esas
KARAR NO : 2022/544
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2016
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … …’a ait … plakalı ticari kamyon sürücüsünün müvekkiline ait … plakalı araa hatalı ve kusurlu olarak banket ile arasına sıkıştırarak, geniş ve hatalı bir manevra yaparak sol taraftan her iki kapısını, çamurlukları ve tavanını kullanılamaz hale getirdiği ve zarar yol açtığı, kazadan sonra araçtan inen müvekkilinin kamyon sürücüsünü indirerek tartışmaya başladıkları, polis imdatı arayarak trafik ekiplerine haber verdiği, kamyondan inen sürücünün zil zurna şarhoş ve aşırı derecede alkollü olduğunu gördüğü, aracın fotoğraflarını çekmeye başlamasından sonra polislerin geleceğini anlayarak müvekkiline telefonunu verip aracı ileri alacağını söyleyerek kaza yerinden aracına binerek kaçtığı, telefon görüşmeleri yapmalarına rağmen aracı yaptırmaya yanaşmadığı, 500,00 TL teklif ettiği, bunun üzerine müvekkilinin Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu, ayrıca …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 2016/… D. İş sayılı tespit dosyası ile zarar ziyan tespiti yaptırdığı ve 5.280,00 TL hasarlı parça ve işçilik zararı, 525,00 TL tamir süresinden doğan zarar olduğu kanaatine ilişkin bilirkişi raporu alındığı, 5.000,00 TL-8.000,00 TL arasında değer kaybı zararı olduğu, telefon kayıtları ile telefonu kullanan kişinin tespit edilebileceği, aracın asıl sahibi … …’ın sürücü olabileceği, yargılama sırasında ortaya çıkacağı, tazminatlardan sigorta şirketi ile birlikte müteselsilen borçlu ve sorumlu oldukları diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.280,00 TL hasarlı parça ve işçilik zararı, 525,00 TL tamir süresi beklemesinden doğan zarar, 5.000,00 TL değer kaybından doğan zarar olmak üzere toplam 10.805,00 TL maddi tazminat alacağının davalıların tümünden ve tespit edilecek kamyon sürücüsünden müştereken ve müteselsilen tahsiline, kaza tarihinden itibaren ticari reeskont faizine, olmaz ise kanuni faize hükmedilmesine, … plakalı aracın kaydına teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına, masraf ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; herhangi bir tutanak tutulmamışken davacı tarafın tüm kusurun müvekkiline ait olduğunu söylemesinin boş bir iddia olduğu, olayda davacı tarafın da kusuru bulunduğu, müvekkilinin haksız fiilden kaynaklı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, haksız ve kötü niyetli iddiaları red ettiklerini, herhangi bir tutanak tutulmadığı ve müvekkiline alkol kontrolü yapılmadığı halde davacı tarafın iddialarının geçersiz ve varsayımdan ibaret olduğu, somut hiçbir gerçekliğin söz konusu dahi olmadığı, olay yerini görüntüleyen kamera kayıtlarının getirilmesini talep ettikleri, davacı tarafın aracın tamir ve servis masraf faturalarını, bilirkişi raporunu eklemediği, cevap haklarını kullanmalarına fırsat vermediği, suç duyurusunda bulunduğu Cumhuriyet Savcılığı’nca kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, müvekkilinin davacının uğradığı zararı karşılamak için iyi niyetli bir biçimde konuştuğu, istediği tutarın hayatın olağan akışına ters düştüğü, fahiş fiyatı haklı olarak vermediği, … … marka bir araçta 5.000,00 TL-8.000,00 TL gibi yüksek değer kaybının oluşmasının imkan dahilinde olmadığı, haksız ve hukuka aykırı bu değere itiraz ettiklerini, kazaya karışan araç ticari değilse yasal faiz uygulanacağı, müvekkilinin aracının ticari araç olmadığı, reeskont faizini reddettiklerini, zaman aşımı itirazında bulundukları diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine diğer hususlarla birlikte karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı hasar bedeli, değer kaybı ve araç mahrumiyetine dayalı maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketine yazı yazılarak poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
Değer kaybı istemine konu aracın Tramer kaydı ve araç tescil kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan kusur bilirkişi … tarafından hazırlanan 29/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Kusur durumu değerlendirmesi neticesinde; A-Davalı … Genel Sigorta AŞ’ne ZMSS trafik poliçesi bulunan … plakalı davalı kamyon sürücüsü … …’ın davacı sürücünün iddiaları doğrultusunda takdiri sayın mahkemenize ait olmak üzere olayda %100 oranında kusurlu olduğu,
B-Davacı sürücü … …’un olayda kusursuz olduğu,
2-… PLAKALI OTOMOBİLDEKİ HASAR TESPİTİ NETİCESİNDE:
Sayın mahkeme heyeti ile birlikte adliye otoparkında makine mühendisi bilirkişi tarafından tespit edilen hasarın iddia edilen olay ile uyumlu olduğu, araçtaki yedek parça ve işçilik tutarı KDV dahil 5.280 TL tutarın kadri maruf olduğu,
3-… PLAKALI OTOMOBİLDEKİ DEĞER KAYBININ TESPİTİ NETİCESİNDE;
Davaya konu olan 2012 model … marka otomobilin sol yan tarafından almış olduğu darbeye bağlı olarak araçta oluşan hasar sonucunda, araçta piyasa reel şartlarına göre ikinci el rayiç bedeli üzerinden %8 32.000x%8 = 2.560 TL değer kaybettiği tespit edildiği…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan kusur bilirkişi Sezgin Saraçoğlu tarafından hazırlanan 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…İNCELEME ve MÜTALAA : Olay mahalli bölünmüş yol olan … caddesi ile tek yönlü yol olan … caddesinin oluşturduğu üçlü, ışık kontrollü kavşaktır. … caddesi her yönde tek yönlü ve iki şeritli olup 9 m. genişliğindedir. … caddesi ise iniş meyilli ve tek yönlü olup kavşakta sağa ve sola dönüş yapacak araçlar için ikiye ayrılmaktadır.
1.Keşifte dinlenen davacı sürücü ifadesinde … caddesinin sağ şeridinde kendi aracının bulunduğunu, yolun sol şeridinde ise davalı kamyonunun olduğunu, kırmızı ışıkta beklediklerini, bu sırada kendisinin korna çalarak kamyon sürücüsünlü ikaz ettiğini, yeşil ışık yandığında beraberce hareket ettiklerini, yol ortasındaki açıklığa geldiklerinde kamyonun sola dönüşünü açıktan yaparak kendisini sağa doğru sıkıştırdığını, bu nedenle sağa kaçtığında aracının sağ tekerlerinin yol ortasındaki refüjün bordürleri üzerine çıktığını, buna rağmen kamyon tarafından aracının sol iki kapısının, çamurluklarının ve tavanınını hasarlandığını, çarpışmadan sonra araçtan indiklerinde ile kamyon sürücüsü ile tartıştığını, polis çağırdığı sırada araç sürücünün telefonunu vererek kamyonu biraz ileri almak bahanesi ile olay yerinden uzaklaştığını beyan etmiştir.
2.Keşif sırasında olay yerinin fotoğrafları çekilmiş, yolların araçlarla dolu olması nedeniyle Google maps’ten alınan fotoğraflar da rapora eklenmiştir. Ayrıca olay yerinin detaylı krokisi çizilmiştir…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce kusur noktasındaki çelişkilerin giderilmesi amacı ile görevlendirilen … Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesinin 19/08/2019 tarihli raporunda özetle; “…İrdeleme: olaydan sonra mahal özelliklerinin ve çarpma noktasının belirtildiği kaza tespit tutanağı bulunmamaktadır. 20/05/2019 tarihli keşifli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere … Caddesinin bir bölümünün 3 şeritli ve 9 m genişliğinde asfalt kaplama yol olduğu, … Caddesini takiben gelen araçların … Caddesi ile kesişen ilk bölümüne geçişin evvelce sağa yönelen ayrı bir yol şeklinde verildiği, diğer yön bölümüne girişin yine ayrı bir yol şeklinde ayrıldığı fakat söz konusu caddenin girişinde diğer yön bölümüne trafik ışıkları ile geçişin kontrol altına alındığı görülmüştür. Bilirkişi raporunda … Caddesinin sonundaki yol genişliği ve Çukurçeşme Caddesindeki orta refüj aralığının genişlik olarak ölçüsü belirtilmemiş olup, resimlerden görüleceği üzere orta refüj aralığının, her iki aracın aynı anda geçiş yapıp dönüşünü emniyetli bir şekilde tamamlayabileceği, genişlikte olmadığı görülmektedir.
Çarpma noktası; araçlar üzerindeki temas noktaları dikkate alındığında orta refüj aralığı üzerinde gösterilmektedir.
29/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda Davacı sürücünün beyanlarından hareketle raporun düzenlenmiş olduğu görülmüş ve Davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı sürücü ifadelerinde … Caddesi’nin sağ şeridinde kendi aracının bulunduğu, yolun sol şeridinde ise davalı kamyonun olduğu, kırmızı ışıkta bekledikleri, bu sırada korna çalarak kamyon sürücüsünü ikaz ettiğini, yeşil ışık yandığında beraberce hareket ettiklerini, yol ortasındaki açıklığa geldiklerinde kamyonun sola dönüşünü açıktan yaparak kendisini sağa doğru sıkıştırdığı şeklinde beyanlarda bulunmasına karşın davalı sürücü ifadelerinde ışıklarda kırmızı yanında durduğu, yeşil yanınca hareket ettiği, yaklaşık 20 m hareket ettikten sonra otomobilin sağ tarafından önüne geçmeye çalıştığı ve sol ön tarafı ile bana vurdu. Benim beklediğim ışıklardaki yol çift şeritliydi ve sağdaki şeritte duruyordum, solda başka bir araç vardı, istikamet olarak sola döndüğüm için ve aracım da büyük olduğu için sağ tarafımdan aracın olup olmadığını görmem mümkün değildir şeklinde beyanlarda bulunduğu görülmüş ve her iki sürücünün beyanıyla çarpma noktasının yeri, mahal özellikleri hasarın gösterildiği kısımlar heyetimizce hep birlikte değerlendirildiğinde;
– Her iki sürücünün de geçiş yapacakları caddenin orta refüjde aynı anda iki aracın geçebileceği açıklığın yeterisiz göz önüne alıp, birbirlerinin varlığını ve araçların teknik özelliğini dikkate almaları, çarpışmayı (teması) önlemek adına zamanında etkin fren ile manevra tedbirine başvurmaları gerekirken bu hususlara riayet etmeksizin tehlikeli bir şekilde aynı anda geçiş yapmak istedikleri anlaşılmış olup, bu gerekçelerle her iki sürücünün de aynı oranda eşdeğer kusurlu sayılması kanaatine varmıştır.
SONUÇ:
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A)-Davalı sürücü … …’ın, %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu,
B)-Davacı sürücü … …’un, %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan teknik bilirkişi … … tarafından hazırlanan 12/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Değerlendirme: … ilçesi … Caddesi ile … Caddesi kavşağında 30.09.2016 tarihinde davacıya ait … plakalı araç ile iki numaralı davalıya ait … plakalı araçların karışmış oldukları maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklan uyuşmazlık nedeniyle ikame olunan dava dosyası içindeki tüm belgeler incelenmek suretiyle yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
6.1. KUSUR:
 Davalı … plakalı araç sürücüsü … …’ ın %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu,
 Davacı … plakalı araç sürücüsü … …’ un %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu,
6.2. HASAR BEDELİ
Davalıya ait … plakalı aracın, 01.06.2015 tarihli ZMMS Genel Şartlarının B.2.1 ve B.2.2 hükümleri ile davacının kazadaki %50 kusuru dikkate alınmak suretiyle belirlenen gerçek zararının (4.752/2=) 2.376,00 TL olduğu,
6.3.DEĞER KAYBI BEDELİ
Davalıya ait … plakalı aracın, 01.06.2015 tarihli ZMMS Genel Şartlarının A.5/a hükmü ve Ek.1 Değer Kaybı Hesaplama tablosu ile davacının kazadaki %50 kusuru dikkate alınmak suretiyle belirlenen değer kaybı zararının gerçek zararının (2.213,00/2 =) 1.106,50 TL olduğu,
6.4.1. Bir numaralı davalı … Sigorta A. Ş. nin 2918 sayılı KTK. nın m.91 hükmü gereği, nezdinde düzenlemiş olduğu … nolu poliçe nedeni ile ZMM sigortalısı … plakalı otomobil sürücüsü … …’ ‘ın kazadaki %50 kusuru nedeni ile gerçek zarar olan ( 2.376,00 + 1.106,50=) 3.482,50 TL nin poliçe limiti olan 31.000,00 TL’nin altında kalması nedeni ile tamamından sorumlu olduğu,
6.4.2. iki numaralı davalı … plakalı araç işleteni … …’ ın 2918 sayılı KTK. nın m.85 hükmü gereği ZMM sigortacısı … Sigorta AŞ ile birlikte 3.482,50 TL tutarındaki davacının zararından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu,
Sonuç olarak her iki davalının vaki zarardan müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu,
6.4.3. Davacının mahrumiyet zararının bulunup bulunmadığının dosyaya mübrez belgelerden anlaşılamadığı, bu hususun ispata muhtaç olduğu,
(Açıklama: Bilindiği üzere aracın tamirde olduğu süre içerisinde davacı herhangi bir rent a car şirketinden araç kiralaması yapmış ise; bu kiralama yasal mevzuata göre sözleşme olmadan yapılamadığından,kendisine fatura verilmiş olması gerekir ve sözleşmeyi de mahkemeye sunması gerekir.
GVK ve VUK gereği bu belgeleri ve sözleşmeyi bekliyoruz. Bilirkişi olarak şu anda herhangi bir değerlendirme yapmamız mümkün değildir)
6.4.4.Direnim Faizi: Davacının davalıya yönelttiği ilk talebine ilişkin ihtarnamenin tebliğ şerhinin sunulması halinde, bu tarihe 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunacak tarihin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi ile bu tarihten itibaren ticari avans faizi talep edebileceği,
İhtarnamenin tebliğ şerhi sunulmadığında faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiği hususunun muhterem Mahkemenin takdirinde olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür. Anılı bilirkişi marifeti ile ek raporlar düzenlenmiş olup itirazların mevcut olması ve mahkememiz denetimine olanak verecek açıklığın yetersiz görülmesi nedeni ile heyet değişikliğine gidilmiş olup mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişiler …ve … tarafından hazırlanan 25/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Değer kaybı yönünden inceleme ve değerlendirme: dosya münderecatında bulunan belge ve bilgilerin incelenerek değerlendirilmesi sonucunda;
* Değer kaybı zararı ile ilgili olarak; 05.12.20166 tarihli bilirkişi raporunda otomobilin ikinci el değerinin 31.500,00 TL ve kaza nedeniyle değer kaybının %5-1.575,00 TL olduğu, 29.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda otomobilin ikinci el değerinin 32.000,00 TL ve değer kaybının %8-2.500,00 TL olduğu, 13.08.2020 tarihli bilirkişi raporunda otomobilin ikinci el değerinin 32.000,00 TL ve değer kaybının 2.213,00 TL hesap, görüş ve kanaatlerine yer verildiği,
*18.11.2020 tarihli müzekkereye cevaben Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından hazırlanan 22.12.2020 tarihli yazı ve ekleri incelendiğinde;
Dava konusu … plaka, (…) şasi ve (K9KW7R007101) motor numaralı otomobilin; … Ltd. Şti. tarafından … A.Ş.’nin düzenlediği 21.12.2011 tarih ve…sayılı faturası ile %37 ÖTV, %18 KDV dahil 28.993,50 TL bedel üzerinden sıfır kilometre satın alınarak 23.12.2011 tarihinde ilk kez trafiğe çıktığı, trafik sigortası poliçelerine göre; 2011-2015 döneminde Tek-Art Viltur … Ltd. Şti., 2015-2019 döneminde davacı … …, 2019-2020 döneminde …, 2020’den itibaren …adına tescil işlemi gördüğü, kasko sigortası ve diğer hasar bilgilerine göre dava konusu 30.09.2016 tarihli kazasından önceki ve sonraki dönemde meydana gelen;
* 08.02.2013 tarihli kazasında; park halinde çarpılma şeklinde,…Sigorta A.Ş. tarafından…numaralı hasar dosyası açıldığı, beyana göre İstanbul-Bağcılar’da park halinde iken çarpıldığı, görevlendirilen eksper … tarafından hazırlanan 22.03.2013 tarihli kasko ekspertiz raporunda; otomobilin 21.02.2013 tarihinde İstanbulAranavutköy’de anlaşmasız-yetkisiz … A.Ş.’de incelendiği, piyasa değerinin 29.000,00 TL, onarım süresinin 5 gün, muallak hasarın 1.500,00 TL, sol arka kapı, sola arka çamurluk ve arka tampon kısımlarından hasarlı olduğu, sigortalı aracın kiralık olarak kullanıldığının belirlendiği, poliçenin rent a car poliçesi olduğu, servis yetkilisi ile parçaların onarımı ve işçilikler hususunda mutabakat sağlanarak aracın onarım işlemlerine başlandığı, onarım bedelinin KDV hariç 1.020,00 TL (kaporta-550,00 TL-onarım:sol arka kapı, sol arka çamurluk, arka tampon, sökme-takma:kapı dış kolu, arka tampon, bagaj içi yan kaplaması, arka tampon spoiler, park sensörü, boya-330,00 TL:sol arka kapı, sol arka çamurluk, arka tampon, trim-120,00 TL:kapı camı, kapı iç döşeme, kapı kilidi, kelebek camı, elektrik-20,00 TL:kapı, airbag, kapı cam motoru, stop) olduğu, onarımı gerçekleştiren … Ltd. Şti. tarafından … Ltd. Şti.’ne düzenlenen 21.03.2013 tarih ve B-830481 sayılı faturada onarım bedelinin KDV hariç 1.020,00 TL-KDV dahil 1.203,60 TL olduğu, … Ltd. Şti. tarafından da …Sigorta A.Ş.’ye 21.03.2013 tarih, … numaralı, KDV dahil 1.203,60 TL tutarlı yansıtma faturası düzenlendiği, otomobilin sol arka kapı, sol arka çamurluk aksamlarının hasarlandığı ve üzerinde değer kaybı yaratacak nitelikte olduğu,
*26.05.2014 tarihli kazasında; çarpışma şeklinde … Sigorta A.Ş. tarafından… numaralı hasar dosyası açıldığı, saat 14:15 sıralarında İstanbul-Bakırköy-Kartaltepe mahallesinde sürücüsü …’in idaresinde iken kırmızı ışıkta durduğu esnada yolun sağ tarafında bulunan benzin istasyonuna girmek için geri istikamette ilerlerken sol yan ön kısımları ile …’ın idaresindeki,… plakalı, … marka, …tipindeki kamyonetin sağ arka kapı ve çamurluk kesimine çarptığı, …’de … kaza ihbar numarası ile işlem gördüğü, görevlendirilen eksper … tarafından hazırlanan 16.06.2014 tarihli kasko ekspertiz raporunda; otomobilin 31.05.2014 tarihinde İstanbul-Arnavutköy’de faaliyet gösteren anlaşmasız-yetkisiz … Tic. A.Ş.’de incelendiği, 52.985 km’de, piyasa bedelinin 28.503,00 TL, onarım süresinin 3 gün, onarım bedelinin KDVV hariç 430,00 TL (kaporta 100,00 TL, boya 280,00 TL, elektrik 50,00 TL) olduğu, otomobilin sol ön çamurluk aksamının hasarlandığı ve üzerinde değer kaybı yaratacak nitelikte olduğu,

28.05.2014 tarihli kazasında; çarpışma şeklinde … Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı hasar dosyası açıldığı, İstanbul-Bağcılar’da sürücüsü…’ün idaresinde iken arka kesimlerine arkasından gelen … plakalı aracın çarptığı, görevlendirilen eksper … tarafından hazırlanan 28.06.2014 tarihli kasko ekspertiz raporunda; otomobilin 11.06.2014 tarihinde İstanbul-Arnavutköy’de faaliyet gösteren anlaşmasız-yetkisiz…A.Ş.’de incelendiği, 52.985 km’de, piyasa değerinin 28.503,00 TL, muallak hasarın 1.500,00 TL, arka kısmında sürtme ve ezilme olduğu, onarım bedelinin KDVV hariç 986,71 TL (yedek parça-326,71 TL:bagaj arması, bagaj çıtası, … yazısı, işçilik-660,00 TL:kaporta 284,00 TL-onarım:bagaj kapağı, arka panel, sökme-takma:arka tampon demiri, arka tampon, boya-296,00 TL:arka tampon, bagaj kapağı, arka panel, trim-40,00 TL:bagaj kapağı iç kaplama, arka panel iç kaplama, arka panel kilit karşılığı, bagaj iç yan kaplamaları, elektrik-40,00 TL:bagaj kapağı iç tesisatı, stoplar) olduğu, otomobilin bagaj kapağı ve arka panel aksamlarının hasarlandığı ve üzerinde değer kaybı yaratacak nitelikte olduğu;
06.12.2014 tarihli kazasında; çalınma şeklinde …Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı hasar dosyası açıldığı, görevlendirilen eksper …tarafından hazırlanan 20.12.2014 tarihli kasko ekspertiz raporunda; otomobilin 08.12.2014 tarihinde İstanbul-Arnavutköy’de faaliyet gösteren anlaşmasız-yetkisiz …Ltd. Şti.’nde incelendiği, 61.145 km’de, onarım süresinin 2 gün, hasar nedeninin radyo-teyp çalınması, onarım bedelinin KDV hariç 713,32 TL (yedek parça-643,32 TL:radyo cd, sağ arka kelebek camı, işçilik 70,00 TL:cam 40,00 TL, elektrik 30,00 TL) olduğu, otomobilin ssağ arka kelebek camı kırılarak radyo-cd çaların çalındığı ve üzerinde değer kaybı yaratmayacak nitelikte olduğu,
26.12.2015 tarihli kazasında; saat 17:10 sıralarında İstanbul ili-Fatih ilçesi-Fevzipaşa caddesinde park halinde iken sürücüsü … …’un inmek için sol ön kapısını açtığında sol tarafından düz ilerleyen sürücü …’ın idaresindeki … plakalı motosikletin ön kesimleri ile çarptığı, SBM’de… kaza ihbar numarası ile işlem gördüğü, motosikletin ZMS (Trafik) sigortacısı … Sigorta A.Ş. tarafından açılan … numaralı hasar dosyasında görevlendirilen eksper … tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda; otomobilin 04.01.2016 tarihinde İstanbul-Eyüp’te faaliyet gösteren anlaşmasız-yetkisiz Topçuoğulları Oto’da incelendiği, piyasa bedelinin 28.000,00 TL, onarım süresinin 7 gün, onarım bedelinin KDV hariç 550,00 TL (kaporta onarım-sol ön kapı 350,00 TL, boya-sol ön kapı 150,00 TL, trim-sol ön kapı 50,00 TL) olduğu, tramerde %100 kusurlu olduğu bilgisine istinaden hasar değerlendirilmeden dosyanın kapatıldığının belirtildiği, hasar fotoğrafları incelendiğinde dijital odometresine göre 77.618 km’de olduğu ve sol ön kapı alt köşesinin deforme olduğunun görüldüğü, otomobilin sol ön kapı aksamının hasarlandığı ve üzerinde değer kaybı yaratacak nitelikte olduğu,
13.12.2016 tarihli kazasında; saat 17:45 sıralarında İstanbul-Gaziosmanpaşa-Fevziçakmak mahallesi-İstanbul caddesi Küçükköy Meydan Saat Kulesi önünde sürücüsü … …’un idaresinde iken arka kesimlerine sürücü …’ın idaresindeki,… plakalı, … marka, … tipindeki otomobilin ön kesimleri ile çarptığı, arka tampon aksamını hasarlandığı, dava konusu kazadan sonra meydana geldiği için değerlendirmeye etkisi bulunmadığı ve üzerinde değer kaybı yaratacak nitelikte olmadığı,
*… Sigorta A.Ş.’nin açtığı … sayılı hasar dosyasının dava konusu otomobile ait olmadığı, …’ye ait, … plakalı, …marka, … … II … 1.4 tipinde, 2005 model, gri renkli ve (…) şasi numaralı otomobilin Kırklareli ilinde Kurtuluş caddesi üzerinde park halinde iken uğradığı hasara ait olduğu,
Aksini gösteren herhangi bir belge bulunmadığından ve sunulması halinde yeniden değerlendirilmek üzere şimdilik dava konusu 30.09.2016 tarihli kazasının üzerinde değer kaybı yaratacak nitelikteki beşinci kazası olduğunun, kaza tarihinde hasarlanan ve üzerinde değer kaybı yaratacak nitelikteki değişim-onarım-boya işlemi gören sol ön kapı, sol arka kapı, sol arka çamurluk ve sol orta direk komponentlerinden sol ön kapı, sol arka kapı, sol arka çamurluk aksamlarının daha önce işlem görerek fabrikasyon orijinal vasıflarını zaten kaybettikleri, değerlendirmeleri gerekmediği, ancak sol orta direğin daha önce herhangi bir işlem görmediğinin, fabrikasyon orijinal vasfını koruduğunun kabulü gerektiği,
*Olay döneminde davacı … …’a ait … plaka numaralı, …marka, … …1.5 …85 tipinde, 2012 model, gri renkli, (…) şasi numaralı, 23.12.2011 ilk tescil ve trafiğe çıkış-05.02.2015 davacı adına tarihli, kilometre verisi belirtilmeyen, ancak 08.12.2014 tarihinde 61.145 km’de olmasına göre günde ortalama yaklaşık 57 km yol kat edilen, aynı trend ile kullanılması halinde dava konusu 30.09.2016 tarihinde 100.000 km-günümüzde de 215.000 km seviyelerinde olabileceği değerlendirilen, 1461 cc hacimli, 62 kW gücünde, dizel yakıtlı içten yanmalı motora ve düz vites kutusu düzeneğine haiz, 2009-2012 yılları arasında imal edilmiş hususi otomobil olup dava konusu kazanın meydana geldiği 30.09.2016 tarihinde geçerli olan 2019 yılı Eylül ayı listesine göre (122-480 marka-tip kod numaralı)…’ne esas kasko değerinin 33.254,00 TL, günümüzde ise 139.576,00 TL olduğu,
Taşıtlar ile ilgili olarak döviz kurundaki artışların, sıfır kilometreler kadar arz-talep dengesine göre de kısmen ikinci el fiyatlarını etkilediğinin bilindiği, artışın etkilerinin günümüzde de geçerliliğini koruduğu, ancak Türkiye şartlarında ikinci el piyasasının Batı Avrupa ülkelerinde olduğu şekilde somut analitik hesapla elde edilecek sonuçlara göre taşıt değerinin belirlendiği bir yapıda teşekkül etmediği, tam aksine yetmişli yıllardan itibaren bir kısım otomotiv firmalarının manipülasyonlarına maruz olduğu, bunun yanında bu durumun da etkisi ile alıcı psikolojisine dayalı ve tümüyle somut verilerden uzak ikinci el taşıt fiyatlarının piyasaya hakim olduğu, belirtilen ülke şartlarında; bir kısım insan için taşıtın bir ihtiyaçtan çok yatırım ve prestij aracı olarak görülmeye devam ettiği, bu nedenle farklı markaların teknik alt yapıları, motor ve aksesuarları birebir aynı olan, hatta ortak platform kullanan ve aynı bantta, aynı malzemeler ile imalatı gerçekleştirilen taşıtların farklı markalar altında üç misline yaklaşan fiyatlar ile pazarlanabildiği, bu durumun psikolojik etkenin hangi seviyede piyasayı değiştirebileceğini açıkça ortaya koyduğu, ülkemizde TSB tarafından hazırlanan, sigorta şirketleri ve devlet kurumları tarafından da kullanılan ve …’ne esas alınan taşıt değer listelerinin de farklı firmalara ait taşıtların değerlerinin tespiti konusunda gerek hesaplama metodu, gerek ise referans alınan kurumlar açısından eksiklikler ve hatalar içermesine rağmen mevcut şartlardaki en iyi referans olarak ortaya çıkması sebebi ile hesaplarda esas alınması zaruretinin hasıl olduğu, nitekim ihtiyaç duyulan bilirkişilik müessesesi ile sigorta sektöründe hazırlanan raporlarda da taşıt değerine esas olarak bu listeden ve rayiç değerinin belirlendiği yerler olarak ya internet siteleri ya da yetkili servislerden, ikinci el galerilerden yararlanıldığı, düzenlenen poliçelerde rayiç değer belirlerken sigorta şirketlerinin internet sitelerinden alınan asgari 3 adet teklifin ortalamasını rayiç değer olarak kabul ettikleri, benzer tipte hasarsız kabul edilen emsallerinin günümüzdeki rayiç değerin ortalaması belirlenerek, varsa eski hasarları nedeniyle olası değer kayıpları hesaplanarak ve kasko nispi oranından başvuruya esas kaza tarihinde rayiç değeri, piyasada talep görme oranı, talebe etki eden servise erişim, servis hizmeti alma ve parça temini hususları da saptanarak mümkün olan en doğru tespit yapılmaya çalışıldığı, söz konusu verilerin kamuya açık olduğu, istendiği zaman herkes tarafından tespit edilebilecek nitelikte oldukları, pazarlıklara açık şekilde ilanlarda görülen bedeller taşıtın o fiyata satılacağı anlamı taşımamakta olup rağbet görebileceği peşin satış değerleri için, pozitif veya negatif etkilerin bertaraf edilmesi amacıyla mümkün mertebe çok sayıda veri arasından ortalamalar alındığı, münhasıran asgari veya azami seviyelerdeki verilerin dikkate alınması durumunda ortalamalarının da hakkaniyetli genel ortalamadan daha düşük veya yüksek çıkacağının açık olduğu,

Kasko değer listesinin, 1987 yılının Aralık ayından itibaren motorlu kara taşıtları sigortalılarının kasko poliçelerinin düzenlenmesinde yardımcı olmak amacıyla yayımlanmakta olup 26.12.1990 tarih ve 20737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17 Seri No’lu tebliğ ile Noterliklerde yapılan alım-satım ve taahhüt işlemlerine esas teşkil ettirildiği, kasko sigortası poliçelerde yazan kasko değeri rizikonun ne zaman gerçekleşeceği önceden bilinemeyeceği için yayımlanan listeye göre belirlenmiş referans bir değer olduğu ve aracın gerçek ikinci el değerini göstermediği, bazen araçların piyasa değerleri ile kasko değer listesi çok yakın olmasına rağmen, bazen de listedeki değeri piyasanın üstünde veya altında kalabildiği, bu farkın nedeninin, ülkemizde oluşan çeşitli gelişmelerin (ekonomik ve siyasi alanda olan gelişmeler, faiz ve döviz fiyatlarında oluşan dalgalanmalar, otomotiv sektörüne yeni vergilerin gelmesi veya oranların değişmesi, otomotiv firmalarının uyguladıkları satış kampanyaları, arz-talep dengeleri, ekonomik durgunluk, 0 km araçların aşırı zam görmesi vb..) bazı dönemlerde ikinci el oto piyasasında dalgalanmalara yol açabilmesinden kaynaklandığı, kasko değerleri araçtaki tüm parçaların toplamı alınarak yapıldığı için çoğunlukla rayiç değerden yüksek çıkmakta birlikte, eşit veya daha düşük çıktığı durumların da söz konusu olabildiği, tamamen benzer araçların ikinci el değerlerinin ise daha önce kaza geçirip geçirmediği, eğer geçirdiyse araçta meydana gelen hasarın durumu ve buna bağlı olarak yapılan onarım amaçlı işlemlerin kalitesine (şasisinin zarar görüp görmediği, orijinal parça kullanılıp kullanılmadığı vb..), üzerinde değer kaybı meydana gelip gelmediği, kaporta aksamları ve boya dış görüntüsüne, motor, yürüyen ve aktarma organlarının durumuna (fazla kilometre yapıp yapmadığı, bakımlarının eksik olup olmadığı vb..) ve iç aksamların durumuna (koltuklar, döşemeler, ön konsol vb..), kullanım şekline bağlı olarak değişiklik gösterebildiği, internet siteleri, günlük gazetelerin seri ilan sayfaları, açık oto pazarları ve galeriler, ticari araç pazarları ve ikinci el alım-satımı yapan şirketlerden alınan listeler gibi kaynaklarda yapılan araştırmalar ışığında belirlendiği, olay üzerinden belli bir süre geçtiği için geçmişe dönük net ve sağlıklı şekilde ikinci el rayiç bedel araştırması yapılabilecek veri tabanı günümüzde mevcut olmamasına rağmen günümüz verilerinden ve nispi oranlardan yararlanılabileceği, kamuya açık internet sitelerinde emsallerinin ikinci el piyasa değerinin ilgili filtrelemeler ile (2012 model, 150.000 km-250.000 vb.) pazarlığa açık şekilde günümüz koşullarında;

www. … .com ve www. … .com sitesinde; asgari 110.000,00 TL-azami 219.000,00 TL aralığında, hasarsızların (boyasız-değişensiz)145.000,00 TL, 160.750,00 TL, 163.000,00 TL, 165.000,00 TL, 170.000,00 TL, 172.000,00 TL, 178.900,00 TL, 179.500,00 TL, 1 parça işlemlisinin152.000,00 TL, 156.000,00 TL, 157.000,00 TL, 158.500,00 TL, 168.000,00 TL, 176.000,00 TL, 176.500,00 TL, 219.000,00 TL, 2 parça işlemlisinin143.000,00 TL, 146.000,00 TL, 148.000,00 TL, 150.000,00 TL, 154.500,00 TL, 157.000,00 TL, 157.250,00 TL, 161.950,00 TL, 162.500,00 TL, 171.000,00 TL, 175.000,00 TL, 182.000,00 TL, 3 parça işlemlisinin138.000,00 TL, 140.000,00 TL, 142.750,00 TL, 150.000,00 TL, 151.500,00 TL, 155.000,00 TL, 156.000,00 TL, 157.000,00 TL, 159.000,00 TL, 159.750,00 TL, 160.000,00 TL, 162.500,00 TL, 163.500,00 TL, 164.000,00 TL, 4 parça işlemlisinin123.750,00 TL, 125.000,00 TL, 138.000,00 TL, 140.000,00 TL, 145.000,00 TL, 148.000,00 TL, 149.500,00 TL, 150.000,00 TL, 152.500,00 TL, 156.000,00 TL,162.000,00 TL, 162.250,00 TL, 163.000,00 TL, 165.000,00 TL, 172.000,00 TL, 180.000,00 TL, 5 parça işlemlisinin125.000,00 TL, 127.500,00 TL, 135.000,00 TL, 144.000,00 TL, 145.000,00 TL, 146.500,00 TL, 147.000,00 TL, 148.000,00 TL, 149.500,00 TL, 150.000,00 TL, 152.000,00 TL, 152.500,00 TL, 155.000,00 TL, 156.500,00 TL, 158.000,00 TL, 165.000,00 TL, 6 parça işlemlisinin125.000,00 TL, 135.000,00 TL, 146.000,00 TL, 152.500,00 TL, 165.000,00 TL bedel üzerinden satışa sunulduğu,

web. … .org sitesinde; kaza tarihi döneminde 26.000,00 TL, 28.500,00 TL, 30.900,00 TL, 31.000,00 TL, 31.500,00 TL, 32.000,00 TL, 32.250,00 TL, 32.500,00 TL, 33.000,00 TL, 34.000,00 TL bedel üzerinden satışa sunulduğu,

İkinci el araba ilanlarında ilan sahiplerinin pazarlık payı bırakarak piyasa değerinin biraz üzerinde rakamlar verebildikleri, ilanlarda marka, tip, model yılı ve kilometresine muadil olan taşıtların fiyatlarını gören diğer araç sahiplerinin bu rakamları baz alarak piyasanın gerçeklikten bir parça uzaklaşarak biraz yükselebileceği, bazen de tam tersi durumların söz konusu olabileceği, nakit paraya ihtiyacı olan ve aracını acilen satmak isteyen bir araç sahibinin değerinin çok altında bir rakamla ilan verebileceği, etik olmamasına rağmen bazen web sayfasının ziyaretçi sayısını arttırmak için gerçek fiyatının çok altında bir rakamla verilen bir ilanın kısa sürede yayılarak internet kullanıcıları arasında paylaşılıp söz konusu web sayfasının ziyaret trafiği arttırılarak arama motorundaki sıralamasının yükseltilebileceği, bu nedenle artan veri sayısı ile ortalamanın alınmasının söz konusu sakıncaları minimize ettiği, sıfır kilometre taşıtlarda uygulanan ve 01.11.2018 tarihinde başlayan %15 oranındaki ÖTV indiriminin 30.06.2019 tarihinde sona erdiği, sıfır kilometre taşıtların ucuzlaması ile birlikte doğal olarak ikinci el piyasa bedellerine de yansıyarak düşmelerine neden olduğu, 11.03.2020 tarihinde dünyada pandemi ilan edilen Covid 19 virüsü salgını nedeniyle taşıtların imalatında yaşanan geçici sıkıntının hem sıfır kilometre hem de ikinci el piyasalarını anormal artış olarak etkilediği, taşıtların sektörde pazarlanabilirlik özelliklerine göre değişmekle birlikte … plakalı numaralı otomobili diğer emsallerine nazaran üst segmente yaklaştıran, öne çıkaran veya alt segmente yaklaştıran ayırıcı belirgin değişik bir özelliği bulunmamakla birlikte belli bir negatif ve pozitif band aralığı içerisinde pazarlanabilmesinin mümkün olduğu gerçeğinden hareketle hasarsızların; günümüzde asgari 145.000,00 TL-azami 179.500,00 TL aralığında, en düşük ve en yüksek değerler elendiğinde asgari 165.000,00 TL-azami 170.000,00 TL aralığında değiştiği, ortalama 167.500,00 TL, segmentine göre makul düzeyde pazarlık payı dikkate alınarak indirim uygulandığında rağbet göreceği peşin rayiç bedelinin günümüzde 165.000,00 TL olduğu, kasko değeri ile arasında %15,40 nispi oran bulunduğu, olay tarihine yakın veriler dikkate alındığında ise olay tarihinde hasarsızların ortalama 32.000,00 TL olduğu, ancak geçmiş dönemde meydana gelen ve sol ön çamurluk, sol ön kapı, sol arka kapı, sol arka çamurluk, bagaj kapağı ve arka panel aksamlarından işlem gördüğü hasarları nedeniyle değer kaybına uğramış halde 27.000,00 TL civarında kabulünün uygun olduğu, hasarsız ve değişik kaporta aksamlarından hasarlanarak işlem görmüş durum arasında bulunan pozitif yöndeki anlamlı ilişkinin aşağıda gösterildiği, somut veriler ile beirlenen hasarsız ortalama rayiç değeri üzerindeki hasarlı satış değerlerinin anlamsız olduğu ve elenebilecekleri,
..
Hasarın esasen sol yan kesimlerinde etkili olduğu, sadmenin şiddetine, açısına, ilerleme hızına, temas eden yüzeylerin katılığına ve yakın civarda bulunan komponentlerin yapısal ve malzeme özellikli davranışlarına bağlı olarak sol ön kapı, sol arka kapı gibi civatalı sökülebilir takılabilir-sol arka çamurluk gibi kaynaklı dış kaporta, sol orta direk gibi kaynaklı pasif güvenlik kafesi komponentlerinin etkilendiği, bünyesinde 4.000-5.000 adet kaynak noktası bulunan kaynaklı güvenlik kafesinin yapısını ve rijitliğini oluşturan önemli parçalarından olan diğer direklere, şasi kollarına, taban sacına sirayet etmediği, normal şartlar altında üzerinde değer kaybı yaratacak nitelikte sol ön kapı, sol arka kapı, sol arka çamurluk, sol orta direk aksamlarına değişim, onarım ve boya işlemi uygulanarak fonksiyon ve estetik açıdan giderilebilir ölçüde olmasına rağmen özellikle uygulanan mekanik işlem, ısıl işlem, macunlama, taşlama, zımparalama ve boya işlemleri sonucunda fabrikasyon özellikleri, orijinal mukavemet, homojen boya kalınlık değeri dağılımı, ton ve işçilik kalitesi, korozyon direnci, gönye sağlanamayacağından üzerinde değer kaybı oluşturacağı, kaliteli-garantili işçilik uygulansa dahi ikinci el piyasada satılacağı zaman pazarlık konusu ve imtina edilerek piyasa değerini hasarsız emsallerine göre kaybedeceği, dolayısıyla daha düşük fiyata satılması ve rağbet görmesinin beklenen muhtemel bir durum olduğu, ancak somut verilere göre sol ön kapı, sol arka kapı ve sol arka çamurluk komponentleri daha önce hasarlanarak işlem gördükleri için değerlendirilmeleri gerekmediği, sadece sağ orta direğin üzerinde değer kaybı yaratacağı

Sektöre hazırlanan değer kaybı raporlarında ZMS Genel Şartlar ekinde bulunan ve… İcra komitesi tarafından sigorta eksperlerine yönelik hazırlanan değer kaybı hesaplama yöntemi ile ayrıca yetkili acentalarından veya galerilerden şifahen alınan hasarsız ve onarılmış haldeki piyasa rayiç değer araştırma yönteminin çok sık, Almanya kökenli ve farklı esaslara (rayiç değer, onarım bedeli, yaş, piyasa araştırma vb.) dayalı değişik modeller (başlıca …, …,…,…,….,…,…, gibi) nadiren kullanılmakta olduğu, farklı farklı değer kayıpları telaffuz edilebildiği, değer kayıplarının aracın içinde bulunduğu segmentine, rayiç değerine ve fabrikasyon özelliğini kaybetmesine bağlı olarak onarım bedellerinin üzerinde çıktığı durumların da söz konusu olabildiği, değer kayıplarının rayiç değer ve hasar bölgeleri ile doğrudan ilgili ve teknik hususlar olduğu,
Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından kazaya karışan … plaka numaralı kamyon için düzenlenen … numaralı ZMS (Trafik) Sigortası poliçesinin tanzim tarihinin 11.03.2016 olduğu, yeni genel şartların yürürlüğe girdiği 01.06.2015 tarihinden sonrasına, akabindeki 01.04.2020 ile son genel şartların yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden öncesine ait olduğu,

01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren, ancak yasal dayanağı bulunmadığı ve yasal dayanağının bulunmadığının kanun koyucu tarafından fark edilmesi üzerine bu yasal boşluğun giderilmesi amacıyla 14.04.2016 tarihinde kabul edilerek 26.04.2016 tarih ve 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yayım tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile birlikte 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun dört maddesinde önemli değişikliğe gidilerek 3. madde ile KTK’nın 90. maddesinin “MADDE 90-Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunununhaksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” şeklinde değiştirildiği,
*T.C. Danıştay 15. Dairesi’nin; 2015/5277 Esas ve 04.10.2016 tarihli, 2017/2261 Esas, 17.01.2018 tarihli, T.C. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2017/176 İtiraz no kapsamında 23.02.2017 tarihli kararları ile ZMS Genel Şartları ile ekinde yer verilen “ana iskelet ve şaside hasar olmaksızın, vidalı parçalarda yapılan onarım/değişim ile giderilebilen hususların, kısa süreli kiralık araçlar, taksi, dolmuş, uzun süreli (bir yıl veya daha uzun) kiralık araçlarda eksper tarafından hesaplanan değer kaybının %50’si yani yarısı trafik sigortasından ödenmeyecektir, sigorta şirketi tarafından ödenecek değer kaybı tutarı, maddi teminat limitinin %15’ini aşamaz, kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlar ile ilgili talepler” gibi düzenlenme maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği,
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 20.03.2020 tarih ve 31074 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.04.2020 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ve yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacak genel şartların belirtildiği “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şarlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar”da; tekerlekli/paletli ve zırhlı toplumsal müdahale araçları, belediye otobüsleri, yol süpürme araçları, itfaiye araçlarındaki hasar sebebiyle yapılan değer kaybı talepleri ile yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda yabancı plakalı araçlar için yapılan değer kaybı taleplerinin teminat dışında kaldığı, araçta meydana gelen maddi hasarın, aracın rayiç bedelinin %2’sinin altında kalması halinde değer kaybı tazminatının araçta meydana gelen maddi hasar tutarını aşamayacağı diğer hususlarla belirtilerek yeni bir formülün dercedildiğinin görüldüğü

T.C. DANIŞTAY 8. Dairesi’nin 2020/5413 Esas ve 26.01.2021 tarihli kararının; “… Bu haliyle, Tebliğ’in dava konusu kısımlarında, sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının belirlendiği, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında ödenecek tazminatların hesaplanmasına yönelik temel ilke ve kuralların saptandığı; sözleşmenin içeriğine yönelik bu belirlemenin Anayasa’nın 48. maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırlandırdığı, sözleşme özgürlüğüne sınırlama getiren düzenlemelerin ise öncelikle Kanun’la yapılması gerektiği, 2918 sayılı Kanun’da ise sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğan borcunun kapsamının tespitine yönelik temel çerçeve ve ilkelerin belirlenmediği anlaşılmaktadır. … Bu durumda, öncelikle Kanun’la düzenlenmesi gereken bir hususta ilk elden davalı idarece düzenleme yapılmasında hukuka uyarlık bulunmamakta olup Genel Şartlar’ın değer kaybı tazminatı, destekten yoksun kalma tazminatı ile sürekli sakatlık tazminatının kapsam ve mahiyetleri ile hesaplama yöntemini düzenleyen “Ek:1 Değer Kaybı Hesaplaması”, “Ek:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” ve “Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması”nın davaya konu kısımlarının uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğacağı kanaatine varılmıştır. 20/03/2020 tarihli ve 31074 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar başlıklı Tebliğ’in 6. maddesi ile Genel Şartlar’ın “Ek:1 Değer Kaybı Hesaplaması” başlıklı kısmına eklenen 3. madde; 7. maddesi ile değişik “Ek:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” başlıklı kısmının 5. maddesinin (a) fıkrasının (i), (iii), (vi) bentleri, (iv) bendinin birinci ve ikinci cümlesi, 7. maddesinin (c) fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlesi, 9. maddesinin (a) fıkrası ve (b) fıkrasının ilk cümlesinde yer alan “İşleyecek dönem hesabı gelir beyanı yok ise hesap tarihindeki net asgari ücret üzerinden, gelir beyanı var ise bu ekin 5. maddesinin (a) fıkrasının (ii) bendi gereğince belirlenen hesap tarihindeki güncel net gelir üzerinden…” ifadesi, 12. maddesi; 8. maddesi ile değişik “Ek-3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması” başlıklı kısmının 3. ve 4. maddesi, 5. maddesinin (a) fıkrasının (i), (ii), (iii), (vi) bentleri ile (iv) bendinin birinci ve ikinci cümlesi, 7. maddesinin (a) fıkrasının üçüncü cümlesi, 8. maddesinin (a) ve (b) fıkrası, (c) fıkrasının (i) bendinde yer alan “kaza tarihi itibarıyla vergilendirilmiş bir resmi belgeli gelir beyanı var ise beyan edilen net” ifadesi ile (ii) bendi, 9. maddesinin birinci cümlesi, 12. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “İbraname olsun ya da olmasın sigorta şirketi tarafından önceden ödeme yapılmış bir tazminatta uyuşmazlık olması durumunda tazminat ödeme tarihi hesap tarihi olarak kabul edilerek (ödeme tarihindeki ücretler ve ödemeye esas kriterler dikkate alınarak) tazminat hesabı yapılır” ifadesi yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen koşulların birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne, 3-Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 7 (yedi) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz yolu açık olmak üzere, 26/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.” şeklinde olduğu ve yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği
T.C. DANIŞTAY 8. Dairesi’nin 2020/6493 Esas ve 31.03.2021 tarihli kararı ile; Genel Şartlar’ın değer kaybı tazminatı, destekten yoksun kalma tazminatı ile sürekli sakatlık tazminatının kapsam ve mahiyetleri ile hesaplama yöntemini düzenleyen “Ek:1 Değer Kaybı Hesaplaması”nın kısmının kısmının “Formül” başlıklı 1. maddesinin (Baz Değer kaybı=Aracın Rayiç Değeri x %19; Total Değer Kaybı=Baz Değer Kaybı x Hasar Boyutu Katsayısı x Araç Kullanılmışlık Düzeyi (Km) Katsayısı; hesaplama yöntemine ilişkin çizelgeler) ve “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı 2. maddesine eklenen “Yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda yabancı plakalı araçlar için yapılan değer kaybı talepleri” ifadesini içeren 8. fıkrasının yürütmesinin durdurulmasına oybirliği ile karar verildiği,
09.10.2020 tarih ve 31269 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın 2019/40 E., 2020/40 K., 17.07.2020 tarihli kararı ile; Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu,
*Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan konuların yeniden düzenlenmesini de içeren ve toplam 67 milletvekili tarafından imzalanarak 10.05.2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan “Sigortacılık ile Diğer Bazı Alanlara İlişkin Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 17.05.2021 tarihinde kabul edildiği, verilen önergelerle motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki değer kaybı tazminatı, destekten yoksun kalma tazminatı, sürekli sakatlık tazminatı vb. tazminat hesaplamalarında düzenleme yapan iki madde-3. ve 4. maddeler-kanun teklifinden çekilerek yapılacak görüşmelerden sonra yeniden Genel Kurul’a getirilmek üzere 20.05.2021 tarihinde gerçekleştirilen TBMM Genel Kurulu’nda 240 kabul-31 ret oyu ile teklifin kabul edilerek kanunlaştığı, kanun teklifinden çıkarılan maddelerin ise TBMM Adalet Komisyonu’nda 26.05.2021 tarihinde yapılan toplantı sonucunda “İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3592)”’nde kabul edilerek TBMM Genel Kurulu’ndan geçip yasalaşması için çıkarılacak torba yasa teklifine dahil edildiği,
19.06.2021 tarih ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 09.06.2021 kabul tarihli ve 7327 kanun no’lu “İcra ve İflâs Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un; 18. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak, b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak hesaplanır.” şeklinde cümle ve fıkra, 19. maddesi ile 2918 sayılı Kanunun 92 nci maddesinin birinci fıkrasına “j) Destekten yoksun kalan hak sahibinin, destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat talepleri, k) Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi dolaylı zararlar, l) Hasar sebebiyle trafikten çekme veya hurdaya çıkarılma işlemi görmüş araçların değer kaybı tazminatı talepleri, m) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin ve terör ve sabotaj eyleminde yer alan kişilerin uğradıkları zararlara ilişkin talepler.”, “31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan gelir kaybına ilişkin ödemelerde, 5510 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca sigortacının Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı sorumluluğu varsa, bu sorumluluk sigortacının kendi sigortalısının kusuru oranında devam eder.” şeklinde bentler ve fıkra eklendiği,
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 04.12.2021 tarih ve 31679 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacak genel şartların belirtildiği “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar”da; … değer kaybının, talep edilmesi halinde, Kurum tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre atanacak sigorta eksperi tarafından bu Genel Şartların Ek-1’inde yer alan esaslara göre tespit edileceği diğer hususlarla birlikte belirtilerek yeni bir hesaplama formülü tablosunun dercedildiğinin görüldüğü,

Türkiye Barolar Birliği tarafından, dava konusu Genel Şartların dayanağı olan ve 19.06.2021 tarih ve 31516 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 18.maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin 1.fıkrasına eklenen 2.cümle ile 2.fıkranın Anayasaya aykırı olması nedeniyle iptali için Anayasanın 152. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına, 04 Aralık 2021 Tarihli ve 31679 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın; 4.maddesi ile A.5.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde yer alan “bu Genel Şartların Ek1’inde yer alan esaslara göre” ibaresi ve 15.maddesi ile değiştirilen “Ek 1: Değer Kaybı Tazminatı Hesaplaması” başlıklı ek, 4.maddesi ile A.5.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde yer alan “bu Genel Şartların Ek-2’sinde yer alan esaslara göre” ibaresi ve 15.maddesi ile değiştirilen “Ek 2: Sakatlık Tazminatları Hesaplaması” başlıklı ek, 4.maddesi ile A.5.maddesinin 1.fıkrasının (ç) bendinde yer alan “bu Genel Şartların Ek-3’ünde yer alan esaslara göre” ibaresi ve 15.maddesi ile değiştirilen “Ek 3: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” başlıklı ekin iptaline, İYUK 27/2 gereği öncelikle İdarenin savunması alınmadan ardından da dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına ilişkin, özetle gerçek zararının karşılanmasına engel teşkil eden hesaplama yöntemlerinin Anayasaya aykırı olduğu ifade edilerek 04 Aralık 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında yapılan değişikliklerin bazı maddeleri ile “Değer Kaybı Tazminatı Hesaplaması”, “Sakatlık Tazminatları Hesaplaması” ve “Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması”na ilişkin eklerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’a başvuru yapıldığı,
K.T.K. 95. maddesinin; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir”, 111. maddesinin; “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir” şeklinde olduğu,
*Esasen sigorta eksperlerinin kullanmasına yönelik olan genel şartlar ekindeki formülasyonun Hazine Müsteşarlığı’nın talebi üzerine SEİD’e kayıtlı sigorta eksperi tarafından geliştirildiği, temeli açıklanmadığından evrensel akademik bilimsel veya matematiksel ve istatistiksel anlamlı bir modele dayanıp dayanmadığının anlaşılamadığı, YARGITAY yerleşik içtihatlarının ise (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/6777 E., 2015/14003 K., 14.12.2015, tarihli ilamı; “… eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez. Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen makine mühendisi bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İ.T.Ü. ve Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi (makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan … rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. …”, 2016/8413 E-2017/2167 K-28.02.2017, 2016/7288 E-2017/533 K-25.01.2017, 2016/6676 E-2016/947 K19.09.2016, 2016/3830 E-2016/6857 K-06.06.2016, 2016/3290 E-2016/6163 K-23.05.2016, 2016/1799 E-2016/6151 K23.05.2016, 2016/1741 E-2016/5631 K-09.05.2016, 2016/743 E-2016/5277 K-02.05.2016, 2015/18390 E-2016/4603 K12.04.2016, 2015/18700 E-2016/4193 K-04.04.2016, 2014/15955 E-2014/13034 K-30.09.2014,…,Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/11360 E-2014/12431 K-12.05.2014,…) değer kayıplarının İ.T.Ü. veya K.G.M. Fen Heyeti tarafından incelenmesi ve aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar göz önünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) yöntemi ile gerçek zararın belirlenmesi yönünde olduğu,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/3815 Esas, 2013/9854 K., 24.06.2013 tarihli ilamının; “… Hasar sebebiyle davacının aracında meydana gelen değer kaybının tespiti için galericiden rapor alınarak tazminata hükmedilmişse de alınan rapor yetersiz olup hükme esas alınamaz. Mahkemece aracın hasar dosyası istenerek hasar gören parçaların değerlendirilmesi, aracın hasarsız haldeki rayiç değeriyle kazadan sonraki rayiç değeri belirlenerek aracın kaza sebebiyle uğradığı değer kaybının tespit edilmesi için uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi isabetli olmamıştır” şeklinde olduğu, araştırmanın yapılabileceği sektör oto alım satım ticareti ile uğraşan, belli bir kar elde etme amacıyla faaliyet gösteren, doğal olarak daha ucuza alıp daha pahalıya satma içgüdüsüyle hareket eden yetkili bayiler, oto galeriler olduğu, ciddi bir alışveriş ortamının oluşmadığı, ilden ile dahi farklılıklar gösterebildiği, dolayısıyla psikolojik etkenlerin de rol oynadığı gerçek piyasa şartlarının teknik açıdan değerlendirilmesi gerektiği,
Sayın Mahkeme’nin ara kararı gereği, gerçek zarar ilkesi ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda; aracın özellikleri de dikkate alınarak genel durumu, uğranan hasarın derecesi, uygulanacak onarımın mahiyeti dikkate alınarak yapılan incelemeler, araştırmalar ve değerlendirmeler sonucunda; serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değerinin (hasarsız hali) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri aralarındaki fark olan mutlak değer kaybının ortalama (165.000,00 TL-158.000,00 TL=) 7.000,00 TL olarak günümüzde belirginleştiği ve ortalama rayiç değerinde taşıt özelinde yaklaşık %4,24 civarında nispi oranda azalmaya denk düştüğü, kaza tarihi itibarıyla ise yaklaşık 1.150,00 TL olduğu, tespit, hesap, görüş ve kanaatine varılmıştır.
MAHRUMİYET KAYBI YÖNÜNDEN İNCELEME ve DEĞERLENDİRME : Hasarlı taşıtların onarım süreleri, hasar bölgesine, hasarın derecesine, yedek parça stok durumuna, tedarik süresine, servisin iş yoğunluğuna bağlı olarak değişim gösterebilmekte ise de olay tarihinde davacı … …’a ait … plaka numaralı otomobilin evrensel ilim, teknik, fen ve sanat kaidelerine uygun şekilde onarımı için (parça tedarik, kaporta sökme takma, onarım, boya hazırlık, boya, elektrik, döşeme, kontrol, ayar vb.) için olmak üzere toplam 7 gün yeterlidir. Onarım faturaları her zaman düzenlenmesi mümkün belgelerden olup tramer, sigorta, ekspertiz, parça tedariki, iş yoğunluğu ve diğer etmenlere bağlı olarak işlemlerin ve teslim süresinin uzamasında münhasıran ihmali veya hizmet kusuru bulunan kişi veya firmaların sorumlu tutulup tutulamayacağı hususundaki nihai kanaat Sayın Mahkeme’nin takdirleridir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2008/2243 E., 2008/4182 K. sayılı ilamı; “… BK’nun 105. maddesine göre, bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde, kullanılamamasından doğacak zararlar sorumlu kişiden talep edilebilir. Motorlu araç zarar görmüş ise, aracın kullanış amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir. MK’nun 6. maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir. Açıklanan konularda gerektiğinde bilirkişiden rapor (veya ek rapor) alınmalıdır. Araç mahrumiyetine ilişkin delil sunulamaması halinde BK’nın 42. maddesi uyarınca mahkemece hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Araç mahrumiyetine ilişkin delil sunulamaması halinde BK’nun 42. maddesi uyarınca mahkemece hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir”, 2006/5225 E., 2006/8351 sayılı ilamı; “… kazanç kaybı belirlenirken, davacının aracını çalıştırmaması nedeniyle zorunlu giderleri olan yakıt ve amortisman vs. masrafları yapmadığı dikkate alınarak bu miktarın mahsubu ile net kazanç kaybının tespit edilmesi gerekir. …”, E. 2016/8521, K. 2017/6906, T. 06.06.2016 tarihli ilamı; “… aracın pert olduğunun araştırılması durumunda ise asıl davalılar-karşı davacıların aynı model ve yaşta, aynı özellikleri taşıyan yeni bir aracı satın alması için geçecek makul süre belirlenerek”, E. 2016/4790, K. 2017/7260, T. 13.06.2016 tarihli ilamı; “… aracın pert sayılması durumunda, davacının onarımı ekonomik olmayan araç yerine, emsal nitelikte yeni bir araç alması için geçecek süre belirlenip, bu süreye tekabül eden araç kiralama bedelinden, bu süre içinde davacının yapması gerekli zorunlu giderler (yakıt masrafı v.s.) tenzil edilerek hesap yapılması için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve davacının araç mahrumiyeti zararına bu şekilde hükmedilmesi gerekirken …”, 2016/13822 E., 2017/10397 K. ve 13.11.2017 tarihli ilamı; “… davacı aracının hasarlandığı ve tamir gördüğü süre zarfında davacı yanca kullanılamadığı sabittir. Bu durumda aracın tamir süresi içinde oluşacak gelir kaybı değil, makina mühendisi bilirkişice, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken makul onarım süresinin belirlenerek kazanç kaybının belirlenmesi gerekirken serviste kaldığı 70 gün üzerinden kazanç kaybının belirlenmesi doğru olmamıştır. Davacının gelir kaybının hesaplanması yönünden, günlük net kazancının tespiti hususunda seçilecek uzman bilirkişi marifetiyle davacının yaptığı işle ilgili ticari defter, belge, faturalar ile vergi kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davacının yapmak zorunda olduğu zorunlu giderler dışında aracın çalıştırılmasından kaynaklı amortisman, yakıt vb. giderler de düşüldükten sonra günlük net kazancının ne kadar olacağı hususunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. …”, 2017/4945 E., 2019/9835 K. ve 23.10.2019 tarihli ilamı; “… Fatura tarihi kaza tarihinden sonraki bir tarihi taşıyabilir. Bu durumda mahkemece, davacıya ait aracın mevcut hasarına göre makul tamir süresinin ne olduğu, belirlenen makul tamir süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) kiralama ücretinin miktarı ve çekici ihtiyacı konularında ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. …” … şeklindedir.
Dosya münderecatında davacı tarafından araç mahrumiyeti nedeniyle başka bir araç kiralandığına dair kiralama faturası ibraz edilmemiş olup hususi otomobilin katalog verilerine göre 100 km yakıt tüketiminin, şehir içi 5,7 lt, şehir dışı 3,6 lt, karma 4,5 lt civarında olduğu, stasyoner laboratuvar ortamında yapılan ölçümlere dayalı olduğundan değişik gerçek yol şartlarında yük, yol, hava, kullanım tarzı vb. ortalama %50 seviyelerinde artış gösterebildiklerinden 6,5 lt/100 km tüketim değerinin kabulünün uygun olduğu, günde yaklaşık ortalama 57 km yol kat edilen otomobil için (İstanbul ilinde 2016-Eylül-Ekim döneminde 1 lt dizel yakıt=4,17 TL civarında) 7 gün mahrumiyet dönemi boyunca kat edeceği toplam 400 km’de yaklaşık 26,00 litre yakıt~108,00 TL civarında yakıt tasarrufu sağlanacağı, ancak araç kiralamalarda yakıt masrafının da kiralayana ait olduğu, ayrıca kısa dönemde bakım vb. amortismanın etkisi olmayacağı, tenzillerinin gerekmediği değerlendirilmiştir.

Bilindiği üzere uzun süreli kiralamalarda kira bedellerinin düşmekte, saatlik veya günlük kiralarda ise nispeten yükselmekte, ayrıca mevsim sezonlarına bağlı olarak farklılıklar gösterebilmektedir. (B) segmentte yer alan emsal-muadil bir otomobilin günümüzde 150,00 TL-250,00 TL aralığında ortalama 200,00 TL bedel ile, olay tarihi döneminde de günlük ortalama 75,00 TL bedel ile kiralanabilmesinin mümkün göründüğü, 7 gün mahrumiyet boyunca uğranacak net zararın (7 günx75,00 TL=) KDV hariç 525,00 TL olduğu tespit, hesap, görüş ve kanaatine varılmıştır.

SİGORTA YÖNÜNDEN İNCELEME ve DEĞERLENDİRME :
1. İstanbul …İlçesi Trafik Tescil Amirliği’nden verilme 05.02.2015 (ilk 23.12.2011) tarihli Araç Tescil Belgesine istinaden; … plakalı 2012 model …marka … yeni … 1.5 …tipi hususi aracın, davalı … … ‘ait olduğu tespit edilmiştir.
2. Davalı sürücü ve malik … … ‘a ait … plakalı 2005 model … … 2528 tipi kamyon; davalı … Sigorta A.Ş. tarafından, dava konusu 30.09.2016 kaza tarihini kapsayan ve 11.03.2016–11.03.2017 tarihleri arasında geçerli olan … no.lu ZMS / Trafik Sigorta Poliçesi ile sigorta edilmiştir. Poliçenin kaza tarihi itibariyle araç başına maddi teminat limiti 31.000,00 TL ile sınırlıdır.
3. Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.3/m maddesi gereğince; dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri sigorta teminatı dışında olup, kazanç kaybı dolaylı zarar olarak kabul edilmektedir. Aracın tamir süresince çalışamaması nedeniyle oluşan kazanç kaybı trafik sigortası teminatı dışında ise de, araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar kalemleri arasında olup ZMS/Trafik Sigorta Poliçesi teminatına dahildir.
Bu nedenle, davalı … Sigorta A.Ş.’nin hasar bedeli ile değer kaybından ve diğer davalı araç maliki … …‘ın kazanç kaybı talebinden dolayı sorumlu bulunduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
NETİCE : Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere yukarıdaki incelemeye göre;
1-) Kazanın meydana geldiği 30.09.2016 tarihinde davacı … …’a ait … plaka ve (…) şasi numaralı hususi otomobilin yetkili servis haricinde serbest piyasada, orijinal vasıfta parçalar kullanılarak kadri maruf, haddi layık onarım bedelinin olay döneminde KDV dahil 5.280,00 TL, değer kaybı zararının 1.150,00 TL, mahrumiyet zararının 525,00 TL olduğu, uğradığı toplam zararın 6.955,00 TL olduğu, Sayın Mahkeme tarafından esas alınacak sürücü kusur oranlarına göre davalıların sorumlu oldukları bedelin belirlenebileceği,
2-) Davalı … Sigorta A.Ş.’nin 5.280,00 TL hasar bedeli ve 1.150,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 6.430,00 TL’nin ödenmesinden ve diğer davalı araç maliki … …‘ın ise 525,00 TL kazanç kaybı talebinden dolayı sorumlu bulunduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Her ne kadar davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi başlıklı dilekçe ibraz edilmiş ve karşı taraf vekillerine tebliğ edilmiş ise de dilekçenin içeriğinde; ıslah ile arttırılan herhangi bir miktara rastlanılmadığı, ancak dava dilekçesinde betimlenen 5.000-TL değer kaybı isteminin, ilk talepten feragat (3.850-TL yönünden) nedeni ile 1.150-TL olarak nazara alınmasının talep edildiği anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada; 30/09/2016 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı hasar bedeli, değer kaybı, araç mahrumiyetine dayalı maddi tazminatın araç maliki/işleten, araç sürücüsü ve aracın ZMSS poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden tahsili isteminin ileri sürüldüğü görülmekle davanın hukuksal zemini kapsamında tatbiki gereken Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup anılı maddeye göre; gerek kasten gerek ihmal yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi gereğince ; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” Anılan yasal düzenlemeler gereğince Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasa gereğince yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olup anılı düzenlemeler kapsamındaki sorumluluğa dayalı olarak tazminat isteminin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; ilk olarak davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde tarafların kusurlu olup olmadıkları meselesi üzerinde durulmuş olup dosyada mübrez deliller ile çelişki içermeyen, ayrıntılı, gerekçeli olmakla hükme esas alınmaya elverişli bulunan ve kusur yönünden raporlar arasındaki çelişkileri gideren İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi marifeti ile düzenlenen rapor içeriği nazara alınmış olup davacı ve davalı sürücünün maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde her iki tarafında %50 kusurlu oldukları sonucuna varılması gerekmiştir.
Ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun olmakla itibar edilir bulunan son tarihli teknik bilirkişi heyet raporu içerikleri hükme esas alınmaya elverişli bulunmuş olup davalıların anılı kanuni düzenlemeler gereğince tespit edilen 5.280-TL hasar bedelini tazminle sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır. Değer kaybı istemi yönünden yapılan teknik ve hukuki değerlendirme kapsamında ise 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı ve 09/10/2020 yürürlük tarihli Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kapsamında genel şartlar ifadesi iptal edilmekle (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 2004/19 K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır. ) derdest dava yönünden bağlayıcı olup 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartlarına göre belirlenen değer kaybı hesaplama yöntemine göre değerlendirme yapılamayacağı sonucuna varılmıştır. Kabul edilen hukuksal durum gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin istikrar kazanan içtihatları doğrultusunda; aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2. el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el piyasa değeri arasındaki fark, aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki onarılmış halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekmiş olup bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde, davacı yanın talep edebileceği değer kaybına dayalı maddi tazminat miktarının 1.150-TL olduğu tespit edilmiş olup maddi tazminat miktarının zorunlu poliçe limitini aşmadığı,anılı kanuni düzenlemeler kapsamında davalı kusurlu sürücünün ve davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında davacının işbu maddi zararını tazminle yükümlü oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Feragat edilen 3.850-TL istem yönünden ise talebin feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Onarım sürecinde aracın kullanılamamasından kaynaklı tazminat talebi yönünden yapılan inceleme sonucunda ise yerleşik içtihatlar doğrultusunda kaza tarihinde eşdeğer araçların günlük kirasının ortalama 75-TL olduğu, anılı tazminat kalemi yönünden davacı araç malikinin toplam zararının 525-TL olduğu anlaşılmakla; aracın kullanılamamasından kaynaklı 525-TL’nin davalı davalı sürücü ile sigorta şirketinden tahsilinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Son olarak temerrüt tarihi ve faizin nevi yönünden değerlendirme yapılmış olup temerrütün davalı araç sürücüsü yönünden haksız fiilin gerçekleştiği kaza tarihi olan 30/09/2016 tarihi itibariyle başladığı anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde sigorta şirketi yönünden temerrütün gerçekleşeceği görülmekle birlikte dava tarihinden önce başvuru yapıldığını gösterir delilin bulunmadığı anlaşılmış olup temerrüt halinin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi (09/11/2016) itibari ile başladığı sonucuna varılması gerekmiştir. Son olarak kazaya neden olan aracın ticari vasıfta olması nedeni ile avans faize hükmedilmesinin gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A-Hasar onarım bedeli 5.280,00 TL, mahrumiyet zararı 525,00 TL ve 1.150,00 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 6.955,00 TL maddi tazminatın davalı … … yönünden kaza tarihi olan 30.09.2016 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
B-3.850,00 TL değer kaybı isteminin feragat nedeni ile reddine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 475,10 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 184,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 290,57 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 3.200,00 TL bilirkişi ücreti, 318,00 TL ATK ve 528,60 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 4.046,6 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.604,73 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı … …’a yapılan 50,00 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 17,82 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı … …’a ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 6.955,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.850,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı tarafça yatırılan 184,53 TL peşin harç ve 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 213,73 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır