Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1114 E. 2018/1129 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1114
KARAR NO : 2018/1129
DAVA : Ortaklıktan Çıkarma
DAVA TARİHİ : 08/11/2016
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirketin Ortaklığından Çıkarılmaya İlişkin davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.000 TL sermayeli davacı şirketin 1.250.00 TL sermaye paylı ortağı ve sorumlu müdürü olan davalının şirket çalışanları dava dışı …, … ve eşi … isimli çalışanlar ile birlikte hareket etmek ve müşterilerden tahsil edilen tutarları zimmetinde alıkoymak suretiyle davacı şirketi dosyada mübrez müşteri taksitleri listesinde yer aldığı şekilde 278.872.30 TL zarara uğrattığını, konu ile ilgili olarak T.C … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … hz. Sayısına kaydedilen şikayetleri ile ilgili soruşturmanın devam ettiğini, …’ un davalının bilgisi dahilinde davacı şirketin büyük müşterilerinden … Ltd.Şti’ ne ait 15 adet kasko sigorta poliçelerine ilişkin 27.271.13 TL tutarı sahte bir kaşe vazetmek suretiyle yaptığı anlaşma kapsamında peşinat tahsil etmiş olmasına rağmen bu konuda şirkete bilgi vermediğini, davalı yana …. Noterliğinin 07.10.2016 tarihinde …. Yev, sayılı ihtarnamesiyle hisselerini şirkete devretmesinin ihtar olunmasına rağmen hisse devrinin yapılmadığını beyanla; fazlaya dair talep vc dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalının TTK. 640. maddesinde yer alan düzenleme kapsamında davacı şirket ortaklığından çıkarılmasına ve hakkında yargılama giderlerine hükmediImesini karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyaya davalının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin izni içeren genel kurul kararı ve denetçi onayı sunulmadığından dava şartı yokluğundan davamn reddinin gerektiğini, davalı yana yöneltilen suçlamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve dosyaya delil sunulmadığını, davacının amacının davalı hissesini ele geçirmek için baskı kurmaya yönelik olduğu, müvekkilinin 1.250.00 TL sermayeli müdür ve müşterek yetkiye sahip küçük ortak olup 2.500,00 TL tutarlı işlemlere kadar onay yetkisinin bulunduğunu, müvekkilinin hesaplarına hiç bir poliçe bedelinin girmediğini, usulsüzlük yapılması hususunda hiç bir kimseye onay ve talimatın müvekkilince verilmediğini, dava dilekçesinde isimleri geçen kişilerin SKG’ lı şirket çalışanı değil, kesilen poliçe karşılığında komisyon alan aracılar olduğunu, savcılık dosyası ile ilgili olarak taraflarına herhangi bir çağrı ve tebligat yapılmadığını, …. Noterliği’nin 09.10.2016 tarih ve … Yev. sayılı ihtarnamesi ile davacı yanın gönderdiği ihtara cevap verildiğini beyanla; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli deliller de celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Davacı tanığı …, … ve …
Davacı tanığı …;
“Ben; dava konusu … sigorta şirketinde 2012-2016 yılları arasında çalıştım son olarak müdür yardımcısı pozisyonundayım sonra başka bir şirkete transfer oldum davalı … ise aynı şirkette çalışandı daha sonra ortak olarak şirkette yer aldı, zaten şirkette çalışrken de şirket müdürüydü sonrasında da ortak müdür olarak devam etti, diğer ortak ise Sami İlgen’di o da bir fiil şirket yönetiyordu, …, … ve … isimli şahısları da şirkette işe başlattı daha sonra yoğunlukla … isimli şahsın yine az da olsa … isimli şahsın müşteri dönüşlerinden ciddi şikayet aldık müüşterileerden sigorta poliçeleri ile ilgili tahsilatları yapıp şirkete yansıtmadılar bu tahsilatların müşteri alacağı olarak kayıtlı olduğunu öğrendik kendileri çok defa uyarıldı …’de Bu hususu bilgiği halde işlem yapmadı son olarak bu tür şikayetler artınca … ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu biliyorum, olay hakkımdaki bilgim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …;
“Ben; şirkette muhasebede çalışıyorum … bey şirket müdürüdür. Dolayısıyla tahsilatlarla ilgili … bey ile sürekli görüşürüz şirket çalışanlarından … ve … ‘ı … bey işe almıştır süreç içerisinde bazı tahsilatlarda sıkıntılar yaşanınca bizzat ben … e gerekli bilgileri verdiğim halde beklemeye almam söylendi ayrıca … ile … muhasebe ile muhattap olmayıp direk …e bilgileri verdi ödemeler gecikince bazı şirketelere ihtar gönderdik onlar da ödemeleri …in bilgisi dahilinde …’e ya da … hanıma yaptıklarını söylediler ancak bu ödemeler şirkete yansıtılmadı, bilgim bundan ibarettir”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … ;
“Ben; … sigorta da çalıştığım dönemde hasar departmanıdnayıdım … bey de şirket müdürüydü ve pazarlamacı olarak da … bey vardı araları cok iyiydi samimi arkadaştılar bazı kararları birlikte aldıklarını düşünüyorum bir dönem fifnansta sıkıntı çıktı bazı müşterilerinin tahsilatlarının … bey tarafından …in bilgisi dahilinde yapılıp şirkete aktarılmadığı tespit edildi ve … de bu tespit üzerine şirketten ayrılmak zorunda kaldı ben halen başka bir şirkette çalışmaktayım, bütüm bilgim bundan ibarettir.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …;
“Ben; davacı sigorta şirketinin eski çalışanıyım hayat ve bireysel emelilik sigortasının pazarlama müdürlüğünü yaptım halen kendi adıma sigorta acentem vardır, iki yıllık süre içerisinde … davacı şirketin müdürlüğünü yapmaktaydı. Şirket muhaseb, finans ve hasar gibi departmanlara ayrılmıştır ve bizim çalıştığımız alan muhasebe ile ilgili olmadığından tahsilatla da ilgimiz yoktu tahsilatlar banka üzerinden yapılır para alışverişi ile bir ilgimiz söz konusu değildir, alınan kararlar … tarafından verilirdi kendisi acentanın sahibidir ve finansın başında da kardeşi … Bey mevcuttur. Ben işe başladığımda … isimli şahıs firmada çalışmaktaydı. … ile davacı şirket arasında bildiğim kadarıyla cari hesap şeklinde bir çalışma mevcuttur. Cari hesabın takibi de zor olduğundan …, … Beyi bu konuda uyarmıştır. Ben bulunduğum dönem içerisinde herhangi bir usulsüz duruma şahit olmadım. Taraflar arasındaki anlaşmazlığın tam sebebini ben bilmiyorum, konuylka ilgili bilgim bundan ibarettir.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce davacı şirketin ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali bilirkişi … ile Sigortacı … ve değerleme uzmanı … marifetiyle inceleme icra edilerek ortaklıktan çıkarılması için haklı sebebin gerçekleşip gerçekleşmediği hususları ile gerekli takdirin mahkememizce kullanılabilmesi açısından karara en yakın tarih itibariyle ortaklıktan çıkma payının belirlenmesi babında alınan rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler 15/05/2018 tarihli raporlarında özetle;
”Kural olarak Limited şirketlerde bir ortağın ortaklıktan çıkarılması için ”haklı nedene dayanarak ortağın ortaklıktan çıkartılması’ ‘limited şirket esas sözleşmesinde hangi hallerin ortaklıktan çıkarılma nedeni olacağının belirtilmesi zorunlu olmadığından, bir diğer yol olarak TTK’nda öngörülmüştür. Ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin limited şirket esas sözleşmesinde herhangi bir hüküm bulunmaması durumunda dahi; limited şirket ortağı/ortaklarının her zaman haklı nedene dayanarak ortaklıktan çıkartma istemi ile dava açılması mümkün kılınmıştır.
Bu çerçevede hakkında ortaklıktan, çıkarma kararı verilen ortak buna karşı, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilecektir. 6102 sayılı TTK md. 640.-T-2). Anılan düzenlemeden, Limited Şirket Genel Kurulu’ nun aldığı ortaklıktan çıkarma kararının, ortağa noter aracılığıyla bildirilmesi gerektiği sonucu da çıkmakta olup, davalı yanın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü davalının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin izni içeren genel kurul kararı ve denetçi onayı sunulmasına ilişkin takdir muhterem mahkemeye aittir. TTK’da ise açıkça “Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir.” hükmüne yer verilmiştir. (TTK md. 641 t -1). Ayrılma ile çıkına ve çıkarılma halinde TTK’nun bu konudaki kuralı; ayrılan ortağa esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesinin ödenmesidir. “gerçek değerine uyan” ibaresini kanun tanımlamamış olup, bu ibarenin en azından “bilanço değeri”ni ifade etmesi gerektiği doktrinde belirtilmiştir. TTK’ya göre ayrılma akçesi; “şirket kullanılabilir bir öz kaynak üzerinde tasarruf ediyorsa, ayrılan kişinin esas sermaye payları devredilebiliyorsa esas sermaye, ilgili hükümlere göre azaltılmış ibaresi ile bu tutarın ayrılma ile muaccel olacağı belirtilmiştir.
Davacı şirketin incclcmeye ibraz ettiği 2016 yılı yevmiye defteri incelemeye tabi tutulmuş, defterin açılış tasdiki ile yılsonu kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapıldığı vc usulüne uygun tutulduğu, defter kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde, ana sigorta şirketlerine ödenmemiş borç bakiyelerinin mevcut olduğu görülmüştür.
Davalı yan cevap dilekçesinde. …, … vc eşi … isimli kişilerin şirket çalışanları olmadıklarını, bu anlamda yapıldığı iddia edilen yolsuzlukla ilgili kendisinin ilişkilendirilmesinin kabul edilebilir olmadığını beyan etmekle, dava dosyasında davacı şirketin SGK hizmet bildirimleri yer almadığından, adı geçen kişilerin şirket çalışanı olup olmadıkları hususu değerlendirilememiştir.
Diğer yandan dava dosyasına sunulu dekontlarda ve kasko anlaşmalarında davalı yan ismi yer almamakla, ödemelerin davalı yan tarafından alınmış olduğu, bu anlamda davalı yanın şirketi zararlandırıcı işlem gerçekleştirdiğine dair bir delile rastlanmamıştır. Davalı yanın söz konusu tahsilat işlemleri için … ve …’u yetkilendirdiği, bu anlamda yapılan tahsilatların, davalı yan bilgisi dahilinde gerçekleştiğine yönelik olarak dava dosyasında herhangi bir belge yer almamaktadır. Tanık beyanları hususunda takdir Sayın Mahkemeye aittir.
6102 sayılı TTK. md. 640/f-2 de yer alan düzenlemeden, Limited Şirket Genel Kuıulu’ nun aldığı ortaklıktan çıkarma kararının, ortağa noter aracılığıyla bildirilmesi gerektiği sonucu da çıkmakta olup, davalı yanın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü davalının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin izni içeren genel kurul kararı ve denetçi onayı sunulmasına ilişkin takdirin muhterem mahkemeye ait olduğu, davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2016 yılı yevmiye defteri incelemeye tabi tutulmuş, defterin açılış tasdiki ile yılsonu kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapıldığı ve usulüne uygun tutulduğu, kayıtlar üzerinde yapılan incelemelerde, ana sigorta şirketlerine ödenmemiş borç bakiyelerinin mevcut olduğu, dava dosyasına sunulu dekontlarda kasko anlaşmalarında davalı yan ismi yer almamakla, “ödemelerin davalı yan tarafından alınmış olduğu, bu anlamda davalı yanın. şirketi zararlandırıcı işlem gerçekleştirdiğine” dair bir delile rastlanmadığı, davalı yanın söz konusu tahsilat işlemleri için … ve …’u yetkilendirdiği veya bu anlamda yapılan usulsüz tahsilatların, davalı yan talimat ve bilgisi dahilinde gerçekleştiğine yönelik olarak dava dosyasında herhangi bir belgenin bulunmadığı, tanık beyanları hususunda takdirin sayın mahkemeye ait olduğu, tüm bunlarla birlikte takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davalının ortaklıktan çıkarılma şartlarının oluştuğu kanaatine varılması halinde, davacı şirketin mali idareye vererek kesinleştirdiği kurumlar vergi beyannamesi ekindeki 31.12.2017 tarihli bilançoda yer alan kaydi değerlere göre, şirket öz varlığının 914.286,71 TL olduğu, buna etfrc davalı yanın 1.250/25.000×100 – %5 lik hissesine isabet eden ortaklıktan çıkma payının 914.286,71 x 0,05 – 45.714,34TL olacağı, ” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Davalı vekili 30.10.2018 tarihli dilekçesinde ;müvekkilinin 15.05.2018 tarihli bilirkişi raporunun son paragrafında belirtilen hisse değeri olan 45.714,34 TL’nin kendisine ödenmesi halinde şirkettten çıkmayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Dava; limited şirket ortağının haklı sebeplere istinaden ortaklıktan şu kalması istemine ilişkindir. Davalı taraf, dava dilekçesinde ileri sürülen dava sebeplerinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuş, ancak rapor sonrası belirlenen hisse bedelinin ödenmesi halinde şirketten çıkmayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davalının haklı sebeplerle şirketten çıkarılmasının Türk Ticaret Kanununun 640. maddesi kapsamında yasal şartların gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarına ilişkindir.
Limited şirketlerde şirket ortaklığından çıkma ve çıkarılma müessesesi Türk Ticaret Kanunu’nun 638- 642 maddeler arasında;
“MADDE 638- (1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.
Çıkmaya katılma ilişkin madde 639- (1) Ortaklardan biri şirket sözleşmesindeki hükme dayanarak çıkma istediği veya haklı sebeplerden dolayı çıkma davası açtığı takdirde, müdür veya müdürler gecikmeksizin diğer ortakları bundan haberdar ederler. (2) Diğer ortaklardan her biri, haberin kendisine ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde; a) Şirket sözleşmesinde öngörülen haklı sebep kendisi yönünden de geçerliyse, kendisinin de çıkmaya katılacağını müdürlere bildirmek, b) Açacağı bir dava ile haklı sebepler dolayısıyla çıkma davasına katılmak, hakkına sahiptir. (3) Çıkan tüm ortaklar, esas sermaye payları ile orantılı olarak, eşit işleme tabi tutulurlar. (4) Şirket sözleşmesindeki hüküm sebebiyle veya haklı bir sebebin varlığı dolayısıyla bir ortağın şirketten çıkarılması hâlinde bu hüküm uygulanmaz.
Çıkarma ilişkin madde 640- (1) Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. (2) Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. (3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.
Ayrılma akçesine ilişkin madde 641- (1) Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir.
(2) Şirket sözleşmesinde öngörülen ayrılma hakkı dolayısıyla, şirket sözleşmeleri ayrılma akçesini farklı bir şekilde düzenleyebilirler.
Ödeme ilişkin madde 642- (1) Ayrılma akçesi; a) Şirket kullanılabilir bir özkaynak üzerinde tasarruf ediyorsa, b) Ayrılan kişinin esas sermaye payları devredilebiliyorsa, c) Esas sermaye, ilgili hükümlere göre azaltılmışsa, ayrılma ile muaccel olur. (2) (Mülga: 26/6/2012-6335/43 md.) (3) Ayrılan ortağın ayrılma akçesinin ödenmeyen kısmı, şirkete karşı, bütün alacaklılardan sonra gelen bir alacak oluşturur. Bu husus yıllık raporda kullanılabilir özkaynak tutarının tespiti ile muaccel hâle gelir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Limited şirketlerde; esas sözleşmede ortaklıktan çıkarılma sebeplerinin düzenlenmesi halinde bu sebeplere istinaden Genel Kurulun karar alması dışında, haklı sebeplere istinaden ortağın şirketten çıkarılmasını dava yoluyla şirketin talep etmesi mümkün olup Genel Kurul Kararı veya denetçi onayı aranmaz ve dava şartı değildir.
Davacı taraf; dava dilekçesinde ortaya konulan haklı sebep iddiasını kanıtlayabilmiş değildir. Ancak; davalı taraf belirlenen hisse bedelinin ödenmesi halinde şirket ortaklığından ayrılmayı kabul etmiştir. Davacı tarafın davalının bu beyanını davadan feragat etmediği sürece kabul-red etmesinin önemi yoktur ve ancak belirlenen hisse bedeline itiraz hakkı vardır ki mahkememizce denetlenen bilirkişi raporuyla ortaya konulan hisse miktarı mahkememizce de benimsenmiştir. Dava; zaten davalının şirketten çıkarılması talebine ilişkindir. Davalının şirket ortaklığından çıkarılmaya ilişkin kabul beyanı nazara alınarak davanın kabulü cihetine gidilmiş ve faize ancak ortaklıktan çıkma sonrası hak kazanılacak olması nedeniyle faiz infaz anında ortaklıktan çıkma tarihi sonrasına ilişkin olarak nazara alınması gerektiğinden faize hükmedilmemiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kabulü ile; davacı … Limited Şirketi’nin %5 hissedarı davalı …’in davacı şirket hissedarlığından çıkarılmasına, çıkma akçesi olan 45.714,34 TL’nin davacı şirketten tahsili ile davalıya ödenmesine, dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davacı … Limited Şirketi’nin %5 hissedarı davalı …’in davacı şirket hissedarlığından çıkarılmasına, çıkma akçesi olan 45.714,34TL’nin davacı şirketten tahsili ile davalıya ödenmesine,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.180,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yargılama süresinde sarfedilen 1.833,00TL masraf ile 62,70TL harçlar toplamının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …