Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1112 E. 2021/672 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1112
KARAR NO : 2021/672

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2016
KARAR TARİHİ : 11/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1992 yılından beri Türk Ticaret Kanunu’nun 102 ve müteakip maddeleri ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23. maddesi gereği sigorta acenteliği faaliyetinde bulunan, yaklaşık 16.000 acente arasında ilk yirmi acente arasında yer alan, çalıştığı sigorta şirketlerinden sürekli olarak ödül kazanan bir sigorta acenteliği olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 102. maddesinin “Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belli bir yer veya bölge içinde sürekli bir ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir” hükmünü haiz olduğunu, nitekim müvekkili şirketin de eski Unvanı … Sigorta Anonim Şirketi olan davalı … Sigorta A.Ş. ile Beyoğlu …Noterliği’nde 28 Aralık 2009 tarih ve …yevmiye numarası ile “Acentelik Sözleşmesi” imzaladığını ve davalının acentesi olarak görev yaptığını, sözleşmenin 7. maddesinde “Şirketin talimatı ve kendisine vereceği limit ve şartlar ve vekaletnamedeki yetkiler dahilinde yetkiler merciler ve şirket tarafından hazırlanmış tarifeler ve talimatlar uyarınca hesaplanacak ücretler karşılığında Acentenin yetkilendirdiği bütün branşlarda sigorta tekliflerini kabul, poliçe, tecditname ve zeyilnameleri tanzim etmeye, sigorta ücretini şirket nam ve hesabına tahsil etme” yetkisine sahip olduğunun yazıldığını, sözleşmenin “Poliçe Tanzimi” başlıklı maddesinde müvekkili şirketin de doğrudan poliçe tanzim hak ve yetkisinin baki olduğunun belirtildiğini, nitekim mezkur maddenin ikinci paragrafında, “Şirket tarafından tanzim edilen poliçe, zeyilname ve techitnameler de” denilerek bu durumun açıkça hüküm altına alındığını, müvekkili ile dava dışı …A.Ş. arasında satış noktalarından satılan elektronik cihazlara ilişkin uzatılmış garanti sigortasına ilişkin yapılacak bir sigorta sözleşmeleri için aracılık yapılması konusunda mutabakata varıldığını, bu görüşmeler sonucunda davalı şirket ile … arasında 31/03/2010 tarihli sözleşmenin yapıldığını, bu sözleşmeye göre sigorta ettiren …, sigorta şirketi … ve elektronik ürün satın alan müşterilerin de sigortalı olarak yer aldığını, müvekkili şirketin alacaklarının 2014 yılı Ekim ayından itibaren 25 aydır ödenmediğini, aylık ortalama rakamın önceki dönemlere göre asgari 100.000 TL mertebesinde olduğunu, asgari bu oran üzerinden hesap yapılması halinde dahi 2.000.000 TL’yi aşkın bir rakam kadar alacaklı olduğunu, davalının tüm taleplerine karşın poliçe miktarlarını sağlıklı bir şekilde taraflarına vermediğini, haricen yapılan araştırmalarda aylık alacak kaybının belirtilen rakamların altına düşmediğinin, zaman zaman çok üzerinde olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin 15/10/2014 tarihinden itibaren hak ettikleri komisyonları ödemeyi nedensiz olarak durdurduğunu, TTK’nın 113.maddesi uyarınca acentenin, acentelik ilişkisinin devamı sürecinde kendi çabasıyla veya aynı nitelikteki işlemler için kazandırdığı üçüncü kişilerle kurulan işlemler için ücrete hak kazandığını, gerek acentelik sözleşmesi gerekse … ile davalı şirketin akdettiği sözleşme halen yürürlükte olduğu halde komisyon ödememek suretiyle davalı şirketin, gerek kanunun bu hükmüne gerekse acentelik sözleşmesi ve önceki uygulamalara açıkça aykırı hareket ettiğini, müvekkilinin 07 Nisan 2016 tarihinde Kadıköy … Noterliğinden … yevmiye nolu ihtarnameyi davalı şirkete keşide ederek acentelik sözleşmesinden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerinin ifasını istediğini, gönderilen ihtarnameye istinaden davalının Beyoğlu … Noterliğinin 25/04/2016 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verdiğini, cevabında özetle acentelerinin uzatılmış garanti ürünü kapsamında müşterilere tanzim edilen poliçelere istinaden komisyona hak kazanmadığını ve iş bu talebin dayanaktan yoksun olduğu hususlarını beyan ederek acentelik sözleşmesinin ifasından imtina ettiğini, davalı şirket ile … müvekkili şirket aracılığıyla sözleşme akdetmiş olduğundan işbu sözleşme tarihinden müvekkiline yapılan son ödeme tarihine kadar geçen süre zarfında tanzim olunan poliçeler ve bu tarihten sonra tanzim olunan poliçelerin de yine hiçbir fark olmaksızın müvekkilinin aracılığı sayesinde tanzim olduğunun açık olduğunu, fakat davalı yanın bir neden göstermeksizin bir anda komisyon alacaklarının hak edilmediğini iddia ettiğini beyanla öncelikle davalı şirket ve müvekkili şirket arasında akdolunmuş Acentelik Sözleşmesi gereği 15/10/2014 tarihinden itibaren müvekkiline bildirimi, ücret tahakkuk ve tediyesi yapılmayan poliçelerin tetkiki ve tespiti ile fazlaya ait her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000.000 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı reeskont faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ana çerçevelerini belirlemiş olan Acentecilik Sözleşmesi’nin halen yürürlükte olduğunu, müvekkili şirket ile … arasında davacı desteği ile 22/01/2010 tarihinde “Ek … Sözleşmesi İdare Anlaşması” altında bir program sözleşmesi imzalandığını, anlaşmanın akdi sırasında ülkemizde müvekkili şirketin, böyle bir işbirliğine girmek isteyen sınırlı sayıda teknomarket için başvurulacak tek sigortacı konumunda bulunduğunu, müvekkili tarafından davacı acenteye anılan işbirliği sözleşmesinden kaynaklı olarak kendisi tarafından mutabık kalınan sürede ve miktarda toplam 2.617.334,56 TL komisyon ödemesi yapıldığını, davacının sigorta sözleşmelerinin akdinde ve sonrasında üretim rakamına etki edebilecek herhangi bir fonksiyonun bulunmaması, aradan geçen süredeki hasar/prim oranının yüksek olması ve ürünle ilgili olarak üst üste geçirilen denetimlerde Hazine Müşteşarlığı Sigorta Denetleme Uzmanlarınca müvekkili şirketin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun “Aktif Azaltıcı İşlem Yasağı” başlıklı 19’uncu maddesine aykırı davranmaması konusunda sözlü olarak uyarılması gibi nedenlerle … vasıtasıyla müşteriye sunulan sigorta sözleşmeleri için başkaca bir komisyon ödenmemesi konusunda davacı ile müvekkili şirket arasında uzlaşma sağlandığını, komisyona ilişkin olarak sağlanan uzlaşmanın, taraflar arasında düzenli olarak ve defalarca yapılan hesap mutabakatlarından açık ve net olarak görülebildiğini, müvekkili şirketin içerisinde bulunduğu hisse devri sürecini davacı acentenin firsat bilerek mutabık kalınan komisyon alacağının ötesinde bir alacak talep edildiğini, ürünün, tüketiciye …vasıtasıyla sunulduğunu, sözleşmeye ilişkin olarak her türlü gerekliliğin mevzuata uygun olarak…’nın bizzat kendisi tarafından yerine getirildiğini, sigortacılığın yapısı gereği ülkemizde ve birçok ülkede olduğu gibi sigorta aracılığı yapmaya mezun olan sigorta acenteleri ve sigorta brokerleri dışındaki tarafların sigorta ürünlerinin dağıtımını gerçekleştirmesinin hukuka uygun bulunmadığını, …’nın müvekkili ile belirli sayıda sigorta sözleşmesini peşinen akdetmediği gibi belirli sayıda sigorta sözleşmesini de garanti etmediğini, bu nedenle davacı tarafın tek başına idare anlaşmasından sağlanan desteğin, her bir ayrı poliçe bazından komisyona hak kazanmak için yeterli olmayacağının açık olduğunu, yine de davacıya iyiniyet esasları çerçevesinde sunduğu katkının çok ötesinde mevzuatın izin verdiği noktaya kadar, mutabık kalınan ödemenin yapıldığını, sigorta şirketinin komisyon ödemesi yaparken sigortacılık mevzuatının çizdiği sınırları gözetmek zorunda olduğunu, müvekkili şirket ile… arasında farklı zamanlarda farklı işbirliği sözleşmelerinin imzaladığını,…ile müvekkili şirket arasındaki, sözleşme kapsamında ödeme yapılmaması hususunda davacı acente ile müvekkili şirket arasında anlaşmaya varıldığını, tacirler arasındaki hesap mutabakatlarının kesin delil niteliğinde olduğunu, davacının 15/10/2014 tarihinden itibaren günümüze kadarki süreçte düzenlenen hesap cetvellerine herhangi bir itiraz sunmadığını, davacı acentenin gerek acentelik sözleşmesi gerekse de TTK’nın 94/2. maddesi çerçevesinde hesap mulabakatı sağlamak suretiyle müvekkili şirket uhdesinde herhangi bir alacağının bulunmadığını beyanla müvekkili şirket aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, acentelik sözleşmesinden doğduğu ve ödenmediği iddia edilen primlerin tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili ile Davalı vekilinin 08/10/2021 tarihli dilekçeleri ile davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenen davadan feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak kayıtsız ve şartsız olarak yapılabilen, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesine dair bir taraf usuli işlemidir. Davacı vekilinin feragati sayılan şartları haiz olduğundan Mahkememizce davanın feragat nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL’nin peşin alınan 34.155,00 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 34.095,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/10/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır