Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1072 E. 2020/396 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1072 Esas
KARAR NO : 2020/396
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil bankanın … Şubesi ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti arasında kredi sözleşmesinin imzalandığını ve söz konusu kredinin teminatı olarak … … tarafından keşide edilen … Bankası … Şubesi’ne ait … nolu, 40.000,00-TL bedelli 15/11/2012 keşide tarihli çekin teminata alındığını, müvekkilin meşru hamil olduğunu, çekin, 15/11/2012 tarihinde süresinde ilgili bankaya ibraz edildiğini, fakat keşidecisinin imzasının tutmadığı gerekçesiyle müvekkil bankaya ödeme yapılmadığını, söz konusu çeke ilişkin olara … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/… sor. Sayılı dosyasıyla söz konusu çek hakkında soruşturma yürütüldüğünün öğrenildiğini, dosyadan dava konusu çeke ilişkin bugüne kadar herhangi bir sonuca ulaşılmadığını, tüm bu gelişmelerden dolayı çekle ilgili kanuni takip haklarını kullanamayan müvekkil bankanın mağdur olduğunu ve alacağını tahsil edebilme imkanın yoksun kaldığını, müvekkil bankanın kanuni takip haklarını kullanamamasından dolayı keşideci-davalı, sebepsiz zenginleştiğini, bu sebeple TTK’nın 732. Madde uyarınca keşideci-davalı hakkında işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddinin gerektiğini, davacı tarafça dava dilekçelerinde çekin zamanaşımına uğradığını açıkça beyan ettiğini, davacı bankanın … Şubesi’ne teminat olarak verilen iş bu çek kesinliklikle müvekkil tarafından imzalanmamış ve müvekkil tarafından verilmemiş olduğunu, müvekkilin dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. İle de herhangi bir hukuki ve ticari bağının da bulunmadığını, davacı tarafın bu çek ile ilgili olarak müvekkilin sebepsiz zenginleştiğinden bahisle açtığı iş bu davanın reddinin gerektiğini, dava konusu yapılan çek üzerinde imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle çekteki imzayı inkar ettiklerini, çek aslı üzerinden imza incelemesi yapılarak müvekkilin örnek imzaları ile karşılaştırma yapılmasını talep ettiklerini, dava konusu çek üzerindeki keşide tarihi 15/11/2012 tarihi olup bu çekle ilgili olarak müvekkil tarafından 11/07/2012 tarihinde müvekkil işyerinde yapılan hırsızlık eylemi nedeni ile … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sor. Numaralı dosyasına 12/07/2012 tarihinde şikayette bulunularak işyerinin kasasında bulunan boş çek koçanlarının ve yazılan tüm çeklerin çalındığına ilişkin şikayetçi olunduğunu, savcılık dosyasında çalınan tüm çek koçanlarının çek numaraları ile yazıldığını, çeklerine müvekkil tarafından bildirildiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile tüm masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; TTK’nın 732. maddesine dayalı çek bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/… esas, … karar sayılı dava dosyası celp edilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/… soruşturma sayılı dosyası Uyap üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen grafoloji alanında uzman bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan 10/11/2017 tarihini bilirkişi raporunda özetle; ”…Söz konusu münker imzanın aidiyetinin tespiti için mukayese olarak dosyada bulunan … …’a ait imzaların değişik amaçla atılmış imzalar olduğu ve kendi aralarında gerek şeklen gerekse diğer grafolojik tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler gösteren, düz hatlı çizgi üzerinde yer alan dar açılı bir şekille birlikte keskin hatlı yatay gramalar ve (y) harfi ile tamamlanan sağa yukarı doğrultulu karakteristik ve işlek imzaları olduklarını, söz konusu keşideci imzası ile … …’a ait mukayese imzalar arasında yapılan detaylı incelemenin raporda şablonlar halinde belirtildiğini, imzaların genel şekli, tersimi ve yapısının farklı olduğunu, münker imzanın baş tarafında (S) harfinin mukayese imzalarda mevcut olmadığını, münker imzadaki gramaların daha fazla sayıda, üstten atmalı hatlı, mukayese imzalardaki gramaların ise keskin ve kırık hatlı tarzında olduklarını, imzaların bütün olarak tersim biçimi, ebadı, eğimi, yönü, doğrultusu, seyir, sürat, istif, alışkanlıklar ve baskı derecesi bakımından aralarda uygunluk ve benzerlikler bulunmadığını, tetkik konusu 40.000,00-TL bedelli çekte … …’a atfen atılmış imzanın, mevcut mukayese imzalara kıyasla … …’un ekli ürünü olmadığını…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 17/12/2019 tarihli imza incelemesine yönelik raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Huzurdaki davada; davacı bankanın TTK’nın 732. maddesine dayalı olarak zamanaşımına uğrayan çek bedelinin davalı keşideciden tahsili isteminin ileri sürüldüğü görülmekle birlikte davalı yanın savunmasında (çalınma iddiasına konu) çek üzerindeki keşideci imzasının tarafına ait olmadığını beyan etmekle uyuşmazlığın; … bankası Çağlayan şubesine ait … numaralı, 15/11/2012 keşide tarihli, 40.000-TL bedelli çek üzerindeki keşideci imzasının davalıya ait olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E. – 2001/483 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; ”Herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.” Anılı tespitler kapsamında Mahkememizce davaya konu, imza inkarı yöneltilen çek aslı getirtilmiş, davalının uygulamaya elverişli imza asılları, davaya ve imza inkarına konu çekin düzenleme tarihinden önceki dönemlere ait mukayeseye elverişli belgeler, yine çekin düzenlenme tarihinden önceki döneme ait davalının resmi kurumlar önünde atılmış imzaları celp edilmiş olup davalının mahkeme huzurunda imza örnekleri alınmış, çek üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan incelemede davaya konu çek üzerindeki imzanın davalıya ait olmadığının her iki rapor kapsamında da ayrıntılı, gerekçeli olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
Sahtelik def’i, mutlak def’i olduğundan iyiniyetli olsa dahi hamile karşı da ileri sürülebilmektedir. (Yargıtay 19.H.D 2013/18072 esas, 2014/1981 sayılı kararı) Tüm bu gerekçeler ışığında mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; davacının alacak istemine dayanak çek üzerindeki keşideci imzasının davalıya ait olmadığı tespit edilmiş olup davalının anılı çek nedeni ile sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 683,10-TL harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 628,70-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 6.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.548,30-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır