Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1066 E. 2018/118 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1066 Esas
KARAR NO: 2018/118
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 21/10/2016
KARAR TARİHİ: 14/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketinde … poliçe no ile zorunlu trafik sigortası yapılmış olan … plakalı araç sürücüsü …’ın 20/09/2013 tarihinde Diyarbakır ili Hani ile Dicle ilçesi arasındaki yolda Anıl Köyünden Hani yönünde bisikletleri ile yol kenarından gitmekte olan …’ın amcası oğlu …’a arkadan hızlıca çarpıp …’ın yaralanmasına, 12 yaşındaki …’ın ise ölümüne sebep olduğunu, kaza yaparak müvekkillerinin oğulları …’ın ölümüne sebebiyet veren … plakalı aracın zorunlu trafik sigortası poliçesi muhatabı … poliçe no ile davalı … olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müteveffanın babası … için şimdilik 10.000,00TL , müteveffanın annesi … için şimdilik 10.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının … nolu poliçe üst limiti ile sınırlı olmak üzere ve 20/09/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini, tüm yargılama giderleri ve kanuni vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın 20/09/2013 tarihinde işletilmesi sırasında oluşan kazara davacının desteğinin vefat ettiğini, kaza oluşumunda davacılar desteği asli kusurlu olduğunu, bu nedenle davanın reddini, müvekkil şirketin temerrüdü için davacılar tarafından müvekkil şirkete gerekli belgelerle birlikte başvuru bulunulması, 8 gün içinde de müvekkil şirket tarafından ödeme yapılmaması gerektiğini, davacılara belirtilen sürelerde ödeme yapıldığını, fazlaya ilişkin karar verilecekse tazminata temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Hani Asliye Ceza Mahkemesi’ne yazı yazılarak, … karar sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir.
Davalı … şirketi tarafından … plakalı araca ait poliçe ile hasar dosyası ibraz edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen karayolu ve trafik mühendisi bilirkişi Nadir Yayla ve tazminat hesap uzmanı bilirkişi Ayhan Tokat marifetiyle hazırlanan 21/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle: “…Olay hakkında trafik zabıtasınca ve jandarmaca düzenlenmiş herhangi bir tutanak ve basit kroki olmadığı, kazayı açıklayıcı iz ve emareler hakkında bilgi bulunmadığı, sigortalı aracın sürücüsü …’ın kazadan sonra Hani CBS’na verdiği ifadesi ile Hani Asliye Ceza Mahkemesinde benzer olarak yönetiminde bulunan araçla Hani’ye gelirken ön sağ lastiğinin patladığını, lastik patlamasından sonra aracın sağa doğru gitmesi üzerine bisikletliler … ve …’a mecburen çarptığını beyan ettiği, kazada yaralanan …’ın … arkada olmak üzere bisikletlileri ile Hani istikametine giderlerken arkadan gelen aracın …’a, ayrıca kendisinin sürdüğü bisikletin arka tekerleğine çarptığını, çarpmanın etkisiyle savrulduğunu, araç sürücüsünün …’ i hastaneye götürdüğünü bildirdiğini, Hani Asliye Ceza mahkemesindeki yargılama sonucu davalı şirkete sigortalı aracın sürücüsü …’ın kusurlu görülerek cezalandırıldığı, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, davalı şirkete ait hasar dosyasında bulunan araç muayene raporuna göre kazaya karışan … plakalı kamyonetin 30/01/2013 tarihinde fenni muayeden geçirildiği, muayene raporuna göre aracın ilk yardım çantası, reflektör, yangın söndürme tüpünün bulunmaması, ön camının hafif hasarlı olması gibi nedenlerle hafif kusurlu bulunduğu, aracın lastiği ile ilgili herhangi bir yetersizliğin belirtilmediği, mevcut dosya kapsamı itibari ile davalı … şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanmış olan … plakalı kamyonetin sürücüsü …’ın yönetiminde Hani istikametinde giderken olay yerinde ön sağ lastiğinin patladığının anlaşıldığı, kazadan sonra aracın patlayan ön sağ lastiği başka lastik ile değiştirilmiş olsa da, patlayan lastiğin diş durumu bakımından diğer üç lastiktan farklı olduğu hususunda bir tespit ve ifade olmadığından bu lastiğin diş yüksekliğinin de diğerlerindeki gibi 8-9 mm olduğunun kabulü ile lastikteki patlamanın eskimiş lastik kullanmış olmasından ileri gelmediğinin kabulü uygun görüldüğü, nitekim kazadan 8 ay kadar önce yaptırılmış olan periyodik muayeneye ait rapora göre aracın lastiklerinde yetersizliğin bulunmadığı, diğer yandan aracın ön sağ lastiğinin kaza yerinde ne sebeple patladığının belli olmadığı gibi, patlamanın lastikteki havanın kısa sürede boşalmasına neden olacak yarılma şeklinde mi yoksa çivi batması sonucu olup olmadığının belli olmadığı, ancak lastiğin patlamasından sonra aracın sağına çekmesinin beklenen bir durum olduğundan kazada etkili bir faktör olarak bir kısım kusurun bu duruma izafesinin uygun görüldüğü, davalı şirkete sigortalı aracın kaza yerindeki hızını hesaplamaya imkan verecek fren izi vb somut bir tespitin bulunmadığı ancak aracın dava dışı sürücüsü …’ın kaza yerinde ön tarafında arka arkaya gitmekte olan iki bisikletli çocuğu fark ettiğinde aradaki mesafede kapanmadan onları korna ile uyarıp hızını da azaltması halinde aracın sağa çekmeye başladığını fark ettiğnde gecikmeden kontrollü şekilde yapacağı fren ve sol tarafa direksiyon kırması halinde aracın bisikletli çocukların üzerine doğru gitmesini önleyebileceği, adı geçen sürücünün mahal şartları ile ön tarafta gitmekte olan iki bisikletli çocuğun mevcudiyetine göre hızlı seyri ile fren ve direksiyon manevrasında geç kalması sonucu bunu sağlayamadığı görüş ve kanaatine varılarak kazada müterafik kusurlu sayılmasının uygun olacağı görüşüne varıldığı, davacıların oğlu … , akrabası olan … ile birlikte iki ayrı bisikletle yolun sağını takiben giderlerken arkadan beklenmedik şekilde üzerlerine gelip kendilerine çarpan davalı şirkete sigortalı araca karşı alabileceği bir önlem olmadığından kusursuz bulunduğu, olayın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu bulunduğu, sigortalı aracın lastiğinin patlamasının da olaya %50 oranında etki ettiği, müteveffanın kusursuz oluşu lastik patlaması şeklindeki teknik arızadan da işletenin ve dolaylı olarak da sigorta şirketinin sorumlu olması nedeni ile işbu raporda davalının %100 kusur oranında sorumluluk tutarına göre zarar hesabı yapıldığı, 10/01/2008 doğumlu olan müteveffa … vefat tarihinde 10 yıl 3 ay 12 günlük olup, 10 yaşında kabul edilerek PMF tablosuna göre bakiye ömrü 54 yıl ve muhtemelen 64 yaşına kadar yaşayacağı, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına göre mütevefanın 18 yaşından itibaren anne ve babasına destek olacağı kabul edileceği, aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edildiği, müteveffanın aktif çalışma hayatının 60 yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömrünün zarar gördüğü aktif hayat süresi 60-18=42 yıl ve pasif devresinin 4 yıl olduğu,
22/11/1968 doğumlu anne … ; vefat tarihi yaşı 45+8=53(bakiye ömrü 20 yıl) , destek süreleri 20-1=19 yıl
04/06/1960 doğumlu baba … ; vefat tarihi yaşı 53+8=61(bakiye ömrü 14 yıl) , destek süreleri 14-1=13 yıl
Kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının ZMMS’ye istinaden sorumluluk limitinin 250.000TL olduğu, davacıların maddi zararının zorunlu trafik sigortasındaki poliçe limitini aşmadığından davalının zarar tutarının tamamı ile sorumlu olacağı, dava dosyasında davacılar tarafından yapılan başvuru dilekçesinin hangi tarihte davalıya tebliğ edildiğini gösterir bir belge mevcut olmadığı, ancak davacılar tarafından yapılan başvuru üzerine davalı tarafından zarar hesabına ilişkin alınan hesap raporun tarihi 18/01/2016 olduğu, bu durumda da davalı bakımınadn en erken temerrüt tarihi 18/01/2016 olarak belirlendiği, sonuç olarak, kazanın meydana gelmesinde davalı … tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı aracın dava dışı sürücü …’ın %50 oranında kusurlu sayılarak kalan %50 kusurun aracın ön sağ lastiğinin kaza yerinde patlamış olmasına izafesinin uygun olacağı, davacıların kazada vefat eden oğlu …’ın kusursuz sayılması, davacılar desteiğnin olayda kusursuz olması, lastik patlaması şeklindeki teknik arızadan da işletein ve dolaylı olarak da davalı … şirketinin sorumlu olması nedeniyle davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden;
Davacı anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 36.669,20TL
Davacı baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 28.892,87TL olduğu,
Davacıların maddi zararlarının zorunlu trafik poliçe limiti içinde kaldığı, dosyada münderecatına göre davalı bakımından en erken temerrüt tarihi 18/01/2016 olarak belirlendiği…” yönünde mütalaada bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı … vekilinin hesaplama hatasının yapıldığından bahisle rapora itiraz ettiği, davacılar vekilinin ise davalı yanın tek yanlı hesaplarına dayalı itirazlarını kabul etmediği, ıslah dilekçesi ile davacı … için 36.669,20TL’nin 20/09/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davacı … için ise 28.892,87 TL’nin 20/09/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği, bilahare davacı vekilince sigorta şirketine yapılan başvuru tarihini gösterir başvuru evrak suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat sonucunda; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinin; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinin; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlediği, anılan yasal düzenlemeler gereğince Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasa gereğince yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ise, 6098 sayılı TBK’nın 53. maddesinde düzenlenmiştir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kişilerin anılan düzenleme gereğince uğradığı zararın tahsilini talep hakkı bulunmaktadır. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Esasında destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, düzenli bir yardımı ifade etmektedir. Mevcut olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak kimse destek olarak kabul edilmektedir. Huzurdaki davada trafik kazası neticesinde vefat eden ve araçta yolcu olarak bulunan …’ın davacıların oğlu olduğu, ölenin, ölüm meydana gelmeseydi, annesi ve babasına destek olacağı açık olduğundan davacı anne ve babanın desteğini yitirdiği ve zarara uğradıkları kabul edilmiştir. Dosyada mübrez olup ayrıntılı ve gerekçeli tanzim edilmekle Mahkememizce itibar edilen kusur/aktüer bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda ve kesinleşen ceza dava dosyasındaki tespitler noktasında; davalı şirkete ait hasar dosyasında bulunan araç muayene raporuna göre kazaya karışan … plakalı kamyonetin 30/01/2013 tarihinde fenni muayeden geçirildiği, muayene raporuna göre aracın ilk yardım çantası, reflektör, yangın söndürme tüpünün bulunmaması, ön camının hafif hasarlı olması gibi nedenlerle hafif kusurlu bulunduğu, aracın lastiği ile ilgili herhangi bir yetersizliğin belirtilmediği, mevcut dosya kapsamı itibari ile davalı … şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanmış olan … plakalı kamyonetin sürücüsü …’ın yönetiminde Hani istikametinde giderken olay yerinde ön sağ lastiğinin patladığının anlaşıldığı, kazadan sonra aracın patlayan ön sağ lastiği başka lastik ile değiştirilmiş olsa da, patlayan lastiğin diş durumu bakımından diğer üç lastiktan farklı olduğu hususunda bir tespit ve ifade olmadığından bu lastiğin diş yüksekliğinin de diğerlerindeki gibi 8-9 mm olduğunun kabulü ile lastikteki patlamanın eskimiş lastik kullanmış olmasından ileri gelmediğinin kabulü uygun görüldüğü, nitekim kazadan 8 ay kadar önce yaptırılmış olan periyodik muayeneye ait rapora göre aracın lastiklerinde yetersizliğin bulunmadığı, diğer yandan aracın ön sağ lastiğinin kaza yerinde ne sebeple patladığının belli olmadığı gibi, patlamanın lastikteki havanın kısa sürede boşalmasına neden olacak yarılma şeklinde mi yoksa çivi batması sonucu olup olmadığının belli olmadığı, ancak lastiğin patlamasından sonra aracın sağına çekmesinin beklenen bir durum olduğundan kazada etkili bir faktör olarak bir kısım kusurun bu duruma izafesinin uygun görüldüğü, davalı şirkete sigortalı aracın kaza yerindeki hızını hesaplamaya imkan verecek fren izi vb somut bir tespitin bulunmadığı ancak aracın dava dışı sürücüsü …’ın kaza yerinde ön tarafında arka arkaya gitmekte olan iki bisikletli çocuğu fark ettiğinde aradaki mesafede kapanmadan onları korna ile uyarıp hızını da azaltması halinde aracın sağa çekmeye başladığını fark ettiğnde gecikmeden kontrollü şekilde yapacağı fren ve sol tarafa direksiyon kırması halinde aracın bisikletli çocukların üzerine doğru gitmesini önleyebileceği, adı geçen sürücünün mahal şartları ile ön tarafta gitmekte olan iki bisikletli çocuğun mevcudiyetine göre hızlı seyri ile fren ve direksiyon manevrasında geç kalması sonucu bunu sağlayamadığı görüş ve kanaatine varılarak kazada müterafik kusurlu sayılmasının uygun olacağı görüşüne varıldığı, davacıların oğlu … , akrabası olan … ile birlikte iki ayrı bisikletle yolun sağını takiben giderlerken arkadan beklenmedik şekilde üzerlerine gelip kendilerine çarpan davalı şirkete sigortalı araca karşı alabileceği bir önlem olmadığından kusursuz bulunduğu, olayın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu bulunduğu, davacı annenin gerçek maddi zararının 36.669,20TL, davacı babanın gerçek maddi zararının 28.892,87TL olarak hesaplandığı, davalı … şirketi tarafından ZMMS kapsamında sigortalanan araç sürücüsünün ölümlü trafik kazasının meydana gelmesinde asli derecede tam kusurlu bulunduğu, anılı yasal düzenlemeler uyarınca davalı … şirketinin (250.000TL poliçe teminat limiti) dava dışı araç sürücüsünün kusuru ile sebebiyet verdiği kaza neticesinde desteklerini kaybeden davacıların maddi zararlarını tazmin ile yükümlü olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davacıların 13/01/2016 tarihinde davalı … şirketine yazılı olarak başvuru yapması neticesinde davalı … şirketinin 22/01/2016 tarihinde temerrüte düştüğü, davacıların yasal faiz talebinde bulunduğu, ıslah dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden de HMK’nın 26. maddesi uyarınca temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin gerektiği kanaatine varılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
A-Davacı … yararına 36.669,20 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketinin temerrüt tarihi olan 22/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alnarak davacıya verilmesine,
B-Davacı … yararına 28.892,87 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketinin temerrüt tarihi olan 22/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alnarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 4.478,54-TL harçtan peşin alınan 68,31-TL harcın ve 156TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.254,23-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı yararına taktir olunan 7.561,83-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılarca yapılan 224,31TL harç, 1.113,50TL tebligat, posta, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.337,81TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza