Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1062 E. 2022/624 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1062 Esas
KARAR NO : 2022/624
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2016
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Etkinlikleri Projesinin yürütülmesi ve bu projenin hayata geçilmesi için … A.Ş.ile 22.04.2015 tarihinde bir sözleşme yaptığını, her iki tarafta imzalanan 22.04.2015 tarihli sözleşme ile projenin gerçekleştirilmesi hususunda mutabık kalındığını, davalı tarafın müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu sözleşmeyi hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde feshetmeye çalıştığını ve müvekkili şirketi büyük bir zarara uğrattığını, proje kapsamında müvekkili şirket tarafından yapılan masraf ve hizmet kalemleri olarak ;Ekip Uçak Masrafları için ödenecek bedel: 172,47- TL, İstanbul İli için yapılan araç kiralama bedelleri: 2.016, 00- TL, İzmir İli için yapılan araç kiralama bedelleri: 1.008,00- TL,
Baskı ve Matbaa masrafları: 3.200,00-TL, Araç mazot bedelleri: 270,00-TL, Kıyafet bedelleri: 1.484,68- TL , T-shirtler: 1.080,00- TL, … Proje Ön Çalışma ve Hazırlık Bedeli: 3.933,67- TL şeklinde sıralanan ve toplam 14.064,82- TL olarak öngörülen bedelin müvekkili şirkete ödeneceğini, belirtilen bu miktar dışında herhangi bir ödeme yapılmayacağı söz konusu ödemenin yapılması itibariyle müvekkil şirketin tüm alacaklarını almış olacağı ve …’ ın ibra edileceği ve ek olarak müvekkil şirkete proje çerçevesinde teslim edilen tüm ürün ve reklam numunelerin …’a teslim edileceğinin düzenlendiğini ve Protokol’ ün müvekkil şirket tarafından imzalanarak …’a iletilmesinin talep edildiğini, davalı şirket tarafından gönderilen protokolün gerçeklikten uzak ve haksız olması nedeni ile taleplerinin kabul edilmediğini ve bu nedenle taraflarınca … Noterliği’nin 19.09.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yapılan feshin haklı olmadığı ve hukuki gerekçeye dayanmadığının ihtar edildiğini, tacirler arasında akdedilen sözleşmelerin feshine dair ihbarların ancak ve ancak noter aracılığı ile yapılacağının hüküm altına alındığını, ilgili hüküm uyarınca …’ın basiretli bir tacir olması gerektiği düşünüldüğünde fesih bildirimi içeren 08.05.2016 tarihli e postanın usule uygun bir fesih bildirim olmadığını, bu sebeple müvekkili şirket ile yapılan sözleşmenin … tarafından usule aykırı bir şekilde feshedildiğini, sözleşmenin haksız olarak feshi sonucu davacının kar kaybına uğradığını beyanla müvekkil şirket tarafından yapılan masrafların karşılığı olan 60.768,15- TL tutarındaki maddi zarar, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müvekkil şirket’in uğramı olduğu kar kaybının tazmini olarak şimdilik 1.000,00-TL kar kaybı tazminatı, projenin gerçekleştirilmesi için davalı şirket tarafından müvekkil şirket’e gönderilen materyallerin müvekkilin deposunda muhafaza edilmesi ve sözleşme haksız şekilde feshedilmesine rağmen teslim alınmaması sebebiyle, bu materyaller müvekkilin deposunda kapladığı alan ile orantılı olarak şimdilik 1.000- TL muhafaza ücreti, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müvekkil şirket’in uğramış olduğu manevi zararların tazminine yönelik 10,000-TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; 60.768,15 TL tutarındaki maddi zararın, 43.811,10 TL kar kaybı tazminatının, 1.000 TL muhafaza ücretinin ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların … Projesi için mail ortamında anlaştıklarını ve projenin uygulanması için harekete geçtiklerini, projenin yürütülmesi aşamasında davacının iş yoğunluğu ve davalının onayına sunulması gereken materyalleri davalının onayına sunmaksızın hazırlanarak harekete geçildiği için iş süreçlerinin geciktiğini, müvekkilinin projesinin başlamasına çok az bir süre kalmasına rağmen davacının proje için gerekli hazırlıkları hala tamamlayamamış olması karşısında davacıya olan tüm inancını ve güvenini kaybettiğini, projeyi davacı ile yürütemeyeceği kararı vererek bu durumu davacı tarafa bildirdiğini, müvekkili tarafından davacı yan ile paylaşılan fesih protokolünün tarafların sözlü olarak görüşerek mutabık kaldıkları esasları belirten bir protokol olduğunu, bu protokolün taraflar arasında müzakereye dayanarak yapıldığını, protokolde mutabık kalınan esaslardan vazgeçen ve anlaşmadan esasen dönen tarafın davacı yan olduğunu, davacı tarafından müvekkilinden talep edilen proje masraflarının, müvekkiline hiç sorulmadan yapılan işlere dayandığını, bir kısmının hiç ifa edilmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshine dayalı maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf tanıkları dinlenmiş, delilleri toplanmış ve sonrasında bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan Bilirkişiler … tarafından hazırlanan 23.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda;
“…
Her ne kadar taraflar arasında karşılıklı imzalanmış bir sözleşme yoksa da, yapılan yazışmalarda davacı tarafın işin detaylarıyla ilgili teklifinin ve sunduğu 194.716,50 TLlik bütçenin davalı tarafça kabul edildiği hususu sarihtir.
Davacı tarafın etkinlik hazırlık sürecinde davalının iddiasında yer alan ağır kusuru işlediğine dair tarafımızda kanaat oluşmamıştır.
Davacı tarafın davalıya ait malzemeleri depoda tutulması bedeli olarak istediği ücrete ilişkin dosyada mübrez davacı yetkili tarafından gönderilen e postada bu bedelin istenmeyeceğine ilişkin yazışma görüldüğünden depo masrafı talebinin yerinde olmadığı kanaati hasıl olmuştur.
Davalı taraf beyanlarından davacının üçüncü kişilere yaptığı ödemelerle ilgili masrafların belgelenmesini istedikleri görülmüş olup, davacının son beyanlarında buna ait faturaların kopyalarının çok silik ve okunaksız olduğu, düzgünlerinin ise sistemden indirilip elimizdeki dosyaya konmadığı tespit edilmiştir. Hal böyle olunca fatura içerikleri ve toplam maddi talebin tespiti de mümkün olmamıştır. Kaldı ki söz konusu faturaların okunaklı suretlerinin dosyaya ibrazı halinde dahi, fatura muhteviyatı harcamaların dijital veya görsel olarak ispatlanamaması halinde münhasıran huzurdaki davaya konu sözleşme kapsamında yüklenilen masraflar olup olmadığının tespit edilmesi mümkün değildir.” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan Bilirkişiler … tarafından hazırlanan 23.07.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda;
“…
Dosya üzerinde yeniden yaptığımız incelemelerde önceki rapordaki “davacının ağır kusurunun bulunmadığı” yönündeki kanaatimizde bir değişiklik olmadığı,
İncelenen görsellerden davacının üretiminde ağır kusur görülmeyip, reklamcılık meslek kuralları dahilinde üretim yaptığının anlaşıldığı,
Davalının revizyon taleplerinin ayıp ihbarı sayılıp sayılmayacağı hususu hukuki yorum gerektireceğinden bu noktadaki nihai kanaatin sayın mahkemeye ait olduğu,
Davacının talep edeceği depo kirasının ; malların depoya konulduğu tarihten başlamak üzere 20.09.2016 tarihine kadar geçerli olan süreyi kapsayacağı, bununla birlikte söz konusu deponun davacı yan tarafından kendi ihtiyaçları doğrultusunda zaten kullanılan bir depo olabileceği değerlendirildiğinden, deponun davalı ürünlerinin muhafazası amacıyla kullanılması nedeni ile talep edilebilecek tutarın hesaplanmasının mümkün olmadığı, zira deponun ne kadarlık bölümünün davalı ürünlerinin muhafazası ile işgal edilmiş olduğu, buna göre kira bedelinden ne kadar pay verilebileceği gibi hususların izaha muhtaç olduğu,
Heyetimizin teknik üyesince belirlendiği şekli ile davacı yanın dava dosyasına sunmuş olduğu faturalardan, toplamda 16.381,93 TL nin davacı yanca talep edilebileceği,
Bunun dışında davacı yanın dava dilekçesinde bahse konu ettiği, imzalanmamış protokolün içeriğinin benimsenmesi halinde, davalı şirketin kabulünde olduğu anlaşılan ve yukarıda yer verilen fatura kalemleri dışında kalan 14.064,82 TL nin de davacı yanca talep edilip edilemeyeceği hususunda takdirin sayın mahkemeye ait olduğu,
Davacı yanın dava dosyasına sunmuş olduğu diğer harcamaların münhasıran sözleşme çerçevesinde yapılan masraflar olduğuna delalet eden herhangi bir ibare yer almadığından hesaplama dışında bırakıldığı,
Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. Maddesinde iş bedelinin 194.716,00 TL + KDV olarak belirlendiği anlaşılmakla, davacı yanın kar kaybının hesaplanabilmesi için, davacı şirketin 2015 yılı kurumlar vergi beyannamesini ibraz etmesi, beyanname içerisindeki gelir tablosu verilerinden, şirketin 2015 yılı faaliyet karı/net satışlar oranının tespit edilerek, 194.716,00 TLlik sözleşme bedeline tatbik edilmesi gerektiği” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan Bilirkişiler … tarafından hazırlanan 18.02.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda;
“22.07.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda ulaşılan sonuç ve kanaat aynen muhafaza edilmiş olup, işbu raporda ilave olarak davacı yanın muhtemel kar kaybı 43.811,10 TL olarak hesaplanmıştır” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Organizasyon şirketi olan davacının … Etkinlikleri kapsamında davalı ile anlaşma yaptığı, davalı tarafın taraflar arasındaki bu ticari ilişkinin varlığını inkar etmediği, anaokulunda yapılacak olan etkinliğe az zaman kala davalı tarafça davacının edimlerini ifa etmediği, gerekli hazırlığı yaparak kendileri ile paylaşmadığı ve onay almadığı hususlarından bahisle sözleşmenin feshedildiği, dosya arasında bulunan yazışmaların ve dinlenen tanık beyanlarının incelenmesinde aslında davalı tarafça talep edilen revizyonlar nedeniyle gecikmeler yaşandığının, son ana kadar davalının revize taleplerinde bulunduğunun ve davalının davacı ile çalıştığı süreçte var ise ayıp ile ilgili hususlarda davacıyı uyarmadığının anlaşıldığı, bu nedenle etkinliğe 3 gün kala davalı tarafça yapılan feshin haksız olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında davacının ağır kusuru olmadığının ve fesih nedeniyle uğradığı kar kaybının 43.811,10 TL olcağının belirlendiği, davacı tarafça ayrıca masraf kalemi adı altında talepte bulunulmuş ise de kar kaybı hesaplanırken masrafların zaten gider olarak kaydedildiği, bu nedenle talebin mükerrer olduğu ve reddi gerektiği, depo bedeli alacağı yönünden taraflar arasındaki yazışmalarda davacı tarafın depo bedeli talepleri olmayacağını beyan ettiği, bu nedenle buna ilişkin talebin de reddi gerektiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalı tarafça sona erdirilmesinin doğrudan manevi zarar doğurmayacağı bu sebeple manevi tazminata ilişkin istemin de reddi gerektiği, davalı taraf ıslah ile zamanaşımı definde bulunmuş ise de TBK’nun 146. maddesi uyarınca aksine düzenleme bulunmayan hallerde her alacağın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve 149. maddede alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren sürenin işlemeye başlayacağının hüküm altına alındığı, fesih nedeniyle uğranılan zarar var ise fesih tarihinden itibaren muaccel olacağı, bu kapsamda dava tarihi itibari ile talep olunan alacak kalemleri yönünden 10 yıllık zamanaşımı süresinin sona ermediği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava şeklinde açılan işbu davada ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
43.811,10 TL kar kaybı alacağının 1.000 TL sine haksız fesih tarihi olan 08/05/2015 tarihinden geri kalanına ıslah tarihi olan 02/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının 60.768,15 TL tutarında masraflara ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Davacının 1.000 TL tutarında depo bedeli alacağına ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Manevi tazminat istemine ilişkin talebin reddine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.992,74 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (1.242,70 TL peşin harç + 731,10 TL ıslah harcı olmak üzere) 1.973,8 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.018,94 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 3.258 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.235,11 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafça yapılan 192,10 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 119,27 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5- Maddi tazminat yönünden; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6-Maddi tazminat yönünden; Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7- Manevi tazminat yönünden; davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
9- Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 1.242,70 TL peşin harç ve 731,10 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.003,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır