Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1054 E. 2018/646 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1054 Esas
KARAR NO : 2018/646
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2016
KARAR TARİHİ : 27/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil müşterisi olan eski ünvanı … Kargo Taş. Ve Loj. Hizmetleri A.Ş. olup yeni ünvanı …. Kargo Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri A.Ş. olan şirket ile dava dilekçesi ekinde sunduğumuz faktoring sözleşmesini akdedildiğini, davalının ise müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı söz konusu faktoring sözleşmesi gereği müvekkile borçlu olduğunu, Faktoring işlemleri için akdedilen sözleşme gereği yapılması gereken ödemelerin yerine getirilmemesi neticesinde diğer müteselsil kefiller ile birlikte davalıya sözleşme uyarınca hesabın kat edildiği ve bildirilen banka hesaplarına ödemelerin yapılmadığı takdirde yasal haklara başvurulacağı noter vasıtasıyla ihtar edildiğini, ihtara rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine faktoring sözleşmesinden kaynaklanan kefaletleri sebebiyle borçlular hakkında … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibine başlanmış akabinde davalı borçlu imzasına ve borca tüm fer’ileri ile birlikte itiraz ettiğini, bu sebeple müdürlük kararınca icra takibi durduğunu, ancak yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olup itirazın iptali gerektiğini, her şeyden önce sözleşmeden kefilliğe ilişkin yükümlülüğün yer aldığı kısmın imzadan hariç diğer kısımları da kefillerin kendi el yazıları ile doldurulmak durumunda olduğundan davalının hüviyeti teyit edilerek müvekkilin çalışanları yanında kefalete ilişkin taahhüt imza altına alındığını, bu sebeple davalı imza itirazında kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı yanın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına yaptığıkları itiraz dilekçelerinde ifade ettikleri üzere, davacıyla yapılan herhangi bir sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzalamadıklarını, hem de kefalet metnindeki el yazısı da kendilerine ait olmadığını, müvekkilin, … A.Ş. ile … Kargo Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri A.Ş. arasında akdedilen faktoring sözleşmesinde, 08.01.2016 tarihinde kefil olarak gözüktüğünü, müvekkilin mernis sisteminden de açıkça görüleceği üzere 25 yıllık evli olduğunu, 08.01.2016 tarihinde kefil olurken de evli olup eşi …’ün yazılı rızası alınmadığını, davacı olan alacaklı … A.Ş.’ye de bu kefillik sebebiyle bir borcu bulunmadığını, ayrıca müvekkilin kefaletin imzalandığı 08.01.2016 tarihinde borçlu şirketin ne ortağı ne de yöneticisi olduğunu, … Kargo Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri A.Ş.(yeni ünvanı : …. Kargo Taşımacılık ve Lojistik Hiz. A.Ş.)’nin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ilgili belgeler istendiğinde müvekkilin kefil olduğu tarih olan, 08.01.2016 tarihinde bu şirketin ne ortağı ve ne de yönetim kurulu üyesi olmadığı da açıkça görüleceğini, davanın müvekkilin kefilliğinin eşinin yazılı rızasının olmaması sebebiyle, geçersiz olması ile reddine, %20’den az olmamak üzere tazminata, masraf ve vekalet ücretinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faktoring sözleşmesinden kaynaklı alacak istemi ile başlatılan icra takibine davalı/ müteselsil kefilin vaki itirazının İİK’nın 67. maddesine dayalı iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; 65.663,91TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek avans faizi ile takip başlattığı, davalı tarafın borca, kefalete, takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davaya konu faktoring sözleşmesi, hesap kat ihtarının ibraz edildiği görülmüştür.
Davalıya ait nüfus kayıt örneği dosyamız arasına alınmıştır.
Davalının faktoring sözleşmesi kapsamındaki asıl borçlu şirket nezdinde ortak ve yönetici kayıtlarının bulunup bulunmadığı yönünde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılmıştır.
Huzurdaki davada sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan Türk Borçlar Kanunu’nun ” Eşin Rızası” başlıklı 584. maddesi ile “(1) Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
(2)Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(3)(Ek fıkra: 28/03/2013-6455 S.K./77. md) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmü düzenlenme altına alınmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 584/1’inci maddesinde eşlerden birinin ancak diğer eşin yazılı rızası ile kefil olabileceğinin düzenlendiği, Ticaret Kanununda taahhüt altına girmek için ayrıca eşin rızası koşulunun düzenlenmediği, ancak TTK hükümleri karşısında genel hüküm sayılan TBK 584. maddesinin genel hükümlerin özel kanunlara uygulanmaması söz konusu olmadığından somut olayda uygulama yeri bulacağı, kaldı ki 584. maddeye 28/03/2013 tarihinde -6455 S.K./77. madde ile eklenen 3. fıkra dikkate alındığında (Sadece ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.”) bu hususun doğrulandığı kanaatine varıldığından ticari kefalette de eşin rızasının varlığı gerekecektir.
TBK’nın 584. maddesinin 1. fıkrası dikkate alındığında eş rızasının sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şartının sözleşmenin geçerlilik şartı olduğundan sonradan verilen rızanın sözleşmeyi geçerli hale getirmeyeceği, yine 28/03/2013 tarihinde 6455 S.K./77. madde ile 584. maddeye eklenen 3. fıkrasının yürürlük tarihi dikkate alınarak başkaca araştırmaya gidilmeyerek asıl borçlu şirket nezdinde ortak / yönetici kaydı bulunmayan ve sözleşme kapsamında eş rızası alınmayan davalı yönünden kefaletin geçersiz olduğu anlaşılmakla; davanın reddine, davalı yanın tazminat talebinin de koşulları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınan 793,06TL peşin harçtan, alınması gereken 35,90 TL harcın mahsubu ile artan 757,16 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 7.573-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili tarafa iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına;
7-Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/06/2018

Katip e-imza Hakim e-imza