Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1053 E. 2018/328 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1053 Esas
KARAR NO : 2018/328
DAVA : İtirazın İptalı
DAVA TARİHİ : 18/10/2016
KARAR TARİHİ: 10/04/2018
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilin mutfak mobiyla satışından kaynaklı bakiye fatura alacağının tahsili için yapılan takibe vaki, davalının haksız itirazın iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının süresinde herhangi bir teslimat yapmadığını, müvekkilinin süresinde yapılmayan teslimat nedeniyle zarara uğradığını, davacıya bakiye borcu olmadığı gibi aksine süresinde teslim edilmeyen mallar nedeniyle müvekkilinin davacı taahhüdüne güvenerek iş yerine 960 metre uzunluğunda bakır boru yaptırma zorunda kaldığını bu sebeple davacıdan kaynaklı sebeple zarara maruz kaldığını ve davacıdan alacaklı olduklarını, müvekkilin meydana gelen zararına istinaden HMK 107 maddesi gereğince belirsiz alacak davalarını ileri sürerek şimdilik 1.000 TL’nin davacı karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinaden 38.900 TL’si fatura bakiye alacağı olmak üzere toplam 39.828,80 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda Mali bilirkişi … ve Yüksek Mimar … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin bila tarihli raporları teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davacının ticari defterleri; davacı taraf 2016 yılı ticari defterlerini tarafımıza ibraz etmiştir. İbraz edilen 2016 yılı ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış onayı yaptırılmış olduğu tespit edilmiştir. Mevcut tespitlere göre ticari defterlerin davalı lehine delil vasfına haiz olduğu görülmektedir. İşletme defterlerine yapılacak kayıtlarda işlemin peşin veresiye veya senetli olduğuna bakılmaksızın işlemle ilgili toplam tutar kaydedilir. İşletme defteri kayıtlarında sadece mal alış ve satış ile masraflara ait belgeler kayıt edildiğinde işletme defterlerinde mal alımı veya satımı ile ilgili karşılık olarak verilen nakit, çek, senet banka havalesi gibi ödeme ve tahsilat hareketlerinin izlenmesi mümkün değildir. İşletme defterlerinde davacının dava konusu ettiği fatura kayıtlı ancak, kasa nakit tahsilatı çek senet gibi v.s. bilgiler kayıt altına alınamamaktadır. Ancak ödemelerin belge ile ispat edilmesi gerekmektedir.
Davacının ibraz edilen ticari defterlerinden dava konusu faturanın kaydı 123.900 TL’dir. Şu halde dava konusu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmektedir. Davacının ibraz edilen ticari defter ve belgelerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 38.900 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir.
Davalının ticari defterleri; davalı taraf 2016 yılı ticari defterlerini tarafımıza ibraz etmiştir. İbraz edilen 2016 yılı ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olduğu ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı tespit edilmiştir. Mevcut tespitlere göre ticari defterlerin davalı lehine delil vasfına haiz olduğu görülmektedir.
Davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıya yapılan ödemeler 20/07/2016 tarihi olması gerekirken sehven 27/05/2016 tarihine kayıt edildiği görülmektedir. Bu durum muhasebe usul ve esasına uygun değildir. Davalının ibraz edilen ticari defterlerinde dava konusu 27/06/2016 tarihli ve … nolu ve 123.900 TL tutarındaki faturanın usulüne uygun olarak kayıtlı olduğu ve takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 43.980 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların ticari defterleri karşılaştırılması; taraflar ticari defterlerini ibraz etmiştir. Davacının ibraz edilen ticari defterlerinde davalıdan 38.900 TL alacağı olduğu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıdan 43.980 TL alacağı olduğu görülmektedir. Tarafların ticari defterleri arasındaki toplam fark 82.880 TL’dir.
Davacı tarafından dava konusunu oluşturan 27/06/2016 tarih ve … ve 123.900 TL tutarındaki fatura tarafların ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davalı tarafından 31/08/2016 tarihinde davacıya … 49. Noterliğinden ihtar gönderilmiştir. Söz konusu ihtarnamede 27/06/2016 tarih ve … nolu ve 123.900 TL tutarındaki fatura içeriğinde bulunan malzemenin taahhüt edilen sürede teslim edilmediği köprü açılış sonrasında mevcut ürünlerin kullanım imkanı ve ihtiyaç kalmadığından iade edilmesi .. şeklindedir.
… 49. Noterliği 05/09/2016 tarihli ihtarname de 05/09/2016 tarih ve … nolu ve 77.880 TL tutarlı faturanın davacıya iadesi ihtar edilmiştir. İhtarnamenin davacıya iade hakkında herhangi bir bilgi ve belge dava dosyasına ibraz edilmemiştir. Yine davalı tarafça … 49. Noterliği 03/10/2016 tarih ve …. nolu ihtarname de dava konusu ürünlerin iade alınması talep ve davacıya ihtar edilmiştir.
Davacı tarafından davalı adına tanzim edilen ve toplam tutarı 123.900 TL olan fatura hem davacı ticari defterlerinden hem de davalı ticari defterlerinde kayıtlıdır.
Şu halde dava konusu faturayı, davalının tebliğ aldığı, ticari defterlerine usulüne uygun olarak kayıt ettiği ve yasal süresi içinde dava konusu faturaya itiraz etmediği görüşmüştür. Kural olarak TTK m. 21 /b.2 uyarınca, faturanın alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde kapsamı hakkında itirazda bulunmaz ise içerik kesinleşir. Ancak bu kural, edime uygun ifa hakkında düzenlenen faturalar için geçerlidir. Davalı tarafın, dosya kapsamında kendisine gönderilen faturalara itirazını gösterir belge de bulunmamaktadır. Bu nedenle fatura içeriklerinin kesinleştiği sonucuna varılmaktadır. İçeriğin kesinleşmesinden kasıt, ispat yükünün yer değiştirmesidir. Şöyle ki, borçlunun faturaya geçerli ve süresi içinde itiraz etmemesi halinde ispat yükü kendisine geçecektir. Başka bir deyişle, faturaya süresi içinde geçerli şekilde itiraz edilmemesi borçluyu, faturadaki bilgilerin doğru olmadığını ispat yükümlülüğü altına sokacaktır.
Huzurdaki davada esas konusu 27/06/2016 tarih ve … nolu ve 123.900 TL tutarındaki fatura öncelikle tarafların ticari defterlerinde 27/06/2016 tarihinde kayıt altına alınmıştır. Davacının ticari defterlerinde fatura tutarına yasal süre içinde herhangi bir bir itiraz gelmemiştir. Davalının 31/08/2016 tarihli ihtarında ” faturada bulunan malzemenin taahhüt edilen sürede teslim edilmediği köprü açılış sonrasında mevcut ürünlerin kullanım imkanı ve ihtiyaç kalmadığından iade edilmesi” şeklinde olup taraflar arasında 27/06/2016 tarih ve … nolu ve 123.900 TL tutarındaki fatura içeriğindeki ürünlerin köprü açılışından önce yapılacağı yönünden taraflarca kabul edilmiş sözleşme ve taahhütname olmadığı görülmektedir.
Genel olarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 38.900 TL alacağı olacağı, ancak davalı 31/05/2016 tarih ve … tarihli çekten dolayı 20.000 TL ödediği iddia etmesi halinde ve ispat etmesi halinde davalının davacıya borcu 33.900 TL olacağı kanaatine varılmaktadır. ” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce mübrez rapor doğrultusunda 28/11/2017 tarihli celse ”2” nolu ara karara istinaden ”davalı karşı davacı şirket tasfiye memurlarına 31/05/2016 tarihli … nolu 20.000 TL bedelli çekin banka bilgilerini sunması ve yine bu çeke ilişkin ödeme belgelerini sunması ve tebliğ ettirmesi maksadıyla 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu tespit edilen ödemeye ilişkin taraflar arasındaki 5.000 TL ödeme farkının davacı lehine yorumlanacağı ve ödemenin 15.000 TL olarak benimsenerek bu doğrultu da sair deliller ile karar oluşturulacağı hususunun ihtarına,” şeklindeki ara karar davalı karşı davacı şirket tasfiye memuruna tebliğe çıkarılmasına rağmen konuya ilişkin herhangi bir bilgi, belge ve delil sunulmadığından davalı ödemesi 15.000USd olarak benimsenmiştir.
Asıl dava; davalıya satışı gerçekleştirilen mobilya ürünlerinin bakiye bedelinin tahsili için yapılan takibe ilişkin itirazın iptali isteminden ibarettir. Davalı yan asıl davaya cevap dilekçesinde ürünlerin süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshederek iadesi için davacı tarafa ihtarname keşide ettiğini, davacının alacak talebinde bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalıdan kaynaklı nedenlerle oluşan zararına istinaden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla HMK 107 maddesi gereğince karşı dava kapsamında alacak talebinde bulunmuştur.
Davalı yan; davacı tarafa keşide ettiği … 49.Noterliği’nin 31.08.2016 tarihli, ihtarında 27.06.2016 tarihli … nolu, 123.900,00TL bedelli faturaya konu malların süresinde teslim edilmediği, köprü açılışı sonrasında mevcut ürünlerin kullanma imkanı ve ihtiyaç kalmadığından iadesini talep ettiği, bilahare 05/09/2016 tarihinde keşide ettiği yine …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarı ile … numaralı 77.880,00TL bedelli faturayı iade ettiği, daha sonra keşide edilen … 49.Noterliği’nin 03/10/2016 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de ürünlerin … … …. adresinde bulunduğu ve üç gün içinde alınmasını ihtar ettiği görülmüştür.
Davalı taraf her ne kadar fatura konusu ürünlerin köprü açılışından önce tesliminin gerektiğini beyanla ürünlere ihtiyaç kalmadığını ve iade alınmasını ihtar ederek davacı tarafın dayandığı faturayı iade etmiş ise de; yanlar arasında ürünlerin köprü açılışından önce teslim edileceğine yönelik yazılı bir sözleşme bulunduğu davalı tarafça kanıtlanamamıştır.
Taraflar arasında satışa konu edilen ürünler davacı tarafça davalıya teslimi gerçekleştirilmiş ve dayanak 27/06/2016 tarihli … nolu, 123.900,00TL bedelli faturanın her iki tarafın ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu, davalının kısmi ödeme yaptığı, neticeten davacının davalıdan 38.900,00TL bakiye alacağının bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Karşı dava 28/11/2017 tarihli celse 1 nolu ara kararla takip edilmediğinden HMK 150 maddesi gereğince süresinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, süresinde yenilenmemiş ve mahkememizin 10/04/2018 tarihli ek kararı ile işlemden kaldırılmıştır.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanat gereğince; asıl davanın kısmen kabulü ile, İstanbul … İcra Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 38.900 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara ilişkin itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren yıllık % 10.50’yi geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davalının %20 icra inkar tzminatı ile sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Asıl davanın kısmen kabulü ile, İstanbul …. İcra Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 38.900 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara ilişkin itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren yıllık % 10.50’yi geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
Davalının kabul edilen miktarın %20’sine tekabül eden 7.780,00 TL. icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.657,30 TL. Karar harcından, peşin ve tamamlama harcı ile yatırılan toplam: 711,20 TL.nin mahsubu ile, bakiye 1.946,10 TL.nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş bulunduğundan, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.gereğince hesaplanan 4.629,00 TL. Vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı gideri 1.480,75 TL.nin davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 1.446,70 TL.nin, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılmış bir gider olmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/04/2018

Katip

Başkan