Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1042 E. 2020/472 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1042 Esas
KARAR NO : 2020/472
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/10/2016
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … ile davalı … 12/05/2010 tarihinde akdedilen sözleşme uyarınca davalı şirket müvekkile elektrik enerjisi tedarik edeceğini, sözleşmenin 5. Maddesi uyarınca, davalı şirket enerji tedariki yaparken …’ın ticarethaneler ve dağıtım sistemindeki kullanıcılar tarifesinde yer alan Perakende tek zamanlı Elektrik Birim fiyatından %27,61 oranında, alçak gerilim abonelikleri için de … tarifelerini esas alarak %22,61 oranında iskonto uygulanacağını, davalı şirket tarafından önce 01/07/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, mail yoluyla, iskonto oranının %18,5’e düşürdüğünü bildirdiğini ve bilahere iskontoları tümden kaldırdığını, elektrik enerjisi tedarik sözleşmesini 12/05/2016 tarihi itibariyle karşılıklı fesh ettiklerini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davacı taraf aleyhine, tek tarafları olarak değiştirilmesi mümkün olmadığını, sözleşme hükümlerinin ihlali nedeniyle davalı şirketten 01/01/2012 tarihinden itibaren 139.295,65-TL fazla tahsilat yapıldığını, davacı şirketten sözleşmeye aykırı olarak iskontolar uygulanmaksızın fazla tahsil edilen bu meblağın tahsili için iş bu davanın açılmasının zorunlu olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kanuni noksanlar bulunduğunu, ve noksanların tamamlanması, tamamlandığı takdirde davanın açılmamış sayılması gerektiğini, HMK madde 119/c bendi gereği dava dilekçesinde yar alması zorunlu hususlar davacının dava dilekçesinde eksik olduğunu, HMK madde 119/c de belirtildiği şekilde davacı tarafın kimlik numarası dava dilekçesinde belirtilmesinin zorunlu olduğunu, davacının vergi kimlik numarası dava dilekçesinde belirtilmediğini, iş bu konu dava dilekçesinde belirtilmesi açıklandığı üzere kanuni zorunluluk olduğunu ve bu zorunluluğa uyulmadığından noksanların tamamlanması, tamamlandığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, müvekkil şirket, davacı şirket ile akdedilen 12/05/2010 tarihli elektrik enerjisi tedariki ve tüketimine ilişkin sözleşme uyarınca 01/06/2016 tarihine kadar davacı şirket için gerekli elektrik enerjisini tedarik etmekte olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme, müvekkil şirket tarafından 29/05/2012, 31/01/2014 ve 30/12/2020 tarihlerinde gönderilen yazılı bildirimler ve basiretli bir tacir olan karşı tarafın faturaları itirazsız ve ihtirazı kayıt olmaksızın ödemiş olması hasebiyle tahsil edilen dava konusu bedellerin müvekkil şirket tarafından iade etme borcu olduğundan söz edilemeyeceğini, ilk itirazları, usule ilişkin karşı beyanları yönünden karar verilmesini ve huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti, yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; elektrik enerjisi tedarik sözleşme ilişkisi kapsamında fazla tahsilat iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki elektrik enerjisi tedarik sözleşmesi, yanlar arasındaki bildirimlere ilişkin yazışma ve belgeler ile fatura ve EPDK kayıtlarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Cevap dilekçesi kapsamında her ne kadar zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de TBK’nın 146. ve BK’nın 125. maddesi gereğince sözleşmeden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi 10 yıl olup, somut olayda henüz 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, bu hali ile zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmakla yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı ticari defterleri üzerinde inceleme icrası sureti ile dosya kapsamındaki deliller ile birlikte talimat mahkemesi … Asliye Ticaret Mahkemesi marifeti ile bilirkişi raporu temin edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … … marifetiyle hazırlanan 03/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davalı … ‘nin hiçbir uyarı ve bildirim yapmadan %18,5’lik bu indirim oranını iptal ederek fatura düzenlemeye başladığını, davacının bu durumu da kendisine gönderilen faturaların hiçbirine itiraz edilmediğini, indirim oranı sıfırlanan faturaların kabul edilip ödendiğini, ancak …nin herhangi bir bildirim veya tarife revizyonu yapmadan 01/07/2012 tarihi sonrası dönemler de %18,5 oranındaki indirimi tamamen kaldırmasının etik olmadığını, bu nedenle 01/07/2012 tarihinde sonraki dönemlerde de %18,5 oranında indirime devam etmesi gerektiğini, bu durumun 31/01/2012 tarihinden itibaren başlattığı ve her fatura dönemine uyglandığını, ulusal tarifeye göre dönem indirimlerini uygulayarak bulduğu uygulanması gereken birim fiyat ile …’nin faturalamaya esas olarak uyguladığı birim fiyat tarifeleri farkını aldığını, tüketim miktarı ile çarparak bulduğu iade enerji bedellerini toplayarak iade edilmesi gereken fazla tahsilatın 13.685,15-TL olduğunun hesaplandığını, davalı …’nin hiçbir uyarı ve bildirim yapmadan %18,5 oranındaki indirimi iptal ederek fatura düzenlemesinin sözleşmeye aykırı olduğu bu nedenle de haksız kazanç elde ettiği kanaatine varıldığını, bu durum hem taraflar arasındaki sözleşmeye, hem de tüketici kanunu hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, davacı her ne kadar bu duruma itiraz ettiğini, davalının hukuka aykırılığını ortadan kaldırmadığını, davalının sözleşmeye aykırı davranarak, sözleşeme göre uygulaması gereken, ancak hiçbir uyarı yapmadan iptal ederek uygulamadığı %18,5’lik indirim oranından dolayı, davalıdan 31/01/2012 – 31/12/2015 dönemleri arasındaki fatura hesaplarında oluşan fazla ödemeleri nedeniyle, davacının davalıdan 13.685,38-TL alacaklı olduğunu…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Huzurdaki davanın tarafları arasında (davacının abone, davalının tedarik eden sıfatı ile imzaladığı) 12/05/2010 tarihli elektrik enerjisi tedariki ve tüketimine ilişkin sözleşme ilişkisinin tesis edildiği, akdin 5. maddesi kapsamında perakende tek zamanlı elektrik birim fiyatından %27,61 oranında, alçak gerilim abonelikleri için ise %22,61 oranında iskonto oranlarının betimlendiği, sözleşmenin karşılıklı olarak 12/05/2016 tarihinde feshedildiği sabit olup uyuşmazlığın; 01/07/2012 tarihinden itibaren iskonto oranının %18,5 düşürülmesi ve devamında iskonto oranının tümden kaldırılması sureti ile davacı aleyhine haksız tahsilatın doğup doğmadığı, davacının anılı sebeple (talebine konu dönem olan 01/01/2012- 31/12/2015 arası) talep edebileceği alacağın mevcut olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda davacı ticari defterleri, davalı kayıtları, EPDK kayıtları ile tüm deliller ve dosya kapsamında yapılan her iki bilirkişi incelemesi neticesinde yanlar arasındaki sözleşme ilişkisi boyunca yapılan faturalandırma / tahsilat dökümlerinin ayrıştırıldığı, yanlar arasındaki itiraza uğramayan yazışmalara ilişkin belgelerin tetkik edildiği görülmüş olup bu suretle yapılan değerlendirme neticesinde davalı yanın 29/05/2012 tarihli ve 31/01/2014 tarihli yazıları ile 01/07/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere EPDK kurul kararları ile yapılan değişiklikler ve davalı şirket dışındaki faktörlere bağlı olarak iskonto oranının %18,5 oranında uygulanması gerektiğinin davacı yana bildirildiği, davacının ise 05/02/2016 tarihli cevabına kadar anılı iskonto oranına herhangi bir itiraz yöneltmediği tespit edilmiştir. Bu tespitlerin yanında ayrıca sözleşmenin 12. maddesi gereğince mevzuattan kaynaklanan değişiklikler sonucu oluşan yeni şartlar ile elektrik enerji fiyatlarını etkileyen kamu kurum kararları, enerji üretim maliyetlerindeki aşırı artış veya tarife yapısı değişikliği gibi enerji satış fiyatını etkileyen nedenlerden dolayı fiyat ayarlamasının talep edilebileceği, tarafların fiyat değişiklikleri hususunda mutabakata varamamaları durumunda tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme hakkını haiz oldukları hususlarının kararlaştırıldığı görülmüştür. Bu kapsamda davalı yanın iskonto oranında %18,5 oranındaki birim fiyat değişikliğine ilişkin önerisi davacı tarafça 05/02/2016 tarihine kadar itiraza uğramamış olup bu hali ile iskonto oranındaki değişimin davacı yanca benimsendiği ve sözleşmenin feshedildiği 12/05/2016 tarihine kadar %18,5 oranında iskonto üzerinden fiyatlandırma yapılmasının sözleşmenin 12. maddesine dayalı olarak geçerli olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte 01/07/2012 tarihinden itibaren %18,5 oranında yapılması gereken iskontonun tek taraflı olarak uygulama dışı bırakılması sureti ile yapılan faturalandırmanın sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği saptanmakla; tüm bu gerekçeler ışığında davacının talep ettiği anılı dönemler arası (anılı dönemleri esas alan son bilirkişi raporundaki hesaplama kapsamında) %18,5 oranındaki iskonto oranının uygulanmaması nedeni ile fazladan ödemiş olduğu 13.685,38-TL’nin tahsili isteminde haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
13.685,38-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsili davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 934,85-TL ilam harcından peşin alınan 2.378,83-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.443,98-TL ilam harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.378,83-TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.408,03-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.882,98-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 3.591,05-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 352,81-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır