Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1039 E. 2022/81 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1039 Esas
KARAR NO : 2022/81
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2016
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğü 2014/… E. sayılı dosyasında, müvekkili hakkında, … Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/… E – 2013/… K Sayılı Kararıyla İptal Edilmiş Çek ile Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla takip yapıldığını, mahkeme tarafından iptal edilmiş çek ile takip yapılamayacağını, müvekkilinin alacaklıya borçlu olmasının mümkün olmayacağı gerekçesiyle taraflarınca İcra Hukuk Mahkemesine başvurulduğunu, …. İcra Hukuk Mahkemesi 2015/… E – 2015/… K Sayılı hukuka aykırı kararı ile taleplerinin reddedildiğini, … İcra Hukuk Mahkemesi 2015/… E – 2015/… K Sayılı hukuka aykırı kararı taraflarınca temyiz edilmiş olup halen Yargıtay … HD. 2016/… E Sayılı dosyasında karar verilmediğini, bu süreçte icra takip dosyası devam ettiği için alacaklı tarafından müvekkiline ait taşınır/taşınmaz mal varlıklarına haciz konduğunu, müvekkili şirketin borçlu olmadığı halde icra baskısı altında alacak tahsil edilmek istendiğini, mahkeme kararı ile iptal edilmiş çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmasının hukuken mümkün olmadığını, … Bankası … Şubesine ait … seri nolu 30.12.2012 keşide tarihli 17.000,00TL bedelli çek incelendiğinde çekin keşidecesi müvekkili şirket lehtarı … … olduğunu, tanıklar … ve …’ ın imzaları ile düzenlenen protokol de görüldüğü üzere; söz konusu çek … … tarafından kaybedilmiş olduğundan bahisle, mahkeme tarafından çekler iptal edildiğinin beyan edilmesi ve …. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/… E – 2013/… K Sayılı kararın müvekkiline ibraz edilmesi ile çek bedeli müvekkili şirket tarafından Lehtar … …’ e ödendiğini, müvekkilinin …. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/… E – 2013/… K Sayılı kararı ile çeklerin kaybolduğu gerekçesiyle verilen çek iptal kararına göre lehtar … …’ e ödeme yaptığını ve borcunu ifa ettiğini, müvekkilinin daha sonra davalı alacaklı tarafından başlatılan …. İcra Müdürlüğü 2014/… E. sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri ile iptal edilen çekin davalı eline geçtiğini öğrendiğini, müvekkilinin …. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/… E – 2013/… K Sayılı çek iptal kararı gereğince … …’ e ödeme yaptığını, Mahkeme Kararı ile kaybolduğu gerekçesiyle iptaline karar verilen çekin davalıya nasıl geçtiğini müvekkilinin bilmediğini, müvekkilinin …. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/… E – 2013/… K Sayılı kararı ile iptaline karar verilen çek borcunu çekin lehtarına ödeyerek borcunu ifa ettiğini, mahkeme kararı ile İptal edilmiş bir çekten dolayı Müvekkilinin davalıya borçlu olması halinde hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde iki defa ödeme yapmış olacağını, müvekkili şirketin bu güne kadar yazılmış ve/veya ödenmemiş tek bir çeki olmadığını, bu tarihe kadar müvekkili şirket hakkında başlatılan tek bir icra takibi olmadığını, müvekkili şirket Malatya’ da Marka haline gelmiş köklü, varlıklı bir şirket olduğunu, davalı mahkeme kararı ile çekin iptal edildiğini bilerek icra takibi yaptığını, çekin arka yüzünde bulunan banka kaşesinde görüldüğü üzere … Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/… e-2013/… k sayılı kararı ile tedbir kararı bulunduğundan herhangi bir işlem yapılamamıştır yazıldığını, görüldüğü gibi davalı kötü niyetli olarak iptal edildiğini bildiği çek ile hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak çekin tahsiline gittiğini, çekin iptali ile çekten dolayı borç sona erdiği gibi, kötü niyetli davalının müvekkili şirketin her hangi bir alacağının olmadığını, çeki ve borcu kabul etmemekle birlikte ciro silsilesinde kopukluk olduğunu, çeki eline geçirenlerce çek usulüne uygun devir edilmediğinden davalının alacaklı sıfatı olmadığını, çekin arkası incelendiğinde usulüne uygun ciro edilmediğini, silsilede kopukluk olduğunu, çeki eline geçiren kişilerce defalarca karalanarak bir diğerinin adının yazıldığını, davalı …’ ın üste ve alta ismi ile imzası silinen cirantaların arasında bulunduğunun görülmekte olduğunu beyanla; öncelikle 13.10.2016 tarihi itibariyle 31.021,78-TL olan …. İcra Müdürlüğü 2014/… E. Sayılı icra takip dosya borcunun tamamının taraflarınca depo edilmesi ile dosyadaki hacizlerin kaldırılmasına ve yargılama sonuna kadar icra kasasındaki paranın davalıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilerek dosyanın durdurulmasına, davanın kabulüne karar verilerek; müvekkili şirketin Davalı …’ a borçlu olmadığının tespitine, çek arkasında bulunan banka kaşesinde ” …. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/… E-2013/… K Sayılı Kararı İle Tedir Kararı Bulunduğundan Herhangi Bir İşlem Yapılamamıştır” ibaresini görmesine rağmen müvekkili hakkında icra takibi başlatan kötü niyetli davalının dava değerinin % 20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davacı-keşideci şirket ve lehtar … … birlikte ve kötü niyetle hareket ederek önce çek iptali kararı tesis ettiklerini, çek lehtar … …’in çeki ciro edip piyasaya sürdüğünü, çekin arka yüzündeki imzasını hiçbir zaman inkar etmediğini, çek bedelini ödememek için keşideci ve lehtarın birlikte hareket ettikleri, çekin arka yüzünün cirolanmasının çekin tedavüle sokulduğuna karine teşkil ettiği, cirodaki imza lehtara ait olmasaydı veya cirolamadan çeki zayi etmiş olsaydı müvekkilinden önceki cirantaya karşı ileri sürebilireceğini, lehtarın ciro ve imzası kendisine ait olduğu gibi kendisinden sonraki ciranta borçlu … …’ın da hayali bir şahıs olmayıp gerçek bir şahıs olduğunu ve tüm kimlik bilgilerinin icra dosyasında mübrez olduğunu, çekin iptal edilmesine rağmen bankaya yasal süre içinde ibrazı halinde kambiyo takibi yapılabileceğinden müvekkilin yasal hakkını kullanarak kendinden önceki ciranta, lehtar ve keşideciye, davacı keşideci ile lehtar … … arasındaki ödeme belgesinin muvazaalı olduğunu, davacının ileri sürdüğü iddiaların ancak lehtar … …’e karşı yöneltilebilecek hususlar olduğunu, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini beyanla; davanın esastan reddine, müvekkilinin alacağına kavuşmamış menfi ve müspet zararları nazara alınarak davacı aleyhine %40 dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün 2014/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davalı tarafça davacı ve dava dışı … … ile … … aleyhine 30.12.2012 keşide tarihli 17.000 TL bedelli çek alacağına istinaden işlemiş faiz, komisyon ve tazminat dahil toplam 22.515,22 TL alacağın ticari faizi ile birlikte tahsili için yapılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı ve dava dışı … …’in ticari defter ve belgelerinin incelenmesi amacıyla … Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat uyarınca mali bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dosya muhteviyatında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi, değerlendirilmesi, sonucunda, Takdir ve değerlendirilmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere tarafımca varılan sonuçlar aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır.
Yukarı detaylı bir şekilde belirtilen çekler, çek lehtarı (dava dışı 3. Kişi … …) tarafından ciro edilmiş, bu çeklerden T.C. … Bankası … Şubesine ait … seri no.lu 30.12.2012 keşide tarihli 17.000,00.- TL.çek lehtarın (dava dışı 3. Kişi … …) “iradesi dışında” yukarıda açık kimliği belirtilen … T.C.Kimlik No.lu … … , tarafından ele geçirip, ciro edilip davalı …’a verildiğinin çekin arka yüzünden anlaşıldığı,
Dava dışı … … beyanında taşınmazın envanterinde kayıtlı olmadığından alınan çekin ticari defterlerine işlemediği, Sayın Mahkemece … … ile kendisinden sonra adı geçen çeki ciro edip davalıya veren … … ve son ciranta olan davalı … arasındaki Ticari ilişki, ticari defterlerin incelenmesi, alınan çeke karşılık verilen mal ve/veya hizmet bedellerinin olup, olmadığı, buna dair bir belgenin (fatura veya herhangi bir gider belgesi) olup olmadığı bir bilirkişi marifeti ile incelenmesinde fayda sağlanacağını,
Özellikle, Dava dışı (3. Kişi … …) çeki kayıp ettiğini, buna dair yargıya başvurduğu, Sayın Mahkemeden karar aldığı, çek muhatabı bankaya bilgi ve buna dair belge verildiğinden Sayın Mahkemenin 276 922 022 46 T.C.Kimlik No.lu … …’ın ifadesine başvurması, çeki ne şekilde kendisine geçtiği, çek lehtarı ile arasındaki ticari ilişkinin olup olmadığı sonucunda Sayın Mahkemenin bir yargıya varacağı kanaatindeyim. Bu durumda davacının adı geçen çek için yaptığı ödemeler kanımca sorumlulara rücu edebilecektir.” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Talimatımız üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesince dinlenen davacı tanığı …’ın beyanında; “Ben 2007 yılından beridir davacı şirkette çalışırım, halen de çalışmaya devam ederim, davalıyı ise tanımam, hatırlamadığım bir yılda … … tarafından davalı şirketin yetkilisi … ‘a Malatya içerisinde bir arsa satıldı, bu arsanın bedeline karşılık da hatırladım kadarı ile bir çek verildi, çekin bedelinin de 17.000,00 TL olduğunu hatırlıyorum, daha sonra çekin vadesinde çek davacı şirket tarafından … …’e bedeli ödendi, ancak çekin kaybolduğu söylendi ve çek iade edilmedi, oysa çekin bedeli elden ödendi, daha sonra davalı tarafından bu davanın açıldığını duyduk, benim olaya ilişkin bilgim ve görgüm bu kadardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizde dinlenen davalı tanığı … beyanında; “Ben inşaat boyacısıyım, davalının kardeşinin … ‘ın evinin boyasını yapmıştım. Taraflar arasındaki çekle ilgili hiçbir bilgim yoktur, beni neden tanık gösterdiklerini de bilmiyorum. Bana sormuş olduğunuz … …, … … isimli kişileri de tanımıyorum, davalı … ‘ı 10 seneden fazladır tanıyorum, yalnızca ticaret işiyle uğraştığını biliyorum. Araba alıp sattığına ilişkin söylentiler duydum. Her esnaf tanıdıklarıyla evrakla senetle işlem yapar. Bu davayla ilgili bizzat şahit olduğum bir konu yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava; … İcra Müdürlüğünün 2014/… Esas sayılı dosyasında davalı yanca takibe konulan … Bankası … Şubesi’nin … seri nolu 30.12.2012 keşide tarihli 17.000 TL bedelli çeki hakkında daha önce iptal kararı verildiği ve çek bedelinin iptal kararını alan lehtara ödendiğinden bahisle takip dosyası ve takibe dayanak çek sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti isteminden ibarettir.
Dava konusu çekin incelenmesinde; keşidecisinin davacı … …… Şirketi olduğu, lehtarı ve 1. cirantasının … … olduğu, 2. cirantasının … … olduğu, 3. ve son cirantasının davalı … olduğu, 30/12/2012 tarihinde … Bankası A.Ş.’ne ibraz edildiği ancak banka tarafından …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/… esas sayılı dosyasındaki ödeme yasağı kararı uyarınca ödeme yapılmadığı, akabinde davalı tarafça 05/11/2014 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı dosyası ile kambiyo takibine konu edildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada davacı yanın, çekin zayi olması nedeniyle iptal edilmiş ve çek bedelinin lehtara ödenmiş olmasına dayanarak davalıya çek sebebiyle borçlu olmadığını iddia ettiği, davalı yanın ise davacı ile lehtar … …’in kötü niyetle çek iptali kararını aldıklarını savunduğu, kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasında ispat yükü borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafta ise de, davalı yan çek iptali kararının kötü niyetle alındığını ileri sürdüğünden öncelikle bu hususun araştırılmasının gerektiği, mahkememizin 1 nolu celse 5 nolu ara kararı ile davalı yana dava dışı … … hasım gösterilerek iptal kararının iptalini talep ederek meşru hamilin tespitini sağlamak hususunda dava açmak üzere verilen kesin sürede davalı tarafça dava açılarak savunmasının ispatına yönelik girişimde bulunulduğu ancak davanın görüldüğü … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı ile, hasım gösterilerek iptal kararının iptalinin dava konusu edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle esasa girilmeksizin davanın mahiyeti itibarıyla reddine dair karar verildiği, dava sonucunda davalının meşru hamil olmadığına dair karar verilmemiş ise de, söz konusu karar mahkememizde görülmekte olan uyuşmazlığı çözmeye etki etmediğinden ret ile sonuçlanan bu dava ile davalının savunmasını ispatlayamadığı görülmekle, huzurdaki davanın bu savunmaya dayalı olarak karara bağlanamayacağı, davacı iddialarının incelenmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı yanın iddiası bakımından yapılan incelemede; çek bedelinin lehtar … …’e ödendiğinin ileri sürüldüğü ancak mahkememizce ticari defterlerin incelenmesi hususunda talimat yazılan mahkemeye davacı ticari defterlerini sunmadığından ödemenin bilirkişi incelemesi ile denetlenemediği, dava dilekçesi ekinde sunulan tarihsiz protokolde davacı şirket tarafından lehtar … …’e verilen çeklerin kaybedilmesi üzerine … …’in mahkemeye başvurduğu ve çeklerin iptal edildiği, çek bedelinin şahitler huzurunda davacı şirket tarafından … …’e elden nakit olarak ödendiği hususlarının belirtilerek imza altına alındığı, protokolde imzası bulunan protokol şahidi …’ın talimat yolu ile alınan tanık ifadesinde; çekin vadesinde davacı şirket tarafından … …’e ödendiğini ancak çekin kaybolduğu söylenerek çekin iade edilmediğini beyan ettiği, tanık çek iptali kararından sonra çekin ödendiğini beyan etmediğinden davacı tarafça TTK 666/3. maddesine uygun olarak yapılmış geçerli bir ödemenin söz konusu olmadığı, böylece davacının ödemeyi … …’e yaptığını ispatlayamadığı gibi ödemenin ispatlanmış olması halinde dahi çek bedelinin ödenmiş olmasının bir şahsi defi niteliğinde olduğu, bu halde davalının çeki iktisabında kötü niyetli olduğunun ispatlanması halinde davacı ile dava dışı lehtar … … arasındaki şahsi definin yani çek bedelinin zaten ödendiğinin ileri sürülmesinin mümkün olduğu, çek iptali kararının 10/05/2013 tarihinde verildiği, çekin ise 30/12/2012 tarihinde davalı tarafça bankaya ibraz edildiği sabit olduğundan davalının henüz çek iptali kararı verilmeden önce çeki ciro ile devralmış olduğu, davalı hamil tarafından çekin ciro edildiği tarih itibarıyla lehtarın ilk cirosunun sahte olduğunun bilinmesinin beklenemeyeceği, dolayısıyla davalı hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği, başka bir anlatımla kötüniyetli hamil olduğunun kanıtlanamadığı, böylece davacı keşidecinin lehtara ödeme yaptığına ilişkin şahsi defiyi davalıya karşı ileri süremeyeceği de anlaşıldığından davanın reddine, ihtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı lehine alacağın %20’si oranındaki 4.503,04 TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulması yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Alacağın %20’si oranına tekabül eden 4.503,04 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 384,51 TL peşin harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 303,81 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır