Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/894 E. 2018/702 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/894 Esas
KARAR NO : 2018/702
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/09/2015
KARAR TARİHİ: 10/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/08/2015 tarihinde sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken, geçiş önceliklerine uymaması neticesi müvekkilinin kullandığı araca çarparak, müvekkilinin ağır şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini beyanla 500 TL geçici, 500 TL kalıcı maluliyet ve 500 TL ise geçici maluliyet döneminde bakıma muhtaç olan müvekkillimize bakım ücreti olarak toplamda 1.500 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen aracın 26/11/2014-26/11/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalı olduğunu, dosyada öncelikle kusur ve maluliyet tespiti yapılması gerektiğini, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle tazminatta indirim yapılması gerektiğini, beyanda davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememiz dosyasının delillerini, … Üni. … Hastanesi, … Üni. Hastanesi hasta evrakları, hasar işlem dosya örneği, … yazı cevabı, Talimat Yoluyla alınan … Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp Heyet Raporu, makine mühendisi Dr. … ve aktüerya uzmanı …’dan alınan kök rapor ve makine mühendisi Dr. …, aktüerya uzmanı … ve Dr. …’den alınan ek rapor ve tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
Mahkememizce dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda makine mühendisi Dr. … ve aktüerya uzmanı … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 14/03/2018 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Olay mahallinde yol ortadan refüjle bölünmüş, tek yönlü, her yönde 10.5 m. genişliğinde, üç şeritli, düz ve asfalt kaplama olup vakit gündüz, hava ve görüş açık, zemin kuru ve meyilsizdir. Kaza yeri krokisinde çarpışma noktasının refüj başına olan mesafesinin 6 m. olduğu, aracın çekici kısmının bulvarın batı – doğu yönü üzerinde, arkasındaki dorsenin ise refüj aralığında olduğu, işaretlenmiştir. Kaza tutanağında çekici araç sürücüsü …’nın KTY’nin 109/b-8maddesini ihlal ettiği, dönüş yapan araçların doğru geçen araçlara ilk geçiş hakkını vermeleri gerektiği belirtilmiştir.
Dava dışı sürücü … olay yerinde yapılan keşifteki ifadesinde GMK Bulvarını takiben doğu-batı yönünde seyri sırasında Orman İşletme karşısındaki … Petrole gitmek için refüj aralığında durduğunu, bir süre bekledikten sonra bu sırda … hizasında bir dolmuş aracının durduğunu ve yolcu indirip hareket ettiğini, dolmuşun sağ arka tarafında bulunan motosiklet sürücüsünün dolmuşu geçeceği sırada dengesini kaybettiğini, motosikletin yerde sürüklenerek kaydığını ve bulunduğu yere kadar geldiğini, aralarında çarpışma olmadığını beyan etmiştir.
Davacı sürücü … ise Ceza davasındaki ifadesinde yönetmindeki motosiklet ile … – … yönünde sağ şerid takiben seyrettğini, bu sırda çekici aracın bir anda önünü kestğini, motorunun kaydığını, bağırmasına rağmen çekici aracı sürücnün duymadığını o esnada … dolmuşunun durumu görüp tır aracının önüne kırdığını ve kendini ezip geçmesini önlediğini, kendisnin de tır şoförü olduğunu, tır aracının refüj aralığından geçmesinin yasak olduğunu, yasakla ilgili levhalar bulunduğunu, orasının sadece Orman İşletmesin e ait olduğunu beyan etmiştir. Ceza davasında olay yerinde yapılan keşifte Tır aracının geçiş yaptığı refüj aralığının, … Petrolden çıkış yapan araçların GMK Bulvarına girdikleri yol olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamına göre Ceza davasında bir işyerine ait Güvenlik kamera görüntüleri bulunduğu ve CD incelemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. CD görüntülerinde Tır aracının refüj aralığında durmaksızın sola dönüş yaptığı ve yol üzerinde aniden durduğu, bu sırada davacı sürücünün fren yaptığı ve kayarak gelip Tır aracını altına doğru girdiği görülmüştür. Buna göre Tır sürücüsünün refüj aralığına girip durmaksızın karşı yola girdiği ve akaryakıt istasyonuna geçmek istediği, ancak gelen motosiklet nedeniyle geçemeyeceğini anlayınca aracın çekici kısmı ile yolun orta kısmını kapatacak şekilde durduğu, motosiklet sürücüsünün ise çarpışmayı önlemek için fren yaptığında kaydığı ve aracın ön kısmının altına girdiği, yolun orta kısmında motosikletin kayma izinin olduğu belirlenmiştir.
Sola dönüş yapmak isteyen araç sürücülerinin dönüşe başlamadan önce sağdan gelen taşıtlara ilk geçiş hakkını vermeleri, dönüş sırasında karşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini beklemeleri zorunludur. (KTK Mad. 50/b) Olayda aksine davranan, böylece hatalı dönüş yapan ve anayolda seyreden araçlara geçiş hakkı vermeyen Tır sürücüsü asli ve tamamen kusurludur.
Davacı sürücü ise düz yolda seyri sırasında orta refüj aralığından geçip önünü kapatan Tır aracını gördüğünde mümkün olan tedbiri almış ve fren yapmış, ancak mesafe kısa olduğundan duramayıp kayarak yol ortasında alan Tır aracının altına girdiği olayda kusursuzdur.
Tazminat hesabı, ilgili yasa hükümlerine, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına ve yargıda geçerli hesaplama yöntem ve formüllerine göre yapılacaktır.
Hazine Müsteşarlığı’nın 2010/4 sayılı Genelgesine dayanılarak, sigorta şirketleri ve aktüerler, yargıda geçerli olmayan ve Yargıtay’ca belirlenen ilkelere uymayan formüllere göre tazminat hesaplamakta ısrarlı iseler de, ölüm nedeniyle tazminat hesaplarında matematiksel formüller önemli olmayıp, aslolan “hukuksal nitelemeler”dir. Çünkü 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2 ve yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3.maddelerinin anlam ve amacı, her olayın özelliğine göre, hesap öncesi, bazı (hukuksal) değerlendirmeleri zorunlu kılmaktadır.
Sigorta Şirketlerinin kullandıkları “devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülü ve %3 teknik faiz yargıda geçerli değildir. Söz konusu formül 1993 Ankara Sempozyumunda sigorta temsilcileri tarafından önerilip kabul edilmediği gibi, … gelir bağlama işlemlerinde de bu formül kullanılmamakta ve peşin değer hesabı, 12.05.2010 gün 27579 sayılı RG’de yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 46.maddesine göre yapılmakta, maddede belirtildiği üzere “yüzde beş iskonto oranı”na göre peşin sermaye değeri tabloları hazırlanıp bu tabloların demografik ve ekonomik değişiklikler nedeniyle Kurumca gerekli görülen hallerde güncellenmesi öngörülmekte; peşin sermaye değeri hesaplamalarıyla ilgili usul ve esaslar Kurumca 28 Eylül 2008 gün 27011 RG’de yayınlanan Peşin Sermaye Değerlerinin Hesaplanmasıyla ilgili Tebliğ hükümlerinde açıklanmış bulunmakta ve eki tablolar kullanılmaktadır.
Yargıdaki uygulamalara ve Yargıtay’ca öngörülen yöntemlere gelince: Hesap formülü konusunda, Yargıtay’ca, açık ve anlaşılır “denetime elverişli” basit bir formül yeğlenmektedir. 1993 Ankara Sempozyumunda kabul edilen “progressif rant” formülünün basitliği, açık ve anlaşılır olması, bu formülün öngörülme nedenidir. Her ne kadar bu formüle göre, kazançlar hiç artmayıp hep aynı kalmakta, her yıl için ayrı ayrı eşit oranda artırım ve iskonto aynı sonucu vermekte, bunun için gereksiz tablolar düzenlenmekte ise de, Yargıtay görüş değiştirinceye kadar, bilirkişilerin tazminat hesaplarını buna göre yapmaları bir zorunluluktur. Ancak, “matematiksel” gerçeklik dikkate alınarak her yıl için aynı sonucu veren gereksiz tablolardan vazgeçilmeli; işleyecek dönem hesabı için “Kazanç x Zarar süresi = İşleyecek dönem kazançları” kısa formülünden yararlanılmalıdır.
Yaşam (bakiye ömür-mortalite) tablolarına gelince: Her ne kadar Bakanlar Kurulu 2006/ 11345 sayılı kararının 2/d maddesinde ve Hazine Müsteşarlığı Genelgesinde (ülkemizdeki ortalama ömür sürelerine uygun olmayan) CSO-1980 … tablolarından sözedilmiş ise de, …’nun 25.09.2012 gün 2012/32 sayılı Genelgesi ekinde Türkiye koşullarına göre düzenlendiği açıklanan TRH-2010 (Kadın Erkek Hayat) tabloları yer almış ve peşin değerlerin buna göre hesaplandığı açıklanmıştır. Yargıtay uygulamasında ise PMF-1931 yaşam tablosundan vazgeçildiğine ilişkin bir işaret henüz alınmamıştır.
Bu durumlar karşısında, kurumlar arasında ortak görüş ve uyum sağlanıncaya, “ulusal mortalite tablosu” oluşturuluncaya ve Yargıtay’ca görüş değişikliği yapılıncaya kadar PMF-1931 yaşam tablosunu kullanmamız gerektiği düşüncesindeyiz.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tazminat hesabına esas kazançlar belirlenirken, olay tarihinden hüküm tarihine kadar bilinen tüm kazançların ve en son yürürlüğe giren veya girecek olan yasal asgari ücretlerin hesaplamada gözetilmesi; en son kazanç unsuru birim alınarak, her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi gerekmektedir
Davacının 15.08.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına ilişkin … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı 10.01.2018 tarih ve 622172 Sayılı bilirkişi incelemesi sonucunda;
Davacının E cetveline göre %17,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, mütalaa edilmiştir.
Yerleşik Yargıtay uygulamaları ile davacı vekilinin beyanı gereği davacının gelirinin asgari düzey olarak hesaplamaya tabi tutulması kanaatinin hasıl olduğu, davacının kazancının daha fazla olduğuna ilişkin bir bilgi ve belgenin dosyaya ibrazı halinde olay/hesap tarihleri arasında asgari ücretin uyarlanması sonucu yeni bir hesabın yapılabileceği, bu bilgiler ışığında davacının olay tarihinde asgari ücret düzeyinde kazancının olduğu varsayılarak hesaplama yapılacaktır.
Kazançların netleştirilmesi: Yukarıda bildirilen brüt kazançları üzerinden, 5510 sayılı Yasa gereğince %1 oranında işsizlik, %14 oranında sair kollardan sigorta prim tenzilinden sonra kalan tutar vergi matrahı kabul edilmiş, 193 sayılı Gelir Vergi Kanunu’nun 103. Maddesi uyarınca belirlenen vergi tutarı indirildiği, buna karşılık 01.01.2008 tarihinde dönem için getirilen asgari geçim indiriminin davacının bekar olduğu dikkate alınarak eklenmeyerek alacağı ücret bu şekilde netleştirilmiştir.
30.06.1990 doğumlu davacı kaza tarihi olan 15.08.2015 tarihinde (25) yaşında, PMF-1931 tablosuna göre kalan yaşam süresi (41) yıl ve (66) yaşına kadar yaşayacaktır. Davacının 60-25=35 yıllık dönemi için aktif dönem, 66-60=66 yıllık dönem için ise pasif dönem hesabı yapılacaktır.
Davacının 15.08.2015-15.08.2018 yılları arası geçen (3) yıllık işlemiş aktif devredeki net kazancı yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artışa tabi tutulmaksızın aynen alınacaktır. Ancak; 15.08.2018’dan itibaren işleyecek bakiye aktif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Davacının işleyecek aktif devre başındaki (1) yıllık net geliri ise; (1603,12 TL X 12 ) = 19.237,44 TL olacaktır.
Davacının pasif dönemdeki maddi zararına, Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki son içtihatları dikkate alınarak pasif dönemde çalışmayacağı varsayımına dayalı olarak asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net yasal asgari ücretin yıllık tutarı olan (1.450,91 TL x 12 AY) = 17.410,92 TL esas alınacaktır.
Dosya kapsamında yer alan cevap dilekleri incelendiğinde, davacıya herhangi bir ödeme yapıldığına dair bilgi bulunmamaktadır.. Ayrıca davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya ibraz edilen hasar dosyasına ilişkin yazı ve evraklar incelendiğinde, ödeme yapıldığına dair ödeme dekontunun yer almadığı için bulunan zarardan herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Davalı Sigorta Şirketinden herhangi bir ödeme söz konusu ise buna ilişkin evrakın dosyaya ibrazı halinde güncellenerek bulunan zarardan indirime gidilebilecektir.
Karayolları Trafik Kanunun 99. Maddesinde; ‘’ Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…..’’ denmektedir.
Davacının davalı sigorta şirketine dava öncesi müracaat ettiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı görüldüğünden davalının temerrüt tarihinin dava tarihi olduğu” şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce diğer bilirkişilerin yanına Dr. Bilirkişi …’in de dahil edilerek, dava dosyasında mübrez raporda bakıcı gideri ve geçici maluliyet tazminatı ile değerlendirme eksik olduğundan bu eksikliğin giderilmesi ve yine davacı yanın dosyada mübrez maaş bordrolarının hesaplamaya esas alınmadığı yönündeki iddialarının ve davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi babında bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin 29/05/2018 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Tazminat hesabı, ilgili yasa hükümlerine, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına ve yargıda geçerli hesaplama yöntem ve formüllerine göre yapılacaktır.
Hazine Müsteşarlığı’nın 2010/4 sayılı Genelgesine dayanılarak, sigorta şirketleri ve aktüerler, yargıda geçerli olmayan ve Yargıtay’ca belirlenen ilkelere uymayan formüllere göre tazminat hesaplamakta ısrarlı iseler de, ölüm nedeniyle tazminat hesaplarında matematiksel formüller önemli olmayıp, aslolan “hukuksal nitelemeler”dir. Çünkü 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2 ve yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3.maddelerinin anlam ve amacı, her olayın özelliğine göre, hesap öncesi, bazı (hukuksal) değerlendirmeleri zorunlu kılmaktadır.
Sigorta Şirketlerinin kullandıkları “devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülü ve %3 teknik faiz yargıda geçerli değildir. Söz konusu formül 1993 Ankara Sempozyumunda sigorta temsilcileri tarafından önerilip kabul edilmediği gibi, … gelir bağlama işlemlerinde de bu formül kullanılmamakta ve peşin değer hesabı, 12.05.2010 gün 27579 sayılı RG’de yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 46.maddesine göre yapılmakta, maddede belirtildiği üzere “yüzde beş iskonto oranı”na göre peşin sermaye değeri tabloları hazırlanıp bu tabloların demografik ve ekonomik değişiklikler nedeniyle Kurumca gerekli görülen hallerde güncellenmesi öngörülmekte; peşin sermaye değeri hesaplamalarıyla ilgili usul ve esaslar Kurumca 28 Eylül 2008 gün 27011 RG’de yayınlanan Peşin Sermaye Değerlerinin Hesaplanmasıyla ilgili Tebliğ hükümlerinde açıklanmış bulunmakta ve eki tablolar kullanılmaktadır.
Yargıdaki uygulamalara ve Yargıtay’ca öngörülen yöntemlere gelince: Hesap formülü konusunda, Yargıtay’ca, açık ve anlaşılır “denetime elverişli” basit bir formül yeğlenmektedir. 1993 Ankara Sempozyumunda kabul edilen “progressif rant” formülünün basitliği, açık ve anlaşılır olması, bu formülün öngörülme nedenidir. Her ne kadar bu formüle göre, kazançlar hiç artmayıp hep aynı kalmakta, her yıl için ayrı ayrı eşit oranda artırım ve iskonto aynı sonucu vermekte, bunun için gereksiz tablolar düzenlenmekte ise de, Yargıtay görüş değiştirinceye kadar, bilirkişilerin tazminat hesaplarını buna göre yapmaları bir zorunluluktur. Ancak, “matematiksel” gerçeklik dikkate alınarak her yıl için aynı sonucu veren gereksiz tablolardan vazgeçilmeli; işleyecek dönem hesabı için “Kazanç x Zarar süresi = İşleyecek dönem kazançları” kısa formülünden yararlanılmalıdır.
Yaşam (bakiye ömür-mortalite) tablolarına gelince: Her ne kadar Bakanlar Kurulu 2006/ 11345 sayılı kararının 2/d maddesinde ve Hazine Müsteşarlığı Genelgesinde (ülkemizdeki ortalama ömür sürelerine uygun olmayan) CSO-1980 … tablolarından sözedilmiş ise de, …’nun 25.09.2012 gün 2012/32 sayılı Genelgesi ekinde … koşullarına göre düzenlendiği açıklanan TRH-2010 (Kadın Erkek Hayat) tabloları yer almış ve peşin değerlerin buna göre hesaplandığı açıklanmıştır. Yargıtay uygulamasında ise PMF-1931 yaşam tablosundan vazgeçildiğine ilişkin bir işaret henüz alınmamıştır.
Bu durumlar karşısında, kurumlar arasında ortak görüş ve uyum sağlanıncaya, “ulusal mortalite tablosu” oluşturuluncaya ve Yargıtay’ca görüş değişikliği yapılıncaya kadar PMF-1931 yaşam tablosunu kullanmamız gerektiği düşüncesindeyiz.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tazminat hesabına esas kazançlar belirlenirken, olay tarihinden hüküm tarihine kadar bilinen tüm kazançların ve en son yürürlüğe giren veya girecek olan yasal asgari ücretlerin hesaplamada gözetilmesi; en son kazanç unsuru birim alınarak, her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi gerekmektedir
Davacının 15.08.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına ilişkin … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı 10.01.2018 tarih ve 622172 Sayılı bilirkişi incelemesi sonucunda;
Davacının E cetveline göre %17,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, mütalaa edilmiştir.
Dosyaya mübrez Ağustos 2015 tarihli rapor incelendiğinde davacının gelirinin 2.413,56 TL olduğu söz konusu tutarın ise, asgari ücretin 2,41 katı olduğu dikkate alınarak hesaplama yapılacaktır.
30.06.1990 doğumlu davacı kaza tarihi olan 15.08.2015 tarihinde (25) yaşında, PMF-1931 tablosuna göre kalan yaşam süresi (41) yıl ve (66) yaşına kadar yaşayacaktır. Davacının 60-25=35 yıllık dönemi için aktif dönem, 66-60=66 yıllık dönem için ise pasif dönem hesabı yapılacaktır.
Davacının 15.08.2015-15.08.2018 yılları arası geçen (3) yıllık işlemiş aktif devredeki net kazancı yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artışa tabi tutulmaksızın aynen alınacaktır. Ancak; 15.08.2018’dan itibaren işleyecek bakiye aktif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Davacının işleyecek aktif devre başındaki (1) yıllık net geliri ise; (1603,12 TL X 12 ) = 19.237,44 TL olacaktır. En Son Bilinmeyen Aktif Devre Zararının ise davacının ücretin yasal asgari ücrete oranı ile bulunacaktır.
Davacının pasif dönemdeki maddi zararına, Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki son içtihatları dikkate alınarak pasif dönemde çalışmayacağı varsayımına dayalı olarak asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net yasal asgari ücretin yıllık tutarı olan (1.450,91 TL x 12 AY) = 17.410,92 TL esas alınacaktır.
Dosya kapsamında yer alan cevap dilekleri incelendiğinde, davacıya herhangi bir ödeme yapıldığına dair bilgi bulunmamaktadır.. Ayrıca davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya ibraz edilen hasar dosyasına ilişkin yazı ve evraklar incelendiğinde, ödeme yapıldığına dair ödeme dekontunun yer almadığı için bulunan zarardan herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Davalı Sigorta Şirketinden herhangi bir ödeme söz konusu ise buna ilişkin evrakın dosyaya ibrazı halinde güncellenerek bulunan zarardan indirime gidilebilecektir.
Karayolları Trafik Kanunun 99. Maddesinde; ‘’ Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…..’’ denmektedir.
Davacının davalı sigorta şirketine dava öncesi müracaat ettiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı görüldüğünden davalının temerrüt tarihinin dava tarihi olduğu mütalaa olunmuştur.
15.08.2015 tarihinde … Devlet Hastanesi acil servisine başvuran hastaya’’Sağ tibi fraktürü’’tanısı konularak aynı gün Ortopedi Servisine yatırılmış,ameliyat hazırlıklarını takiben spinal anestezi ile ameliyat edilmiştir.Post operatif takipleri ve egzersizleri yapılan hasta 16.05.2015 tarihinde kendi isteğiyle hastaneden ayrılmıştır.Hasta çıkış özetinde şahsa günlük pansuman ve haftalık poliklinik kontrolü ile beraber 10 gün sonra dikişlerinin alınacağı önerilerinde bulunulmuştur.(… Devlet Hastanesi Hasta Çıkış Özeti 05.10.2015/942616).
… Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezince verilen Kurul Raporu’nda (15.05.2017/638256):Geçirilmiş trafik kazasına bağlı sol dirsek intraartiküler fraktür zemininde sol dirsekte eklem hareket kısıtlılığı, sağ opera tibia diafiz kırığı zemininde sağ alt extremitede 1 cm’lik kısalık tanısı konularak devamla, kişinin engel oranı’nın %11(onbir) olup sürekli fakat ağır olmadığı kaydedilmiştir.
… Üniversitesi Tıp Fakültesi –Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlığı tarafından düzenlenen maluliyet Raporunda ‘’Şahsın Beden Gücünden Kayıp Oranın’nın %17,2 olarak karara bağlamıştır.(10.01.2018/72846809-622172). Netice olarak:
Trafik kazası sonucu sağ tibia faraktürü gelişen şahsın ameliyat sonucu kamplikasyonsuz iyileştiği; 1,5 yıl sonra yapılan değerlendirmede ise sağ ekstremetide 1 cm’lik kısalık oluştuğu belirtilmektedir. Bu süreçte hasta için herhangi bir bakıcı gideri lüzumunun doğmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim dosya muhteviyatında, gerek ” bakıcı gideri” adı altında gerekse başka bir değerlendirme çerçevesinde sigorta kapsamı dışında yapılmış herhangi bir harcamaya da rastlanmamıştır.” şeklinde mütaala ettikleri görülmüştür.
Davacı … vekilinin 26/03/2018 tarihli dilekçesi ile temlik alacaklısı …’a vermiş olduğu 160.000 TL değerindeki temlikname ve temlik alacaklısı … vekilinin 11/04/2018 tarihli dilekçesi ile davacı …’in müvekkili …’a vermiş olduğu 120.000 TL değerindeki temliknameyi dosyaya sunduğu görülmüştür.
Davacı vekili 05/06/2018 tarihli dilekçesi ile kalıcı iş göremezlik zararını 289.500 TL arttırarak toplam 290.000 TL olarak ıslah etmiştir.
Dava; Trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Vücut bütünlüğünün ihlali neticesi oluşan zararlar 818 Sayılı Borçlar Kanunun 46. Maddesinde “Cismani zarar halinde lazım gelen zarar ve ziyan” olarak düzenlenmişken, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. Maddesin de “Bedensel zarar” olarak düzenlenmiştir. Bedensel zararın yasada bir tanımı yapılmamıştır. Sadece bedensel zararların neler olduğu sayılmakla yetinilmiştir. Ancak “özellikle şunlardır” demekle bedensel zararların 54. maddede sayılanlarla sınırlı olmadığı vurgulanmıştır. Bedensel zarar, zarar görenin malvarlığının trafik kazasından sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki fark olarak tanımlayabiliriz. Beden bütünlüğünün ihlâli sonucunda ortaya çıkan maddî zararlar TBK 54. Maddesi gereğince özellikle; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sayılmıştır.
Bu genel açıklama çerçevesinde somut olay incelendiğinde; meydana gelen kazada davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesiyle sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının ZMMS teminat kapsamında 290.000 TL olduğu müspet raporlar tespit ve mütalaa edilmiştir.
Davacı yanın geçici iş görmezlik ve bakıcı zararı tespit edilemediğinden bu yöndeki taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kısmen kabulü ile, 290.000 TL daimi maluliyetten kaynaklı maddi tazminatın 280.000 TL’si temlik alan davacı …, 10.000 TL’si ise asıl davacı …’e ait olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 290.000 TL daimi maluliyetten kaynaklı maddi tazminatın 280.000 TL si temlik alan davacı …, 10.000 TL’si ise asıl davacı …’e ait olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 19.809,90 TL. Karar harcından, peşin ve ıslahla yatırılan harçlar toplamı: 1.000,50 TL’nin mahsubu ile, bakiye 18.809,40 TL.nin davalıdan alınarak, hazineye irad kaydına,
Davacı ve Kısmi temlik alan kendilerini vekille temsil ettirmiş bulunduklarından, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereğince hesaplanan 23.350,00 TL. Vekalet ücretinin (2.180,00 TL.lik kısmından davacının hak sahibi olması kaydıyla) davalıdan alınarak, davacı ve kısmi temlik alana verilmesine,
Davacı ve kısmi temlik alan tarafından yatırılan harçlar toplamı: 1.036,40 TL.nin (41.44, TL.den davacı hak sahibi olmak kaydıyla) davalıdan alınarak, davacı ve kısmi temlik alana verilmesine,
Davacı ve kısmi temlik alan tarafından yapılan yargılama giderleri 2.301,80 TL.nin, takdiren (501,80 TL.sinden davacı hak sahibi olmak kaydıyla) davalıdan alınarak, davacı ve kısmi temlik alana verilmesine,
Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Tarafların yatırdıkları gider avanslarının, karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/07/2018

Katip

Başkan