Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/870 E. 2021/16 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/870
KARAR NO : 2021/16

DAVA : Tazminat
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 21.02.2018
KARAR TARİHİ : 14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ltd. Şti.’nin (… Şirketi’nin) % 20 payı halen müvekkil adına, bakiye %80 hissesi de daval… A.Ş.’ye ait olduğunu, …Şirketi, … Holdingin iştiraklerinden sadece bir tanesi olduğunu, Davalı … , … holding yönetim kurulu başkanı; davalı … ise davalı … ‘nün kuzeni olup, … şirketinin yöneticisi olduğunu, … şirketini bizzat-bilfiil zarara uğrattıklarından davalı gösterildiğini, … şirketinin ortağı olan müvekkilinin, … Holding ve … Holding yönetim kurulu üyeleri hakkında, şirket zararının karşılanması amacıyla sorumluluk davası açma hakkı bulunduğunu, aynı şekilde … şirketi müdürü de fiili ve işlemleri sebebiyle … şirketinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu, davalı …Holding hâkim şirket sıfatıyla, davalı … hâkim şirketin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla, davalı … da …şirketinin müdürü sıfatıyla…şirketinin zararından müteselsilen sorumlu olduğunu, … Şirketi, müvekkilin fikri ve emeği ile kurulduğunu, müvekkilinin 1993 yılından itibaren şahsen veya kurduğu şirketler aracılığıyla Japonca ve Fransızca profesyonel turist rehberliği, acenteliği ve restoran işletmeciliği yapmakta iken, 2010 yılı başından itibaren … Holding bünyesinde çalışmaya başladığını, … Şirketinin müvekkilinin yönetiminde kısa sürede kâra geçtiğini,… şirketinin içinin davalı…Holding lehine boşaltıldığını, müvekkilin onayı, bilgisi olmadan ve hiçbir ihtiyacı olmayan… şirketi üzerinden… Holding lehine; 2011 yılında 5.000.000,00-TL ipotek bedeli karşılığında 1.800.000,00-TL tutarında kredi kullanılmış, 2014 yılında da 2.200.000,00-TL ipotek bedeli karşılığında 2.200.000,00-TL tutarında kredi kullanılmış, 2014 yılı Ocak ayında 2.500.000,00-TL tutarında kredi kullanılmış, 2014 yılı Eylül ayında da 900.000,00-TL tutarında … kredi kullanılarak … şirketi borçlandırıldığını, müvekkilin bilgi alma ve inceleme hakları sürekli ihlal edildiğini, davalıların hukuka aykırı eylemleri artarak devam ettiğini, beyanla… Şirketine tedbiren kayyum atanmasına, hâkimiyetin kötüye kullanılması sebebiyle … şirketinin uğradığı tüm zararın tespitine ve iş bu belirsiz alacak davalarının kabulüyle şimdilik 100.000,00-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen ticari avans faiziyle birlikte … Şirketine ödenmesine karar verilmesini; bu talepleri kabul edilmediği takdirde, tazminat yerine müvekkilin paylarının hâkim şirket tarafından uğrattığı zarar giderildikten sonraki rayiç değeri üzerinden satın alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin dava dışı…Ltd. Şti.’nin (…) %20 pay sahibi olduğunu, bakiye %80 hissesinin de davalı … A.Ş ‘ye ait olduğunu, … Holdingin iştiraklerinden sadece bir tanesi olduğunu, kuruluşunda ve ilk yıllarında büyük emeği olan müvekkilinin, … şirketini kısa sürede büyük ciro ve kar oranlarına taşımışsa da hakim hissedar davalıların, önce müvekkilini yönetimden uzaklaştırdığını, sonra da atadığı yönetici ve diğer personeller aracılığıyla… şirketinin içini kendi lehine boşalttığını, davalı … ‘nin … Holding yönetim kurulu başkanı ve … şirketinin yetkilisi olduğunu, … hakimiyetini hukuka aykırı kullandığından; diğer davalının da hukuka aykırı eylemleriyle… şirketini bizzat-bilfiil zarara uğrattığından davalı gösterildiğini, bu nedenlerde … Otel. Ltd. Şti’nin tedbiren kayyum atanmasına,..Ltd. Şti’nin yönetim ve temsili ile malvarlıklarının ve hatta defter ve belgelerinin korunması için gerekli her türlü önlemin tedbiren alınmasına, hakimiyetin kötüye kullanılması sebebiyle … şirketinin uğradığı tüm zararın tespitine ve iş bu belirsiz alacak davalarının kabulüyle şimdilik 10.000,00-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen ticari avans faiziyle birlikte … Ltd. Şti.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava konusu zararla ilgili olarak müvekkillerinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gibi dava konusu zarara ilişkin olarak tazmin edilmesi istenen miktara ilişkin dava hakkının zamaaşımına ugradığını, … Ltd. Şti.’nin uğramış olduğu zarar ile ilgili yeterli dikkat ve özeni gösteren müvekkillerin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacı tarafın … şirketi, müvekkilin fikri ve emeği ile kurulmuştur beyanı kısmen doğru olmakla birlikte gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın, hem şirkette yönetici olduğu dönemde hem de sadece ortak olarak görev aldığı dönemde şirket menfaatleri doğrultusunda hareket etmediğini, … Ltd. Şti.’nin davacının yönetiminde kısa sürede kâra geçtiği beyanı maddi gerçeklikten tamamen uzak olduğunu, davacı tarafın … Şirketinin içinin davalı … Holding lehine boşaltıldığına ilişkin iddiası hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacı tarafın bilgi alma ve inceleme hakkının her daim sağlandığını, müvekkili şirketin davacı tarafa ilişkin tüm eylem ve işlemlerinde hukuka uygunluk söz konusu olup davacı tarafın, davalıların hukuka aykırı eylemleri artarak devam ettiğine ilişkin beyanlarının hukuki mesnetten uzak olduğunu, davacı tarafın dava konusu şirket ile ilgili olarak kayyım atanması talebinde bulunmuş olsa da söz konusu talep yerinde olmadığını beyanla haksız, hukuka ve iyi niyet kurallarına aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 05.12.2016 tarihli bilirkişi raporunda;
“1-“Dava dışı … Şirketi tarafından kullanılan banka kredilerinin, dava dışı şirketin zararına neden olacak şekilde davalı … Şirketine aktarıldığı” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak ve incelenen zaman aralığı itibarıyla dava dışı … Şirketi aleyhine zarar doğduğundan söz etmenin, finansal yönden olanaklı görünmediği;
2-2013 ve 2014 yıllarında set menü ve açık büfe fiyatlarında uygulanan indirimler nedeniyle dava dışı … zararına, davalı … yararına hareket edildiği” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak;
a)Satış fiyatlarında yaklaşık %14,29 oranında indirim uygulanması nedeniyle 2013 ve 2014 yıllarında … şirketinin hasılat kaybından oluşan zararının yaklaşık olarak 166.853,004 TL düzeyinde hesaplandığı;
b)Sayın Mahkemece davalı taraf savunmalarının benimsenmesi halinde ise, yukarıda hesaplanan zarar tutarının piyasa koşullarındaki eğilimin etkileri ve emsal uygulamalar bazında makul görülüp görülemeyeceğinin, sunulu mevcut veriler ile net olarak ortaya konabilmesinin olanaklı görünmediği;
3-“… şirketine ait… Akaryakıt İstasyonundan, … şirketi bünyesindeki otobüslere kârsız akaryakıt satışı yapılarak dava dışı … zararına, davalı … yararına hareket edildiği” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak;
a)2014 yılında yapılan satışların büyük bir bölümünün … Holding bünyesindeki otobüslere yapıldığı ve en azından 2013 yılında raporlanan “Brüt Satış Kârı” oranında kâr elde edilmesi gerektiği kabullerinden hareketle yaptığımız hesaplama sonuçlarına göre, … şirketinin 2014 yılında ulaştığı kârın 472.033,04-TL kadar daha düşük düzeyde gerçekleştiği;
b)Davalı tarafın, satış kârlılığındaki düşüşe ilişkin olarak, dava dışı … şirketinin, dava dışı …Şirketine olan taahhütlerinin karşılanabilmesi için alımların yönlendirildiği ile ilgili savunmasının Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu;
4-“… şirketi hesabından, … şirketi hesabına akaryakıt alımları nedeniyle promosyon adı altında ödeme ile yağ hibesi yapıldığı” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak;
a)Dava dışı … ticari defterlerinde “Akaryakıt Komisyon Giderleri” başlıklı yardımcı-muavin hesapta kaydedilmiş (KDV hariç) tutar 172.631,43-TL tutarında ödeme bulunduğunun tespit edildiği;
b)Dava dosyasına sunulu belgelere göre, akaryakıt bayilerinin sürekli alım yapan firmalara “promosyon” adı altında komisyon ödedikleri anlaşılmakla birlikte, dava dışı … şirketi tarafından davalı … şirketine ödenen tutarın, emsallerine göre makul olup olmadığı ile ilgili bir tespit yapılabilmesinin uzmanlık alanımız ile sınırlı olarak olanaklı bulunmadığı;
c)Dava dışı … tarafından davalı … şirketine yağ hibesi yapıldığına ilişkin bir veriye ise rastlanmadığı;
5-“… şirketinde muhasebe elemanı olarak çalışan dava dışı Uğur Kurum’un … Şirketine Muhasebe Müdürü Olarak Atandığı ve Geçmişe Dönük Zam Yapıldığı” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak; dava dışı … şirketinin zarara uğradığına ilişkin analitik değerlendirmeye elverişli verilere rastlanmadığı;
6-“Davalılardan …’ın Yüksek Maaş ile Atandığı, Şirket Hesabından Çektiği Avansın Kapatılması için Kendisine Geçmişe Dönük Ayrıca Zam Yapıldığı” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak; dava dışı … şirketi kayıtlarında davalıya verilmiş ve “İş Avansı”, “Personel Avansı” hesaplarında raporlanmış tutarlara, dolayısıyla yılsonları itibarıyla devreden alacak bakiyelerine rastlanmadığı;
7-“… Şirketinin En Büyük Mağazasının Düşük Bir Fiyatla Kiralanması ve Kontrol Dışında Bırakılması Nedeniyle Zarara Uğradığı İddiası” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak;
a)Öncelikle, davalı delilleri arasında sunulan 01.02.2014 başlangıç tarihli Kira Sözleşmesinde belirlenmiş yıllık 12.000,00,-TL tutarındaki kira bedelinin emsallerine göre makul bir bedel olup olmadığı hususunda tespit ve değerlendirme yapılabilmesinin uzmanlık alanımız çerçevesinde olanaklı bulunmadığı;
b)İncelenen zaman aralığında gözlenen toplam kârdaki düşüşün, toplam Net Satış tutarlarındaki düşüşten kaynaklandığı, bunun ise piyasa koşullarındaki değişkenlere de bağlı olabileceğinin değerlendirildiği;
c)Davacı iddiaları arasında yer alan mağazanın 2014 yılında kiralandığı dikkate alındığında ise, bu nedenle ortaya çıkan performans farkının değerlendirilmesine elverişli verilere, sunulan kayıtlarda rastlanmadığı;
8-1 numaralı davalı …’ın, davacının … Şirketindeki hisselerini gerçek değeri üzerinden satın alıp almaması gerektiği hususu hakkaniyete ilişkin değerlendirme bağlamında TMK m. 4 gereğince hassaten Sayın Mahkeme’nin takdirinde olup, bu yönde karar tesis edildiği halde artık oluşan zararlar nedeniyle dava dışı … Şirketi lehine tazminata hükmetmenin mümkün olamayacağı” şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 23.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda;
“1-“Dava dışı … Şirketi tarafından kullanılan banka kredilerinin, dava dışı şirketin zararına neden olacak şekilde davalı … Şirketine aktarıldığı” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak ve incelenen zaman aralığı itibarıyla dava dışı … Şirketi aleyhine zarar doğduğundan söz etmenin, finansal yönden olanaklı görünmediği yönündeki değerlendirmemizde bu aşamada da bir değişiklik söz konusu olmamıştır.
2-“2013 ve 2014 yıllarında set menü ve açık büfe fiyatlarında uygulanan indirimler nedeniyle dava dışı … zararına, davalı … yararına hareket edildiği” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak;
a)Kök raporumuzda; satış fiyatlarında yaklaşık %14,29 oranında indirim uygulanması nedeniyle 2013 ve 2014 yıllarında … şirketinin hasılat kaybından oluşan zararının yaklaşık olarak 166.853,004 TL düzeyinde hesaplanmıştır.
b)Bilirkişi Kurulumuza bu aşamada atanan “turizm” sektöründe uzman üyenin kanaati; “dosya içeriğine, Sektör uygulamalarına nazaran İstanbul, Kapadokya, Çanakkale güzergahında gerçekleşmek üzere Paket Tur satan Davalı Holding bünyesindeki Seyahat Acentelerinin müşterilerine, Edirne-Çanakkale güzergahı üzerinde Evreşe’de yemek molası verilen … Alışveriş Merkezindeki restaurantlarda 7,00 TL yerine 6.00 TL birim fiyatla yemek, başta İstanbul olmak üzere yaşanan iptallerin baskı ve etkisi, … Çanağındaki ve Ülke içerisinde diğer seyahat acenteleri ile olan sektörel rekabet ve ekonomik gereklilikten kaynaklanmış olabileceği” yönündedir.
c)Bu görüşün Sayın Mahkemece benimsenmesi halinde, davacı tarafça bu kapsamda tazmini talep edilebilecek bir zarar tutarından söz edilemeyecektir.
3-“… şirketine ait …Akaryakıt İstasyonundan, … şirketi bünyesindeki otobüslere kârsız akaryakıt satışı yapılarak dava dışı … zararına, davalı … yararına hareket edildiği” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak;
a)2014 yılında yapılan satışların büyük bir bölümünün … Holding bünyesindeki otobüslere yapıldığı ve en azından 2013 yılında raporlanan “Brüt Satış Kârı” oranında kâr elde edilmesi gerektiği kabullerinden hareketle yaptığımız hesaplama sonuçlarına göre, … şirketinin 2014 yılında ulaştığı kârın 472.033,04-TL kadar daha düşük düzeyde gerçekleştiği tespit edilmiştir.
b)Bilirkişi Kurulumuza bu aşamada atanan “akaryakıt ve LPG” sektöründe uzman üyemizin kanaati ise, “… holding’in kendi tur otobüslerine uygulamış olduğu %1 karlılıklı fiyat politikası ile, istasyonun satış taahhüdünün yakalanması için “satış artışı” sağlayıcı olumlu sayılabilecek bir çaba olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve önceliğin satış taahhüdünün yakalanması olduğunu, fakat 10.000 m3/yıl satış taahhüdünün yanına dahi gelinemediğini, %1 karlılıkla yapılan satış uygulamalarının … Firmasının karını azaltmış olsa da, zarar ettirdiği iddialarına katılmadığı” yönündedir.
4-“… şirketi hesabından, … şirketi hesabına akaryakıt alımları nedeniyle promosyon adı altında ödeme ile yağ hibesi yapıldığı” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak;
a)Dava dışı … ticari defterlerinde “Akaryakıt Komisyon Giderleri” başlıklı yardımcı-muavin hesapta kaydedilmiş (KDV hariç) tutar 172.631,43-TL tutarında ödeme bulunduğu tespit edilmiştir.
b)Bilirkişi Kurulumuza bu aşamada atanan “akaryakıt ve LPG” sektöründe uzman üyemizin kanaati ise, “Davalı … şirketine yapılan komisyon ödemesinin, ilgili tesiste sadece %1 karlılıkla akaryakıt satışı yapıldığı baz alındığında; oldukça yüksek bir komisyon bedeli olarak göründüğü; fakat akaryakıt haricinde, gelen tur otobüslerinin ve gelen yolcuların/turistlerin ilgili tesisteki mağazalarda toplam harcama eğilimlerinin dosya kapsamında bulunmadığından karlılık bazında verilmesi mümkün olan komisyonun aşırı derece yüksek olup olmadığı ve makul miktarın ne kadar olabileceği yönünde bir değerlendirme yapmamın mümkün olamayacağı, bu tür ödemelerin işletmelerin yönetim politikaları dahilinde rekabet ve karlılık bazında belirlendiği” yönündedir.
5-“… şirketinde muhasebe elemanı olarak çalışan dava dışı …’un … Şirketine Muhasebe Müdürü Olarak Atandığı ve Geçmişe Dönük Zam Yapıldığı” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak; dava dışı … şirketinin zarara uğradığına ilişkin analitik değerlendirmeye elverişli verilere rastlanmadığı yönündeki tespitimizde bir değişiklik söz konusu olmamıştır.
6-“Davalılardan …’ın Yüksek Maaş ile Atandığı, Şirket Hesabından Çektiği Avansın Kapatılması için Kendisine Geçmişe Dönük Ayrıca Zam Yapıldığı” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak; dava dışı … şirketi kayıtlarında davalıya verilmiş ve “İş Avansı”, “Personel Avansı” hesaplarında raporlanmış tutarlara, dolayısıyla yılsonları itibarıyla devreden alacak bakiyelerine rastlanmadığı yönündeki tespitimizde bir değişiklik söz konusu olmamıştır.
7-“… Şirketinin En Büyük Mağazasının Düşük Bir Fiyatla Kiralanması ve Kontrol Dışında Bırakılması Nedeniyle Zarara Uğradığı İddiası” yönündeki davacı taraf iddiası ile ilgili olarak;
a)Öncelikle, davalı delilleri arasında sunulan 01.02.2014 başlangıç tarihli Kira Sözleşmesinde belirlenmiş yıllık 12.000,00-TL tutarındaki kira bedelinin emsallerine göre makul bir bedel olup olmadığı hususunda tespit ve değerlendirme yapılabilmesinin uzmanlık alanımız çerçevesinde olanaklı bulunmadığı;
b)İncelenen zaman aralığında gözlenen toplam kârdaki düşüşün, toplam Net Satış tutarlarındaki düşüşten kaynaklandığı, bunun ise piyasa koşullarındaki değişkenlere de bağlı olabileceğinin değerlendirildiği;
c)Davacı iddiaları arasında yer alan mağazanın 2014 yılında kiralandığı dikkate alındığında ise, bu nedenle ortaya çıkan performans farkının değerlendirilmesine elverişli verilere, sunulan kayıtlarda rastlanmadığı;
Yönündeki tespit ve değerlendirmelerimizde de bir değişiklik söz konusu olmamıştır.
8-1 numaralı davalı …’ın, davacının … Şirketindeki hisselerini gerçek değeri üzerinden satın alıp almaması gerektiği hususu hakkaniyete ilişkin değerlendirme bağlamında TMK m. 4 gereğince hassaten Sayın Mahkeme’nin takdirinde olup, bu yönde karar tesis edildiği halde artık oluşan zararlar nedeniyle dava dışı … Şirketi lehine tazminata hükmetmenin mümkün olamayacağı yolundaki değerlendirme de Sayın Mahkemenin takdirinde bulunmaktadır.”şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 16.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda;
“1-Öncelikle … Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan talimat raporu da incelenmek suretiyle taraf vekillerince önceki raporumuza vaki itirazlarının değerlendirildiği;
2-Asıl Dava konusu … Şirketinin zarar kalemleri ile ilgili olarak;
a)… Şirketi üzerinden davalı şirket lehine kredi kullanımı nedeniyle davalıların sorumlu olabileceği bir zarar kaleminin varlığından söz edilemeyeceği;
b)Yemek satışları nedeniyle, 2013 ve 2014 yıllarında raporlanan kârlılık verilerine göre, muhtemel kâr kaybına dayalı olarak 166.853,04-TL tutarında bir zararın söz konusu olduğu; fakat faaliyet dinamikleri itibarıyla … Şirketinin bu zararının temel kaynağı itibarıyla net bir görüşe ulaşılamadığı;
Diğer yandan davacı taraf itirazların dayalı olarak bu zarardan davalı tarafın sorumlu bulunduğunun Sayın Mahkemece benimsenmesi seçeneğinde ize, söz konusu zarar tutarının (1) ve (3) sayılı davalıların sorumluluğunda olacağı;
c)… Şirketine ait akaryakıt istasyonundan davalılardan … Holdig bünyesindeki otobüslere kârsız akaryakıt satışı yapıldığı iddiasına dayalı olarak, sektörel faaliyet dinamikleri itibarıyla değerlendirmenin anahtar nitelikte olduğunun kabulü seçeneğinde, tazmini talep edilebilecek bir zararın söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılacağı;
Davacı iddialarına dayalı olarak zararın bulunduğunun Sayın Mahkemece benimsenmesi seçeneğinde ise, davalılardan (1) ve (3) sayılı davalıların sorumluluğunda olduğu sonucuna ulaşılabilecek zarar miktarının 472.033,04-TL olacağı;
d)… Şirketi hesabından … Holding hesabına yapılan komisyon ödemeleri nedeniyle tazmini talep edilebilecek bir tutarın bulunmadığı;
e)Dava konusu zarar kalemlerinden, “yağ hibesi yapılmasından kaynaklandığı ileri sürülen zarar”, “… Holding’te Muhasebe Elemanı olarak çalıştığı belirtilen kişinin ücreti ile ilgili doğduğu ileri sürülen zarar” ve “(2.) davalının yüksek maaşla atanması ve geçmişe yönelik ödemeler nedeniyle uğrandığı ileri sürülen zarar” kalemleri ile ilgili olarak, tazmini talep edilebilecek zararların söz konusu olmadığı;
f)Dava dışı …Firmasına yapılan kiralama nedeniyle, tazmini talep edilebilecek zarar miktarının 11.350,00 TL düzeyinde göründüğü; Sayın Mahkemece bu miktarda zararın varlığının kabulü halinde, bu zararın (3.) davalının sorumluluğunda olacağı;
3-Birleşen Dava konu iddia ve talepler yönünden ise;
a)2015 yılının son 3 aylık dönemi ile 2016 yılına ilişkin ticari defter kayıtları ve dayanağı belgeler olmadan, zararın genel bazda oluşumu ile ilgili tespitlerin tespiti olanaklı bulunmadığı;
b)2016 yılında …Akaryakıt A.Ş. ile olan sözleşme yenilenmesiyle alındığı belirtilen 2.000.000,00-TL’nin akıbetinin de aynı şekilde bu sınırlar içerisinde araştırılabilmesinin ve gerek finansal gerekse sektörel bazda tespitler yapılabilmesinin de olanaklı bulunmadığı; ” şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 20.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda;
“1- Asıl dava yönünden, heyetimizin 24/04/2019 tarihli raporundaki görüşlerini aynen koruduğu,
2- Birleşen dava yönünden ise; şirketin 2016 yılında oluşan yüksek miktardaki zararının oluşum nedenlerinin yukarıda rapor içinde sunulduğu üzere, özellikle dava dışı …ile yapılan taahhütnameye dayalı olarak düzenlenmiş durumda görünen “cezai şart” faturasından kaynaklandığının tespit edildiği; bu zarar kaynağı yanında, 2015 yılında raporlanan Faaliyet Zararına göre 2016 yılında artış gösterdiği gözlenen 606.275,64-TL’lik tutarın ise ağırlıklı olarak Net Satış gelirlerindeki düşüşten kaynaklanmış durumda göründüğü; Bu tespitlerimiz veri iken;
a)2015 yılının son üç aylık dönemine ilişkin olarak, asıl dava kapsamında olduğu gibi davalıların sorumlu olacakları nitelikte bir zarar kaleminin varlığından söz edilemeyeceği;
b)Dava dışı… Şirketi nezdinde ilgili Taahhütname ve “Cezai Şart” faturasına konu satış miktarları itibarıyla uyumluluğun var olduğu kabulü yanında, 22.05.2017 tarihli birinci ek raporumuzda akaryakıt sektörü ile ilgili uzman üyemiz tarafından uyuşmazlık kapsamında sunulu tespit ve analizler de dikkate alındığında, 900.000,00-TL tutarındaki zararın Bayilik Sözleşmesi kapsamında verildiği gözlenen yüksek miktardaki satış taahhüdüne karşın fiili satışların düşük miktarda kalmasına dayalı olarak ortaya çıkan bir zarar olduğu; dolayısıyla davalıların bu bağlamda sorumlu bulunduklarından söz etmenin de olanaklı görünmediği;
c)2016 yılındaki faaliyet zararını oluşturan çok sayıdaki kalem ile ilgili olarak ise, davacı tarafça sunulu herhangi somut dayanaklara rastlanmamakla, davalıların sorumluluğu ile ilgili olarak analitik bir değerlendirmenin de doğal olarak olanaklı bulunmadığı; ” şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememiz dosyası ekleri ile birlikte … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, iddia ve savunmalar doğrultusunda bilirkişilere HMK 278/son maddesi gereğince yerinde inceleme yetkisi tanınarak; re’sen seçilecek mülk bilirkişi ve inşaatcı bilirkişi marifetiyle davaya konu edilen Çeşme Mahallesi,…Caddesi, No:..Evreşe sapağında yer alan alışveriş merkezinin kira bedelinin kiralama tarihi itibariyle kadri maruf olup olmadığı, anılı gayrimenkulün 14/09/2017 tarihi itibariyle değerinin tespiti hususlarında rapor alınması talep edilmiş olup; … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… talimat sayılı dosyası ile dosya kapsamına alınan 27.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“…Dava konusu Çanakkale İli Gelibolu İlçesi Evreşe Beldesi Çeşme Mahallesi…Ada…nolu parsel taşınmaz üzerinde yer alan 2 katı turistik tesis içerisinde yer alan hediyelik eşya dükkanı bölümünün:
100 m2lik kısmının kira bedeli hesabı ;
01.02.2014-31.12.2014 arası = 11 ay * 750,00 TL = 8.250,00-TL
01.01.2015-31.12.2015 arası = 12 ay * 830,00 TL = 9.960,00-TL
01.01.2016-31.12.2016 arası = 12 ay * 910,00 TL = 10.920,00-TL
01.01.2017-14.09.2017 arası = 8,5 ay * 1.000,00 TL = 8.500,00-TL
TOPLAM = 37.630,00-TL
215,94 m2lik kısmının kira bedeli hesabı ;
01.02.2014-31.12.2014 arası = 11 ay * 1.500,00 TL = 16.500,00-TL
01.01.2015-31.12.2015 arası = 12 ay * 1.650,00 TL = 19.800,00-TL
01.01.2016-31.12.2016 arası = 12 ay * 1.800,00 TL = 21.600,00-TL
01.01.2017-14.09.2017 arası = 8,5 ay * 2.000,00 TL = 17.000,00-TL
TOPLAM = 74.900,00-TL…”
olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına yazılan müzekkereye yanıt verildiği, müzekkere cevabı ve ilgili Mahkemece gönderilen evraklar ve bilirkişi raporu suretlerinin dosya kapsamına alındığı anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen dava; TTK.’nın 664. maddesi delaletiyle TTK’nın 553/1 maddesi ve TTK.’nın 202 maddesi gereğince açılan sorumluluk davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Dava dışı … Ltd. Şti.’nin %20 payının halen davacı yana ait olduğu, %80 payının ise; davalı … A.Ş.’ye ait olduğu; davalılardan …’nün, … Holding’in yönetim kurulu başkanı, …’ın ise; dava dışı … Şirketinin yöneticisi olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 202. maddesinde; “…bağlı şirketin her pay sahibi, hâkim şirketten ve onun, kayba sebep olan, yönetim kurulu üyelerinden, şirketin zararını tazmin etmelerini isteyebilir. Hâkim istem üzerine veya re’sen somut olayda hakkaniyete uygun düşecekse, tazminat yerine bu maddenin ikinci fıkrası hükümlerine göre, davacı pay sahiplerinin paylarının hâkim şirket tarafından satın alınmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözüme karar verebilir….” hükmünü içermektedir.
TTK m. 644 delaletiyle uygulanması gereken TTK’nın 553/1 maddesi ise; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karsı verdikleri zarardan sorumludurlar.” hükmünü içermektedir. Eldeki davada; bağlı şirket olan dava dışı … şirketinin ortağı olan davacının, davalı … Holding ve … Holding yönetim kurulu üyeleri hakkında şirket zararının karşılanması amacıyla sorumluluk davası açma hakkı bulunduğu, aynı şekilde dava dışı … şirketi müdürünün de fiili ve işlemleri sebebiyle dava dışı … şirketinin var ise uğradığı zarardan sorumlu olduğu, TTK.’nın 644. madde hükmü uyarınca; anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen 553 ve devamı hükümleri, limited şirket müdürleri hakkında da uygulanacağından şirket müdürlerinin TTK.’nın 553 ve 554. madde hükümlerine göre var ise, şirketin uğradığı zararı şirkete tazmin etmekle yükümlü oldukları, her bir pay sahibinin de zarara ilişkin tazminatın şirkete ödenmesini talep edebileceği, bu bağlamda davalı … Holding hakim şirket sıfatıyla, davalı … hakim şirketin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla, davalı … da dava dışı … şirketinin müdürü sıfatıyla dava dışı … şirketinin zararından sorumlu olduklarından bahisle eldeki sorumluluk davasının açıldığı anlaşılmıştır.

Sorumluluk davalarında müdürler ve/veya yöneticilerin yönetiminde oldukları şirkete; kanuna veya esas sözleşmeye aykırı biçimde bir zarar vermiş olmaları, bu zarara kusurlarıyla sebebiyet vermiş olmaları, zararla eylem arasında illiyet bağının bulunması gereklidir. Burada bir kusur sorumluluğu söz konusu olduğundan, müdürler ve/veya yöneticilerin meydana gelen zarardan sorumlu tutulabilmeleri için kusurlarının varlığı gerekmektedir. Ancak müdürler ve/veya yöneticilerin kusurlu hareket ettiklerini ispat yükü davacılar üzerinde değildir. Zira müdürler ve/veya yöneticiler ile şirket arasında sözleşmesel temelde bir ilişki olduğundan bizzat kendilerinin kusursuzluklarını ispat etmeleri gerekecektir. Nitekim TBK m. 112’de de bu husus; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklinde ifade edilmiştir. Müdürler ve/veya yöneticilerin kusursuzluğunu ispatlamaları her ne kadar kendi üzerlerine yüklenmiş bir yükümlülük olsa da, davacı tarafın söz konusu davada, şirketin uğradığı zararı ispat etmesi gerekmektedir. Davacının bunu yerine getirmesinden sonra ise davalı tarafta yer alan müdürler ve/veya yöneticiler kusursuzluklarını ispatlayarak bu sorumluluktan kurtulma imkanına sahip olacaklardır.
TTK.’nın 560. maddesi hükmü sorumluluk davalarında zamanaşımını düzenlemektedir. Bu hüküm uyarınca zamanaşımı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararın meydana gelmesinden itibaren 5 yıl geçmekle sona erer. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporlarında varılan tespitler neticesinde; dava dışı … Şirketi tarafından davacıya finansal bilgilerin 2014 yılı ortalarına kadar düzenli olarak verildiği, yine genel kurulda ortaya konulan finansal bilgilerden bir öğrenme vakıasının varlığının kabul edilmesi halinde dahi 2 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirlendiği üzere; Davalı şirket ve dava dışı … şirketinin ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı ve lehlerine delil teşkil ettiğinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Bu bağlamda yapılan inceleme ve varılan sonuçlara ilişkin olarak; davacı yanca her ne kadar dava dışı … Şirketi üzerinden ve şirketin ihtiyacı bulunmamasına rağmen, davalı şirket lehine kredi kullanımı nedeniyle zarar edildiği iddiasında bulunulmuşsa da; dava dışı şirketçe 2011 yılında kullanıldığı belirtilen kredinin, işletme yatırım kredisi olduğu ve şirketin yatırım maliyetlerinin finansmanında kullanıldığı, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında davalı … şirketinden bazı alacak bakiyelerinin oluştuğu; ancak bu bakiyelerin üzerinde … şirketine borçlanıldığı ve dava dışı … şirketinin ilk yıllarında yatırım kredisi olarak kullanılan kredinin 2013 yıl sonuna kadar önemli ölçüde kapanmış durumda olduğu, ayrıca dava dışı … şirketinin sermayesi 4.500.000,00-TL’ye çıkartılıncaya kadarki dönemde şirketin yatırım finansmanı gereksiniminin önemli ölçüde davalı … şirketinden borç olarak sağlanan kaynaklarla sağlandığı, 2014 yılında ise, dava dışı … Şirketi tarafından kullanılan araç kredileri dışındaki kredinin 3.442.000,00-TL düzeyinde bulunduğu; 2013 yılından devreden 200.000,00-TL düzeyindeki kredi bakiyesi ile birlikte kredi kullanımının toplam 3.642.000,00-TL tutarına ulaştığı, 31.12.2014 tarihi itibarıyla kullanılan kredi bakiyesinin ise; 2.511.229,00-TL’ye gerilediğinin tespit edildiği, dava dışı … Şirketinin kredi kullanımına gereksiniminin bulunmadığından söz edilemeyeceği, dava dışı şirketin ödenmiş sermayesinin ancak maddi duran varlıkları karşılayabilecek düzeyde bulunduğu, sunulan ticari defter kayıtları, ayrıntılı mizanlar ve mali tablolara göre; 2014 yılında dava dışı … Şirketince raporlanan finansman giderleri toplamı ise; 63.818,66-TL ile sınırlı olup, bu tutar dahi kullanılan krediler nedeniyle dava dışı şirket yönünden zarar oluştuğundan söz edilemeyeceği anlamına geldiği, açıklanan sebeplerle; dava dışı … Şirketi tarafından kullanılan banka kredilerinin, dava dışı şirketin zararına neden olacak şekilde davalı … Şirketine aktarıldığı yönündeki davacı tarafın iddiaları çerçevesinde ve incelenen zaman aralığı itibarıyla dava dışı … Şirketi aleyhine zarar doğduğu hususunun ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Davacı yanın, dava dışı … Şirketi restoran fiyatlarında %15 indirime gidilmesi nedeniyle şirket zararına ve fakat davalı şirket yararına hareket edildiği iddia edilerek; 2011 ve 2012 yıllarında … Holding’e bağlı acentelere … Şirketi restoranlarında set menü ve açık büfe fiyatları kişi başına 7,00-TL birim fiyatta iken ve 2013 – 2014 yıllarında enflasyon oranında artırılması gerekirken tersine %15 indirime gidilerek kişi başına 6,00-TL yapılmak suretiyle dava dışı … şirketi zararına, davalı … Holding yararına hareket edildiğinin ileri sürüldüğü, davalı taraf ise; gelişen toplumsal olaylardan turizm sektörünün olumsuz etkilenmesine bağlı olarak ve dava dışı şirketin müşteri kazanması amacıyla söz konusu indirimin yapıldığı ve sektör bazında tüm turizm tesislerinde indirime gidildiği; … Şirketinin dava dışı şirketi zarara uğratmasının söz konusu olmadığının savunulduğu, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporlarında bir zarar hesaplaması yapılmışsa da; piyasa koşullarındaki eğilimin etkileri ve emsal uygulamalar bazında yapılan indirimin makul görülüp görülemeyeceğinin sunulu mevcut veriler ile net olarak ortaya konabilmesinin olanaklı görünmediği tespitine gidildiği; ancak bu indirim doğrudan müşteriye yapılan indirim olmakla satış politikası ve ticari karar mahiyetinde bulunduğundan yerindelik denetimi yapılamayacağı, bu bağlamda dava dışı şirket zararı olduğundan bahsedilemeyeceğinden davacı yanın bu kapsamda tazminat talebinin yerinde olmadığı belirlenmiştir. Davacı yanca, her ne kadar turizm sektörü yönünden yapılan incelemenin … Asliye Hukuk Mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile çeliştiği ve dosya kapsamına sunulan uzman görüşü doğrultusunda da bir irdeleme yapılmadığı iddia edilmişse de; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; gelen turist sayısında azalma olmasa dahi, sayıyı arttırarak geliri arttırmak/gerek iç piyasadaki rakiplere, gerekse …çanağındaki rakip ülkelere tercih edilebilir olmak, veya işletmeyi çevirebilmek/günü kurtarmak için farklı fiyat belirleme politikaları, en kolay seçilen yol olarak da fiyat indirimleri işletmelerin kendi tercihlerine kalmış uygulamalar olduğunun belirlenmesi karşısında davacı yanın bu husustaki itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı yanca; dava dışı … şirketine ait… Akaryakıt İstasyonu’nun davalı … Holding bünyesindeki otobüslere karsız akaryakıt satışı nedeniyle şirket zararına davalı şirket yararına hareket edildiğinin iddia edildiği, davalı yan ise; bu iddianın gerçeği yansıtmadığını; zira şirketin akaryakıt istasyonuna olan taahhüdün yerine getirilebilmesi için diğer tüm dağıtım firmaları ile olan edinimlerini bırakarak dava dışı … Şirketi’nin sahibi olduğu … Akaryakıt Tesisinden akaryakıt almaya başlandığının savunulduğu, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporlarında ise; dava dışı şirketin 2014 yılındaki brüt satış karlılığı oranının 2013 yılına göre %8,38 düzeyinden %2,85 düzeyine gerilemiş olduğunun belirlendiği, 2014 yılında yapılan satışların büyük bir bölümünün … Holding bünyesindeki otobüslere yapıldığı ve 2013 yılında raporlanan “brüt satış karı” oranında kar elde edilmesi gerektiği, bu bağlamda yapılan hesaplama sonucunda; dava dışı … şirketinin 2014 yılında ulaştığı karın 472.033,04-TL kadar düşük gerçekleşmiş olduğunun belirlendiği, ancak sektörel yönde yapılan bilirkişi incelemesinde ise; önemli olanın satış taahhüdünün tutturulması olduğu ve bu sebeple satış artışının sağlanmasına yönelik olarak düşük karla akaryakıt satışı yapılabileceği ve kar kaybı olsa da bunun zarar olarak nitelenemeyeceği belirtilmişse de; 2013 yılında da satış taahhüdü bulunduğu ve akaryakıtın önemli kısmının davalı şirket otobüslerine satışının yapıldığı, bu bağlamda davalı yanca 2013 yılı akaryakıt satış şartlarından neden kar kaybına sebebiyet verecek şekilde dönüldüğü hususunun kanıtlanamadığı, birleşen dava kapsamında yapılan incelemelerde de satış kotasının tutturulamaması sebebiyle cezai şart ödemesi yapılmış olduğu…alındığında davacı yanın bu kapsamda akaryakıt satışından kaynaklı 472.033,04-TL zararını talep edebileceği anlaşılmış olup, bilirkişi raporunda varılan aksi yöndeki tespitlere bu sebeple itibar edilmemiştir.
Davacı yanın, dava dışı … Şirketi hesabından, … Holding hesabına akaryakıt alımları nedeniyle “promosyon” adı altında ödeme ile yağ hibesi yapılması sebebiyle dava dışı şirketin zarara uğradığı iddia edilmişse de; bilirkişi raporunda bu hususta yapılan incelemede; dava dışı … şiketi ticari defterlerinde; “Akaryakıt Komisyon Giderleri” başlıklı yardımcı-muavin hesapta (KDV hariç) 172.631,43-TL’lik tutarın kayıtlı olduğu, benzer komisyon gelirlerinin başka akaryakıt bayilerinden de elde edildiği, bu tür ödemelerin işletmelerin yönetim politikaları dahilinde rekabet ve karlılık bazında belirlendiği, bu bağlamda davacı yanın zararın varlığını ispat edemediği, yine dava dışı … Şirketi tarafından davalı … şirketine yağ hibesi yapıldığına ilişkin bir tespitin yapılamadığı nazara alınarak davacı yanın bu kapsamda zarar talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca, davalı … Holding’te muhasebe elemanı olarak çalışan kişinin dava dışı … Şirketine muhasebe müdürü olarak atandığı ve kendisine geçmişe dönük zam yapılması sebebiyle zarar oluştuğunun iddia edildiği, her ne kadar anılan kişinin dava dışı … şirketinin finansman işleri için görevlendirildiği ve muhasebe müdürü olarak görevine devam ettiği belirtilmişse de; bahse konu çalışanın yaptığı işler ile ödendiği belirtilen tutarlar nedeniyle zararın oluştuğuna ilişkin iddianın ispatlanamadığı gibi yine davacı yanın davalılardan …’ın yüksek maaş ile atandığı ve şirket hesabından çektiği avansın kapatılması için kendisine geçmişe dönük ayrıca zam yapıldığı iddia edilmişse de; dava dışı … şirketi tarafından sunulan kayıtlar üzerinde bu doğrultuda yapılan inceleme sonucunda; ilgili davalıya verilmiş “İş Avansı”, “Personel Avansı” vs. hesaplarında raporlanmış tutarlara ve 2011, 2012, 2013, 2014 yılsonları itibarıyla devreden alacak bakiyesine rastlanılmadığı belirlenmekle bu kapsamdaki iddialarının da ispatlamadığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca; dava dışı … şirketinin en büyük mağazasının düşük bir fiyatla kiralanması ve kontrol dışında bırakılması nedeniyle zarara uğradığının iddia edildiği, dosya kapsamına alınan talimat bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; kiralanan taşınmazın 100 m2 değil 215,94 m2 olduğu, bu bağlamda dava dışı …şirketine yapılan kiralama nedeniyle daha az kira geliri elde edildiği anlaşılmakla; tazmini talep edilebilecek zarar miktarının 11.350,00-TL düzeyinde olduğunun hesaplandığı, belirlenen miktarda zarardan davalıların sorumlu olacağı, sair zarar taleplerinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Birleşen dava yönünden ise; dava dışı … şirketinin 2016 yılı zararının oluşum nedenlerinin özellikle dava dışı … firması ile yapılan taahhütnameye dayalı olarak düzenlenen “cezai şart” faturasından kaynaklandığının tespit edildiği, bayilik sözleşmesi kapsamında verilen satış taahhüdüne karşın fiili satışların düşük miktarda kalmasına dayalı olarak ortaya çıkan bir zarar olduğu; dolayısıyla davalıların bu zarar kaleminden sorumlu bulunduklarından bahsedilemeyeceği; ayrıca 2015 yılında raporlanan faaliyet zararına göre 2016 yılında artış gösterdiği belirlenen 606.275,64-TL’lik tutarın ise; ağırlıklı olarak net satış gelirlerindeki düşüşten kaynaklandığı ve yine söz konusu zararın davalıların sorumlu olacakları nitelikte bir zarar kalemi olmadığı gibi 2016 yılındaki faaliyet zararını oluşturan çok sayıdaki kalem ile ilgili olarak ise, davacı tarafça sunulu herhangi somut delil bulunmadığı anlaşılmakla birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Asıl davada ise; yukarıda açıklanan gerekçelerle akaryakıt satışından kaynaklı 472.033,04-TL tutarındaki zarar ile düşük fiyat ile kiralanan mağaza nedeniyle uğranılan 11.350,00-TL zarar miktarından taleple bağlı kalınarak 100.000,00-TL tazminatın dava tarihi olan 16/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava dışı … Ltd. Şti.’ye verilmesine ilişkin davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl Davanın taleple bağlı kalınarak KABULÜ ile;
100.000,00-TL tazminatın dava tarihi olan 16/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava dışı … Ltd. Şti.’ye verilmesine,
2-Birleşen davanın REDDİNE;
3-Asıl davada; kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 6.831,00-TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Birleşen davada; 170,78-TL peşin harçtan 54,40-TL karar ve ilam harcının düşümü sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına, karar kesinleştiğinde ve talep halinde kalan 116,38 TL harcın davacıya iadesine,
5-Asıl davada; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya ödenmesine,
6-Birleşen davada; davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8- Davacı tarafça peşin yatırılan 1.707,75-TL karar ve ilam harcı, 27,70-TL başvuru harcı ve 221,80-TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.957,25-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair ; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/01/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …