Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/852 E. 2020/619 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/852 Esas
KARAR NO : 2020/619
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/08/2015
KARAR TARİHİ : 02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil 17/07/2010 tarihli trafik kazasında ağır derecede yaralanarak malul kaldığını, bu şekilde çalışması imkansız hale geldiğini ve hayatı boyunca iş göremez duruma düştüğünü, davacının Romanya vatandaşı olduğunu, araç sürücüsü yaşanılan kazada, tek başına ve %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı ise yolcu konumunda olduğunu, kendisine kusur izafe edilemeyeceğini izah olduğunu, … …’ın haksız fiile sebebiyet vermesi, davalı otobüs firması işleten sıfatı taşıması, davalı sigorta firması zorunlu trafik sigortacısı olması sebebiyle davacının uğradığı sürekli iş göremezlik sebepli maddi zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ayrıca sigorta poliçesinde manevi zararlardan da tüm davalılar aynı şekilde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının maddi zararların karşılanması amacıyla dava dışı … Sigorta A.Ş’ye idari başvurusu yapıldığını, ilgili firmanın sigorta ettiği zorunlu ferdi kaza sigortası kapsamında 5.625,00-TL, Karayolu Zorunlu Taşımacılık Sigortası kapsamında 5.087,00-TL tahsil edildiğini, davacı ana … için 20.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17/07/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkilin yargılama harç ve masraflarını karşılayacak maddi gücü bulunmaması nedeniyle adli müzaheret kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … … Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça huzurdaki dava kapsamında talep edilen zararın doğumuna neden olduğu iddia edilen trafik kazası 17/07/2010 tarihinde meydana geldiğini, davanın ikame edildiği 19/08/2015 tarihi itibariyle, söz konusu talep ve dava hakkının zaman aşımına uğradığını, davaya konu haksız fiilin 17/07/2010 tarihinde meydana geldiğini, davaya konu uyuşmazlığın çözümünde, o tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı borçlar kanunu’nun haksız fiile ilişkim hükümlerinin uygulanması gerektiğini, müvekkil şirket hakkında açılan davanın öncelikle zaman aşımına ilişkin itirazlar dikkate alınarak, davanın zaman aşımına reddini, davanın … Sigorta’ya ihbarını, husumete ilişkin itirazlar dikkate alınarak, davanın müvekkil açısından husumet yokluğundan reddini, yabancı uyruklu olan davacı tarafça, Türk Mahkemelerinde dava açarken, yargılama ve takip gideriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere yatırılması zorunlu olan teminatın yatırılmadığı yönündeki usule ilişkin itirazlar dikkate alınarak, davanın açılması sayılmasını, esasa ilişkin itirazlar dikkate alınarak, davanın müvekkil açısından esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç ZMMS poliçesi ile müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, poliçede verilen ölüm teminatının 175.000,00-TL olduğunu, müvekkil şirket manevi tazminat taleplerinden sorumlu olmadığını, davacı yanın kaza yapan araçta ne sebeple bulunduğunun tespitinin gerektiğini, yolcu olarak araçta bulunduğu durumlarda meydana gelen zararı karşılamak yükümlülüğü olan taşımacılık sigortasının öncelikli olarak ele alınmasının gerektiğini, müvekkil sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur ve zarar durumunun tespiti/iş güçten kalma durumları, davacıların dosyaya sunacağı gelir durumu, veraset, tutanaklar ve diğer somut deliller eşliğince yapılacak bilirkişi incelemeleri neticesinde belirlendiğini ve talepte bulunanların yaş, usul füruluk ile diğer sosyal ve medeni durumları da göz önüne alınarak ispat olunabilecek talepler olduğunu, müvekkil şirket hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddini, temerrüde düşmediği ve dava açılmasına sebebiyet vermediği belirlenen müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müteveffanın ölümü neticesinde sigortacısı … Sigorta A.Ş’den Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası kapsamında 5.625,00-TL ve Karayolu Zorunlu Taşımacılık Sigortası kapsamında 5.087,00-TL tahsilat yapıldığını, akabinde ise davacı her türlü talep ve dava haklarından feragat ettiğini, davacı yıllar sonra iş bu davayı açarak aldığı tazminatın yetersiz olduğu iddiası ile ibra ve feragat ettiği konu hakkında mükerrer taleplerde bulunduğunu, toplamda 10.712,00-TL ödeme alan davacının zararlarının daha fazla olduğu iddiası tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu bağlamda davacının maluliyetini tespitini ve kurumlardan aldığı ödemelerin tespiti ile hesap edilecek bedelden mahsup edilmesini, … Sigorta’ya yapılan başvuru neticesinde tarafların mutabık kaldığını ve poliçe limiti daha fazla olmasına rağmen daha az bir ödeme ile dosya kapsamında ibralaştıklarını, zararların daha fazla düşüncesinde iseler o dönemde poliçe azami limitine kadar ödeme yapılmasını talep edebileceklerini, sigortacı ile yapılan ibra sigortalı ve müteselsil borçlu olarak hem şirketi hem de müvekkili kapsadığını, poliçe limitler altında kalan bir ödeme ile yapılan ibrada sonra davacıların yeniden tazminat talep etmesinin kabul edilemeyeceğini, davanın usul ve esas yönünden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezliğe dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait tedavi evrakları, araç tescil kayıtları, poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
Davalılar yönünden emniyet marifeti ile ekonomik ve sosyal durum tespiti yapılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defi ileri sürdüğü görülmekle iş bu savunma öncelikli olarak irdelenmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazasından kaynaklı eylem için kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK gereğince öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında 17/07/2010 kaza tarihi ve 19/08/2015 dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmış olup yargılamaya devam edilmiştir.
Huzurdaki davada tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur” ; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinin de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edildiği görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde ise haksız bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının yolcu olarak bulunduğu, davalı … … Ltd. şirketinin maliki/işleteni olduğu, davalı sürücü … …’ın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası nedeni ile sürekli iş göremezliğe dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemi ileri sürülmüş olup uyuşmazlığın, anılı kazadan kaynaklı olarak davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise oran kapsamında talep edilebilecek maddi ve manevi tazminat miktarının aydınlatılması noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümlerinden yararlanılarak ATK İhtisas Kurulu marifeti ile yapılan inceleme neticesinde davacı yanın sürekli iş gücü kaybının bulunmadığı tespit edilmiş olup, ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilen dosyadaki mevcut tedavi evrakları ve alınan resmi kurum raporu ile tespit edildiği üzere davacının sürekli iş gücü kaybının da bulunmadığı, bu hali ile davacının sürekli iş göremezliğe dayalı tazmini gereken maddi zararının mevcut olmadığı anlaşılmakla; maddi tazminat isteminin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davacının aynı zamanda manevi tazminat isteminde bulunması nedeni ile tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşıması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmıştır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; tek taraflı gerçekleşmekle davalı sürücünün asli kusuru ile meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde davacının 2 aylık geçici iş göremezliğe düçar olması nedeni ile davacının manevi olarak zarara uğradığı ve davalı sürücünün haksız eylem faili, davalı araç malikinin araç işleteni sıfatı ile sorumlu olup davacıların manevi zararını gidermekle yükümlü oldukları, bununla birlikte zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminat taleplerini kapsamaması nedeni ile davalı sigorta şirketinin davacının manevi tazminat isteminden sorumlu tutulamayacağı tespitine varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış olup olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, tarafların kusur oranı ile mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı yararına 1.000-TL manevi tazminatın, davalı sürücü ve davalı araç malikinden haksız eylem tarihi olan 17/07/2010 tarihinden itibaren, talep kapsamında yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi sureti ile davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Maddi tazminat isteminin reddine,
B-Manevi tazminat isteminin davalı sigorta şirketi yönünden reddine,
C-Davalılar … … ve … … Ltd.şirketi yönünden manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile ,
Takdiren 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … … ve … … Ltd.şirketinden olay tarihi olan 17/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 68,31-TL ilam harcından peşin alınan 27,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 40,61-TL ilam harcının davalılar … … ve … … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL peşin harç ve 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 55,40-TL’ nin davalılar … … ve … … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Maddi tazminat yönünden; Davalı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … …’a verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden; Davalı … … Ltd. Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … … Ltd. Şti’ye verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden; Davalı Sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Sigorta Şirketi’ne verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden; Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … ve … … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden; Davalı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … …’a verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden; Davalı … … Ltd. Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … … Ltd. Şti’ye verilmesine,
10-Manevi tazmina yönünden; Davalı Sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Sigorta Şirketi’ne verilmesine,
11-Davacı tarafça yapılan 367,90-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 17,52-TL yargılama giderinin davalılar … … ve … … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı … … Ltd. Şti tarafça yapılan 46,00-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 43,81-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı … … Ltd. Şti’ye ödenmesine, kalan kısmın davalı … … Ltd. Şti üzerinde bırakılmasına,
13-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekili ile … … vekili ve … … Ltd.şirketi vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır