Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/784 E. 2020/317 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/784 Esas
KARAR NO:2020/317

DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:24/07/2015
KARAR TARİHİ:10/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 13/09/2014 tarihinde …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet aracı ile seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkili …’ün yaralandığını, beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000 TL sürekli sakatlık maddi tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın motosiklet mi yoksa motorlu bisiklet mi olduğunun tespitinin gerektiğini, aracın motorlu bisiklet olması halinde müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının araçta yolcu olarak bulunmadığını, taşımanın hatır taşıması olarak yapıldığını, davacının araca kasksız olarak bindiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline kaza sebebiyle kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, kazada hatır taşımasının söz konusu olmadığını, hatır taşıması indiriminden söz edilemeyeceğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememiz dosyasının delillerini, hastahane evrakları, hastahane evrakları, Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevabı, hasar işlem dosya örnekleri, SGK yazı cevabı, Tramer cevabı, makine mühendisi … ve hesap uzmanı …’dan alınan bilirkişi heyet raporu, ATK raporu ve tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile talimat yoluyla alınan … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu’nun 23/02/2018 tarihli raporunda özetle;
“…’in incelenen evrakı, yapılan muayenesi ve istenen nöroloji ile psikiyatri konsültasyonları birlikte değerlendirildiğinde;
Şahıs mevcut kazaya bağlı nörolojik şikayetler tariflemiş olup şikayetleri doğrultusunda EÜTF Nöroloji Anabilim Dalında konsültasyon istenmiştir. İstenen konsültasyon raporunda; ” hastanın heyete gelmesinin beklendiği ancak heyete gelmediği, bu yüzden raporun düzenlenemeyeceği, dosyasının kapanmış olduğu” belirtildiğinden nörolojik açıdan değerlendirme yapılamamıştır.
Şahıs mevcut kazaya bağlı ruhsal şikayetler de tariflemiş olup şikayetleri doğrultusunda EÜTF Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından konsültasyon istenmiştir. İstenen konsültasyon raporunda; “kişide olaya bağlı kalıcı psikiyatrik bozukluk olup olmadığının tedavi ile çalışmaya olanak verip vermeyeceğinin en az 1 yıl boyunca, aylık kontroller ile değerlendirilmek üzere EÜTF Konsültasyon-Liyezyon Psikayatrisi Polikliğinden yapılacak tetkik ve izlem sonucunda tekrar değerlendirilmesinin uygun olacağı” belirtilmiştir.
Sonuç olarak; şahsın psikiyatri konsültasyonunda belirtildiği şekilde 1 yıl boyunca aylık kontrollerle düzenli psikiyatrik takip ve tedavi alması sonrasında 3 psikiyatri uzmanından oluşan bir psikiyatrik hastalığın kalıcı olup olmadığını ve tedavi ile çalışma olanağı verip vermeyeceği hususlarını belirtir rapor” aldırılarak ve tarafınızca nöroloji konsültasyonu da tamamlattırılarak şahsın Anabilim Dalımıza mürcaatı ile ortopedik arazası da göz önünde bulundurularak meslekte kazanma gücü azalma oranı hususunda hesaplama yapılabileceğitir. ” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Davacı vekili, 29/05/2018 tarihli ile müvekkilinde kaza nedeniyle meydana gelen psikolojik arazlar göz önünde bulundurulmaksızın sadece fiziksel açıdan muayenesi yapılarak sonuca göre rapor düzenlenmesini talep ettiğinden … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu’nun 29/07/2019 tarihli raporunda özetle;
“İncelenen adli-tıbbi evrakı ve Anabilim Dalımızda alınan anamnezi neticesinde; …’in 13/09/2014 tarihinde motosiklet kazası geçirdiği, kafa kemiklerinde kırık ve beyin kanaması (sağ temporal kemik kırığı, subdural, subaraknoid kanama, beyinde şift) ile sağ köprücük kemiğinde kırık meydana geldiği görülmüştür.
Şahsın 27/11/2017 tarihinde Anabilim Dalımıza başvurusu sonrası, şahsın şikayetleri doğrultusunda geçirdiği kafa travmasına bağlı gelişebilecek nöropsikiyatrik sekeller açısından EÜTF Nöroloji ile Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dallarından konsültasyon istenmiştir.
09/05/2018 tarihli raporumuzda; Şahsın psikiyatri konsültasyonunda belirtildiği şekilde bir yıl boyunca aylık kontrollerde düzenli psikiyatrik takip ve tedavi alması sonrasında 3 psikiyatri uzmanından oluşan bir heyet tarafından düzenlenecek ” şahsın olaya bağlı psikiyatrik hastalığı olup olmadığını, varsa psikiyatrik hastalığın kalıcı olup olmadığını ve tedavi ile çalışma olanağı verip vermeyeceği hususlarını belirtir rapor” aldırılarak ve nöroloji konsültasyonu da tamamlattırılarak şahsın Anabilim Dalımıza müracaatı ile ortopedik arızası da göz önünde bulundurularak Meslekte Kazanma Gücü Azalma Oranı hususunda hesaplama yapılabileceği belirtilmiştir.
…, Anabilim Dalımıza 10/04/2019 tarihinde tekrar başvurmuş olup;
Sağ köprücük kırığına bağlı sağ omuz hareketlerinde gelişebilecek kısıtlılıklar açısından ortopedik muayenesi yapılmış ve sağ omuz eklem hareketlerinde yaklaşık %20 oranında kısıtlılık olduğu görülmüştür.
Şahıs Anabilim Dalımızda alınan anamnezinde; sağ kulağında işitme azlığı olduğunu beyan etmiş ve bu nedenle EÜTF Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalının 01/07/2019 tarihli yazısında; şahsın polikliniğe başvuru yapmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle olaya bağlı işitme kaybı olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapılamamıştır.
Davacı vekili Av. … tarafından yazılmış talep dilekçesi incelendiğinde; müvekkilin zaman ve imkanı olmaması sebebiyle 1 yıl boyunca psikiyatrik tedavi görmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple, kaza sebebiyle müvekkilde meydana gelen psikolojik arazlar göz önünde bulundurulmaksızın sadece fiziksel açıdan muayenesi yapılarak sonuca göre rapor düzenlenmesinin talep edildiği görülmüştür. Bu nedenle, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından konsültasyon istenmiştir. Ancak Nöroloji konsültasyonun tamamlanması için Nöroloji Anabilim Dalından konsültasyon istenmiş olup EÜTF Nöroloji Anabilim Dalının 26/07/2019 tarihli yazısında; şahsın yine muayene edilmek üzere müracaat etmediği belirtilmiştir.
Şahsın geçirdiği trafik kazasına bağlı işitme kaybı olup olmadığı ile nöropsikiyatrik açıdan bir sekel kalıp kalmadığı hususunda değerlendirme yapılamamıştır. Yalnızca ortopedik arızası göz önüne alınarak değerlendirme yapılmıştır.
Sonuç olarak; Olay tarihinde sıvacı ve aktif çalışan kolunun sağ kolu olduğunu beyan eden 15/08/1978 doğumlu …’de davaya konu 13/09/2014 tarihli trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen Meslekte Kazanma Gücü Azalma Oranı, olay tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nden faydalanılarak hesaplandığında; şahsın ortopedik arızası nedeniyle, Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı olay tarihindeki yaşına göre de %8.1 olarak bulunmuştur. Meydana gelen kafa kemiklerinde kırık ve beyin kanaması nedeniyle tıbbi iyileşme süresinin 9 ay olarak kabulünün uygun olacağı” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamı çerçevesinde, iddia ve savunma doğrultusunda tüm kayıtlar incelenmek suretiyle ayrıntılı ve denetime elverişli rapor aldırılmak üzere dosyanın kusur bilirkişisi … ve aktüerya bilirkişisi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 04/12/2019 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Yerleşim yeri dışında meydana gelen kazanın olduğu mahalde hız sınırı 90 km/saat, yol bölünmüş, 2 şeritli, asfalt ve kuru olup vakit gece hava karanlık yol aydınlatmaların bozuk olması nedeniyle aydınlatılmamıştır.
Dava dosyasında bulunan Trafik Kazası Tespit Tutanağında kaza anlatılmış, motosiklet sürücüsü ve arkasındaki yolcunun kaskları bulunmadığı ve doktor raporuna göre 0,617 promil alkollü olduğu anlaşılan sürücü …’ün 2918 sayılı KTK madde 56/1-a ile tanımlanan şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymaması ve alkollü araç kullanma nedenleriyle asli kusurlu olduğu görüşü ifade edilmiştir.
Trafik Kazası tespit Tutanağında bulunan kaza yeri krokisinden kaza mahallinde motosikletin sol şeritte seyrettiği, sağ şeritte trafik işaret levhaları ile belirtilmiş yol çalışma bölgesinin bulunduğu, orta refüjün mahalde kesiksiz olduğu ve motosikletin sola yönelerek orta refüje çıkıp 7 m sonra devrilmiş olduğu görülmektedir.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde sürücü … kaza mahallinde ön lastiğinin patlamış olduğunu, bunun üzerine kontrolü kaybettiğini ve yolun orta kısmında bulunan refüje çarptıklarını, hem kendisinin hem de arkasındaki yolcunun yaralanmış olduğunu belirtmiştir.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde davacı … motorun arkasında oturduğunu, ne kendisinde ne de sürücüde kask bulunmadığını, kaza anını hatırlamadığını, nasıl olduğunu anlamadan kaza yaptıklarını belirtmiştir.
Dava dosyasında bulunan … Devlet Hastanesinin 13.09.2014 tarihli Acil Tıbbi Müdahale Gereklilik Raporu Formunda davacı …’in geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle kafa ve boyun travması olduğu belirtilmiş olup, daha sonraki 19.08.2019 tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda da davacının kaza sonrası beyin kanaması geçirmiş olduğu, daha sonra geliştiği anlaşılan kısıtlılık ve arızaların kafa travmasına bağlı gelişmiş olduğu açıklanmakta; bu husus da davacının kasksız seyahat etmesinin uğradığı kazanın kendisine vermiş olduğu zararda önemli etkisi olduğunu göstermektedir.
Motosiklet sürücüsü … ifadelerinde ön lastiğinin patlaması nedeniyle kontrolü kaybettiğini belirtmiş olmakla birlikte motosikletin ön lastiğinin patlamış olduğuna dair herhangi bir tespite dosya kapsamında rastlanmamıştır.
Dolayısıyla davacının yaralanarak görmüş olduğu zararla ilgili olarak motosiklet sürücüsü …’ün alkol etkisi altında yola gereken dikkati gösterememiş olması, ve direksiyon kontrolünü yitirerek solunda bulunan orta refüje çarpıp sürüklenmesi nedenleriyle asli kusurlu olduğu, davacı motosiklet yolcusu …’in ise motosikletin arkasında kask takmadan seyahat ederek kendi sağlık ve güvenliğini tehlikeye atmış olması nedeniyle tali kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıdaki incelemeye göre dava konusu kazada davacı motosiklet yolcusu …’in yaralanması ile ilgili olarak;
Motosiklet sürücüsü … %75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurlu,
Davacı yolcu … %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurludur.
Kusur değerlendirmesinde zorunlu sigorta poliçesi bulunmayan araç sürücüsünün %75 ve araçta yolcu olarak bulunan davacının %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
… Hesabı Yönetmeliğinin ilgili maddeleri aşağıdaki gibidir.
Hesaba başvurulabilecek haller
MADDE 9 – (1) (Değişik: RG-19.06.2009-27263) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a)Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b)Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c)Zorunlu sigorta teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasındaki fark kadar ödenecek bedensel tazminat tutarları için,
ç)Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar için,
d)Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada,13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için başvurulabilir.
c)Davalı … Hesabı, zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunmayan araç sürücüsünün %75 kusuru oranında davacıya karşı sorumlu olduğundan işbu raporda davalının %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre zarar hesabı yapılarak takdire sunulacaktır.
d)Davalı tarafından hatır taşıması iddiasında bulunulmuştur. Davacı, araç sürücüsünün arkadaşı olduğunu beyan etmiştir. Bu durumda taraflar arasında yakın akrabalık ilişkisi bulunmamaktadır. Bu husustaki nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere ayrıca Yargıtay’ca kabul gören %20 hatır taşıması indirimli tutarda belirlenerek takdire sunulacaktır.
… Ün. Tıp Fak. tarafından düzenlenen rapor ile davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Bu durumda;
Her ne kadar dava dilekçesinde sürekli(daimi) iş görmezlikten kaynaklı tazminat talep edilmiş ise de; maluliyet raporunda davacının iyileşme süresinin belirlenmiş olması dikkate alınarak usul ekonomisi açısından ayrıca davacının 9 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanarak takdire sunulacaktır.
Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacaktır.
… Ün. Tıp Fak. tarafından davacının maluliyet oranı %8 olarak belirlenmiş olup, anılan oran üzerinden sürekli iş göremezlik dönemindeki zararı belirlenecektir.
15.08.1978 doğumlu davacı, 13.09.2014 olay tarihinde, 36 yıl, 0 ay, 28 günlük olup, 36 yaşında kabul edilerek, P.M.F.1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (33)yıl ve muhtemelen (69)yaşına kadar yaşayacaktır.
Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-36)= 24 yıl ve pasif devresi 9 yıldır.
SGK hizmet dökümüne göre kazalının kazançları asgari ücret düzeyinde gözüktüğünden hesaplamalar asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre;
Kazalının 13.09.2014–13.09.2019 tarihleri arası 5 yıllık bilinen dönemdeki net kazançları 75.282,01 TL.’dir.
Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise;
2.020,90 x 12 Ay = 24.250,80 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
Davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (1.829,02 x 12 )= 21.948,24 TL. esas alınacaktır. Buna göre;
(28)yıllık işleyecek aktif ve pasif devrenin peşin değeri 658.299,36 TL.’dir.
Kazalının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı: 44.014,88 TL.’dir.
Ruhsat bilgilerine göre … plakalı aracın silindir hacmi 151 m3 olup, cinside motosiklet olduğunda, işbu kaza davalının sorumluluk kapsamına girmektedir.
13.09.2014 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık ve tedavi gideri teminatı bakımından ayrı ayrı 268.000,00 TL.dır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/7731 E. sayılı başka bir kararında ise geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında, tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmektedir.
Davacının maddi zararları poliçe limitini aşmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda;
Dava başvuru belgesi bulunmadığından davalının 24.07.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiştir.
Sigorta poliçesi bulunmayan aracın kullanım amacı hususi gözükmektedir.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce güncel asgari ücret üzerinden hesaplama yapılarak taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda alternatifli sonuçlar oluşturarak ayrıntılı, hüküm kurmaya ve İstinaf ile Yargıtay denetimine elverişli ek rapor düzenlenmesi babında bilirkişilerce inceleme yapılarak konuya ilişkin 04/12/2019 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 13.09.2014 tarihinde meydana trafik kazasında;
Kaza tarihi itibariyle zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunmayan 35 MH 57 plakalı motosikletin dava dışı sürücüsü Motosiklet sürücüsü …’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
Davacı yolcu …’in maluliyetinin oluşmasına kask takmamış olmasının bir etkisinin bulunmaması nedeniyle davacının kusurunun söz konusu olmayacağı,
Davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre belirlenen zarar tutarından ayrı ayrı %20 hatır taşıması ve %20 müterafik kusur indirimi yapılınca davacı …’in;
Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararı=5.000,78 TL. olup,
Dava dilekçesinde sadece sürekli(daimi) sakatlık tazminatı talep edilmiş olması hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
(Sayın Mahkemece geçici iş göremezlik zararı bakımından hüküm kurulması ve yukarıda belirlenen 5.000,78 TL.lık indirimli zarardan hatır veya müterafik kusur indirimi yapılmayacağının kabulü halinde ise; 5.000,78 TL.ye ayrı ayrı 1.666,92 TL. lik tutarların ilavesi halinde indirimsiz zarar tutarına ulaşılabileceği)
Sürekli(daimi) iş göremezlik dönemine ait
%8 maluliyeti ile ilgili maddi zararının=39.910,03 TL. olduğu,
(Sayın Mahkemece yukarıda belirlenen 39.910,03 TL.lık indirimli sürekli iş göremezlik zararından hatır veya müterafik kusur indirimi yapılmayacağının kabulü halinde ise; 39.910,03 TL.ye ayrı ayrı 13.303,34 TL. lik tutarların ilavesi halinde indirimsiz zarar tutarına ulaşılabileceği)
Davacının maddi zararlarının poliçe limiti içinde ve kapsamında bulunduğu,
Davalının 24.07.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği,
Sigortasız aracın kullanın amacının hususi olduğu” şeklinde mütaala ettikleri görülmüştür.
Davacı vekili 09/03/2020 tarihli dilekçesi ile; 2.000 TL olarak talep edilen tazminat 64.516,71 TL artırılarak toplamda 66.516,71 TL olarak ıslah etmiştir.
Dava; 13/09/2014 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucu davacının malul kaldığından bahisle açılan tazminat davasıdır. Davalı yan davanın reddini savunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; dava tarihi itibarıyla sigorta şirketine başvuru dava şartı düzenlemesinin yürürlükte olmadığı, dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu’nun 29/07/2019 tarihli raporunun kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne uygun olarak düzenlendiği, davacının sürekli maluliyetinin %8, geçici maluliyet süresinin 9 ay olarak tespit edildiği, alınan kusur raporuna göre; kazada dava dışı sürücünün alkollü şekilde ve KTK’nun 52. maddesini ihlal ederek %100 kusurlu olduğu, …. Asliye Ceza Mahkemesinde dava dışı sürücünün beyanında davacı ile beraber çalıştıklarını, arkadaş olduklarını, o gün beraber alkol aldıklarını, kaza günü beraber … gitmek üzere davacıyı motorsikletine aldığını beyan ettiği, davacı arkadaşının aracında hatır için taşındığından yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca %20 hatır taşıması ve yine davacının sürücüsü alkollü olan araca binerek kazada müterafik kusurlu olduğu anlaşıldığından %20 müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiği, aktüer raporunda; kaza tarihi itibarıyla yürürlükte olan PMH 1931 yaşam tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin tespit edildiği, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapıldığında davacının 39.910,03 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı, kaza tarihi itibarıyla … Hesabı’nın teminat limiti 268.000 TL olmakla hesaplanan tazminatının bu limiti aşmadığı, kaza nedeniyle davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılmadığının anlaşıldığı, olay tarihi itibarıyla kazaya neden olan araç 151 metreküp silindir hacmine sahip motorsiklet olup geçerli bir ZMSS poliçesi bulunmadığından davalı … Hesabının zarardan sorumlu olduğu, davalı yana davadan önce başvuru yapıldığı dosya kapsamından tespit edilemediğinden temerrüdün 24/07/2015 dava tarihi itibarıyla gerçekleştiği, kazaya konu aracın kullanım amacı hususi olduğundan avans faizi talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimleri hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan davacı aleyhine karşı vekalet ücreti hesaplamasında dikkate alınamayacağından hüküm fıkrasında bu hususa dikkat edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
39.910,03 TL sürekli iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın 24/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 2.726,25 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 248,10 TL’nin (ıslah harcı da dahil) mahsubu ile 2.478,15 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin, 27,70 başvurma harcı ve 220,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 275,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.986,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.431,58 TL ( bilirkişi ücreti, posta masrafı v.s.) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 1.458,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 40 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 16 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/07/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza