Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/678 E. 2018/941 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/678
KARAR NO:2018/941

DAVA:Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :24/06/2015
KARAR TARİHİ:24/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerden …’nin davalı … A.Ş ile … … Kargo şubesini işletmek amacıyla 25.03.2013 tarihli Acentelik sözleşmesi akdettiğini, müvekkillerini işbu sözleşmenin teminatı olması için davalı şirkete 135.000-TL bedelli vade ve tanzim tarihleri boş bono verdiklerini, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin ek protokolü olan cari hesap sözleşmesinin 4. Maddesinde “İşbu sözleşmenin temel mantığı; acentenin ciro artışına dayalı olarak kazanç elde etmesidir. Bu amaçla Acenteye bağımsız tacir sıfatıyla devredilecek “… Kargo” şubesinin, devir tarihi itibariyle mevcut aylık gideri tespit edilecek ve bu gider, devir sonrasında … Kargo tarafından acenteye düzenli olarak ödenecektir. Böylece “Acente”nin devir nedeniyle zarara uğraması önlenmiş olacaktır.” hükmünün düzenlendiğini, taraflar arasında tanzim edilen devir masraf tutanağında müvekkilin devir almış olduğu … Kargo şubesinin aylık giderinin 19.483-TL olduğunun tespit edildiğini, davacı şirketin cari hesap sözleşmesinde öngörüldüğü gibi şubenin aylık gideri olan 19.483-TL’yi her ay düzenli olarak müvekkile ödememesi sebebiyle müvekkili sözleşmede kararlaştırılanın aksine zarar ettiğini, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkili ile davacı şirket arasındaki acentelik sözleşmesinin feshedilmiş olmasından sonra davacı şirketin müvekkillerden hiçbir alacağı olmamasına rağmen müvekkillerin teminat amacıyla vermiş oldukları bonoyu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsusu icra takibine konu ettiğini ve müvekkiller aleyhine icra takibi başlattığını,
dava konusu 12.11.2014 tanzim 12.12.2014 tarihli 135.000-TL bedelli bonoda bedelin nakden ahzolunmuş olduğunun yazılı olduğunu, buna göre davalı müvekkillere 135.000-TL nakit para vermiş olduğunu, bunun 80.000-TL’sini tahsil edememiş olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davalı şirket kayıtları incelendiğinde müvekkillere nakden ödenmiş hiçbir meblağın olmadığının tespit edileceğini, sonuç olarak bu sebeplerle müvekkilleri aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına konu bonoya ilişkin davalıya bir borçalrının olmadığının tespitini, …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından müvekkili aleyhine yürütülen icra takibinin İcra İflas Kanununun 72/2 nci maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesini, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan icra takibi nedeniyle davalıya %20dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, dava masraf ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmeleri gereği müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının kesin delil niteliğinin haiz olduğunu, akit tarafların her ikisi de tacir olmakla işbu hüküm HMK 193 uyarınca geçerli bir delil sözleşmesi hükmü olup sözleşmenin taraflarını bağladığını, dolayısıyla mahkememizce müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının kesin delil olarak değerlendirilmesi ve karşı tarafın ticari defter ve kayıtlarının dikkate alınmaması gerektiğini, tanık deliline başvurulmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, davacının müvekkil şirket alacağını müşterilerden tahsil ederek müvekkile ödememek sureti ile kasa açığı fiilini işlemesi nedeniyle acentelik sözleşmesi ve eklerinin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, teminat senedi olduğu iddiasının gerçeğe aykırı ve gayet kötü niyetli olduğunu, kötü niyet tazminatı talebinin son derece yersiz olduğunu, bu nedenlerle haksız davanın külliyen reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine
karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; acentelik sözleşmesinden kaynaklanan takibe dayanak bono yönünden menfi tespit istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davalı tarafından davacılar aleyhine 80.000,00-TL asıl alacak ve 1.435,62-TL faiz olmak üzere toplam 81.435,62-TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek avans faizi ile takip başlatıldığı görülmüştür.
Acentelik sözleşmesi ile taraf delillerinin ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 20/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı yanın 2013-2014 yılı ve davalı yanın 2013-2014-2015 yılı ticari defter bilgilerini ibraz ettiklerini, davalı tarafın davacıdan 12.11.2014 keşide tarihli,12.12.2014 vade tarihli ve 135.000,00-TL tutarlı bononun 80.000,00-TL tutarlı kısmını ödemediği gerekçesi ile 10.02.2015 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … dosya numarası ile 80.000,00-TL asıl alacak ve 1.435,62-TL işlemiş faiz üzerinden davacı aleyhine takibe geçtiğini ve bunun üzerine davacının huzurdaki menfi tespit davası açtığının tespit edildiğini, taraflar arasında 25.03.2013 tarihinde imzalanmış acentelik sözleşmesi ile sözleşme ekinde yer alan Cari Hesap Sözleşmesi, Acentenin Faaliyet Ve Sorumluluk Alanını Belirten Liste, Acente Kullanımına Bırakılan Demirbaş Mefruşat Ve Araç Listesi, … Kargo Kalite İlkeleri olduğunun tespit edildiğini,
Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemenin şu şekilde olduğunu;
Davacı tarafın Şubat/2017 ayında 2013 yılı işletme defterini ve 2014 yılı yevmiye, kebir ve envanter defterini tarafına ibraz ettiğini, ibraz edilen işletme defteri kayıt tekniğinde cari hesap şeklinde kayıt yapılmadığını, 2013 yılı ticari defterlerde davalı tarafa 16 adet fatura tanzim edilmiş olup tanzim edilen fatura tutarının 232.776,73-TL olduğunu, 2013 yılı ticari defterlerde davalıdan 9 adet fatura alınmış olup alınan faturaların tutarı 72.618,16-TL olduğunu, 2013 yılında davacının ibraz ettiği … hesap ekstresinde davalıdan 142.145,94-TL banka yolu ile tahsilat yaptığının tespit edildiğini, 2013 yılını özet olarak tablosu şekilde sunduğunu, davacı tarafın 2014 yılı yevmiye, kebir, envanter defterlerini tarafına ibraz ettiğini, ibraz edilen ticari defterlerde yevmiye defterinin kapanış tastikinin yapılmammış olduğunun görüldüğünü, diğer taraftan ticari defterlerde 2014 açılış kayıtlarında davalıdan 18.012,63-TL ticari alacak tutarı yer alması gerekirken bu tutarın ticari defter kayıtlarında yer almadığını, 2014 yılı içinde davalı şirkete 21 muhasebe işlemi karşılığı 361.249,08-TL tutarında işlem yapıldığını, ancak banka ekstresinde yer alan davalıdan yapılan tahsilatların ticari defter kayıtlarına işlenmediğini, aynı dönemde davalıdan 13 muhasebe işlemi karşılığında 181.416,06-TL alıma ilişkin borçu olduğunun tespit edildiğini, davacının davalıya verdiği 12.11.2014 keşide tarihli, 12.12.2014 vade tarihli ve 135.000,00-TL tutarlı bononun davacının ticari defter kayıtlarından olmadığının görüldüğünü, diğer taraftan davacı tarafın 2015 yılında davalıya fatura tanzim etmiş olmakla birlikte 2015 yılına ait ticari defterlerini tarafına ibraz etmediğini, sonuç olarak davacının ibraz edilen ticari defterlerinde davalıdan 361.249,08TL alacağı ve davalıya 181.416,06-TL borçu olduğu tespiti yapılmakla beraber davalıdan yapılan tahsilatların ticari defterlere kayıt edilmemesi sonucu davalıya ait alacak ve borç kalemlerinin gerçeği yansıtmadığına kanaat getirildiğini, davalı tarafta 2013-2014-2015 ticari defterini 09.03.2017 tarihinde tarafına ibraz ettiğini, davalının ibraz edilen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığını ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğunun görülmüş olup, mevcut tespitlere göre davalının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşımakla birlikte nihai kararın mahkememize ait olduğunu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacının cari hesabının tablo şeklinde sunulduğunu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıdan 45.544,62-TL alacağı olduğunun görülmüş olmakla beraber 12.11.2024 keşide tarihli,12.12.2014 vade tarihli ve 135.000,00-TL tutarlı bononun davalının ticari defter kayıtlarından olmadığının görüldüğünü,
Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davacının menfi tespit talebinin değerlendirilmesinin şu şekilde olduğunu;
Taraflar arasında 25.03.2013 tarihinde imzalanmış acentelik sözleşmesi ile sözleşme ekinde yer alan Cari Hesap Sözleşmesi, Acentenin Faaliyet Ve Sorumluluk Alanını Belirten Liste, Acente Kullanımına Bırakılan Demirbaş Mefruşat ve Araç Listesi, … Kargo Kalite İlkeleri olduğu tespit edilmiş olup taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu sözleşme kapsamında yürüdüğünün görüldüğünü, ticari ilişkide davacı tarafından davalıya sözleşme hükümleri çerçevesinde hizmet verilmesi şeklinde olduğunu, davacı acente sıfatı ile davalıya ait faaliyeti yürütürken sözleşmeye aykırı davranışları nedeni ile davalı tarafın sözleşmeyi tek taraflı olarak 11.11.2014 tarihinde fesih etmiş olup davacının 12.11.2014 tarihinden fesih ihbarnamesi imzaladığını, fesih ihbarnamesini hazırlayan sebebin 12.11.2014 tarihinde yapılan kasa sayımında davacının kasa açığının 27.569,99-TL olduğunun tespit edilmiş olup mevcut tespitin davacı tarafından imza edilerek mevcut durumun kabul edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 40. Maddesinde “…Acente ile … Kargo’nun irtibat büro ya da şubeleri arasında çıkacak her türlü çekişme; Öncelikle … Kargo’nun uzlaştırıcı çabalarıyla çözülmeye çalışılacaktır. Tarafların yargı yoluna başvurma hakları saklıdır. “Acente” ile “… Kargo” arasında çıkacak çekişmelerde … Kargo’nun defter ve kayıtları geçerli ve kesin delil olacaktır…” şeklinde taraflarca kabul edilmiş sözleşmede hüküm olduğu görülmekle beraber taraflar arasında ayrıca cari hesap sözleşmesi yapıldığını, davalının ticari defterlerde yer alan alacak kalemlerinin esasında davalı adına ödenen kasa açığı, personel ücret ve tazminatları, personel … prim ödemeleri ile acenteye ait elektrik, su, doğal gaz ve vb. işletme giderlerinin yansıtılmasından kaynaklandığı şekilde tespit yapıldığını, şu halde mevcut şartlarda davacının davalıya 45.544,62-TL borçu olduğu menfî tespit talebinin bu tutar yönünden yerinde olmadığı şeklinde kanaate ulaşıldığını,
Sonuç olarak dava dosyasına ibraz edilen ticari defterlerin, yardımcı kayıt belgelerin incelenmesi neticesinde; davacının ibraz edilen 2014 ticari defterlerinin delil vasfının bulunmadığını, davalının ibraz edilen ticari defterlerinin delil vasfına haiz olduğunu, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde davalıdan 361.249,08-TL alacağı ve davalıya 181.416,06-TL borçu olduğu tespiti yapılmakla beraber davalıdan yapılan tahsilatların ticari defterlere kayıt edilmemesi sonucu davalıya ait alacak ve borç kalemlerinin gerçeği yansıtmadığına kanaat getirildiğini, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıdan 45.544,62-TL alacağı olduğunu, takip konusu 12.11.2014 keşide tarihli,12.12.2014 vade tarihli ve 135.000,00-TL tutarlı bononun tarafların ticari defter kayıtlarında olmadığını, taraflar arasında 25.03.2013 tarihinde imzalanmış acentelik sözleşmesi ile sözleşme ekinde yer alan Cari Hesap Sözleşmesi, Acentenin Faaliyet Ve Sorumluluk Alanını Belirten Liste, Acente Kullanımına Bırakılan Demirbaş Mefruşat Ve Araç Listesi, … Kargo Kalite İlkeleri olduğu tespit edilmiş olup taraflar arasındaki ticari ilişki bu sözleşme kapsamında yürüdüğünü, davalı tarafın davacıdan 12.11.2014 keşide tarihli, 12.12.2014 vade tarihli ve 135.000,00-TL tutarlı bononun 80.000,00-TL tutarlı kısmını ödenmediği gerekçesi ile 10.02.2015 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … dosya numarası ile 80.000,00-TL asıl alacak ve 1.435,62-TL işlemiş faiz üzerinden davacı aleyhine takibe geçtiğini, bunun üzerine davacının huzurdaki menfi tespit davası açtığını, ancak davacının davalıya taraflar arasındaki sözleşme kapsamında 45.544,62-TL borçu olduğu bu tutar kadar menfi tespit talebinin yerinde olmadığını, tarafların mahkeme masrafları, vekâleti ücreti, icra-inkâr tazminatları ve benzeri taleplerinin takdirinin mahkememize ait olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 21/05/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…Davalı tarafın davacıdan 12.11.2014 keşide tarihli, 12.12.2014 vade tarihli ve 135.000,00-TL tutarlı bononun 80.000,00-TL tutarlı kısmını ödemediği gerekçesi ile 10.02.2015 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … dosya numarası ile 80.000,00-TL asıl alacak ve 1.435,62-TL işlemiş faiz üzerinden davacı aleyhine takibe geçtiğini ve bunun üzerine davacının huzurdaki menfi tespit davası açtığının tespit edildiğini, taraflar arasında 25.03.2013 tarihinde imzalanmış acentelik sözleşmesi ile sözleşme ekinde yer alan Cari Hesap Sözleşmesi, Acentenin Faaliyet Ve Sorumluluk Alanını Belirten Liste, Acente Kullanımına Bırakılan Demirbaş Mefruşat Ve Araç Listesi, … Kargo Kalite İlkeleri olduğunun tespit edildiğini, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıdan 45.544,62-TL alacağı olduğu görülmüş olmakla beraber 12.11.2014 keşide tarihli, 12.12.2014 vade tarihli ve 135.000,00-TL tutarlı bononun tarafların davalının ticari defter kayıtlarından olmadığının görüldüğünü, taraflar arasında 25.03.2013 tarihinde imzalanmış acentelik sözleşmesi ile sözleşme ekinde yer alan Cari Hesap Sözleşmesi, Acentenin Faaliyet Ve Sorumluluk Alanını Belirten Liste, Acente Kullanımına Bırakılan Demirbaş Mefruşat Ve Araç Listesi, … Kargo Kalite İlkeleri olduğu tespit edilmiş olup taraflar arasındaki ticari ilişki bu sözleşme kapsamında yürüdüğünün görüldüğünü, ticari ilişkide davacı tarafından davalıya sözleşme hükümleri çerçevesinde hizmet verilmesi şeklinde olduğunu, davacı acente sıfatı ile davalıya ait faaliyeti yürütürken sözleşmeye aykırı davranışları neden ile davalı tarafın sözleşmeyi tek taraflı olarak 11.11.2014 tarihinde fesih etmiş olup davacı 12.11.2014 tarihinden fesih ihbarnamesi imzaladığını, fesih ihbarnamesini hazırlayan sebebin 12.11.2014 tarihinden yapılan kasa sayımında davacının kasa açığının 27.569,99-TL olduğu tespit edilmiş olup mevcut tespitin davacı tarafından imza edilerek mevcut durumun kabul edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 40. Maddesinde “…Acente ile … Kargo’nun irtibat büro ya da şubeleri arasında çıkacak her türlü çekişme; öncelikle … Kargo’nun uzlaştırıcı çabalarıyla çözülmeye çalışılacaktır. Tarafların yargı yoluna başvurma hakları saklıdır. “Acente” ile “… Kargo” arasında çıkacak çekişmelerde … Kargo’nun defter ve kayıtları geçerli ve kesin delil olacaktır…” şeklinde taraflarca kabul edilmiş sözleşmede hüküm olduğu görülmekle beraber taraflar arasında ayrıca cari hesap sözleşmesi yapıldığını, davalının ticari defterlerde yer alan alacak kalemlerinin esasında davalı adına ödenen kasa açığı, personel ücret ve tazminatları, personel … prim ödemeleri ile acenteye ait elektrik, su, doğal gaz ve vb. işletme giderlerinin yansıtılmasından kaynaklandığı şekilde tespit yapıldığını, davacı tarafın 28.02.2015 tarihinde ticari faaliyetine son verdiğinin görüldüğünü, davacı tarafın davalıya tanzim edilen faturalarının tablo şeklinde sunulduğunu, davalıya yapılan hak ediş ödemelerinin tablo şeklinde sunulduğunu, daavcı kayıtlarında olmamakla birlikte davalı kayıtlarında yer alan ve davacı hesabında düşülen tutarlar ve mahsupların tablo şeklinde sunulduğunu, ibraz edilen bilgi ve belgelere göre yeniden yapılan çalışma sonunda davalının davacıdan 45.783,62-TL alacağı olmakla beraber kök raporda 45.544,62-TL tespit yapılmış olup farkın davacı lehine yapılan kayıttan kaynaklandığının tespit edildiğini, davacının davalıya borcu olmadığına ifade ediyorsa davacı kayıtlarında olmamakla birlikte davalı kayıtlarında yer alan ve davacı hesabında düşülen tutarlar ve mahsupların kendisinin yaptığını ispat etmesi gerektiğini, dosyada bu yönde bir bilgi ve belge ibraz edilmediğini, şu halde mevcut şartlarda davacının davalıya 45.544,62-TL borçu olduğu menfi tespit talebinin bu tutar yönünden yerinde olmadığı şeklinde kanaate ulaşıldığını,
Sonuç olarak taraflar arasında 25.03.2013 tarihinde imzalanmış acentelik sözleşmesi ile sözleşme ekinde yer alan Cari Hesap Sözleşmesi, Acentenin Faaliyet Ve Sorumluluk Alanını Belirten Liste, Acente Kullanımına Bırakılan Demirbaş Mefruşat Ve Araç Listesi, … Kargo Kalite İlkeleri olduğu tespit edilmiş olup taraflar arasındaki ticari ilişki bu sözleşme kapsamında yürüdüğünü, davalı tarafın davacıdan 12.11.2014 keşide tarihli,12.12.2014 vade tarihli ve 135.000,00-TL tutarlı bononun 80.000,00-TL tutarlı kısmını ödenmediği gerekçesi ile 10.02.2015 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … dosya numarası ile 80.000,00-TL asıl alacak ve 1.435,62-TL işlemiş faiz üzerinden davacı aleyhine takibe geçtiğini ve bunun üzerine davacının huzurdaki menfi tespit davası açtığını, ancak davacının davalıya taraflar arasındaki sözleşme kapsamında 45.544,62-TL borcu olduğu bu tutar kadar menfi tespit talebinin yerinde olmadığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 25/03/2013 tarihli acentelik sözleşmesine dayalı olup davacı …’nin davalı kargo şirketinin acentesi olduğu, diğer davacının ise takibe dayanak bono üzerinde davacı acente ile birlikte (kefil sıfatı ile) imzasının mevcut olduğu, huzurdaki davada uyuşmazlığın; taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesi uyarınca teminat olarak verildiği iddia edilen bononun icra takibine konulması nedeniyle bonodan dolayı davacıların borçlu olup olmadıklarının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin içeriği ve bu sözleşme uyarınca davacı …’nin davalı şirketin acentesi olarak faaliyet gösterdiği tarafların kabulündedir. Acentelik sözleşmesinin 39. maddesi uyarınca bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin teminatını oluşturmak üzere gerekli teminatın davalı şirkete verileceği kararlaştırılmıştır. Takibin dayanağı olan bononun düzenleme tarihi ve Acentelik sözleşmesinin 39.maddesinde belirtilen şartlarla düzenlenmiş olması; takibe dayanak bononun her iki taraf ticari defterlerinde de kayıtlı olmaması işbu bononun sözleşmenin teminatı olarak verilmiş olduğu kanaatini uyandırmıştır.
Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 40. maddesi uyarınca çıkacak ihtilaflarda davalının defter ve kayıtlarının geçerli olup kesin delil teşkil edeceği hususları kabul edilmekle mali müşavir bilirkişi marifeti ile inceleme icra edilmiştir. Bu noktada temin edilen ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olmakla itibar edilir bulunan kök rapor ve müşterilerden yapılan tahsilatların aktarımının denetlenmesi sureti ile temin edilen ek rapor kapsamında; davacının ibraz edilen 2014 ticari defterlerinin delil vasfının bulunmadığı, davalının ibraz edilen ticari defterlerinin delil vasfını haiz olduğu, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde davalıdan 361.249,08-TL alacağı ve davalıya 181.416,06-TL borcu olduğunun tespiti yapılmakla beraber davalıdan yapılan tahsilatların ticari defterlere kayıt edilmemesi sonucunda davalıya ait alacak ve borç kalemlerinin gerçeği yansıtmadığına kanaat getirildiği, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıdan 45.544,62-TL alacağının bulunduğu, davalının ticari defterlerde yer alan alacak kalemlerinin esasında davalı adına ödenen kasa açığı, personel ücret ve tazminatları, personel … prim ödemeleri ile acenteye ait elektrik, su, doğalgaz ve vb. işletme giderlerinin yansıtılmasından kaynaklandığı, davacı tarafın 28/02/2015 tarihinde ticari faaliyetine son verdiğinin görüldüğü, davacı tarafın davalıya tanzim edilen faturalarının tablo şeklinde sunulduğu, davalıya yapılan hak ediş ödemelerinin tablo şeklinde sunulduğu, davacı kayıtlarında olmamakla birlikte davalı kayıtlarında yer alan ve davacı hesabından düşülen tutarlar ve mahsupların tablo şeklinde sunulduğu, ibraz edilen bilgi ve belgelere göre yeniden yapılan çalışma sonunda davalının davacıdan 45.783,62-TL alacağı olmakla beraber kök raporda 45.544,62-TL tespiti yapılmış olup farkın davacı lehine yapılan kayıttan kaynaklandığının tespit edildiği, aksinin dosya kapsamında ispatlanamadığı, bu hali ile davacıların davalıya 45.544,62-TL borçlu olduğu, davalı tarafça başlatılan 80.000TL’lik (asıl alacak) takip ( dava değeri 80.000-TL olmakla) kapsamında davacıların borçlu oldukları miktar mahsup edilerek bakiye 34.455,38-TL yönünden menfi tespit istemlerinde haklı oldukları sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kısmen kabulüne, davalı tarafın takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu hususu ispata muhtaç kalmakla koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamında davacıların davalıya 34.455,38-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 2.353,64-TL harçtan peşin alınan 1.366,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 987,44-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu 750-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 161-TL olmak üzere toplam 911-TL yargılama giderinin kabul/ret oranına göre 392,36-TL’si ile 1.366,20-TL peşin harç ve 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.786,26-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.134,65-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.359,91-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine, iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza