Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/671 E. 2021/656 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/671 Esas
KARAR NO : 2021/656
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/06/2015
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.08.2014 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile araçta yolcu olarak bulunan müvekkili … ile birlikte seyir halindeyken aracın direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücünün yoldan çıkması sonucunda yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kaza tespit tutanağında davalı sigorta şirketince trafik sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsü olan …’in açık bir şekilde kusurlu olduğunun ortada olduğunu, kaza sebebiyle … Cumhuriyet Başsavcılığı 2014/… soruşturma numaralı dosya ile soruşturma başlatıldığını, … Asliye Ceza Mahkemesi’nde buna ilişkin dava açıldığını, kaza nedeni ile müvekkilinin yaralandığını, birçok ameliyat ve tetkiklere maruz kaldığını, vücudunda birçok kırık olduğunu, … plakalı aracın 29.08.2013-2014 tarihleri arasında geçerli olan ve … numaralı poliçe ile davalı sigorta şirketi bünyesinde Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası ile kaza tarihinde sigortalı olduğunu beyanla belirlenecek maluliyet tazminatının yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirketçe 29.08.2013-29.08.2014 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda kişi başına azami 268.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, manevi tazminatın poliçe teminatlarına dahil olmadığını, kalıcı maluliyet tazminatı ve maluliyet oranı belirlenirken bilinen ücretin belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınması gerektiğini, davacının sigortalı araçta yolcu olduğunu ve hatır taşımasının yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olup olmadığının araştırılması gerektiğini, söz konusu taleple ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, davacının temerrüt tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce öncelikle maluliyet hususunda inceleme yapılmış ve ATK raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına aldırılan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulu’nun 05/03/2018 / … karar numaralı raporunda özetle;
“…
Kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerin tetkikinde;
1. … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin 02/08/2014 başvuru tarihli epikriz raporunda araç içi trafik kazası sonucu getirilen hastada sağ kalçada hassasiyet olduğu, sağ kolda 2×2 cm kesi olduğu, çekilen pelvis BT’de bilateral superior pubik ramusta non deplese fraktür hatları saptandığı, sağ sakral kanatta sakroiliak eklem ile ilişkili fraktür hatları olduğu, lumbosakral MR’da L4-5 intervertebral diskde diffüz anüler bulging, bilateral nöral foramenlerde kaudalde hafif darlık izlendiği, üreter yaralanması? nedeniyle üroloji konsultasyonu istendiği ancak acil ürolojik cerrahi planlanmadığı, 06/08/2014 traihinde genel anestezi altında sağ omuz deltoid bölgedeki cam parçalarının çıkarıldığı,
2. … Hastanesinin 07/10/2015 tarih ve … sayılı raporunda kişinin sağlam olduğu, engel oranı %0(sıfır) olduğu,
3. … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin 03/11/2015 tarih ve … sayılı raporunda travma sonrası normal sınırlarda muayene bulguları saptandığı, kişide özür tablosunu etkileyecek bir hastalık saptanmadığı, özür oranı%0(sıfır) olduğu,
4. … Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalının 07/03/2017 tarih ve … sayılı raporunda “2.5 sene önce araç içi trafik kazası nedeniyle dış merkzede sağ kolda dorsalde kesi ve multipl pelvis kırıkları nedeniyle takip edildiğini, her iki ayak altı ve parmaklara yansıyan uyuşmalar olduğunu beyan eden hasta kas güçsüzlüğü tariflemiyor. Olgu tırnak kesemediğini ve çorap giyemediğini ifade etmekte. Sol kalça fleksiyon 110°, abduksiyon 60°, internal rotasyon 20°, eksternal rotasyon 20°. Sağ kalça fleksiyon 110°, abduksiyon 45°, internal rotasyon 15°, eksternal rotasyon 20°. Sol ve sağ uyluk çaplarında 2 cm fark var. Olgu torakolomber radikülopati tarifliyor. X-RAY: 07.02.2017 tarihinde çekilen ve radyoloji hekimlerince raporlanan BACAK UZUNLUK GRAFİSİ:Sağ alt ekstremite uzunluğu 91.4 cm, sol alt ekstremite uzunluğu 91.8 cm olarak ölçülmüştür. SKOLYOZ GRAFİSÎ:Orta torakal bölgede açıklığı sola, alt torakal ve üst lomber bileşke düzeyinde açıklığı sağa bakan minimal skolyoz izlenmektedir. T10, Tll ve Tl2 vertebra korpus anterior kesimlerinde minimal yükseklik azalması dışında diğer vertebra korpus yükseklikleri ve dizilimleri normaldir. KARŞILAŞTIRMALI HUMERUS GRAFİLERİ:Kemik yapılar ve eklem ilişkileri normaldir. NÖTRAL PELVİS GRAFİSİ:Sağda inferior pubik ramus düzeyinde geçirilmiş fraktüre ait sekel görünüm izlenmektedir. Sonuç: Torakal ve lomber bölgede minimal skolyoz, T10, Tll ve Tl2 vertebralarda anterior kesimlerinde minimal yükseklik azalması. Sağda inferior pubik ramus düzeyinde geçirilmiş fraktür sekeli MRG: 17.02.2017 tarihinde çekilen ve radyoloji hekimlerince raporlanan TORAKOLOMBER VERTEBRA MRG İNCELEMESİ: T10, Tl1 ve Tl2 vertebralarda minimal yükseklik kayıpları mevcuttur. Bu geçmişteki travmaya bağlı oluşmuş olabilir. Olgunun eski tetkikleri ile birlikte değerlendirilmesi önerilir. Bunun dışında kalan diğer vertebra korpus yükseklikleri ve sinyal intensiteleri normal sınırlardadır. Spinal kord değerlendirildiğinde herhangi bir myelopatik sinyal varlığı ayırt edilmemiştir. Belirgin bası oluşturan bir diskopati varlığı ayırt edilmemiştir. Konuş medüllaris, Ll-L2 intervertebral disk seviyesinde sonlanmaktadır. Kauda lifleri normal morfolojidedir, intraspinal kanal içerisinde herhangi bir kitle lezyonu saptanmamıştır. Paravertebral yumuşak dokular MRG Iimitasyonu dahilinde normal olarak izlenmiş olup gross kitle mevcut değildir. SONUÇ:Eski travma öyküsü bildirilen olguda T10, Tll ve T12 vertebralarda minimal yükseklik azalması. Bu görünüm olgunun eski travmasına bağlı oluşmuş olabilir. Olgunun eski tetkikleri ile birlikte değerlendirilmesi önerilir, spinal kordda ise herhangi bir myelopatik sinyal varlığı izlenmemiş olup belirgin bası oluşturmuş bir diskopati mevcut değildir.” şeklinde kayıtlı olduğu,
5. … Üniversitesi Tıp Fakültesi … Ana Bilim Dalının 04/05/2017 tarih ve … sayılı raporunda “…’e yapılan ürodinami tetkikinde; sistometri testinde mesane kapasitesi 250 ml. saptanmıştır. Test sırasında ve eforla (volsalva) inkontinans saptanmadı. Üroflovvmetri testinde 300 ml. idrar yapmıştır. Maksimal idrar hızı 12.6 ml/s ve rezidü idrar 0 ml. Saptanmıştır.” kayıtlı olduğuna göre;
SONUÇ
Mevcut belgelere göre;
… oğlu, 27/01/1989 doğumlu …’in 01/08/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde maluliyetine neden olacak derecede araz bırakmadığından maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği ” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Son içtihatlar ışığında kaza tarihinde bulunan yönetmelik uyarınca maluliyet tayinine gidilmesi gerektiği ve anılı raporun da bu şekilde hazırlandığı görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına kusur yönünden alınan Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’nin 11/10/2018 tarihli raporunda özetle;
“…
Trafik kazası tespit tutanağı ve ekli basit krokiden; olay mahalli yerleşim yeri içi olduğu, yolun 7m genişliğinde bölünmüş tek yönlü asfalt kaplama cadde olduğu, vakit gece görüş açık zeminini kuru olduğu, aydınlatma bulunduğu, araca ait çarpma önces sola yönelimli 41.2m fren izi belirtildiği, aracın sol ön kısımlarıyla orta refüj bariyerlerine çarparak son konumunu aldığı, sürücünün kaza esnasında 0.84 promil alkollü olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemeniz dosyası ve ekli gönderilen savcılık ve ceza aşamasına ait belgeler tarafımızdan tümüyle incelenmiş, kaza tespit tutanağı ve ekli basit kroki, sürücü ve yolcu ifadeleri, dava ve cevap dilekçeleri görülmüştür. Tüm dosya kapsamı ve ifadeler dikkate alındığında olay bölümünde anlatıldığı şekilde meydana gelen kazada; aşağıdaki şekilde rapor tanzimi cihetine gidilmiştir.
Bu duruma göre;
Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında hızını mahal şartlarına göre ayarlamadığı, mevcut hızıyla olay mahalline geldiğinde dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde seyri neticesinde sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybedip sola savrulması ve orta refüj bariyerlerine çarparak son konumunu alması ile meydana gelen kazada kusurludur.
SONUÇ :
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 26.11.2016 tarihli aktüer bilirkişi raporunda özetle;
“..
01.08.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’in;
a-Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının = 2.673,09 TL olduğu,
-Davalı tarafından hatır taşıması iddiasında bulunulmuş olup, davacı beyanında araç sürücüsünün arkadaşı olduğunu beyan ettiğinden ve davacı ile araç sürücüsünün yakın akraba olduklarına dair bir belge bulunmadığından, Sayın Mahkemece hatır taşıması indirim koşullarının gerçekleştiğinin ve Yargıtay’ca kabul gören %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılacağının kabulü halinde davacının geçici iş göremezlik dönemi için talep edilebilir indirimli zararının (2.673,09x%80)=2.138,47 TL olacağı,
b-Davacının maddi zararının poliçe limitlerini aşmadığı,
c-Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının malul kalmadığı belirlendiğinden, sürekli iş gücü kaybı nedeniyle zararının bulunmayacağı,
d-KTK’nun 99. Maddesine göre davalı bakımından temerrüdün en erken 22.06.2015 dava tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
e-Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunduğu ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı tarafça 3.000 Tl belirsiz alacak olarak beyan edilen dava değerinin 1.000 Tlsinin sürekli maluliyet zararı ve 2.000 Tlsinin geçici maluliyet zararı olduğu bildirilmiştir.
Alınan raporlar sonrası davacı taraf davasını ıslah ederek 2.673,09 Tl geçici maluliyet zararının tazminini talep etmiştir.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacının, sürücüsünün … olduğu araçta iken meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, davalının ise kazaya karışan aracın sigortacısı olduğu, mahkememizce alınan ATK raporu uyarınca davacının kalıcı bir maluliyetinin olmadığı, iyileşme süresinin ise 3 ay olarak belirlendiği, yine mahkememizce alınan aktüer raporda hatır taşıması kabul edilmemesi halinde 2.673,09 TL , hatır taşıması olması halinde ise 2.138,47 TL zararın hesaplandığı, davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası bulunduğu, davacının kazaya ilişkin olarak yapılan ceza yargılamasında soruşturma aşamasındaki beyanında sürücünün arkadaşı olduğunu beyan ettiği, bu nedenle hatır taşıması olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakla ;davanın kalıcı maluliyet zararı yönünden reddine, geçici maluliyet zararı yönünden kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
2-Kalıcı maluliyete dayalı maddi tazminat isteminin reddine,
3-Geçici iş göremezliğe dayalı maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile,
4-2.138,47 TL’nin davalıdan alınarak dava tarihi olan 22.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 146,08 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 10,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 136,08 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
6- Davacı tarafça yapılan bilirkişi ücreti ile posta gideri (toplam 1017,95 TL) ve ATK rapor masrafı (879,00 TL) olmak üzere toplam 1.896,95 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 58,22) hesaplanan 1.104,41 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
8- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.138,47 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
9- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.534,62 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
11- Davacı tarafça yatırılan 10,24 TL peşin harç , 27,70 TL başvuru harcı ve 40 Tl ıslah harcı olmak üzere toplam 77,94 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır