Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/650 E. 2020/633 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/650 Esas
KARAR NO : 2020/633
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/06/2015
KARAR TARİHİ : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/02/2015 tarihinde sürücüsü tespit edilemeyen, …’ye ait … plakalı aracın geri geri gelirken yaya olarak trafik kurallarına uygun şekilde karşıdan karşıya geçen müvekkiline çarptığını, yaralanan müvekkilinin yanına gelip iyi olup olmadığını kontrol edip yardım etmeksizin olay yerini terk ettiğini, müvekkilinin kendi günlük ihtiyaçlarını bile karşılamayamayacak düzeyde geçici ve sürekli iş gücü kaybına uğradığını, büyük sıkıntılar yaşadığını beyanla şimdilik 500 TL geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı ile 500 TL bakıcı gideri maddi tazminatının müştereken ve müteselsilen davalılardan ve 50.000 TL manevi tazminatın davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile davcıya ödenmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araç sürücüsünün dava konusu maluliyetin oluşumundaki kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının bakıcı tuttuğunun ve ilgili giderlerin yapıldığının ispatının gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç işleten sıfatıyla sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın davacının asli kusuru nedeniyle meydana geldiğini, dava konusu araç üzerinde konulan ihtiyati tedbir kararına itiraz ettiklerini, davacının bakıma muhtaç olduğu ve kazadan kaynaklı uğradığı zarardan ötürü sürekli iş göremez hale geldiği iddialarını kabul etmediklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekilinin davalı … cevabına cevap dilekçesinde özetle; hastane kayıtları incelendiğinde müvekkilinin bakıcı olmaksızın kendi işlerini görmesinin mümkün olmadığının anlaşılacağını bu nedenle davalının itirazlarının yersiz olduğunu, işletilen faiz konusunda bir hata bulunmadığını beyan etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce delillerin ibrazına müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememiz dosyasının delillerini, poliçeler, hasar dosyaları, SGK kayıtları, davacının gelir kaydı, hastane evrakları, ATK maluliyet raporu, ATK Trafik İhtisas raporu, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan, tazminat hesap uzmanı Ayhan Tokat’dan alınan bilirkişi raporu, tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
… Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu 01/08/2018 tarih ve … nolu raporunda özetle;
“Mevcut tıbbi belgelere göre;
… kızı, 1955 doğumlu …’ın 04/02/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyetine mahal olmadığı,
İyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
… Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu 28/02/2019 tarih ve … nolu raporunda özetle;
“Sürücü …’nın %85 oranında kusurlu olduğu,
Davacı yaya … ‘ın %15 oranında kusurlu olduğu” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce taraf talepleri ve dosya kapsamı çerçevesinde, tüm kayıtlar incelenmek suretiyle ayrıntılı ve denetime elverişli rapor aldırılmak üzere aktüerya bilirkişisi …’a tevdii edilerek konuya ilişkin 23/07/2020 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi anılı raporunda özetle;
“Adli Tıp Kurumunun 28/02/2019 tarihli kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde;
Davalı şirketin maliki olduğu ve sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’nın %85 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın %15 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Davacının Geçici İş Göremezlik Dönemindeki Maddi Zararı:
Adli Tıp kurumu tarafından davacının iyileşme süresinin 3 ay olduğu belirlenmiştir. Bu durumda;
Davacının 3 aylık geçici iş göremezlik dönemi için maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır.
Davacı kaza tarihinde 60 yaşında olup, emeklidir. Her ne kadar davacı vekili tarafından davacının emekli olmasına rağmen muhasebe işinde aylık 600-700 TL ücret ile çalıştığı belirtilmiş ise buna ilişkin Yargıtay kararlarına uygun bir bilgi ve belge ibraz edilmemiştir.
Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre asgari ücretler kamu düzenine ilişkin asgari ücretin altında bir tutarın zarar hesabına esas alınması mümkün değildir. Davacının emeklilik geliri bu kaza nedeniyle kesilmemiş olup, bu konudaki Yargıtay kararlarına göre emeklilik gelirinin zarar hesabında dikkate alınması mümkün değiltir. Bu durumda;
Hesaplamalar zorunlu olarak kamu düzenine ilişkin bulunan asgari ücretlere göre yapılacaktır. Davacının emekli olması ve hesaba esas alınan asgari ücretin ücretli bir çalışmaya dayanmaması nedeniyle asgari geçim indirimleri dikkate alınmayacaktır. Buna göre de; kaza tarihinde agi hariç yürürlükte olan 858,96 TL asgari ücrete göre davacının zarar hesabı yapılacaktır.
Buna göre;
Davalının %85 oranında kusurlu olduğu dikkate alınarak davacının 3 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı; 858,96*3 ay=2.190,35 TL.’dir.
Davacının Sürekli İş Göremezlik Durumu;
Adli tıp kurumu tarafından bu olayın davacıda maluliyet gerektirecek bir araz bırakmadığı belirlenmiştir. Bu durumda sürekli iş gücü kaybı nedeniyle zarar hesabı yapma imkanı bulunmamaktadır.
Bakıcı Gideri Zararı;
Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme süresinde bakıma muhtaç olup olmadığı ve süresi hakkında bir tespitte bulunulmamıştır.
Adli Tıp Kurumu raporunda davacının 05.02.2015 tarihinde hastaneye girişinin yapıldığı 10.02.2015 tarihinde 3 hafta yatak istirahati önerilerek taburcu edildiği belirlenmiştir. Bu durumda;
Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacının yaşı da dikkate alındığında 04.02.2015 kaza tarihinden hastanede tedavi gördüğü 10.02.2015 tarihleri arası ile hastaneden taburcu olduğu 10.02.2015 tarihinden yatak istirahatinin sona erdiği 3 hafta sonrası olan 03.03.2015 tarihine kadar geçen dönemde bir başkasının yardım ve refakatine ihtiyaç duyacağı kabul edilerek 04.02.2015-03.03.2015 tarihleri arası geçen 1 aylık süre için bakıcı gideri zararı yapılarak takdire sunulacaktır. Sayın Mahkemece aksi kanaate varılması halinde ise davacının iyileşme döneminde bir başkasının yardımına ihtiyaç duyup duymayacağı, duyması halinde bu sürenin ne kadar olacağı hususunda Adli Tıp Kurumu veya başka yetkili bir kurumdan rapor alınması halinde buna göre yeniden zarar hesabı yapılması da mümkündür. Buna göre;
Sigorta poliçesinin 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenmiş olduğu dikkate alınarak kaza tarihinde yürürlükte olan aylık brüt 1.201,50 TL.lık asgari ücret üzerinden davacının 1 aylık dönemdeki bakıcı gideri zararı aşağıdaki gibidir;
1.201,50 x 1 ay x %85 kusur = 1.021,27 TL
Davalının Sorumluluk Kapsamı Ve Temerrüt Tarihi:
Sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 25.04.2014 olduğundan somut olaya 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni poliçe genel şartlarının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
04.02.2015 olay tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti sakatlık ve sağlık gideri bakımından ayrı ayrı 298.000,00 TL.dır.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2011/… E. sayılı kararında özetle “..hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve … nın yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve … nın tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve … tarafından karşılanmaya devam edecektir..” demektedir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Bu durumda;
Davacının yukarıda belirlenen geçici iş gücü kaybı zararı ile bakıcı gideri zararları poliçe limiti içinde ve kapsamında kalmaktadır.
Dava dosyasında dava tarihinden önce sigorta şirketine Karayolları Trafik Kanunu’nun 99.maddesine uygun olarak yapılmış bir başvuru belgesi bulunmadığından davalı … şirketinin 17.06.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiştir.
Sigorta şirketi dışındaki işleten bakımından ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 04.02.2015 kaza tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Her ne kadar sigortalı aracın kullanım amacını gösterir bir belge mevcut değil ise de aracın şirket adına kayıtlı olması nedeniyle talepte dikkate alınarak işletilecek faizin cinsine ilişkin takdir Sayın Mahkemeye aittir.
Sonuç olarak;
Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 04.02.2015 tarihinde meydana trafik kazasında davalının %85 kusur oranındaki sorumluluk duruma göre davacı …’nın,
3 aylık geçici iş göremezlik döneminde
%100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının = 2.190,35 TL,
1 aylık bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının = 1.021,27 TL. olduğu,
Adli Tıp Kurumu tarafından malul kalmadığı belirlenen davacının sürekli iş gücü kaybı(maluliyet) nedeniyle maddi zararının bulunmadığı,
Davacının yukarıda belirlenen maddi zararları zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve limitleri içinde kalmakta olup, manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamına girmediği,
Sigorta şirketinin 17.06.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, sigorta şirketi dışındaki işleten bakımından temerrüdün 04.02.2015 kaza tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
Her ne kadar sigortalı aracın kullanım amacını gösterir bir belge mevcut değil ise de aracın ticari şirket adına kayıtlı olması nedeniyle talepte dikkate alınarak işletilecek faizin cinsine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Davacı vekili 24/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; 500 TL olan geçici iş göremezlik tazminat talebini 1.690,00 TL ve 500 TL bakıcı giderini 521 TL arttırarak toplamda maddi tazminat talebini 2.211,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklı sürekli ve geçici maluliyet ile bakıcı gideri taleplerinden oluşan maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 04/02/2015 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç geri geri manevra yaptığı sırada karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yararlandığından bahisle eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibarıyla KTK’nun 97. maddesi ile getirilen özel dava şartı olan sigorta şirketine başvuruya ilişkin düzenlemenin henüz yürürlüğe girmediği, bu nedenle dosyada dava şartı noktasında eksiklik olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan İstanbul Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’nun 01/08/2018 tarihli raporunda; davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle tıbbi iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği ancak kaza nedeniyle sürekli maluliyete uğramadığının mütalaa edildiği görülmüş, raporda kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre maluliyet tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır. Yine mahkememizce hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’nun 28/02/2019 tarihli raporunda; dava dışı sürücünün dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranarak kazada asli ve %85 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın ise tali ve %15 kusurlu olduğu tespit olunmuştur.
Kalça ve omuz kırığı geçiren davacının kaza sonrasında 1 hafta hastanede yattığı ve taburcu olurken 3 aylık yatak istirahati önerildiğinden bu süreçte başkasının yardımına muhtaç olmakla, brüt asgari ücret üzerinden 1 aylık bakıcı gideri tazminatı hesaplaması yapılarak davalı şirketin maliki olduğu ve davalı sigortanın sigortaladığı araç sürücüsünün kusuruna tekabül eden bakıcı gideri tazminatının 1.021,27 TL olarak bulunduğu, hesaplanan tazminatın davalı sigortanın teminat limiti dahilinde kaldığı, davacının halihazırda kaza öncesinde ve sonrasında almaya devam ettiği emeklilik aylığı bulunduğundan, kaza nedeniyle bu aylıktan mahrum kalmadığından ve emekli maaşı dışında başkaca bir geliri olduğunu ispatlayamadığından geçici iş göremezlik tazminatı talebinin mahkememizce yerinde görülmemiş olup, hesaplanan bakıcı gideri tazminatına davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığından sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, davalı araç maliki şirket yönünden ise haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması mahkememizce uygun bulunmuştur.
Davacının aynı zamanda manevi tazminat isteminde bulunması nedeni ile tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşıması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmıştır.
Anılı yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, dava dışı sürücünün asli kusuru ile meydana gelen trafik kazası nedeniyle yaralanan davacının manevi zarara uğradığı, araç maliki şirketin Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işleten sayılması nedeniyle sorumlu olduğu ve davacının manevi zararını gidermekle yükümlü olduğu, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, tarafların kusur oranı ile mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı yararına 1.500-TL manevi tazminatın, davalı şirketten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1.021,00 TL bakıcı gideri tazminatının davalı …’den 04/02/2015 kaza tarihinden itibaren, davalı … A.Ş.’den 17/06/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik taleplerinin reddine,
1.500 TL manevi tazminatın 04/02/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Maddi tazminata yönelik olarak alınması gerekli 69,74 TL karar harcından 3,42 TL peşin harç ve 8 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 11,42 TL’nin mahsubu ile 58,32 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Maddi tazminata yönelik olarak davacı tarafından yatırılan 3,42 TL peşin harç, 8 TL ıslah harcı ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 39,12 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Maddi tazminata yönelik olarak davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 1.021,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminata yönelik olarak davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T.’nin 13/3. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 1.021,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Manevi tazminata yönelik olarak alınması gerekli 102,46 TL karar harcının davacı tarafça yatırılan 170,79 TL peşin harçtan mahsubu ile arda kalan 68,32 TL’nin davacı yana iadesine,
7-Manevi tazminata yönelik olarak davacı tarafından yatırılan ve alınması gerekli 102,46 TL peşin harcın davalı …Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminata yönelik olarak davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalı … Tekstil…Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminata yönelik olarak davalı … Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd. Şti.’ye verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 1.936,05 TL (bilirkişi ücreti, ATK faturası, posta masrafı v.s.) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 547,41 TL’nin (davalı … Ltd. Şti. 91,04 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza