Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/521 E. 2019/582 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/521
KARAR NO : 2019/582
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/05/2015
KARAR TARİHİ : 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … 20/10/2011 tarihinde, şoför … yönetimindeki … plakalı otobüs aracı ile … bulv. Üzerinde bulunan İETT durağından yolcu aldıktan sonra, davalı, sonra, sağ şeridi takiben tekrar yola girdiği esnada … plakalı müvekkilin aracı yolun sağ tarafında yol üzerine kaldırım kenarına park ettiği aracını yolcu indirmek için durdurmuş ve indikten sonra tekrar müvekkil aracına binmek isterken kendi aracı ve otobüsün arasında sıkışarak kalmış, otobüs sürücüsü, bu sıkışmış halde kalan müvekkili iki araç arasında sürüklediğini, vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandığını, bu nedenler le müvekkil aracın sol yanından ezikler ve aynasının kırıldığını, müvekkil ise yaralandığı olayda davalı otobüs sürücüsü asli kusurlu bulunduğunu, davalı … kazada ağır ve asli kusurlu olduğunu, yapılan tetkiklere göre … plakalı otobüs sürücüsünün kaza yerinde tanzim edilen kaza tutanağına göre yolcu aldıktan sonra sağ şeridi takiben tekrar yola girdiğini bu manevrayı yaparken otobüsün dikiz aynası ile park etmiş araçları kontrol ettikten sonra manevra yapması gerekirken dikkatsizce manevra yaptığından dolayı 2918 sayılı kara yolları teafik kanunun 84. Maddesi gereğince asli kusurlu olduğunun kanaatine varıldığını, davasının kabulünü, kazaya karışan … plakalı aracın kaydına ihtiyat-i tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla tüm davalılardan 1.000,00-TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesini, davalı … Sigorta A.Ş hariç olmak üzere 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yargılama giderleri ve ücret-i vekaletten sorumlu olacak şekilde davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dilekçesinin ekinde sunduğunu beyan ettiği deliller müvekkil şirkete tebliğ edilememiş olduğunu, bu nedenle dava dilekçesine karşı ayrıntılı cevap verme haklarını saklı tuttuklarını, öncelikle zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davaya konu talep haksız fiilden kaynaklanmakta olduğunu, olaydan itibaren 4 yıla yakın bir zaman geçmiş olmakla haksız fiiller için öngörülen zaman aşımı süresinin dolduğunu, talep zaman aşımına uğradığını, bu sebeple davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, … plaka sayılı araç 18/05/2011 – 2012 tarihleri arasında müvekkil şirkette ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminatın maddi zararlarda araç başına azami 20.000,00-TL ve sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına azami 200.000,00-TL olduğunu, iş bu teminatlar sigortalının kusurlu olması halinde kusuru ile orantılı olarak ödeme yapılacağını, sorumluluğunun azami limitlerle sınırlı olduğunu, davacının maddi tazminat taleplerinin miktarının anlaşılmadığını, toplam 1.000,00-TL olarak istenen tazminatın ne kadar tedavi gideri ne kadar araç hasarı ve ne kadarının değer kaybı dilekçe içeriğinden anlaşılamadığını, mahkemece davacıya öncelikle talepleri ve miktarlarını açıklaması için süre verilmesinin gerektiğini, dayanaktan yoksun davanın reddi ile masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı iş göremezliğe dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait tedavi evrakları, poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacı tarafa trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
İstanbul ATK marifetiyle hazırlanan maluliyet raporu temin edilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi kapsamında ekonomik sosyal durum araştırması için yetkili emniyet birimi marifeti ile araştırma yapılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … ve … tarafından hazırlanan 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı aracın davalı sürücüsü …’ın %75 oranında kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü davacı sürücü …’nun %25 oranında kusurlu olduğunu, davalıların %75 kusur durumuna göre davacı … ‘nun geçici iş göremezlik nedeniyle döneminde %100 kazanç kaybı nedeniyle uğradığı maddi zararın; 314,54-TL olduğunu, araç hasarı nedeniyle bakiye maddi zararının; 218,35-TL olduğunu, manevi tazminat talepleri sigorta poliçesi kapsamında olmayıp, davacının belirlenen zarar tutarlarının poliçe limitlerini aşmadığını, maluliyeti oluşmayan davacının sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zararının belirlenemediğini, tedavi giderlerinin davalıların sorumlu olup olmayacağı hususundaki hukuki durumun takdirinin mahkemeye ait olmak üzere davacının tedavi gideri talebinde ısrarlı olması halinde uzmanlık alanına girmeyen bu hususun hekim bilirkişi tarafından değerlendirilmesinin gerekeceğini, davalı sigorta şirketinin 12/05/2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenmiş olduğunu, sigorta şirketi dışındaki davalı bakımından temerrüt tarihinin 20/11/2011 olay tarihi olacağını, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defi ileri sürdüğü görülmekle iş bu savunma öncelikli olarak irdelenmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Ceza zamanaşımının uygulanması ilişkin kural, hem dava hem de kısmi dava olarak açılan davada ıslah yoluyla talep edilen miktarın artırılması (ıslahı) durumunda uygulama alanı bulmaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında yaralamalı trafik kazasından kaynaklı eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK kapsamında öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında 20/10/2011 kaza tarihi ve 12/05/2015 dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Huzurdaki davada; davalı sigorta şirkete sigortalı olan, davalı …’ın sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 hafta olduğu ve sürekli maluliyetinin bulunmadığı hususları ATK raporu ile tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur raporu ve aktüerya bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davalı şirkete sigortalı davalı araç sürücüsünün %75 kusur oranı kapsamında, kaza tarihinde yürürlükte olan düzenlemelere uygun hesaplama yöntemi gereğince davacı yönünden iş göremezliğe dayalı maddi zararın 314,54TL olarak hesaplandığı, araç hasarından kaynaklı zararın ise 218,35-TL olarak tespit edildiği anlaşılmıştır. Talep edilen maddi tazminat miktarının zorunlu poliçe limitini aşmadığı, tüm bu nedenlerle davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçeleri kapsamında, davalı sürücünün haksız eylemi gerçekleştiren sıfatı ile davacının iş göremezlikten ve araç hasarından kaynaklı işbu maddi zararını tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Manevi tazminat talebi yönünden tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazası neticesinde tedavi görmek zorunda kalıp iş göremezliğe düşen davacının manevi zarara uğradığı ve davalı araç maliki ve araç sürücüsünün yasal düzenlemeler gereğince davacının manevi zararını gidermekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, maluliyet oranı, iş göremezlik süresi, davalının %75 oranındaki kusur oranı, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 3.000-TL manevi tazminat taktir edilmiştir.
Davalı sürücü yönünden temerrüt, haksız fiil tarihi olan 20/10/2011 tarihi itibari ile oluşmuştur. 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davacı tarafın dava tarihinden önce başvuru yapmaması üzerine temerrüt halinin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 12/05/2015 tarihi itibari ile başladığı, davacının yasal faiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Geçici işgöremezlikten kaynaklı 314,54-TL ile araç hasarı nedeniyle 218,35-TL olmak üzere toplam 532,89-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalı sürücü … yönünden kaza tarihi olan 20/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesine, bakiye istemin REDDİNE,
a-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 532,89-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 467,11-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
B-Davacının manevi tazminatının KISMEN KABULÜ ile,
Takdiren 3.000,00-TL manevi tazminatın davalı sürücü …’dan kaza tarihi olan 20/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye istemin REDDİNE,
a-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 241,33-TL harçtan peşin alınan 37,52-TL harcın mahsubu ile bakiye 203,81-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 27,70-TL başvuru harcı ve 37,57-TL peşin harç olmak üzere toplam 63,27-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan toplam 1.623,60-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 521,45-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı …’ın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/06/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır