Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/517 E. 2018/512 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/517
KARAR NO : 2018/512

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/03/2008
KARAR TARİHİ : 29/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili Şirket ile karşı taraf arasında 2.6.2006 tarihinde 21.296,40-Euro tutarlı Cat Fonvarding Yönetim Sistemleri Projesi Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davalının Lojistik alanında faaliyet gösteren müvekkil Şirket bilgisayarlarında Global Sistem Cat Fonvarding Yönetim Sistemi Yazılımını sözleşme ve eklerine uygun olarak destek ve servis hizmetleri ile diğer bakım, geliştirme versiyon ve sürüm güncelleme hizmetlerinin bedeli mukabilinde kurmayı taahhüt ettiğini, müvekkilinin davalıya geçen süre içinde 7.500.-EURO ödeme yaptığını, sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren bu yana 2 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen davalının projeyi tam olarak bitirmediğini ve müvekkili Şirketi büyük kayba uğrattığını, karşı tarafın tanzim ettiği 31.12.2007 tarih ve 02931 sıra no.lu 27.974,32-TL bedelli fatura aslının müvekkili tarafından … 14.Noterliğinin … tarih ve … yevime numarası ile iade edildiğini, 2006 yılında akdedilen sözleşmenin gereği karşı tarafça yerine getirilmediğini, aradan uzunca bir süre geçmesine rağmen işletim sistemlerinin organize iş akışı içinde düzenlenmediğini, eksikliklerin giderilmediğini ve söz konusu projenin ayıplı olarak natamam bırakıldığını bildirerek, sonuç olarak şimdilik 7.000.-YTL maddi zararın tahsili ile masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili Şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davcının çalışmadığını iddia ettiği program fonksiyonlarının sözleşmeye dahil işlerden olmadığını, davacı Şirketin sözleşmenin ödeme ile ilgili yükümlülüklerini yerine ygetirmediğini, davacı tarafın toplamda -7.500,00.-EURO ödeme yaptığını, bu ödemelere hizmet personelinin yol ve konaklama masraflarının da dahil olduğunu, sözleşme bedelinin bakiyesi için davacı Şirkete 27.974,32.-YTL. tutarlı seri B 4933267 numaralı faturanın tanzim edilerek gönderildiğini , ancak, faturanın iade edildiğini, sözleşme bedelinin bakiyesi için davacı Şirkete tebliğ edildiği halde ödenmeyerek taraflarına iade edilen 27.974,32.YTl. tutarlı faturanın tebliğ tarihi olan 8.1.2008 den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, sözleşme ile taahhüt edilen 100 saat dışında fazla verilmiş 350 saatlik hizmetin karşılığı olarak sözleşmeden doğan toplam 16.450.-EURO hizmet bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline, asıl davanın reddine, karşılık davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşılık davada davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin (Kapatılan 21. Asliye Ticaret Mahkemesi) 2012/175 Esas ve 2013/303 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine karar verilmiş, kararın davalı-karşı davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2014/4690 Esas ve 2015/687 Karar sayılı 09/02/2015 tarihli bozma ilamı ile;
“…O halde mahkemece; oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden, davacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, zararın ve rücu edilebilecek bedelin ne olduğunun tespitine ilişkin yeni bir bilirkişi raporu alınmadan, gerek ekpertiz raporu ve gerekse değişik iş dosyasında alınan bilirkişi raporuyla sonucu itibariyle çelişki arz eden yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, temyiz edenin sıfatına göre bu hususlar bozmayı gerektirmiştir.
Kabüle göre de, İİK’nın 75/2. maddesi uyarınca borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılması halinde talep üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verileceği düzenlenmiş olup, somut olayda dava konusu alacağın tazminat niteliğinde olduğu ve TTK’nın 1301. maddesi uyarınca icra takibi yapan davalı alacaklının, başlattığı icra takibinde kötü niyetli olduğunun davacı tarafından ispat edilemediği gözetilmeksizin davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmayıp kararın temyiz eden davalı yararına…” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, işbu dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememiz yargılama sırasında 29/05/2018 tarihli 9.celsesinde; Davacı vekili beyanında; “Karşı taraf ile sulh olduk, bu nedenle dava konusuz kalmıştır karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu, beyanı okunup imza altına alındığı anlaşılmıştır. Davalı vekili beyanında; “Karşı taraf ile sulh olduk, bu nedenle dava konusuz kalmıştır karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu, beyanı okunup imza altına alındığı anlaşılmıştır.
Yukarıda anlatılan nedenlerle tarafların karşılıklı olarak sulh olması ve konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar tesisine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın tarafların sulh olması ve konusuz kalması nedeniyle ESASI HAKKINDA KARAR TESİSİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 94,50-TL harçtan 35,90-TL’in mahsubu ile artan 58,60-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yargılama gideri talebi olmadığından, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/05/2018

Katip …

Hakim …