Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/447 E. 2018/1143 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/447
KARAR NO : 2018/1143

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/04/2015
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsiklet ile 28/12/2014 tarihinde Atatürk Havalimanı’nda bulunan işyerine giderken D-100 Kuzey Transit yolu, … karşısı, Merter mevkiinde, emniyet şeridinde seyir halinde iken davalı … adına kayıtlı ve davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile trafiği aksatacak şekilde en sağ şeritten emniyet şeridine geçerek şerit değiştirdiğini, davalı sürücü hatalı manevra ile müvekkilin direksiyon hakimiyetini kaybetmesine sebebiyet vererek motorsikletin, önce … plakalı aracın sağ ön kısmına sürtmesine daha sonra ise bariyerlere çarpmasına, bunun sonucunda ise yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, öncelikle kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın kaydına ihtiyati tedbir konulmasını, 6100 sayılı yasanın 107.maddesine göre şimdilik kaydı ile 10.000,00-TL maddi tazminat, 30.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 40.000,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birliket davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmisini, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalılara müştereken ve müteselsilen tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Poliçeden dolayı sorumluluğu sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitin bildirilmesi davayı kabul anlamına gelmediğini, bilindiği üzere kaza sonucu üçüncü kişinin ölümü veya yaralanması gerçekleştiği takdirde, sigortacı sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında destekten yoksun kalanlara tazminat ile yükümlü olduğunu, sonuç olarak sakatlanma ve ölümlerde geçerli olan teminatın her halükarda verilecek bir teminat olmayıp belirtilen belirlemelerin sonucunda vekilecek bir tazminat olduğunu, poliçe teminat limiti dışında kalan manevi tazminat talebinin reddini, dolaylı gider kapsamında değerlendirilen yol, refakatçi vb gibi tazminat talebinin reddini, müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda sorumluluğunun açıklandığı çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağını, müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve …’e dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalılar tarafından Mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
…. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası arasına alınan 08/12/2015 tarihli bilirkişi kusur raporunda özetle; … plaka sayılı otomobil sürücüsü Sanık … 2918 Karayolu Trafik Kanunun 46/2-B ve C, 47/1-C, 84/J ve aynı kanuna ait yönetmeliğin 137/-A maddelerindeki kuralları ihlal etmekle, seyri esnasında bulunduğu yol şeridi içerisinde yol üzerinde bulunan yer işaretlemelerini dikkate alarak aracıyla düz şerit çizgisiyle ayrılan emniyet şeridi/banket alan içerisine herhangi bir zorunluluk olmaması durumunda geçiş yapmaması gerekirken ve bu yolun en sağına doğru yanaştığı sırada ise gireceği banket içerisinde bulunabilecek araçları iç ve dış aynalarından kontrol ederek banket içerisinde araç olması durumunda bu araçlara tehlikeli bir durumun oluşturmayacağını, hareketini güvenle gerçekleştireceğini görerek ve gerekli işaretlerini vererek manevrasını buna göre belirlemesi gerekirken, bulunduğu yol şeridi içerisinde ağır ilerleyen trafiğin olduğu sırada yolun sağında bulunan motosikletin fiziki ölçüleri nedeniyle banket alan içerisinden ilerleyen müştekinin kullandığı motosikletin hareketini yeterince aracının iç ve dış aynalarından gözlemlemeden ve gerekirse başını sağa doğru çevirerek yolun yanaşma istediği sağ tarafı yeterince ve etkili olarak kontrol etmeden ani bir hareketle sağa doğru manevra yaparak bulunduğu sağ şeritten yolun en sağı banket içerisine geçiş yaptığı esnada bu şerit içerisinde bulunan müştekinin kullandığı motosikletin istikametini kapatma nedeniyle müşteki sürücünün fren yapsa da engel olmadığı bu olayda yola ve yol üzerinde bulunan araçlara yeterince dikkat, özen göstermeyerek ve müteyakkız davranmayarak yolun sağı banket alana doğru bulunduğu yol şeridi içerisinden çıktığı sırada yeterince ve etkili olarak diğer yol kullanıcılarının hareketini kontrol etmeyerek oluşumuna neden olduğu müşteki sürücünün yaralanmasına sonuçlanan bu yaralanmalı maddi trafik kazasının oluşumunda önceden teknik olarak belirlenmiş önemli ve emredici hukuk kurallarını açık bir şekilde ihlal etmesi nedeniyle objektif olarak öngürelebilir ve oluşumu önlenebilir olan bu olayda 1.dereceden asli kusurlu olduğunu, … plaka sayılı motosiklet sürücüsü Müşteki … 2918 Karayolu Trafik Kanunun 52/1-b maddesinde belirtilen kuralı ihlal etmekle seyri esnasında yol şeritleri içerisinde araç trafiğinin ağır ilerlemesi nedeniyle araçların güvenli ard arda seyredebilecek yol şeridi vasfı taşımayan emniyet şeridi /banket alan içerisinde seyri esnasında aracının motosiklet oluşunu da dikkate alarak banket içerisinde karışılabileceği ani bir durum karşısında aracını durdurabilecek şekilde sürmesi ve uyanık davranması gerekirken, havanın karanlık ve seyir halinde bulunduğu yol kısmının banket olması nedeniyle yol şeritleri içerisinde bulunan araç sürücülerinin zorunlu bir nedenle veya başka nedenlerle bu alana girmek zorunda kalacaklarını öngörerek motosikletinin hızını karşılaşabileceği bir tehlike anında aracını durdurabilecek ve tehlikeyi önleyecek hızda ayarlayarak sürmemesi ve sanığın banket alana girmekte olduğu sırada gördüğü tehlikeye karşı başvurduğu fren tedbirinin yetersiz kalması ve sanığın kullandığı otomobile çarparak üzerinden düştüğü motosikleti ile kaplama üzerinde savrulduğu bu olayda yola yeterince dikkat ve özen göstermemesi ile araçların güvenle seyredebilecek yol bölümü olmayan alan içerisinde aracının hızını buna göre ayarlamaması nedeniyle kendisinin yaralanması ile neticelenen, bu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda 2.dereceden tali kusurlu olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan 14/07/2017 tarihli ATK raporunda özetle; Davacının davaya konu kaza nedeniyle %7.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan 24/05/2018 tarihli ATK raporunda özetle; Davalı sürücü …’in %70 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın %30 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 21/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Sürücü …’in %70 oranında, davacı …’ın %30 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğinden hesaplamada bu oranın esas alınmasının yerinde olacağını, zararın, davalı … şirketi tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi kapsamında olduğunu, ATK … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun davacı …’ın maluliyet ve iyileşme sürecine ilişkin 14/07/2017 tarih … karar numaralı raporuna göre davacının 28/12/2014 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucunda %7,2 oranında meslekte kazanma gücü/efor kaybına uğradığı ve geçici iş göremezlek süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği ve hesaplamanın yapılmasında bu oranın esas alınmasını, davacının, talep edebileceği bedensel zarar/efor kaybına ait bakiye maddi zararının 46.870,03-TL olduğunu, davacının SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve diğer giderleri için davalılara başvurabileceği kanaatine varılmakla birlikte davacıların işbu talebi ile davacının yaralanmalarına bağlı tedavisi için ortalama kaç kere hastaneye gidip-geleceği konusu, konusunda uzman doktor bilirkişinin uzmanlık alanı olduğundan yol masrafları ile pansuman, fizik tedavi, medikal malzemeler vb, giderler yönünden de hesaplama yapılabilmesi için konusunda uzman doktor bilirkişiden görüş alınması gerektiğini mütalaa etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bulunan maddi tazminat yönünden 10.000,00-TL’lik talebin 46.870,03-TL, manevi tazminat yönünden 30.000,00-TL talebin 30.000,00-TL olmak üzere toplam 76.870,03-TL arttırarak, kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava; Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsiklet ile 28/12/2014 tarihinde davalı … adına kayıtlı ve diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle davacının maluliyetine sebebiyet verecek şekilde yarandığından bahisle eldeki maddi ve manevi tazminat talepli davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan 14/07/2017 tarihli ATK raporunda; Davacının davaya konu kaza nedeniyle %7.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, yine 30.05.2018 havale tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 24/05/2018 tarihli ATK raporunda; davalı sürücü …’in %70 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın ise %30 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, kusura ilişkin bilirkişi raporu ve davacının belirlenen maluliyet oranı esas alınmak suretiyle düzenlenen 21.09.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacının talep edebileceği bedensel zarar/efor kaybına ait bakiye maddi zararının 46.870,03-TL olduğunun tespit edildiği, belirlenen miktarın sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığı, davalı … şirketinin dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü tespit edilemediğinden; davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihinin dava tarihi olan 22.04.2015, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 28.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, (818 sayılı BK’nun 47. Maddesi) 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Davaya konu kazada tarafların kusur durumları, sosyal ve ekonomik durumları, maluliyet oranı ile hak ve nesafet ilkeleri çerçevesinde değerlendirilerek bir miktar manevi tazminatın davalı … şirketinin manevi tazminattan sorumluluğu bulunmaması nedeniyle sigorta şirketi dışında kalan davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği vicdani kanısına ulaşılmış, buna ilişkin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE;
46.870,03 TL maddi tazminatın Davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 22/04/2015, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 28/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/12/2014 tarihiniden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.543,24-TL ilam harcından 138,36-TL tamamlama harcı, 630,00-TL ıslah harcı ve peşin alınan 5,54-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.769,34-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 138,36-TL tamamlama harcı, 630,00-TL ıslah harcı, peşin alınan 5,54-TL ve 27,70-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 801,60-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan maddi tazminat yönünden 5.505,70-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan manevi tazminat yönünden 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine
6-Davalı … A.Ş. kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan manevi tazminat yönünden 2.180,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile ilgili davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.022,50-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 332,55-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına; artan 689,95-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair Davacı ve Davalı Aksa Sigorta vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/12/2018

Katip …

Hakim …