Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/430 E. 2018/940 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/430
KARAR NO:2018/940

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :17/04/2015
KARAR TARİHİ:24/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu hakkında …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası ile fatura alacağından kaynaklanan borçlanndan dolayı icra takibi yapıldığını, davalı tarafın borçlu olmadığından bahisle takip dosyasına 24.12.2014 tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, dvalı tarafından yapılan itirazın haksız olduğunu ve iptalinin gerekmediğini, müvekkilinin 13.122,00 TL, 6.000,00 TL, 6.406,00 TL ve 16.505,26 TL toplamda 42.033,26 TL’lik 4 adet fatura alacağı söz konusu olduğunu, takip talebinde olan takip tarihinden önceki (7.587,88 TL’lik) faizlerin davaya konu edilmediğini, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki var olduğundan davalı tarafın itiraz dilekçesinde belirttiği hususları kabul etmediklerini, müvekkilinin fatura keserek davalı tarafa teslim ettiği ürünlerin ayıplı çıkmamış tam ve sağlam bir şekilde teslim edildiğini, ayrıca söz konusu ürünlerin de davalı tarafça kabul edildiğini, bu yüzden yapılan haksız itirazın reddini, sonuç olarak bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, davalının haksız itirazının reddini ve takibin devamını, davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin … Ticaret mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin ihracat yapan bir firma olduğunu, davacıdan dava konusu dantaller alındığını, daha sonra bu dantellerin elbise yapılmak üzere ilgili atölyelere gönderildiğini, gerekli kesimler ve kumaşların üzerine dikimler yapılarak elbise haline getirildiğini, dantellerin kumaşın üzerine dikilerek elbise haline getirildiğini, yapılan kontrollerde dantellerin bir kısmının ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, derhal davacının çağrılıp ayıpların gösterildiğini, davacının ayıpları kabul ettiğini, bu dantellerin ayıplı çıkması nedeni ile 2347 adet elbise eksik yükleme yapıldığını, ayıpların vermiş olduğu zararın hesaplandığını ve karşılıklı olarak anlaşmaya varıldığını, ayıplı dantellerin bedeli olan 40.132,00 TL 15/06/2013 tarihli … nolu fatura ile davacıya yansıtıldığını, davacının da faturayı imzalayarak teslim aldığını, faturaya hiçbir itirazının da olmadığını, aynı faturanın ayrıca … Noterliği 20/06/2013 tarihinde … nolu yevmiye il noter yolu ile de gönderildiğini, daavcının buna itirazının da olmadığını, davacıyla görüşülmüş ürünlerin iadesinin alınmasının istendiğini, kendisinin de bunu almayınca ve ikinci el satışı talep edilince 30/07/2013 tarihinde diğer ayıplı ürünlerle birlikte 2,5 TL’den satıldığını, davacının gelip hesaba oturmadığından karşılıklı olarak ibralaşılmadığını, fakat anlaşmanın sağlandığının en büyük delilinin davacının reklamasyon faturasına davacının hiçbir itiraz ileri sürmeden imzaladığını ve faturada itiraza uğramadığını, yaptıkları araştırmalarda tüm mağazalardan delil olması için ürün sorulduğunu fakat tümünün satılmış olduğunun öğrenildiğini, bundan dolayı numunenin ellerinde olmadığını, sonuç olarak davanın reddi ve lehlerine %20 tazminata hükmedilmesini telep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 29/03/2013 tarihli 13.122,00 TL bedelli fatura alacağı ve 2.518,97 TL işlemiş faiz(ticari), 09/05/2013 tarihli 6.000,00 TL bedelli fatura alacağı ve 1.059,12 TL işlemiş faiz(ticari), 13/05/2013 tarihli 6.406,00 TL bedelli fatura alacağı ve 1.121,14 TL işlemiş faiz(ticari), 13/05/2013 tarihli 16.505,26 TL bedelli fatura alacağı ve 2.888,65 TL işlemiş faiz(ticari) olmak üzere toplam 49.621,14 TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek avans faizi ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 05/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacının 2013-2014 yılı ve davalının 2013-2014 ticari defterlerinin tasdik bilgilerinin tablo şeklinde sunduğunu, davacı tarafın davalıdan faturaya dayalı alacağını tahsil edemediği gerekçesi ile 29.09.2014 tarihinde …. icra Müdürlüğünün … dosya numarası ile 49.621,14,-TL üzerinden davalı aleyhine takibe geçtiğini, davalının icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı takibin devamı için iş bu davayı açtığının tespit edildiğini, davacı tarafın 2013 – 2014 yılı ticari defterlerini ve bir kısım belgelerini tarafına ibraz ettiğini, ibraz edilen davacı ticari defterlere göre davalının cari hesabının tablo şeklinde sunduğunu, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde takibe konu faturaların kayıtlı olduğu takip tarihi itibariyle davalıdan 50.693,84.-TL alacağı olduğunun görüldüğünü, davalı tarafın 2013 – 2014 yılı ticari defterlerini ve belgelerini tarafına ibraz ettiğini, ibraz edilen davalı ticari defterlerine göre davacının cari hesabının tablo şeklinde sunulduğunu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde takibe konu faturaların kayıtlı olduğu takip tarihi itibariyle davacıya borçu ve alacağı olmadığının görüldüğünü, öncelikle taraf ticari defterlerinde farklı sonuçlar yer aldığını, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde davalıdan 50.693,84.-TL alacağı olduğunu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıya borcu olmadığını, taraflar arasında ticari ilişkiye neden olan belgeler ve açıklamaların tablo şeklinde sunulduğunu, davalı 29.03.2013 tarih ve … nolu faturayı aldıktan sonra davacıya 20.08.2013 keşide tarih, … nolu ve 13.122,00TL çek’i 19.04.2013 tarihinde davacıya vermiş olup keşide tarihi itibariyle davalının bankasından çekildiğini, 20.08.2013 tarih, … nolu ve 13.122,00TL çeki davalıya verildikten sonra davacının davalıdan alacağı tutarın davalı ticari defterlerine göre 113,30.-TL kaldığını, mevcut durumda davacının takibe koyduğu faturaların tekrar düzenleme yapılırsa oluşan mevcut durumu tablo şeklinde sunduğunu ve davacının takibe koyduğu faturalardan dolayı davalıdan 29.024,56.-TL alacağı olduğunu, davalı tarafından davacı adına 15.06.2013 tarih … nolu ve 40.132.24.-TL tutarında reklamasyon açıklaması fatura tanzim edildiğini, ilgili faturanın davacı ticari defter kayıtlarında olmadığını, ilgili faturanın davalı tarafından … Noterliğinin 20.06.2014 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile davacıya gönderilmiş olmakla dava dosyasında davacının tebliğ aldığına ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediğini, ilgili faturada reklamasyon açıklaması yer almadığını, reklamasyonun satılan bir malın veya hizmetin istenilen kalitede olmaması nedeniyle ortaya çıkan bir uygulama olduğunu, satılan mal veya hizmetin istenilen kalite standartlarına uygun olmaması nedeniyle ortaya çıkan reklamasyonun son yıllarda özellikle tekstil sektörü vc diğer sektörlerde sıkça karşılaşılan bir uygulama olarak ortaya çıktığını, tekstil sektöründe yapılan işin uygun kalitede, standartta veya sözleşme şartlarına uygun olmaması sonucu işi yaptıranlar tarafından işi yapana tanzim edilen reklamasyon bedelinin zarar, tazminat, indirim vb. anlamını taşıdığını, reklamasyon tutarının ortaya çıkabilmesi için işi yapanın uygun kalitede, standartta veya sözleşme şartlarına uygun iş yapmamasından kaynaklandığını, bilindiği üzere ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer tarafın kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğunu, faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayıldığını, davalı tarafın davacı tarafından tanzim edilen faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediği gibi faturalarda yazılı malları/hizmetleri teslim almadığı yönünde yasal süresinde herhangi bir itirazının da olmadığını, diğer taraftan telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişinin, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunun kabul etmiş sayıldığını, yine malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiğini, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, davalının davacıdan aldığı malların yaptırdığı hizmetler için yasal süresi içinde kuralına uygun olarak ayıp ihbarından bulunmadığı gibi faturalara da itiraz etmediğini, dava dosyasında da bu yönde herhangi bir bilgi ve belge de ibraz edilmediğini, şu halde davalının davacı adına 15.06.2013 tarih, … nolu ve 40.132,24.-TL tutarında reklamasyon açıklaması ile fatura tanzim ederek davacıya borçu olmadığını iddia ediyorsa reklamasyon faturasının neden, niçin tanzim ettiğini ve reklamasyona neden olan ayıplı malları/hizmetleri yasal süresi içinde neden davacıya ihtar ve ihbar etmediği ispat etmekle yükümlü olduğunu, diğer taraftan davalının 15.06.2013 tarih, … nolu ve 40.132,24.-TL tutarında reklamasyon faturasının altındaki imzanın davacıya ait olduğunu ifade etmekle birlikte bu konu ispata muhtaç olarak değerlendirildiğini, sonuç olarak dava dosyası, ibraz edilen taraf ticari defterleri faturalar irsaliyeler yardımcı kayıt belgelerin incelenmesi neticesinde; taraflar arasında arası ticari ilişki mevcut olduğunu, ancak ticari ilişkiyi düzenleyen yazılı bir sözleşme ibraz edilmediğini, davacı tarafın 2013-2014 yılı ticari defterlerini ve bir kısım belgelerini ibraz ettiğini, ibraz edilen ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğunu, ancak ticari defterlere kayıt edilmesi zorunlu belgelerin kayıt etmediği ( çekler) ilgili belgelerin talep edilmesine rağmen tarafımıza ibraz edilmediğini, bu nedenle davacı ticari defterlerinin kendi lehine delil olması yönünde kanaat oluşmamakla birlikte nihai kararın mahkememize ait olduğunu, davalı tarafın 2013-2014 yılı ticari defterleri ve belgelerini tarafına ibraz ettiğini, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığını ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğu görülmüş olup mevcut tespitlere göre davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşımakla birlikte nihai kararın mahkememize ait olduğunu, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 50.693,84.-TL alacağı olduğunu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya borçu alacağı olmadığını, davacının …. İcra Müdürlüğünün … dosya numarası ile takibe konu ettiği faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu mevcut faturalara yasal süresinde içinde herhangi bir itiraz gelmediğini, bu hali ile takip konusu faturaların taraflarca kabul edildiğini, davalının davacı adına 15.06.2013 tarih … nolu ve 40.132,24-TL tutarında reklamasyon açıklaması ile fatura tanzim edip davacıya borçu olmadığını ifade etmesi halinde, reklamasyon faturasının neden, niçin tanzim ettiğini ve reklamasyona neden olan ayıplı malları/hizmetleri yasal süresi içinde neden davacıya ihtar ve ihbar etmediği ispat etmekle yükümlü olduğunu, davalı bu ispatı yapabiliyorsa …. İcra Müdürlüğünün … dosya numarası aleyhine yapılan takibin geçerli olmadığını, davalı bu ispatı yapamıyorsa …. İcra Müdürlüğünün … dosya numarası yapılan takibin geçerli olduğunu ve davacının alacak takibe konu ettiği faturalardan dolayı davalıdan 29.024,56.-TL alacağı olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali bilirkişi … tarafından hazırlanan 21/05/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı tarafın davalıdan faturaya alacağını tahsil edemediği gerekçesi ile 29.09.2014 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … dosya numarası ile 49.621,14.-TL üzerinden davalı aleyhine takibe geçtiğini, davalının icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı takibin devamı için iş bu davayı açtığının tespit edildiğini, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde takibe konu faturaların kayıtlı olduğu takip tarihi itibariyle davalıdan 50.693,84.-TL alacağı olduğunun görüldüğünü, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde takibe konu faturaların kayıtlı olduğu takip tarihi itibariyle davacıya borcu ve alacağı olmadığının görüldüğünü, öncelikle taraf ticari defterlerinde farklı sonuçlar yer aldığını, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde davalıdan 50.693,84,-TL alacağı olduğunu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıya borcu olmadığını, taraflar arasında ticari ilişkiye neden olan belgeler ve açıklamaları tablo şeklinde sunduğunu, davacının takibe koyduğu faturaları tablo şeklinde sunduğunu, davalının 29.03.2013 tarih ve … nolu faturayı aldıktan sonra davacıya 20.08.2013keşide tarih, … nolu ve 13.122,00TL Çek’i 19.04.2013 tarihinde davacıya vermiş olup keşide tarihi itibariyle davalının bankasından çekildiğini, 20.08.2013 tarih, … nolu ve 13.122,00TL çekin davalıya verildikten sonra davacının davalıdan alacağı tutar davalı ticari defterlerine göre 113,30-TL kaldığını, mevcut durumda davacının takibe koyduğu faturalar tekrar düzenleme yapılırsa oluşan mevcut durumu tablo şeklinde sunduğunu, şu halde davacının takibe koyduğu faturalardan dolayı davalıdan 29.024,56-TL alacağı olduğunu, davalı tarafından davacı adına 15.06.2013 tarih, … nolu ve 40.132,24-TL tutarında reklamasyon açıklaması fatura tanzim edildiğini, ilgili faturanın davacı ticari defter kayıtlarında olmadığını, ilgili faturanın davalı tarafından … Noterliği’nin 20.06.2014 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile davacıya gönderilmiş olmakla dava dosyasında davacının tebliğ aldığına ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediğini, ilgili faturada reklamasyon açıklaması yer aldığını, reklamasyonun; satılan bir malın veya hizmetin istenilen kalitede olmaması nedeniyle ortaya çıkan bir uygulama olduğunu, satılan mal veya hizmetin istenilen kalite standartlarına uygun olmaması nedeniyle ortaya çıkan reklamasyonun son yıllarda özellikle tekstil sektörü ve diğer sektörlerde sıkça karşılaşılan bir uygulama olarak ortaya çıktığını, tekstil sektöründe yapılan işin uygun kalite de standartta veya sözleşme şartlarına uygun olmaması sonucu işi yaptıranlar tarafından işi yapana tanzim edilen reklamasyon bedelinin zarar, tazminat, indirim vb. anlamını taşıdığını, reklamasyon tutarının ortaya çıkabilmesi için işi yapanın uygun kalite de standartta veya sözleşme şartlarına uygun iş yapmamasından kaynaklandığını, bilindiği üzere ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden diğer tarafın kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğunu, faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayıldığını, davalı tarafın davacı tarafından tanzim edilen faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediği gibi faturalarda yazılı malları/hizmetleri teslim almadığı yönünde yasal süresinde herhangi bir itirazının da olmadığını, diğer taraftan telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişinin, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayıldığını, yine malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiğini, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, davalının tanığın huzurdaki ifadesinde; “Tanık beyanında: Ben davalı şirkette kesimhanede çalışmaktayım, bu nedenle taraflar arasındaki ihtilafa konu olayı biliyorum, davalı taraf davacı taraftan dantel aldı, biz bu dantelleri işleyerek elbise haline getiriyorduk, bu dantellerden bir kısmı defolu çıktı, biz bu durumu davacıya bildirdik, defolu kısımları dikilerek düzeltildi ve tekrar bize verildi Biz bunları işleyerek elbise haline getirdik, müşteriye satacağımız sırada müşteri bunu bu seferde farklı renklerde ipliklerle dikilmiş olması nedeniyle defolu olduğunu fark etmiş ve satılan bu mallan geri iade etmiştir. Benim bildiğim bundan ibarettir dedi. Biz defo durumunu fark ettiğimizde bunu satıcı … beye bildirmiştik, kendisi kesimhaneye geldiğinde kendisine defolu malları da gösterdik ve durumu anlattık dedi. … bey bizim bu durumu kendisine bildirmemiz üzerine defolu olan mallan bana verin, ben onları tamir yapalım dedi ve bu şekilde aldı, tamir ederek geri getirdi, ancak bu mallarda defolu çıktı dedi. Bildiğim kadarıyla da bu husustan kaynaklı zararı … bir kısmını üzerine almak suretiyle … beyle paylaştı dedi…” şeklinde olduğunu, diğer taraftan davalı vekili tarafından 12.10.2017 tarihinde mahkememize ibraz edilen davacı tarafından verilmiş tahsilat makbuzlarında yer alan imzaların davacı firma çalışanı … kişiye ait olduğunu, … kişinin de dava ya konu olan 15.06.2013 tarih, … nolu ve 40.132,24.-TL tutarında reklamasyon faturasını davacı adına aldığını ifade ettiğini, öncelikle davalı vekili tarafından ibraz edilen davacıya ait tahsilat makbuzlarında … imzası yer aldığını, diğer taraftan … imzasına ait tahsilat makbuzları tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun görüldüğünü, diğer taraftan 15.06.2013 tarih, … nolu ve 40.132,24-TL tutarında reklamasyon faturasının biçimsel yapısı incelendiğinde faturanın alt bölümünde … adı soyadı ve imzasının olduğunun görüldüğünü, …’nun kural olarak belge almaya vermeye yetkili olduğu yönünde karine oluştuğunu, bu durumda 15.06.2013 tarih, … nolu ve 40.132,24.-TL tutarında reklamasyon faturasının davacıya tebliğ edildiği yönünde karine ortaya çıktığını, ibraz edilen yeni bilgi ve belgelere göre 15.06.2013 tarih, … nolu ve 40.132,24-TL tutarında reklamasyon faturasının davacıya tebliğ edildiği yönünde görüş oluştuğu bu durumda …. İcra Müdürlüğünün … dosya numarası aleyhine yapılan takibin ispata muhtaç olduğu yönünde olduğunu, mahkememizin aksi yönde değerlendirmede bulunması halinde …. İcra Müdürlüğünün … dosya numarası yapılan takibin geçerli olduğunu ve davacının alacak takibe konu ettiği faturalardan dolayı davalıdan 29.024,56.-TL alacağı olduğu…” yönünde mütalaa ettiği anlaşılmıştır.
Dosyanın tetkikinde davalı yanın mahkememizin yetkisine vaki itirazının karara bağlanmadığı tespit edilmiş ve davalı tarafın kanuni süresi içerisinde ibraz ettiği cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunması üzerine iş bu itiraz HMK’nın 117. maddesi uyarınca dava şartlarından sonra inceleme konusu yapılmıştır.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2017/11041 esas, 2018/390 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davalı takip borçlusu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmaması sebebi ile … İcra Dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılacak ise de; bu hususun, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisinin de kabul edildiği anlamına gelmeyeceği, icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı takip borçlusunun itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etme hakkını haiz olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu doğrultuda yapılan değerlendirme sonucunda; davacı yanın huzurdaki davada faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminde bulunduğu, davalı tarafça yetki ilk itirazında yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirtildiği, taraflar arasında yetki şartını içerir yazılı herhangi bir sözleşmeye rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 6/1. maddesi uyarınca; “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklinde düzenlendiği, bu yetki kuralının kesin olmaması nedeni ile HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği, Kanunun 19/2. maddesinin; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içerdiği, HMK’nın sözleşmeden doğan davalarda yetkiyi düzenleyen 10. maddesinde de esasen kesin yetki halinin söz konusu olmadığı, bu anlamda; birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması göz önüne alındığında, davacının, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu, davacının, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkının davalı tarafa geçeceği açıktır.
Anılı kanuni düzenlemeler ve gerekçeler ışığında somut olaya bakıldığında; taraflar arasında yetkili mahkemenin kararlaştırıldığı yazılı bir sözleşmeye rastlanılmadığı, davacı yerleşim adresinin …/ …, davalı şirketin merkezinin …/… olup … Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetki alanında kaldığı, HMK’nın 6. ve 10. maddeleri bağlamında işbu davanın davacı tarafından yetkili mahkemede ikame edilmediği, bu nedenlerle mahkememizin yetkili olmadığı, davacının, davasını bahsedilen genel ve özel yetkili mahkemelerde ikame etmemesi nedeni ile seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, davalı yanın yetkili mahkemeyi … Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirttiği anlaşılmakla; mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza