Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/288 E. 2021/253 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/288 Esas
KARAR NO : 2021/253
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2015
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 16.07.2013 tarihinde davalılardan Yatırım Finansman ile Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerine Aracılık Çerçeve Sözleşmesi imzalayarak … no.lu Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri hesabını açtığını, kaldıraçlı alım satım işlemlerini düzenleme yetkisinin 2499 sayılı eski Sermaye Piyasası Kanunu’nun 30.maddesine 13.02.2011 tarihinde eklenen bir hükümle SPKya verildiğini, ilgili tarihte yürürlükte olan Seri:V No:125 Tebliğ’in 6.maddesinde izin verilen maksimum kaldıraç oranının 100:1 olduğunu, bu maksimum oranın 01.07.2014 tarihinde yürürlüğe giren III-37.1 sayılı tebliğde de aynı kaldığını, kaldıraçlı alım satım işlemlerini hisse senedi alım satımına aracılık gibi diğer sermaye piyasası faaliyetlerinden ayıran temel özellik aracı kurumların bu işlemlerde aracılık hizmeti vermelerinin yanında bu hizmetlere taraf da olunabildiğini, kaldıraçlı alım satım işlemleri hesabının açıldığı Yatırım Finansman SPK’nın 18.07.2012 tarihinde vermiş olduğu Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerine yönelik işlem aracılığı yetki belgesine sahip olduğunu, sunduğu hizmetin kaldıraçlı alım satım işlemlerine aracılık yaptığını, yürüttüğü faaliyetin aracılık değil işlemlere taraf olma ve müşterileri ile bizzam alım satım işlemleri yaptığını, SPK’nın aracı kurumlara müşterilerinin risk tercihlerini ölçme yükümlülüğü yüklediğini, müşterinin bilgi vermek istememesi halinde ancak risk tercihlerinin ölçülmemesinden kaynaklanan sorumluluğun müşterinin üzerinde kalacağını ifade ettiğini, davacıya doldurtulan müşteri tanıma formunda kaldıraçlı alım satım işlemleri tercih edilen işlemler arasında yer almadığını, bu durumun güncel muhtemel sebebinin formun mevzuatın zorunlu kıldığının aksine güncellenmemiş olması olduğunu, müşterinin sadece hisse senedi işlemleri yapmak istediğini ifade etmiş olmasına rağmen müşteriye yüksek riskli kaldıraçlı alım satım işlemleri sözleşmesi imzalatıldığını, müşteriye yazılı veya sözlü bir uyarı yapılmadığını, davacıdan formun okunup anlaşıldığına dair herhangi bir beyan alınmadığını, formun yaklaşık 50 sayfalık sözleşme seti içerisinde alelade bir belge imzalatıldığını, davacının kaldıraçlı alım satım işlemleri hakkında hiçbir bilgi ve deneyimi bulunmadığını, işbu davaya konu mevzuat ve sözleşmeye aykırılıklar ile yasal haklarına ancak dava açma kararı ile birlikte vakıf olduğunu, davacının kaldıraçlı alım satım işlemleri hakkında hiçbir bilgi ve deneyimi olmamasına rağmen kendisine hiçbir uyarı yapılmadığını, bu işlemleri bir izinsiz portföy yöneticisinin yapmasının görmezden gelindiğini, davacının bilgisizlik ve tecrübesizliğinden faydalanılarak yaklaşık 8.4 milyon TLsini iş yatırım lehine kaybetmesine neden olunduğunu, açık mevzuat ve sözleşme hükümlerine rağmen kaldıraç oranları 100:1’in çok üzerinde olacak şekilde uygulandığını, bu şekilde davacı hesabında daha yüksek risk alınmasına ve hesaptaki nakdin daha çabuk kaybedilmesine neden olunduğunu, İş Yatırım’ın kaldıraçlı işlemlere ilişkin bilgi işlem alt yapısı yetersiz ve SPK mevzuatına aykırı olduğunu, yatırımcının tüm parasını kaybetmesine neden olacak şekilde kurgulandığını, İş Yatırım ve Yatırım Finansman’ın bu işlem yapısını müşterilerine açıklamamış olmalarının işlem yapıları kadar önemli bir başka aykırılık olduğunu, İş Yatırım’ın hukuka aykırı işlem yapısı nedeni ile davacı hesaplarının resen kapatma seviyesinin altında kalan özvarlığını da koruyamadığını, Yatırım Finansman davacıya hiçbir zaman teminat tamamlama bildiriminde bulunmadığını, 26.05.2014 tarihinde yaşanan aynı sarmal 15.01.2015 tarihinde de yaşanarak müşterinin hesabındaki tüm nakdi 11 saniyede kaybetmesine neden olunduğunu, 15.01.2015 tarihine kadar davacının hesabında gerçekleştirilen işlemler sonucunda kaldıraçlı alım satım işlemlerinin hesaba aktarılan 8.409.962,00 TL gibi ciddi bir tutarı kaybettiğini, Yatırım Finansman ile imzalanan kaldıraçlı alım satım işlemleri sözleşmesi tek taraflı hazırlandığını, Yatırım Finansman’ın müşterilerine ve mevzuata karşı özensizliğini gösteren pekçok başka durumlar mevcut olduğunu, İş Yatırım ve Yatırım Finansman’ın davacının ugradığı zararlar nedeni ile sorumlu olduklarını beyanla 100.000,00 TL tutarındaki zararın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, davacının müvekkili şirketin müşterisi olmadığını, davacının Yatırım Finansman ile çeşitli sözleşmeler imzaladığını, Yatırım Finansman’ın müşterisi olduğunu, davacının diğer davalı ile birlikte imzaladığı 29.05.2014 tarihli protokol ile müvekkili şirket ibra edildiğinden müvekkili şirkete karşı dava açabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, Yatırım Finansman’ın iyi niyetli olarak öz kaynaklarının tamamı tutarında zarar eden davacıya 437.228,00 TL komisyon iadesi yaptığını, davacının İş Yatırım’ın halen uymakla yükümlü olduğu SPK’nın Seri:V No: … sayılı tebliğinin pek çok maddesini ihlal ettiği ve SPK’nın Seri:V No: … sayılı tebliğ hükümlerine aykırı davrandığı iddiasının yürürlükten kalkmış mevzuata dayandığından dinlenemeyeceğini, davacının iddialarının tamamen soyut nitelikte ve gerçeğe aykırı olduğunu, 26.05.2014 tarihi 00:00:03’te EUR/USD paritesinde 26.05.2014 ve 27.05.2014 tarihlerinde Amerika ve İngiltere piyasalarının kapalı olması sonucu global piyasalardaki foreks likiditesinin dar olması nedeniyle normal şartlarda oluşan spread oranından daha yüksek spread aralığı ile piyasanın işlemlere başladığını, sistemin açıldığı anda en güncel fiyat sağlayıcısı olan…America’nın fiyat kotasyonlarının baz alındığını, kaldıraçlı alım satım işlem piyasalarının derinliği nedeniyle herhangi bir aracı kurumun söz konusu piyasalarda spekülasyon yapabilmesinin fiilen mümkün olmadığını, davacının e postada müvekkili şirketin aldığı pozisyonlar nedeniyle fiyat farkının yükseldiğine ilişkin ifade bulunduğunu iddia ettiğini, söz konusu e postada davacının stop out durumuna nasıl geldiğini açıklayan ve 6 dakika gibi çok kısa bir sürede 260.000.000 Euro işlem yapıldığına ilişkin ifade bulunduğunu, kaldıraçlı alım satım piyasasının açılış ve kapanış saatleriyle ilgili bir düzenleme bulunmadığını, müvekkili şirketin Türk Lirası parite açılış saatinin müvekkili şirket uygulamasıyla 23.12.2013 tarihinde 5 dakika ileriye alındığını, müvekkili şirketin diğer pariteler için açılış saatinin 18.08.2014 tarihinden 5 dakika ileriye alındığını, açılış saatlerinin 23.12.2013 ve 18.08.2014 tarihlerinde değiştirdiğini, davacının iddia ettiği olayın bu tarihten beş ay sonra 26.05.2014 tarihinde gerçekleştiğini, davacının zarar hesabının gerçeğe aykırı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının zararının 9.436.884,30 TL ve 21.000 USD olduğu belirtildiğinden bahisle dava harcının tamamlatılması gerektiğini, aksi halde davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacının zararının doğmasında herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıyı tüm risklerle ilgili hem sözleşme öncesinde hem de sonrasında eksiksiz bilgilendirildiğini, Yatırım finansman’ın davacı ile olan işlemlerinde sermaye piyasası mevzuatına uygun hareket ettiğinden sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu zararın oluşması ile davacının iddia ettiği mevzuata aykırılık arasında illiyet bağının olmadığını, davacının bilgisiz ve deneyimsiz olmadığı, davacıya yapılan tüm bilgilendirmeler 29.05.2014 tarihli protokol, piyasaların geçmişteki seyri düşüldüğünde davacıdan uzman bir yatırımcı ve deneyimli bir tacir olarak FX piyasalarında zarar edebileceğini tahmin etmesi gerektiğini, davacının kar ettiğinde menfaat temin ediyorsa zarar ettiğinde de sonuçlarına katlanması gerektiğini, davacının işlem yapılan platform hakkında sözleşme hükümleri, kendisine yapılan bilgilendirmeler uyarınca yeterince bilgi sahibi olduğu, 29.05.2014 tarihli protokol ile bunun teyit edildiğini, Yatırım Finansman’ın tüm uyarılarına rağmen gerekli tedbirleri almaması sonucu 15.01.2015 tarihinde zarara ugramasından da kendisinin sorumlu olduğunu, davacının zarara ugramasında ne kullanılan işlem platformu ne de müvekkili şirkete kusur izafe edilemeyceğini, davacının vekiline ödediği komisyonlarla ilgili Yatırım Finansman’ın sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE:
Mahkememizce deliller celp edilmiş ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 12.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“…
Davacının Davalı … Finansman (2) nezdindeki hesabını 16.07.2013 tarihinde açtığı, hesabındaki ilk kaldıraçlı alım satım işlemlerinin 14.11.2013 te yapıldığı,
Davalı 2’nin , davacıya noterden 23.01.2015 tarihli ihtarname ile aralarındaki sözleşmelerin ve davaya konu Kaldıraç Çerçeve Sözleşmesi’nin feshini bildirdiği,
Davacının Davalı 2 nezdindeki hesabında 13.01.2015 tarihli son işlem sonrasında 7.041.845,31 TL hesap bakiyesi olduğu, buna karşılık 6.457.499,16 TL kesin olmayan zararının ve hesaptaki işlemlerin teminatı olarak 625.560,74 TLnin mevcut olduğu,
Son işlem olarak 13.01.2015 ve 15.01.2015 tarihli işlemlerin yer aldığı iki hesap ekstresi birlikte dikkate alınarak davacının hesabında 13.01.2015 tarihli işlemlerden sonra var olan 625.560,74 TL işlem teminatının oldukca üstünde 6.997.503,42 TL tutarında zarar mahsubu yapıldığı,
Müşteriyi teminatından fazla kayba ugratmama ilkesi çerçevesinde, davacının teminatından fazla olarak hesabındaki parasından mahsup edilen zarar tutarının (6.997.503,42 TL-625.560,74 TL=) 6.371.942,68 TL olduğu,
Bu mahsuptan sonra hesabında kalan (serbest bakiye tutarı) 44.341,89 TL ile birlikte davacının hesabında bulunması gereken paranın (6.371.942,68 TL + 44.341,89 TL=)6.416.284,57 TL olduğu,
Davalı 2 tarafından davacıya çekilen fesih ihtarında davacının hesabında 0,49 TL kaldığının bildirildiği,
Böylece davacının davalı 2’nin fiili sebebiyle uğradığı zararın (6.416.284,57 TL-0,49 TL=) 6.416.284,08 TL olarak hesaplandığı,
Taraf dilekçelerinde davalı 2 tarafından davacıya “iyiniyetli olarak özkaynaklarının tamamı tutarında zarar eden davacıya 437.228,00 TL komisyon iadesi” olarak ödenen tutarın yukarıda hesaplanan zarar hesabından düşülmesi halinde davacının ugradığı net zararın (6.416.284,57 TL-437.228,00 TL=)5.979.056,08 TL olarak hesaplandığı,
Davalı 2’nin komisyon iadesi olarak ödediği tutarın bir indirim kalemi olarak dikkate alınıp alınamayacağının mahkemenin takdirinde olduğu,
Davacı ile aralarında imzalanmış bir sözleşme veya doğrudan yapılmış bir işlem tespit edilemeyen davalı …’a husumet yöneltilip yöneltilemeyeceğinin mahkemenin takdirnide olduğu,
Davacının tazminat talebinin 100.000,00 TL olduğu dikkate alınarak tazmin edilecek zararın tutarının mahkemenin takdirinde olduğu ” şeklinde oyçokluğu ile mütalaada bulundukları görülmüştür.
Bilirkişi ayrık raporunda ise özetle;
“…
Davacı ile davalı 2 arasında 16.07.2013 tarihinde Kaldıraçlı Alım Satım işlemleri Aracılık Çerçeve Sözleşmesi” imzalandığı,
Davacının 14.01.2014 tarihinde … isimli şahsı noterden düzenlenen vekaletname ile davalı 2 nezdindeki hesaplarında işlem yapmak üzere yetkilendirdiği,
Kişilerce izinsiz portföy yönetimi yapılması, bu yönde gerçekleştirilen işlemlerden aracı kurumun bilgisinin olup olmadığı ve bu tür işlemlere bilerek izin verip vermediği hususlarının tespit edilmesi ve izinsiz portföy yönetimi yapan kişiler ve bu kişilerle birlikte hareket eden aracı kurumlar hakkında Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde cezalandırılmaları istemiyle suç duyurusunda bulunulması Sermaye Piyasası Kurulu’nun yetkisinde olup, bu tür işlemlerin dava konusu işlemleri geçersiz kılıp kılmayacağı hususun ise mahkemenin takdirinde olduğu,
Davacı tarafından 16.07.2013 tarihinde “Kalmdıraçlı Varlık Alım Satım İşlemleri Risk Bildirim Fonu” , “Kaldıraçlı İşlem Bildirim Formu”, “Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerinde Uygulanacak Kaldıraç Oranları”, “Sözleşme Öncesi Bilgilendirme ve Mutabakat Formu”imzalandığı,
Davacının %49,5 pay sahibi olduğu döviz ve altın ticareti yapan bir şirkette yönetim kurul başkanı ve yönetici olarak görev yaptığı,
Davacının kaldıraçlı işlemlere ilişkin piyasanın ve enstrümanın yapısını ve buna ilişkin riskleri bildiğini, olağanüstü piyasa koşullarının ani fiyat dalgalanmalarının mücbir sebep kapsamında yer aldığını bildiğini, platformlardan ve elektronik işlemlerden kaynaklanan risklere, teknoloji riskine, piyasa riskine ve ürün riskine vakıf olduğunu kabul , beyan ve taahhüt ettiğini içeren 29.05.2014 tarihli protokol imzaladığı,
Tüm bu hususlar çerçevesinde davacının piyasa hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığını ileri sürmesinin makul görülmediği,
29.05.2014 tarihli protokol çerçevesinde davalı 2 tarafından davacı hesabına iyi niyet kapsamında 437.228 TL komisyon iadesi yapılmasına karar verilerek söz konusu tutarın davacı hesabına geçildiği,
14.01.2015 tarihli ekstreden görüleceği üzere söz konusu 29.05.2014 tarihli protokolden sonra davacı hesabından açılan işlemler nedeniyle 6.457.499,16 TL açık pozisyon zararı oluştuğu, aynı anda hesabında işlemlerin teminatı olarak 7.041.845,31 TL bakiye bulunduğu ve bu rakamdan açık pozisyon zararı düşüldükten sonra net varlığının 584.346,15 TL olarak görüldüğü,
16.07.2013 tarihli Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Aracılık Çerçeve Sözleşmesi’nin 7/5 maddesi çerçevesinde15.01.2015 tarihinde davacı hesabına ilişkin sürdürme teminatının %40’ın altına düşmesi nedeniyle sistem tarafından davacı hesabındaki açık pozisyonların otomatik olarak kapatıldığı,
Açık pozisyonların kapatılması ile kesinleşen 6.997.503,42 TL zararın, 7.041.845,31TL olan hesap bakiyesinden mahsup edilmesi ile davacı hesabında 44.341,89 TL net varlık kaldığı,
Davacı ile davalı 1 İş Yatırım arasında imzalanmış bir sözleşme yada doğrudan yapılmış bir işlem bulunmadığı,
Dava dosyasında, davacının oluşan zararında davalıların herhangi bir kusurunu ortaya koyan bir işlem belge yahit kanıtın tespit olunamadığı ..” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda yeniden bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 26/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“…
Bütün sözleşmelerin imzalanmasının ve hesabın açılmasının Yatırım Finansman nezdinde gerçekleştiği, Yatırım Finansman’ın dava konusu işlemlerdeki pozisyonunun “emir iletimine aracılık” değil “işlem aracılığı”olduğu, her durumda fiyat sağlayıcılarının (İş Yatırım) değil yalnızca Yatırım Finansman’ın muhatap alınması ve sebebiyet vermiş olması durumunda zarardan sorumlu tutulması gerektiği,
Yatırım Finansman ile davacı arasında, SPK mevzuatının öngördüğü sözleşme ve formların düzenlendiği,
1993 yılından bu yana döviz bürosu sahibi olarak faaliyet gösteren davacının kaldıraçlı işlemler konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip olduğu, bilerek ve isteyerek kaldıraçlı işlemler yapmak üzere belgeleri imzalayıp hesap açtığı, Yatırım Finansman’ın yeteri kadar açık davranmayarak müşterinin başka kurumlara yönelmesini önlemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı,
Davacının … … …’ı SPK mevzuatının izin verdiği çerçevede, kaldıraçlı alım satım işlemleri konusunda noter vasıtasıyla vekil tayin ettiği,
Yatırım Finansman’ın , … … …’ın izinsiz portföy yöneticiliği faaliyeti nedeniyle SPK’ya bildirim yapmamaktan sorumlu tutulamayacağı, ayrıca bildirim yükümlüğünün 01.07.2014’te yürürlüğe girdiği,
Yatırım Finansman’ın kaldıraçlı işlemleri piyasa uygulamaları doğrultusunda teminatlandırdığı ve uygulamanın SPK’nın emredici hükümlerine aykırı olmadığı,
26.05.2014 tarihinde, teminat oranının %40ın altına inmesi nedeniyle otomatik olarak gerçekleşen zincirleme stop-out sonucunda bütün portföyün nakde çevrildiği, bir önceki kapanışa göre davacının ugradığı zararın 373,406 TL olduğu, yapılan protokol ile davacıya komisyon iadesi olarak 437,228 TL ödendiği,
15.01.2015 tarihinde öncekine benzer zincirleme bir stop outun İsviçre Merkez Bankasının İsviçre Frangıyla ilgili açıklamaları nedeniyle EURO’nun değer kaybetmesi sonucu gerçekleştiği, davacının stop-out’tan yaklaşık bir bucuk saat önce belgelendirildiği, teminat oranının %40ın altına düşmesi ve zincirleme stop out nedeniyle bütün portföyün nakde çevrildiği, bir önceki gün sonuna göre davacının ugradığı zararın 540.004,26 TL olduğu , bu zararı Yatırım Finansman’a atfetmenin yerinde olmayacağı, ” şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 11/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”Dava konusu işlemlerin Yatırım Finansman aracı kurumu tarafından gerçekleştirildiği, İş Yatırım’ın sadece pazar yeri olduğu, davacının Yatırım Finansman ile sözleşme yaptığı, davacıya gerekli bildirimlerin yapıldığı, mevzuat hükümlerinin uygulandığı, davalıların kullandığı programın en çok tercih edilen program olduğu” yönünde mütalaa bildirmişlerdir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında kurulan kaldıraçlı alım satım işlemleri sözleşmesi kapsamında yapılan yatırımdan dolayı zarara uğranıldığı iddiası ile bunun tahsiline yöneliktir.
Alınan bilirkişi raporlarında da görüldüğü üzere davacı ile sözleşme yapan tarafın davalı …olduğu, diğer davalı …nin sözleşmeye taraf olmadığı, İş yatırım ile davacı arasında doğrudan yapılan bir işlemin de tespit edilemediği,Yatırım Finansman..A.Ş ile davacı arasında, SPK mevzuatına uygun olacak şekilde sözleşme ve formlarının düzenlendiği, davacının … … …’ı yine SPK mevzuatının izin verdiği çerçevede, kaldıraçlı alım satım işlemleri konusunda noter vasıtasıyla vekil tayin ettiği, … A.Ş’nin , … … …’ın izinsiz portföy yöneticiliği faaliyeti nedeniyle SPK’ya bildirim yapmamaktan sorumlu tutulamayacağı, kaldı ki bildirim yükümlüğünün 01.07.2014’te yürürlüğe girdiği, … A.Ş’nin kaldıraçlı işlemleri piyasa uygulamaları doğrultusunda teminatlandırdığı ve uygulamanın SPK’nın emredici hükümlerine aykırı olmadığı,davalıların kullandığı programın bu tür işlemlerde en çok tercih edilen program olduğu, böylece …ye husumet yöneltilemeyeceği, yöneltilse dahi davalıların sözleşme ve mevzuata aykırı bir uygulamaları olmaması nedeniyle davalılara kusur atfedilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM(Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın REDDİNE;
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 1.707,75 TL harçtan, 59,3 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.648,45 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Davalı … A.Ş.’nce yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-Davalı …ş.’nce yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
6- Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/04/2021

Katip …

Hakim …