Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/26 E. 2018/1237 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/26
KARAR NO : 2018/1237

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/01/2015
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı Seyahat Şirketi … Şirketi arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklı bu şirketin ediminin garanti edilmesine yönelik müvekkili şirket ile davalılar arasında BK 128.maddesine dair 03.06.2013 tarihinde imzalanan garanti sözleşmesine istinaden üçüncü kişi ile imzalanan acentelik sözleşmesinden dolayı müvekkilin uğradığı zararı acentelik sözleşmesinden bağımsız olarak garanti sözleşmesinden … kapsamında 10.955.249,46 ABD doları ve 106.278.466,99 Rus Rublesinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, aynen veya BK md. 99 uyarınca ödeme günündeki rayiç üzerinden TL karşılığı olarak, 31.12.2014 tarihinden fiili ödeme gününe dek 3095 sayılı Kanun uyarınca yabancı para üzerinden işleyecek faiziyle birlikte, davalılardan müteselsilen tahsil edilerek müvekkilş şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile temel borç ilişkisi olan acentelik sözleşmesinin tarafı dava dışı Şirketi arasında Moskova Mahkemesi ile Rusya Federasyonu Tahkim Mah.’de açılan davaların halen derdest olduğunu, taraflar arasında akdedilen 03.06.2013 tarihli sözleşmenin, davacının dava dışı acente ile akdettiği 29.03.2012 tarihli temel ilişkiye yönelik acentelik sözleşmesinin eki olduğunu, acentelik sözleşmesinin 7.2.maddesisnde tahkim şartı düzenlendiğinden biz huzurdaki davada da tahkim itirazında bulunduklarını, yine sözleşmenin 5.1.maddesinde de Türk Hukuku’nun uygulanacağı karar altına alındığını, bu doğrultuda da Türk Hukukunun uygulanmasının gerektiğini ve sözleşme BK 19. mad. uygun olarak yorumlanması gerektiğini, BK 19. gereğince sözleşmenin niteliğinin tespit ve yorumunda teminat veren kimsenin iradesi titizlikle değerlendirilmelidir, garanti sözleşmeleri de kefalet sözleşmeleri gibi şahsi teminat sözleşmeleridir, taraflar arasında ilk bakışta sözleşme garanti sözleşmesi gibi görünse de içeriği ve hukuki niteliği itibariyle ve Yargıtay kararları ile doktrinde savunulan görüşler doğrultusunda ilgili kıstaslara uygun olmadığından bu bu kıstaslardaki şartları taşımadığından sözleşme garanti sözleşmesi olMayıp, kefalet sözleşmesi olduğunu, müvekkil müşterek müteselsil kefil olmak amacı ile sözleşmeyi imzaladığını, somut olayda zararın tazmini şarta bağlanmadığını, kayıtsız şartsız zarar tazmini taahhüdü olmadığını, yine sözleşmede hangi riskin garanti edildiği açıkça belirlenmediğini, sözleşme özgürlüğü sınırları ihlal edildiğini, sözleşmenin 5.1.maddesindeki hükümlerin Anayasa’ya ve kanunun emredici hükümlerine aykırı ve geçersiz olduğunu beyan ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 26/12/2018 tarihli dilekçesi ile; müvekkili …’nin talimatı doğrultusunda davadan koşulsuz olarak feragat ettiklerini bildirerek, feragat doğrultusunda karar verilmesini, davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu, davalılar vekili yine aynı tarihli dilekçesi ile; davacı tarafın feragatini kabul ettiklerini, feragat nedeniyle müvekkili lehine doğabilecek her ne ad adı altında olursa olsun tüm mahkeme masrafı, vekalet ücreti, harç vb taleplerinin bulunmadığını beyan ederek feragat doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizce davanın vaki feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: yukarda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı tarafça talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 502.804,65TL peşin harçtan 35,90 TL ‘ nin mahsubu ile arda kalan 502.768,75TL’lik kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına, yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …