Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/192 E. 2018/1111 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/192
KARAR NO : 2018/1111

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/02/2015
KARAR TARİHİ : 11/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin 31/08/2011 tarihinde, … plakalı araçta yolcu olarak seyahat etmekteyken geçirdiği kaza sonucu sakatlandığını, … Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu Raporundan anlaşılacağı üzere müvekkilin %95 oranında malul kaldığını, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00-TL tedavi ve iyileştirme tazminatının, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi limitleri ile sınırlı olmak üzere, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yana 04/01/2013 tarihinde 194.305-TL ödendiğini, KTK’da özel olarak ibranamenin iptaledilebilirliğine ilişkin 2 yıllık bir hak düşürücü süre öngörüldüğünü, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, tazminat miktarlarına ilişkin olup yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edebileceğini, 04/01/2013 tarihinde davacıya 194.305-TL ödeme yapılmış olması karşısında, KTK’nın 111/2 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreden sonra 18/02/2015’te dava açıldığından hak düşürücü süre aşımı nedeniyle davanın reddini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafından ödenmesi gereken davacı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu davacının tedavi giderlerini içeren 2014 yılına ait 3 adet fatura aslı belge toplam bedelinin 921.02-TL olduğunu, davacının 31/08/2011 olay tarihinden itibaren 21/09/2016 ölüm tarihine kadar geçen 5 yıllık olaya bağlı vücudunda ortaya çıkan kalıcı (sürekli) sekellerinin (arızalarının) tıbbi takip ve tedavi sürecinde, tedavi gideri olarak belgeleyemediği tıbbi malzeme, yol, ulaşım, refakatçi gibi giderler toplam bedelinin, söz konusu yıllara göre net asgari ücret bedeli, taksi ücret tarifesi, SUT kapsamında belirtilen harcama kalemleri ve davacının çeşitli sağlık kurumlarına başvuruları sırasında kendisinde mevcut klinik tablosuna bağlı yaşamsal tehlike durumunun olduğu dolayısıyla hasta naklinde ücretsiz ambulans hizmetinden de yararlanabileceği hususları birlikte dikkate alındığında yaklaşık 5.000,00-TL civarında olacağını, davacının toplam hak ettiği maddi tazminat bedelinin, 5.921,02-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 09/05/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davalı … şirketi tarafından davacıya ödenmesi gereken bakıcı gideri bedelinin, olay tarihi itibariyle 54.179,84-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporu doğrultusunda davaya konu 1.000,00-TL tutarındaki talebinin 53.179,84-TL arttırarak 54.179,84-TL tedavi bakım ve iyileştirme masrafının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava; Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 31/08/2011 tarihinde davacının … plakalı araçta yolcu olarak seyahat etmekteyken geçirdiği kaza sonucunda %95 maluliyetine sebebiyet verecek şekilde yaralandığından bahisle tedavi ve iyileştirme giderine ilişkin maddi tazminat talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde; “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesine; Kanun’un geçici 1. maddesinde ise; “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …’nın yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi ek raporunda da belirlendiği üzere; davacı tarafça dava dosyasına sunulmuş olan davacının tedavi giderlerini içeren 2014 yılına ait 3 adet fatura aslı belge toplam bedelinin 921.02-TL olduğu ve SUT kapsamında ayrıntılı döküm ihtiva etmediğinden hesaplama yapılamadığı, davacının 31/08/2011 olay tarihinden itibaren 21/09/2016 ölüm tarihine kadar geçen 5 yıllık olaya bağlı vücudunda ortaya çıkan kalıcı (sürekli) sekellerinin (arızalarının) tıbbi takip ve tedavi sürecinde, tedavi gideri olarak belgeleyemediği tıbbi malzeme, yol, ulaşım, refakatçi gibi giderler toplam bedelinin, söz konusu yıllara göre net asgari ücret bedeli, taksi ücret tarifesi, SUT kapsamında belirtilen harcama kalemleri ve davacının çeşitli sağlık kurumlarına başvuruları sırasında kendisinde mevcut klinik tablosuna bağlı yaşamsal tehlike durumunun olduğu dolayısıyla hasta naklinde ücretsiz ambulans hizmetinden de yararlanabileceği hususları birlikte dikkate alındığında yaklaşık 5.000,00-TL civarında olacağı, bu tutarın SGK tarafından ödenmesi gerektiğinden talep edilemeyeceği anlaşılmıştır. Ancak; olay tarihi itibariyle 54.179,84-TL olarak belirlenen bakıcı gideri bedelinin yukarıda anlatılan gerekçelerle davalı … şirketi tarafından davacıya ödenmesi gerektiği ve tedavi gideri olarak poliçe limiti içerisinde kaldığı anlaşıldığından 18/02/2015 olan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine ilişkin ve davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
54.179,84-TL bakım giderinin dava tarihi olan 18/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahisili ile davacı tarafa verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.701,02-TL ilam harcından 908,18-TL ıslah harcı ve 27,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.765,14-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 908,18-TL ıslah harcı, 27,70-TL peşin harç ve 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 963,58-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.309,78-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 790,00-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/12/2018

Katip …

Hakim …